Diyanetin 213 soruya verdiği cevaplar - 3
1-25, 26-50,51-75, 76-100, 101-125, 126-150, 151-175, 176-213
51- Kadınlar teravih namazına camiye gitmekle daha
çok sevap mı kazanırlar?
Kadınların, namazlarını evlerinde kılmaları daha faziletli
olmakla birlikte, günümüzde camide va'z dinleyerek, bilmedikleri şeyleri
öğrenmeleri, imamın arkasında namaz kılarken, hatalı okuyuşlarını düzeltme
imkanı elde etmeleri ve cemaat faziletini kazanmaları bakımından, tesettür ve
İslamî adaba riayet ederek teravih namazı için cami ve cemaate gitmelerinde bir
sakınca yoktur.
52- Teravih namazı ne kadar süratli kılınabilir?
Teravih namazı Ramazan-ı şerife mahsus yirmi rek'at, sünneti
müekkede bir namazdır. İki rek'atte bir selam verildiği takdirde akşam namazının
sünneti gibi dört rek'atta bir selam verildiği zaman yatsı namazının dört rek'at
ilk sünneti gibi kılınır. Hangi namaz olursa olsun, daima tadil-i erkana riayet
edilmesi gerekir.
Teravih namazı, cemaat halinde kılındığı zaman imamın cemaatı bıktıracak ölçüde uzun kıraat yapması uygun olmadığı gibi Fatiha'dan sonra kısa bir süre veya üç kısa ayetten noksan okunması da uygun değildir. Harflerin hakkı verilmeli, süratli okuyacağım diye harfler birbirine karıştırılmamalıdır. Oturuşlarda Tehiyyattan sonra salli, barikler de tam okunarak kılınmalıdır.
53- Teravih sekiz rek'at kılınır mı?
Teravih namazı Ramazan-ı şerife mahsus yirmi rekattan ibaret
sünneti müekkede bir namazdır. Sekiz rek'at kılan bir kimse bu namazı tam kılmış
sayılrnaz. Zaruri bir durum bulunmadıkça 20 rek'atın tam kılınması uygun olur.
Ancak sekiz rek'at kılan kimse de kıldığı kadarının sevabını alır.
54- Kandil gecelerinde özel bir namaz var mıdır?
Kandil gecelerine ait özel bir namaz yoktur. Fakat bu mübarek
geceleri, kaza namazı veya nafile namaz kılarak, Kur'an okuyarak, tevbe istiğfar ederek
ve diğer ibadetlerle değerlendirmek uygun olur.
55- Kabir namazı diye bir namaz var mıdır?
Hz, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in kıldığı ve kılınmasını
tavsiye ettiği namazlar arasında "kabir namazı" adıyla bir namaz yoktur.
Fazla sevap kazanmak maksadıyla bir kimse istediği kadar Allah rızası için nafile namaz kılabilir.
Fakat, dinin aslında olmayan bir isim ile namaz ihdas etmek doğru olmaz.
56- Sünnet namazlar terkedilir mi?
Sünnet namazlar, sünnet-i müekkede, sünnet-i gayri müekkede
olmak üzere ikiye ayrılır.
Sünnet-i Müekkede olan namazlar, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in devamlı kılıp pek az terketmiş oldukları sünnetlerdir. Bu sünnetlerin yapılması sevaptır. Kasten terk edilmesine azap yok ise de; itap (azar) vardır. Ancak aşırı yorgunluk, hastalık ve benzeri durumlarda sünnet namazlar terk edilebileceği gibi yolculuk esnasında seferi durum da da terk edilebilir.
Sünnet-i gayri müekkede; Peygamber Efendimiz'in ibadet maksadı ile ara-sıra yapmış oldukları şeylerdir. Bu sünnetlerin yapılması güzeldir. Sevaba ve Peygamberimiz'in şefaatine vesiledir. Kılanlar, sevabını alırlar; terk edilmesi ise azarlanmayı gerektirmez.
57- Namaz borcu olan kimselerin, sünnet yerine kaza
namazı kılmaları mı,
yoksa sünnetleri terketmemeleri mi daha iyidir?
