İKİNCİ BÖLÜM
Tanrının biricik Oğlu
Mesih İsaya inanıyorum
422 Ama zaman dolunca Tanrı, Kutsal Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için, bir kadından doğan, Kutsal Yasa altında doğan öz Oğlunu, Tanrının evlatları olma hakkını elde etmemiz için gönderdi (Gal 4, 4-5). İşte Tanrının Oğlu Mesih İsa ile ilgili İyi Haber1 (Mk 1, 1): Tanrı, halkını ziyaret etti. Tanrı İbrahime ve onun soyundan gelenlere verdiği sözü tuttu.2 Bunu her türlü beklentinin ötesinde gerçekleştirdi: Tanrı sevgili öz Oğlunu gönderdi (Mk 1, 11).
423 Kral Büyük Herodes ve İmparator Sezar, I. Augustus zamanında İsrailli Yahudi bir genç kızdan Betlehemde doğan, marangozluk yapan, İmparator Tiberius zamanında Vali Pontius Pilatus idaresindeki Kudüste çarmıha gerilerek ölen, Tanrıdan gelen (Yu 13, 3), gökten inen (Yu 3, 13; 6, 33) beden alıp gelen (1 Yu 4, 2) Tanrının insan olan ebedi Oğlu
Nasıralı İsaya inanıyor ve bunun doğru olduğunu beyan ediyoruz. Çünkü Kelâm insan olup aramızda yaşadı. Biz de Onun yüceliğini, Babadan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğulun yüceliğini gördük ( ). Hepimiz Onun sınırsız bütünlüğünden lütuf üzerine lütuf aldık (Yu 1, 14. 16).
424 Kutsal Ruh tarafından harekete geçirilen ve Baba tarafından çekilen bizler, İsanın Mesih, Canlı Tanrının Oğlu (Mt 16, 16) olduğuna inanıyor ve bunun doğru olduğunu beyan ediyoruz. Petrus tarafından dile getirilen bu inanç kayası üzerine Mesih Kilisesini inşa etti.3
Mesihin akıl almaz zenginliğini bildirmek (Ef 3, 8)
425 Hıristiyan inancının aktarılması Mesih İsaya olan inanca götürmek için her şeyden önce Onun bildirilmesidir. Başlangıçtan beri, ilk öğrenciler Mesihi bildirmek için yanıp tutuşuyorlardı: Biz gördüklerimizi ve işittiklerimizi anlatmadan edemeyiz (Hİ 4, 20). İlk öğrenciler bütün zamanların insanlarını Mesihle olan duygu ve düşünce birliği sevincine katılmaya davet ederler:
Yaşam Sözüyle ilgili olarak başlangıçtan beri var olanı, işittiğimizi, gözlerimizle gördüğümüzü, seyredip elle
rimizle dokunduğumuzu ilan ediyoruz. Yaşam açıkça göründü, onu gördük ve ona tanıklık ederiz. Babayla birlikte olup bize görünmüş olan sonsuz Yaşamı size ilan ediyoruz. Evet, sizin de bizlerle beraberliğiniz olsun diye gördüğümüzü ve işittiğimizi size ilan ediyoruz. Bizim beraberliğimiz de Babayla ve Onun Oğlu Mesih İsayladır. Bunları size, sevincimiz tam olsun diye yazıyoruz (1 Yu 1, 1-4).
426 Din eğitiminin merkezinde özellikle bizler için acı çeken ve ölen, şimdi de dirilmiş olarak sonsuza dek bizlerle birlikte yaşayacak olan ( ) bir Kişiyi, Babanın biricik Oğlu ( ), Nasıralı İsayı buluyoruz. Din eğitimi vermek ( ) Mesihin kişiliğinde Tanrının tüm ebedi tasarısını açığa çıkarmak demektir. Din eğitimi vermek Mesihin kendisi tarafından gerçekleştirilmiş davranış ve sözlerin anlamını kavramaya çalışmak demektir.1 Din eğitiminin amacı Mesih İsa ile duygu ve düşünce birliğine girmektir. Yalnızca O bizleri Kutsal Ruhta Babanın sevgisine götürebilir ve bizim Kutsal Üçlü-Birlik yaşamına katılmamızı sağlayabilir.2
427 Din eğitiminde cisimlenmiş Kelâm ve Tanrının Oğlu öğretilmektedir; bütün öteki şeylerde Ona göndermede bulunulur; yalnızca Mesih öğretir, bütün ötekiler Mesihe kendi ağızlarından izin verdikleri kadar Onun sözcüleri olurlar ( ). Dini eğitim veren her kişi İsanın şu gizemli sözlerini kendisine uygulayabilmelidir: Doktrinim benim değil, beni gönderenindir 3 (Yu 7, 16).
428 Mesihi öğretmekle görevlendirilen kişi önce çok büyük kazanç olan Mesih bilgisini edinmelidir; Mesihi kazanmak ve Onda kendini bulmak için her şeyi kaybetmeyi göze almalıdır ( ) ve Onu, ölümünde Ona benzeyerek Onu tanımak, dirilişinin gücünü ve acılarına ortak olmanın ne demek olduğunu bilmek ve böylece ne yapıp edip ölümden dirilişe erişmek amacıyla (Fil 3, 8-11) tanımalıdır.
429 İşte Mesih İsayı böylesine tutkulu tanımanın sonucunda, insanda Onu bildirmek, anlatmak, başkalarını Mesih İsa ya inandırmak isteği doğar. Aynı zamanda bu inancı daha iyi bilmek ihtiyacı da hisseder insan. Bu amaçla İnanç İlkelerindeki sıra izlenerek, önce İsanın başlıca ünvanları ele alınacaktır: Mesih, Tanrının Oğlu, Rab (2. konu). Daha sonra İnanç İlkelerinde Mesih İsanın yaşamındaki başlıca gizler ele alınacaktır: İsanın doğumu (3. konu), İsanın Paskalyası (4. ve 5. konular), en son olarak da İsanın yüceltilmesi (6. ve 7. konular).
2. KONU
Biricik Oğlu, Rabbimiz Mesih İsada
430 İsa İbranice Tanrı kurtarır demektir. Cebrail Melek Meryem Anaya oğlu olacağının müjdesini verirken oğluna onun kimliğini ve misyonunu belirten İsa adını vermesini söyler.1 Madem ki günahları yalnızca Tanrı bağışlayabilir (Mk 2, 7), Tanrı, insan olan ebedi Oğlunda halkını günahlarından kurtaracaktır.
431 Tanrı insanın esenlik tarihinde İsraili Mısırdan çıkararak esaret evinden kurtarmakla yetinmiyor (Tes 5, 6). Onu günahından da kurtarıyor. Çünkü günah daima Tanrıya yapılan bir hakarettir,2 bu hakareti de yalnızca Tanrı bağışlayabilir.3 Bundan dolayı Günahın evrenselliğinin bilincine yavaş yavaş varan İsrail, esenliği Kurtarıcı Tanrıya yakarmakta bulacaktır.4
432 İsa adı, Tanrı adının, insanların kesin olarak günahtan kurtulması için insan olan Oğulun kişiliğinde5 hazır bulunduğunu gösterir. İsa adı esenlik6 getiren tek addır, bundan böyle herkes bu ada yakarabilir, çünkü insan olarak7 her insanla öylesine birleşmiştir ki, bu gök kubbenin altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka bir ad yoktur8 (Hİ 4, 12).
433 Kurtarıcı Tanrının adı başrahip tarafından İsrailin günahlarının bağışlanması için bir kez anılır ve Kutsallar Kutsalının bulunduğu yere kurban kanı serpilirdi.9 Bu yer Tanrının hazır bulunduğu yerdi.10 Havari Paulus İsa hakkında Tanrı, İsayı kanına iman edenlerin günahlarının bağışlanması için kurban olarak sundu (Rom 3, 25) derken İsanın insanlığında, Tanrının kendisi dünyayı Mesihte kendisiyle barıştırdı (2 Kor 5, 19) demek istedi.
434 İsanın Dirilişi Kurtarıcı Tanrı adını yüceltir,1 çünkü bundan böyle İsa adı her adın üstündeki adın (Fil 2, 9-10) yüce gücünü tam anlamıyla yansıtmaktadır. Kötü ruhlar Onun adından korkarlar,2 İsanın havarileri Onun adına mucizeler gerçekleştirirler,3 çünkü Onun adına Babadan istedikleri her şeyi, O onlara verir (Yu 15, 16).
435 İsa adı Hıristiyan duasının temelini oluşturur. Tüm litürjik dualar Rabbimiz Mesih İsa ile sözleriyle son bulur. Selam Sana Meryem duası doruk noktasına rahminin meyvesi İsa kutsaldır sözleriyle varır. Doğudaki kalp duası ya da İsa duası şöyle der: Mesih İsa, Tanrının Oğlu, günahkâr olan bana acı. Birçok Hıristiyan Jeanne dArc gibi dudaklarında tek İsa sözcüğüyle ölmüşlerdir.
436 Mesih sözcüğü İbranice meshedilen anlamına gelen Messiahtan gelir. İsa Tanrısal misyonu tam olarak gerçekleştirdiğinden Mesih tam İsaya uygun bir sözcüktür. İsrailde Tanrıdan gelen bir misyon uğruna Ona adanan kişiler Tanrı adına meshedilirlerdi. Kralların4 (1Kr 1, 39), rahiplerin,5 ve bazı ender durumlarda peygamberlerin6 durumları böyleydi. Tanrının, Egemenliğini nihai olarak kurmak için göndereceği Mesihin durumu da bu en üstün derecede olmalı.7 Mesih, Rabbin Ruhu tarafından8 hem kral hem rahip9 hem de peygamber10 olarak meshedilmelidir. İsa İsrailin Mesihe ilişkin umudunu rahip, peygamber ve kral gibi üç ayrı görevinde gerçekleştirdi.
437 Melek, çobanlara İsanın doğumunu İsraile vaat edilen Mesih olarak müjdeledi: Bugün Davutun kentinde Rab Mesih olan bir Kurtarıcı doğdu (Lk 2, 11). Başlangıçtan beri Babanın kutsayıp dünyaya gönderdiği (Yu 10, 36), Meryem Ananın bakire rahminde kutsal (Lk 1, 35) olarak oluşan Kişidir. İsanın Davutun mesihçi soyundan gelen Yusufun eşinden doğması ve Ona Mesih denmesi için Yusufa Tanrı tarafından, Kutsal Ruh tarafından gebe bırakılan Meryemi kendine eş olarak almaktan çekinmemesi iletilmiştir1 (Mt 1, 16).