Hanefi mezhebine göre, üzerinde namaz borcu olan kimselerin, kaza
namazı kılmaları beş vakit namazın farzlarından önce ve sonra kılınmakta olan
revatib sünnetleri ile, teravih, duha ve tesbih namazı gibi
kılınması hakkında Rasulüllah (S.A.V.)'in emir ve tavsiyesi olan namazlar
müstesna- diğer nafile namazları kılmalarından efdaldir. Yani üzerinde namaz borcu
olanlar, üzerimde kaza namazım var diye revatip olan sünnetleri terketmezler. Hem bu
sünnetleri eda ederler, hem de fırsat buldukça vaktinde kılamadıkları namazları
kaza ederler.
Rasulüllah (S.A.V.) bir hadis-i şeriflerinde:
"Kutun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namaztardır. Eğer bu tamamsa işi kolaylaşmıştır. Aksi hatde, "bakın bakalım, nafileden, bir şeyi var mı?" denir. Nafile ile farz eksikleri tamamlanır.."buyurmuştur.
Malikî, Şafiî ve Hanbeli mezheplerine göre ise namaz borcu olan kimselerin sabah namazının sünneti dışında, revatip'ten olsun, olmasın, nafile namaz ile meşgul olmaları uygun değildir. Bir an önce borçlarını kaza etmeleri gerekir.
58- Kaza namazlarının her namazın arkasında
kılınması şart mıdır?
Kazaya kalmış farz ve vacip bütün namazlar kerahet vakitlerinin
dışında her zaman kılınabilir. Bunlar için belirli bir vakit yoktur. Ancak, düzenli
bir şekilde namaz borçlarını tamamlamak için, kaza namazlarını vakit namazlarının
peşinden kılmayı prensip haline getirmek güzel bir hare-kettir.
59- Kaza namazını emreden ayet ve hadisler var
mıdır?
Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi vaktinde kılınamayan
farz namazların kazası farz; vacip namazların kazası ise vaciptir. Kur'an-ı Kerim'de
geçen "namazı kılın" emri, edaya şamil olduğu gibi kaza namazlarına da
şamildir. Çünkü emredilen bir şey, eda veya kaza edilmedikçe yerine getirilmiş
olmadığından zimmetten sakıt olmaz. Bu emir, Kur'an-ı Kerim'in yüz küsür yerin-de
geçmektedir. Bu itibarla kaza namazları Kur'an'da yoktur demek yanlıştır. Ayrıca bu
konuda bir çok hadis-i şerif vardır. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz; "Uyku veya
unutkanlık sebebiyle namazını vaktinde kılamayan, hatırladığı zaman hemen
kılsın" buyurmuştur. Asrı saadetten beri de buna muhalefet eden hiçbir kimse
bulunmamıştır. Şu halde namazların kaza edilmesi kitap, sünnet ve icma-i ümmetle
sabittir.
60- İkamet ettiği yerle işyeri arası (90)
kilometreden fazla olsa,
her gün gidip gelse bu kişi yolda ve işyerinde devamlı
seferi mi olur?
Bir kimse ikamet ettiği yerden en az 90 km. uzağındaki iş yerine
her gün gidip geliyorsa o kimse için her iki yer de Vatan-ı aslî sayılır. Her iki
yerde de namazlarını, dört rek'at olarak kılar. Bu iki yer arasındaki yolculuk
esnasında ise dört rek'atlı farzları iki rek'at olarak kılar.
61- Seferilikte veya yeraltında madende çalı-şan
bir kimse cem-i takdim veya cem-i tehir yapabilir mi?
Hac mevsiminde Arafat'da öğle vaktinde öğle ile ikindi
namazlarını Müzdelife'de yatsı vaktinde akşam ile yatsıyı cem etmenin dışında,
Hanefi mezhebinde cem-i takdim veya tehir yapmak caiz değildir. Şafii mezhebinde ise
sefer halinde cem-i takdim ve cem-i tehir caiz görülmüştür. Gerektiğinde Şafiî
mezhebindeki ictihatla amel edilebilir.
62- Cuma namazı misafire farz mıdır? Misafir kişi
cuma namazı kıldırabilir mi?
Cuma namazının farz olmasının şartlarından biri de mukim
olmaktır. Dinen misafir sayılan kimselere cuma namazı farz değildir. Ancak,
kıldık-ları takdirde farz olarak sahih olur ve ayrıca öğle namazını kılmaları
gerekmez.