438 İsanın Mesih olarak kutsanması Onun Tanrısal misyonunu gösterir. Öte yandan bu adın kendisi de bunu belirtiyor, çünkü Mesih adında örtülü olarak mesheden Kişi, meshedilmiş Kişi ve meshetmenin kendisi vardır: Mesheden Babadır, meshedilen Kişi Oğuldur, Oğul meshetmenin kendisi olan Kutsal Ruhla meshedilir.2 İsanın ebedi mesih olarak kutsanması, dünyadaki yaşamında İsrailde Mesih olarak bilinmesi için (Yu 1, 31) Yahya tarafından vaftiz edilmesi sırasında Tanrı İsayı Kutsal Ruh ve kudretiyle meshettiği zaman (Hİ 10, 38) açınlandı. Yaptıkları ve sözleri onun Tanrının kutsalı olarak tanınmasını sağlayacaktır (Mk 1, 24; Yu 6, 69; Hİ 3, 14).
439 Yahudilerin çoğu hatta onların umutlarını paylaşan bazı putperestler İsada Tanrının İsraile göndermeye söz verdiği Davutun soyundan gelecek mesihin temel özelliklerini gördüler.3 İsa hak ettiği Mesih ünvanını ihtiyatla kabul etti,4 çünkü bir kısım çağdaşlarınca Mesih kavramı çok insani,5 özellikle de politik bir kavram olarak kabul ediliyordu.6
440 İsa kendisini Mesih olarak gören Petrusun inancını kabul etti ve ona İnsanoğlunun çekeceklerini önceden haber verdi.7 İsa kendi mesih egemenliğinin gerçek içeriğini gerek gökten inmiş olan8 (Yu 3, 13) İnsanoğlunun aşkın kimliğinde gerek acı çeken Kul olarak kurtarıcı misyonunda açığa çıkardı: İnsanoğlu kendisine hizmet etsinler diye değil, ama hizmet etmeye ve yaşamını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi9 (Mt 20, 28). Onun içindir ki, egemenliğinin gerçek anlamı ancak Haçın üst kısmında ortaya çıktı.10 Onun Mesih egemenliği ancak Dirilişinden sonra Tanrı halkının önünde Petrus tarafından ilan edilecektir: Tüm İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin: Tanrı, sizin çarmıha gerdiğiniz bu İsa yı hem Rab hem Mesih yapmıştır (Hİ 2, 36).
III. Tanrının biricik Oğlu
441 Eski Ahitte Tanrının Oğlu meleklere,1 Seçilmiş halka,2 İsrail oğullarına3 ve onların krallarına4 verilen bir ünvandır. Tanrı ile yaratığı arasında özel bir yakınlık kurulmasına neden olan bir evlat olma durumunu ifade eder. Vadedilen Kral-Mesihe Tanrının Oğlu5 dendiğinde, bu metinlerin gerçek anlamına göre ille de daha insani olmasını gerektirmez. İsayı bu şekilde İsrailin Mesihi6 olarak belirtenler belki de daha fazlasını demek istememişlerdir.7
442 İsanın canlı Tanrının Oğlu, Mesih (Mt 16, 16) olduğunu söyleyen Petrus için yeni bir şey değildir, zira İsa ona şöyle karşılık veriyor: Bu sırrı sana açan et ve kan (insan) değil, göklerdeki Babamdır (Mt 16, 17). Buna paralel olarak Paulus Şam yolunda Hiristiyanlığı kabul edişi konusunda şöyle diyecektir: Beni daha anamın rahmindeyken seçip lütfuyla çağıran Tanrı, uluslara müjdelemem için Oğlunu bana göstermeye razı oldu (Gal 1, 15-16). İsanın Tanrının Oğlu olduğunu Havralarda hemen duyurmaya başladı (Hİ 9, 20). Bu Hıristiyanlığın8 daha başlangıcında9 önce Petrus tarafından ilan edilen havarilerin inancının10 temelini oluşturur.
443 Eğer Petrus Mesih İsanın Tanrısal oğulluğunun aşkın niteliğini tanıyabildiyse, bu İsanın bunu açıkça tanıtmasından olmuştur. Yüksek Kurulun önünde kendisini suçlayanların, Yani, sen 0Tanrının Oğlu musun? sorusuna İsa, Söylediğiniz gibi, ben Oyum11 (Lk 22, 70) diye karşılık verdi. Çok daha önceden kendisini, Babayı12 tanıyan ve Tanrının daha önce halkına gönderdiği hizmetkârlardan farklı olan,13 meleklerden de üstün olan14 Oğul olarak gösterdi. Kendi oğulluğunu öğrencilerin oğulluklarından hiçbir zaman Babamız15 demeyerek açıkça ayırmıştır: Şu şekilde dua edin: Babamız (Mt 6, 9); bu farkın altını çizmiştir: Benim Babam ve sizin Babanız (Yu 20, 17).
444 İnciller İsanın yaşamının iki önemli anında, Vaftizi ve Görünümünün Değişmesi olaylarında Babanın onu sevgili Oğlum1 olarak belirten sesinin duyulduğunu aktarırlar. İsa kendisini Tanrının biricik Oğlu (Yu 3, 16) olarak nitelendirerek bu adla ezeldeki varlığını doğrular.2 İsa Tanrının biricik Oğlu adına inanılmasını ister (Yu 3, 18). Bu Hıristiyanlık inancı, İsa daha Çarmıhta iken yüzbaşının haykırışında ortaya çıkar: Bu adam gerçekten Tanrının Oğluydu (Mk 15, 39). İnanlı Tanrının Oğlu ünvanına en yüksek önemi ancak Paskalya gizinde verebilir.
445 İsanın Tanrının Oğlu olma niteliği dirilişinden sonra yüceltilmiş insanlığında ortaya çıkar: Kutsallık Ruhu sayesinde ölüler arasından dirilerek kudretle Tanrının Oğlu ilan edildi3 (Rom 1, 4). Havariler, Biz Onun yüceliğini, Babadan gelen, nur ve gerçekle dolu olan biricik Oğlunun yüceliğini gördük (Yu 1, 14) diyebilirler.
446 Eski Ahitte yer alan kitapların Yunanca çevirisinde Tanrının Musaya açınladığı4 sözle ifade olunamaz adı YAHVE, Kyrios (Rab) olarak çevrilmiştir. Rab sözcüğü o zamandan beri İsrail Tanrısının Tanrılığını ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Yeni Ahit bu güçlü Rab adını hem Baba hem de Tanrının kendisi olarak kabul edilen İsa için kullanıyor,5 bu bir yeniliktir.
447 İsanın kendisi de 110. Mezmurunun6 anlamı üzerine Ferisilerle tartıştığı sırada örtülü bir biçimde, ama havarilerine hitap ettiğinde7 açık bir biçimde bu adı kendine mal eder. İsanın hayata atıldığı yaşamı boyunca doğa üzerindeki, hastalıklar üzerindeki, şeytanlar üzerindeki, ölüm ve günah üzerindeki kutsal egemenliği davranışları, Onun Tanrısal üstünlüğünü ispat eder.
448 Çoğu zaman, İncillerde insanlar Ona Rab diye hitap ederler. Bu şekilde hitap etmelerinin nedeni hitap ettikleri kişiye duydukları saygı ve güvenden ve Ondan yardım ve şifa beklemelerindendir.8 Kutsal Ruhun etkisi altında İsanın Tanrısal gizine minnet duyarlar.9 Dirilmiş İsayla karşılaştıklarında bu ifade tapınma ifadesine dönüşür: Rabbim ve Tanrım! (Yu 20, 28). Bu ifade Hıristiyan geleneğine özgü bir ifade olarak kalacak sevgi ve şefkat görünümünü de alır: Bu Rabdir! (Yu 21, 7).
449 İsaya Tanrısal Rab adını veren Kilisenin ilk inanç ilkelerinde, başlangıçtan beri1 Tanrı Babaya ait olan güç, şeref ve yücelik aynı zamanda İsaya da aittir,2 çünkü İsa Tanrı özüne sahiptir (Fil 2, 6) ve Baba İsanın bu üstünlüğünü Onu Ölüler arasından dirilterek ve Onu yüceliğine yükselterek gösterdi.3
450 Hıristiyanlık tarihinin başlangıcından beri, İsanın dünya ve tarih üzerindeki4 beyliğinin ileri sürülmesi insanın kendi kişisel özgürlüğünü, yeryüzündeki hiçbir iktidara kesin bir biçimde tabi kılınmaması gerektiği, ancak yalnızca Tanrı Babaya ve Rab Mesih İsaya tabi kılınması gerektiği anlamına gelmektedir: Sezar Rab5 değildir. Kilise tüm insanlık tarihinin anahtarı, merkezi ve akıbetinin kendi Rabbi ve Efendisinde6 olduğuna inanır.
451 Hıristiyan duası Rab adıyla ifade edilir; ister duaya davette Rab sizinle olsun ya da duanın bitiminde Rabbimiz Mesih İsa ile ya da umut ve güvenle dolu haykırışla ifade edilsin: Maran atha (Rab geliyor!) ya da Marana tha (Ya Rab gel!) (1 Kor 16, 22); Amin, gel, Ya Rab İsa! (Ap 22, 20).
ÖZET
452 İsa adının anlamı Tanrı kurtarır demektir. Bakire Meryemden doğan bebeğe İsa adını verdiler, çünkü halkını günahlarından kurtaracak Odur (Mt 1, 21): Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur (Hİ 4, 12).
453 Mesih adı meshedilmiş demektir. İsa Mesihtir, çünkü Tanrı Onu kudretiyle ve Kutsal Ruhla meshetti (Hİ 10, 38). O beklenen kişidir (Lk 7, 19). İsrailin umududur (Hİ 28, 20).