Misafir olan bir kimse, cuma namazında mukim olan cemaate imam olabilir. Üzerine cuma namazı farz olmayan kimseler cuma namazını kıldıkları takdirde üzerlerinden o günün farz olan öğle namazı sakıt olur.
63- Cuma günü imam minberde iken camiye gelen kimse,
cumanın ilk sünnetine başlayacak mı?
Cuma günü imamın minbere çıkmasından itiba-ren, hutbeyi
bitirinceye kadar, namaz kılmak, konuşmak, konuşana sus demek, selam alıp vermek,
Kur'an okumak, tesbih çekmek, dua edene "amin" aksırana
"yerhamukallah" demek caiz değildir.
Camiye, imam minbere çıktıktan sonra gelenler, oturup ezanı ve hutbeyi dinlemeli, cumanın ilk sünnetini farzdan sonra kılmalıdırlar.
64- Türkiye Darü'l-İslam mıdır? Bazı kimseler
Türkiye'de cuma namazı kılınmaz diyorlar ne dersiniz?
İslamî hükümlerin açıkça icra edildiği veya Müslümanların
İslamî hükümleri icra imkanına sahip olduğu ülkelere "darü'l-İslam";
bunun aksi olan ülkelere de "darü'l-harb" denir. Nüfusunun ekserisi
Müslüman olan ülkeler de "Darü'1-Harp" sayılmaz.
Ayrıca; nüfusunun tamamı veya çoğunluğu Müslüman olmasa bile, islamî hükümlerin icra edilebildiği memleketler "darü'l-İslam" sayılır. Bu itibarla, Türkiye "darü'l-İslam"dır; "Darü'1-harb" değildir. Aksini iddia dinî hükümlere aykırıdır, insafsızlıktır. Bu itibarla Türkiye'de cuma namazının kılınması farzdır.
65- Kilisede namaz kılınabilir mi?
Zaruret bulunmadıkça kilisede namaz kılmak mekruhtur. Ancak namaz
kılınacak uygun başka bir yer bulunamadığı takdirde, temiz olmak kaydıyle orada
namaz kılınmasında dinen bir sakınca yoktur. Kilise, Havra vb. gayri müslimlere ait
ibadet yerleri satın alınarak veya başka yollarla cami haline getirilirse mescit
hükmünü alır. Artık o yerde namaz kılmakta hiçbir sakınca kalmaz.
66- Pijama ve sabahlık ile kılınan namaz caiz midir?
Setr-ü avrete riayet etmek ve temiz olmak şartı ile ev kıyafeti
olan pijama ve sabahlıkla namaz kılmak caizdir.
67- Kısa kollu gömlekle, dar pantolonla namaz kılmak
caiz midir?
a) Erkeklerin uzun kollu gömlekle kollarını sıva-yarak namaz
kılmaiarı mekruh ise de kısa kollu gömlekle namaz kılmaları mekruh değildir.
b)Tesettürü sağlayan temiz her elbise ile namaz kılmak caizdir. Ancak uzuvlar belli olacak şekilde dar pantofonla namaz kılmak mekruhtur.
68- Namaz içinde bazıları el hareketi göz hareketi
yaparlar, elbiseleriyle oynarlar.
Böyle kılınan namaz kabuf olur mu?
Namaz kılan insan Allah huzurunda bulunuyor demektir. Namazla
ilgisi olmayan ve namazı ıslaha
yönelik olmayan bazı hareketler namazı bozar. Şöyle ki:
a)Namaz içinde yapılan hareketi karşıdan gören birisi o hareketi yapanın namazda olmadığı kanaatına varırsa -buna "amel-i kesîr" denir ki- bu hareketi yapan kişinin namazı bozulmuş olur. Namaz kılarken yerden bir taş alıp kuşa atmak gibi.
b) Eğer namaz kılanın bir hareketi, karşıdan bakıldığında onun namazda olduğu kanaatını doğuruyorsa -sözgelimi dizine batacak bir taşı tek eliyle bir kenara atması gibi- buna "amel-i kalîl" denir ki namazı bozmaz. Ancak, zaruret olmadıkça, amel-i kalîl sayılan şeylerin yapılması da mekruhtur.
Namaz içinde mekruh olabilecek abes hare-ketlerden sakınılmalıdır. Namazı mekruh olarak eda etmiş olan kimsenin, vakit ve fırsat varsa namazı yeniden kılması uygun olur. Eğer vakit ve fırsat yoksa; kerahetle eda edilmiş sayılır; kaza edilmesi gerekmez.