454 Tanrının Oğlu adı, Mesih İsanın Babası Tanrıya olan biricik ve ebedi ilişkisi demektir: O Babanın7 ve Tanrının Kendisinin8 biricik Oğludur. Hıristiyan olabilmek için Mesih İsa nın Tanrının Oğlu olduğuna inanmak şarttır.9
455 Rab adı Tanrının yüceliğini belirtir. İsaya Rab olarak yakarmak ya da İsanın Rab olduğuna inanmak, Onun Tanrılığına inanmak demektir. Kutsal Ruhla birlikte olmayan hiç kimse İsa Rabdir diyemez (1 Kor 12, 3).
3. KONU
Mesih İsa Kutsal Ruhun kudretiyle vücut buldu
ve Bakire Meryemden doğdu
.............................
I. PARAGRAF
Tanrının Oğlu insan oldu
456 İznik-İstanbul İnanç İlkeleri Formülünde bu soruya inanarak şöyle cevap veriyoruz: Biz insanlar ve esenliğimiz için gökten indi; Kutsal Ruhun kudretiyle Bakire Meryemden vücut buldu ve insan oldu.
457 Kelâm bizleri Tanrıyla barıştırarak kurtarmak amacıyla cisimleşti: Tanrı bizi sevdi ve Oğlunu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi (1 Yu 4, 10). Baba Oğlunu dünyanın Kurtarıcısı olarak gönderdi (1 Yu 4, 14). Mesih günahları kaldırmak için ortaya çıktı (1 Yu 3, 5):
Hasta insan doğamızı iyileştirmek gerekiyordu; düşmüş insan doğamızın kaldırılması gerekiyordu; ölmüş insan doğamızın dirilmesi gerekiyordu. İyiliği kaybetmiştik, bunun bize verilmesi gerekiyordu. Karanlıklara tıkılmıştık, bizleri ışığa çıkarmak gerekiyordu; tutsaktık, bir kurtarıcı bekliyorduk; hapistik, bir yardım bekliyorduk; köleydik bizi esaretten kurtaracak birini bekliyorduk. Bütün bunlar önemsiz ya da değersiz mi? Bunlar Tanrı yı insan doğamızı ziyarete gelecek kadar harekete geçirmeye yeterli değil midir? Çünkü insanlık öylesine zavallı ve acınacak durumdaydı ki!1
458 Kelâm Tanrı sevgisini tanıyalım diye cisimleşti: Tanrı, biricik Oğlunun aracılığıyla yaşayalım diye Onu dünyaya gönderdi ve böylece bize olan sevgisini gösterdi (1 Yu 4, 9). Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, Ona iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun diye biricik Oğlunu verdi (Yu 3, 16).
459 Kelâm kutsallık örneğimiz olmak için beden aldı: Boyunduruğumu takının ve benden öğrenin ki (Mt 11, 29.) Yol, gerçek ve yaşam Benim; benim aracılığım olmadan Babaya kimse gelemez (Yu 14, 6). Baba, İsanın görünümünün değiştiği dağın tepesinde Onu dinleyin diye buyuruyor1 (Mk 9, 7). Nitekim, O yeni Yasanın normu ve mutlulukların canlı örneğidir: Birbirinizi sizi sevdiğim gibi sevin (Yu 15, 12). Bu sevgi insanın kendisini inkâr edip Onu izlemesini gerektirir.2
460 Kelâm bizim Tanrı doğasına katılabilmemizi sağlamak amacıyla beden aldı (2 Pet 1, 4): Kelâmın insan olmasının, Tanrı Oğlunun, insan Oğlu olmasının nedeni insanın Kelâm ile birlik içine girip Tanrısal oğulluk niteliğini kazanarak Tanrının oğlu olmasıdır.3 Çünkü Kelâm bizler Tanrı olalım diye insan oldu.4 Tanrının biricik Oğlu, kendi Tanrılığına katılalım diye, insan doğamızı üzerine aldı ve O insan olarak insanları tanrılaştırdı.5
461 Yuhannanın (Kelâm beden aldı: Yu 1, 14) ifadesini yeniden ele alan Kilise Tanrının insan olması ile Tanrının Oğlunun insan doğası alarak, onda esenliğimizi gerçekleştirmek istemesini anlamaktadır. Havari Paulus tarafından doğrulanan bir ilahide Kilise, Tanrının insan olması gizini terennüm etmektedir:
Mesih İsanın duygularının aynısını kendi aranızda da duyun. Mesih İsa Tanrı özüne sahip olduğu halde, kendisini Tanrıyla eşit kılan bu hakka sımsıkı sarılmadı. Ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı ve insan benzeyişinde doğdu. İnsan gibi davranarak, daha da alçaldı, haç üzerindeki ölüme kadar boyun eğdi!6 (Fil 2, 5-8).
462 İbranilere Mektupta aynı gizden şu şekilde söz ediliyor:
Bunun için Mesih dünyaya gelirken diyor ki, Kurban ve sunu istemedin; ama benim için bir beden hazırladın. Yakılan adaklar ve günah için sunulan kurbanlardan hoşnut olmadın. O zaman dedim ki, İşte, senin isteğini yapmak üzere geliyorum ( ) (İbr 10, 5-7; Mzm 40, 7-9).
463 Tanrının Oğlunun insan olduğuna inanmak Hıristiyan inancının en belirgin işaretidir: Bir insanın Tanrıdan olup olmadığını şöyle anlayacaksınız: Mesih İsanın beden alıp bu dünyaya geldiğini kabul eden her ruh Tanrıdandır (1 Yu 4, 2). Kilisenin başlangıçtan beri sevinçli kanısı böyledir. Kilise Tanrı yolunun büyük gizini dile getirirken şöyle diyor: O, bedende ortaya çıktı (1 Tim 3, 16).
464 Son derece özel ve benzersiz bir şekilde Tanrının Oğlunun insan olması gibi bir olay Mesih İsanın kısmen Tanrı, kısmen de insan olduğu anlamına gelmez, ya da belirsiz bir Tanrı ve insan karışımının bir sonucu olduğunu göstermez. Tanrının Oğlu gerçekten Tanrı kalarak gerçekten insan oldu. Kilise ilk yüzyıllarda bu inanç gerçeğini reddeden akımlara karşı savunmak ve bunu açıklığa kavuşturmak zorunda kaldı.
465 İlk dinsapkınlıkları Mesihin gerçek insanlığını inkâr ettikleri kadar Tanrılığını inkâr etmediler (gnostik doketizm). Havarilerin zamanından beri Hıristiyanlık inancı Tanrının Oğlunun gerçek anlamda beden alarak1 insan olması üzerinde durdu. Ama üçüncü yüzyıldan sonra Kilise Samosatlı Paulusa karşı, Antakyada toplanan bir Konsilde Mesih İsa nın evlatlıktan gelen değil de kendi doğasından dolayı Tanrı nın Oğlu olduğunu savunmak zorunda kaldı. 325teki ilk Ökümenik İznik Konsilinde kabul edilen İnanç İlkelerinde Tanrının Oğlu yaratılmış olmayıp Babadan doğduğu ve Onunla aynı özde (homousios) olduğu kabul edilmiştir. Konsil ayrıca Tanrının Oğlunun yoktan var edildiğini2 ve Baba dan ayrı özde olduğunu3 ileri süren Ariusu da mahkûm etmiştir.
466 Nesturi dinsapkınlığı da Mesihte Tanrının Oğlunun Tanrısal kişiliğine bağlı bir insan kişiliği olduğunu varsayıyordu. Bu dinsapkınlığına karşı İskenderiyeli Kirillos ve 431de Efeste toplanan üçüncü ökümenik Konsil Kelâm kendi kişiliğini akıllı bir ruhla canlandırılmış bir bedenle birleştirerek insan olmuştur4 demişlerdir. Mesihin insanlığını, gebe kalma anından itibaren kendi üzerine alan ve onu kendi yapan Tanrının Oğlunun Tanrısal nitelikleri olan kişiliğinden başka bir öznesi yoktur. 431deki Efes Konsili, Meryem Anayı Tanrının Oğlunu doğurduğundan dolayı gerçek anlamıyla Tanrının Annesi ilan etti: Meryem Anaya Tanrının Annesi denmesinin nedeni, Tanrının Kelâmının ondan Tanrısal doğasını çıkarması değil, beden alarak doğmuş olan Tanrının Kelâmının kendi kişiliğiyle birleşmiş akıllı bir ruha sahip kutsal bedenini ona borçlu olmasıdır.1
467 Monofisitler insan tabiatının Tanrının Oğlunun Tanrısal kişiliği tarafından üzerine alınarak Mesihte varlığını sürdürmeyi durduğunu iddia ediyorlardı. Bu dinsapkınlığı karşısında 451de Kadıköyde toplanan dördüncü ökümenik Konsil şöyle diyor:
Kutsal Kilise Babalarının görüşlerine uygun olarak, Rabbimiz Mesih İsanın tek ve aynı Oğul olduğunu, mükemmel Tanrılığa, mükemmel insanlığa sahip, gerçekten Tanrı ve gerçekten insan olduğunu, akıllı bir ruhtan ve bedenden oluştuğunu, Tanrılık açısından Baba ile aynı özde olduğunu, insanlık açısından da bizle aynı özde olduğunu, günah dışında hepimize her şeyde benzer olduğunu (İbr 4, 15); Tanrılık açısından yüzyıllar öncesinden Babadan doğan, bu son günlerde de, insanlık açısından bizim için ve bizim esenliğimiz için Tanrının Annesi, Bakire Meryemden doğduğunu oybirliğiyle kabul ettiğimizi resmen beyan ederiz.