69- Namaz kılarken kaç rek'at kıldığını unutan
bir kimse bu hususta ne yapabilir?
Bir kimse namaz kılarken kaç rek'at kıldığı (kaçıncı
rek'atte olduğu) hususunda şüpheye düşerse ve bu hal ilk defa başına geliyorsa
namazı yeniden kılar. Böyle sık sık şüpheye düşen kimse ise kanaatına (yani
galip zannına) göre hareket eder, yeniden kılması gerekmez. Mesela; öğle namazını
kılarken, üç mü kıldım, dört rek'at mı kıldım diye şüphe edip de üç rek'at
kılmış oldu-ğuna hüküm verirse, ihtiyaten bir rek'at daha ilave eder. Bu husustaki
tereddüt ve düşüncesinden dolayı da sehiv secdesi yapar. Ayağa kalktıktan sonra
dört rek'at kıldığına hükmettiği takdirde oturur teşehhüt ve selamdan sonra sehiv
secdelerini yapar. Kaç rek'at kıldığına karar veremediği zaman az olanı alır. Bu
durumda bir rek'at daha kılar. Ancak tereddüt ettiği rek'atın, dördüncü rek'at
olması ihtimalini dikkate alarak, oturup teşehhüd yapar. Ettehiyyatü'yü okuduktan
sonra, kalkıp bir rek'at daha kılar. Namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
70- Mezar nakli hangi ahvalde caizdir?
Vefat eden bir kimseyi, bulunduğu yerdeki kabristanlardan birine
defnetmek müstehaptır. Günümüz imkanlarına göre cesedin kokma tehlikesi yoksa ve
taşınabilir bir durumda ise daha defnedilmeden başka bir kabristana veya başka bir
memlekete götürülüp gömülmesinde bir beis yoktur. Fakat cenaze gömüldükten sonra,
bir zaruret olmadıkça kabri açılamaz ve başka yere nakledilemez. Ancak şu durumlarda
kabrin nakli mümkündür.
a) Ölü, başkasına ait bir yere defnedilmiş olur ve mülk sahibi buna razı olmazsa,
b)Yol geçmesi ve benzeri sebeplerle, o yer kabristan olmaktan çıkarsa,
c) Kabri su basması tehlikesi varsa, nakli caizdir.
71-Yurtdışından Türkiye'ye cenaze nakli caiz midir?
Yurtdışında vefat eden bir Müslümanın cenazesinin Türkiye'ye
nakledilmesinde bir sakınca yoktur. Ancak bir Müslümanın vefat ettiği yerde
Müslümanlara ait mezarlık bulunduğu takdirde onun oraya defnedilmesi daha uygundur.
72- Yurtdışında ölenlerin orada gömülmeleri
günah mıdır?
Cenazeyi öldüğü yere defin etmek, menduptur. Bundan maksat
öldüğü yerin mezarlığıdır. Cenazeyi defnetmezden önce başka yere nakletmek de
caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise kesin zaruret olmadıkça mutlak
suretle caiz değildir.
Bu itibarla; yurtdışında ötenlerin, bulundukları yerde bir Müslüman kabristanı varsa, orada defnedilmeleri uygun olur. Şayet Müslüman kabristanı yoksa Hıristiyan mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış olan bölüme defnedilmeleri mümkün olduğu gibi, Türkiye'ye nakledilmeleri de caizdir.
73- Cenaze yıkanmadan ölünün yanında Kur'an
okumanın hükmü nedir?
Ölü yıkanmadan yanında Kur'an okumak mekruhtur. Ancak başka bir
odada okunmasında
bir sakınca yoktur. Yıkandıktan sonra, yanında da
okunabilir.
74- Ölünün ağzında bulunan altın dişierini
sökmek caiz midir?
Ölümünden sonra, bir kimsenin ağzındaki sabit yani
çıkarılıp takılmayan dişlerin sökülmesi caiz değildir.
75- Cenazenin tabutla defnedilmesi doğru mudur?
Cenazenin tabutsuz olarak defnedilmesi esas-tır. Ancak kabrin
zemini rutubetli veya yumuşak olduğu takdirde cenaze tabut ile defnedilebilir. Fakat
böyle olmayınca tabut ile defin mekruhtur.