Bir tek ve aynı Mesih, Rab, biricik Oğulda, birbiriyle karışmayan, değişmeyen, bölünmeyen, ayrılmayan iki doğa olduğunu kabul etmeliyiz. Doğaların farklılığı, doğaların birleşiminde hiçbir suretle silinmez, daha çok her birinin özellikleri bir tek kişide ve bir tek hypostazda korunur ve toplanır.2
468 Kadıköy Konsilinden sonra, bazı kişiler Mesihin insan doğasını bir tür kişi haline getirdiler. 553te İstanbulda toplanan beşinci ökümenik Konsil onlara karşı şu kararı aldı: Üçlü-Birlikin biri olan Rabbimiz Mesih İsada bir tek hypostaz [ya da kişi] vardır.3 Mesihin insanlığındaki her şey sanki kendi kişisiymiş gibi Tanrısal kişiliğine mal edilmelidir,4 yalnızca mucizeleri değil, çektikleri5 hatta ölümü de: Bedeninde çarmıha gerilen Rabbimiz Mesih İsa gerçek Tanrıdır, şanlı Rabdir ve Kutsal Üçlü-Birlikin Biridir.6
469 Kilise İsanın birbirinden ayrılmaz biçimde gerçek Tanrı ve gerçek insan olduğunu kabul eder. O Tanrılığından ve Rab liğinden hiçbir şey yitirmeden insan olarak kardeşimiz olan gerçekten Tanrının Oğludur:
Roma litürjisi şöyle der: O ne idiyse öyle kaldı, kendisi olmayanı da üstüne aldı.1 Yuhanna Krisostomosun litürjisi de Ey biricik Oğul ve Tanrının Sözü, ölümsüz olduğun halde, bizim esenliğimiz uğruna Tanrının kutsal Annesi ve Bakire Meryemden doğmak lütfunda bulundun, değişmeden insan oldun, çarmıha gerildin, ölümünle ölümü ezdin, Kutsal Üçlü-Birlikin Biri olarak Baba ve Kutsal Ruhla aynı şekilde yüceltilen Ey Tanrının Mesihi bizi kurtar!2
470 İnsan doğası, Tanrı Sözüyle gizemli birleşmesinde emilip yok olmayıp Tanrı Sözünün üzerine alındığından3, Kilise yüzyıllar boyunca Mesihin insan vücudunu, akıl ve iradesinin işleme tarzıyla insan ruhunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Bağıntılı olarak da Kilise her defasında Mesihin insan doğasının, onu üzerine alan Tanrının Oğlunun Tanrısal kişiliğinin öz malıdır. Onun onda yaptığı ve onda olduğu her şey Üçlü-Birlikin Birini açınlar. Şu halde Tanrının Oğlu insanlığına Üçlü-Birlikteki kişisel kendi var olma biçimini aktarır. Böylece, vücudunda olduğu gibi ruhunda da Üçlü-Birlikin Tanrısal yaşama biçimini insani bir şekilde ifade eder:4
Tanrının Oğlu insan elleriyle çalıştı, insan aklıyla düşündü, insan iradesiyle davrandı, insan yüreğiyle sevdi. Bakire Meryem den doğarak, günah dışında her şeyde bize benzeyen, tamamen bizden biri oldu.5
471 Laodikyalı Apollinarus Kelâmın Mesihte ruhun ya da canın yerini aldığını iddia ediyordu. Bu yanlış görüşe karşı Kilise ebedi Oğulun akıllı insan ruhunu da üzerine aldığını belirtir.6
472 Tanrının Oğlunun üzerine aldığı bu insan ruhu gerçek bir insani anlayışa sahiptir. Böyle olduğu için kendiliğinden sınırsız olamazdı: Zaman ve mekân içinde varlığının tarihi koşullarında yaşamak zorundaydı. Bunun içindir ki Tanrı nın Oğlu insan olarak bilgide ve boyda (Lk 2, 52), aynı şekilde insan koşulunda tecrübeyle7 öğrenilecek şeyler üzerinde gelişmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Bu, gönüllü kul olma durumundaki (Fil 2, 7) alçalışının gerçeğine uygun düşmekteydi.
473 Ama aynı zamanda Tanrının Oğlunun bu gerçekten insani bilgisi kişiliğinin Tanrısal yaşamını ifade ediyordu.1 Tanrının Oğlunun insan doğası, kendiliğinden değil de Kelâm ile olan birleşmesinden dolayı Tanrıya ait her şeyi biliyor ve gösteriyordu.2 Bu her şeyden önce insan olan Tanrının Oğlunun Babasından aldığı doğrudan ve mahrem bilgisidir.3 Oğul insan olarak insan yüreğindeki gizli düşünceleri Tanrısal bir kavrayışla bildiğini gösteriyordu.4
474 İnsan olan Kelâmın kişiliğinde Tanrısal Bilgelikle olan birliği aracılığıyla açınlamaya geldiği Tanrı tasarılarının tam olarak bilincindeydi.5 Bu alanda bilmediği şeyi,6 başka yerde açınlayamayacağını söyledi.7
475 Aynı koşutta, Kilise altıncı ökümenik Konsilde8 Mesihin iki iradeye ve birbirlerine karşıt olmayan, birlikte hareket eden biri Tanrısal öteki insani olmak üzere iki doğal eylemi olduğunu kabul etti. Öyle ki Beden alan Kelâm esenliğimiz için Baba ve Kutsal Ruhla kararlaştırdıkları her şeyi, insan olarak Babasına itaat ederek gerçekleştirmek istedi.9 Mesihin insan iradesi Tanrısal iradesiyle çatışmadan ve direnmeden, daha çok bu herşeye kadir iradeye bağımlı kalarak onu izler10.
476 Kelâm beden alarak insan olduğu için, Mesihin bedeninin sınırları belirlenmişti.11 İşte bu yüzden İsanın yüzünün tasvir edilmesine (Gal 3, 2) izin vardır. Altıncı ökümenik konsilde12 Kilise İsanın ikonalarda resmedilmesini resmen kabul etti.
477 Aynı zamanda Kilise doğası gereği görünmeyen Tanrı nın İsanın bedeninde gözümüze görünür olduğunu1 daima kabul etmiştir. Nitekim, Mesihin bedeninin bireysel özellikleri Tanrının Oğlunun Tanrısal kişiliğini ifade etmektedir. Tanrının Oğlu insan vücudunun hatlarını öylesine kendisine mal etmiştir ki, bir ikonada resmedildiğinde, bu hatlara saygı gösterilebilir, zira İsanın resmine saygı gösteren bir inanlı aslında o ikonada resmedilen kişiye saygı gösteriyor demektir2.
478 İsa yaşamı boyunca, çektiklerinde ve can çekişmesinde hepimizi ve her birimizi tanıdı ve sevdi ve her birimiz uğruna kendi yaşamını verdi: Tanrının Oğlu beni sevdi ve benim uğruma kendini feda etti (Gal 2, 20). O hepimizi insan yüreğiyle sevdi. Bu nedenle, günahlarımız ve esenliğimiz3 uğruna mızrakla delinen İsanın kutsal Yüreği, Kurtarıcının sürekli olarak ebedi Babaya ve ayırt etmeksizin bütün insanlara duyduğu bu sevginin çok değerli işareti ve simgesi olarak kabul edilmiştir4.
ÖZET
479 Tanrı tarafından belirlenen bir zamanda, Babanın biricik Oğlu, ebedi Söz, kısacası Babanın Kelâmı ve özsel Sureti insan oldu: Tanrısal doğasını yitirmeden insan doğasını üzerine aldı.
480 Mesih İsa Tanrısal Kişiliğinin birliğinde gerçek Tanrı ve gerçek insandır; işte bu nedenle insanlarla Tanrı arasında tek Aracıdır.
481 Mesih İsanın, Tanrının Oğlunun tek Kişiliğinde birleşmiş ve birbirleriyle karıştırılmayan biri Tanrısal öteki insan olan iki doğası vardır.
482 Gerçek Tanrı ve gerçek insan olan Mesihin Baba ve Kutsal Ruhla ortak olan Tanrısal akıl ve iradesine tamamen bağlı bir insan aklı ve bir insan iradesi vardır.
483 Kelâmın insan olması, Kelâmın tek Kişiliğinde Tanrısal doğa ile insan doğasının şahane bir biçimde birleşmesinin gizidir.
II. PARAGRAF
Kutsal Ruhun kudretiyle,
Bakire Meryemden doğdu
484 Cebrailin Meryeme müjdesiyle zaman dolmuştur (Gal 4, 4), yani vaatler ve hazırlıklar gerçekleşmiştir. Meryem Tanrılığın bütünlüğünün bedensel (Kol 2, 9) olarak yerleşeceği Kişiye gebe kalmaya çağrılmıştır. Meryemin, Bu nasıl olacak, hiçbir erkekle ilişkim olmadı ki! sorusuna şu cevap verilecektir: Kutsal Ruh sana gelecek (Lk 1, 35).
485 Kutsal Ruhun misyonu daima Oğulunkine bağlı ve Onunkiyle düzenlenmiştir.1 Yaşam veren Rab olan Kutsal Ruh Bakire Meryemin rahmini kutsamak ve onu Tanrısal bir biçimde gebe bırakmak ve Meryem Anadan alınan insani halinde Babanın ebedi Oğluna gebe kalması için gönderilmiştir.
486 Bakire Meryemin rahminden insan olarak doğan Baba nın biricik Oğlu Mesihtir, yani insan olarak dünyaya gelmesinden itibaren Kutsal Ruh tarafından meshedilendir,2 her ne kadar kendini adım adım göstermiş olsa da: Çobanlara,3 yıldızbilimcilere,4 Vaftizci Yahyaya,5 havarilere.6 Mesih İsanın tüm yaşamı, nasıl Tanrı tarafından Kutsal Ruhla ve kudretle meshedildiğini gösterecektir (Hİ 10, 38).
487 Katolik imanının Meryem hakkındaki görüşü Mesih hakkında inandığı şeye dayanır, ancak Meryem hakkında öğrettikleri de Mesihe olan inancını aydınlatır.
488 Tanrı Oğlunu gönderdi (Gal 4, 4), ama Ona bir beden bulmak için7 bir kadının özgürce işbirliğini istedi. Bunun için, bütün ebediyette, Tanrı, Oğlunun Annesi olması için, İsrailli bir kızı, Celiledeki Nasıralı genç bir Yahudi kızını, Davudun soyundan Yusuf adındaki adama nişanlı bir bakireyi seçti, bu bakirenin adı Meryemdi (Lk 1, 26-27):
Nasıl ki ölüm insan yaşamına bir kadın tarafından girdiyse, aynı şekilde yaşamın da insan yaşamına bir kadın tarafından girmesi için Mağfiretler Babası, Kelâmın insan olarak yeryüzüne gelmesinden önce, daha önceden seçilen bu Anne adayının rızasını almak istedi.1
489 Eski Antlaşma boyunca, Meryemin misyonu kutsal kadınlar tarafından hazırlandı. Ta başlangıçta, Havva vardı. İtaatsizliğine karşın Havva kendi soyundan gelen bir kadının Kötünün2 başını ezeceğine ve tüm insanların Anası3 olacağına dair söz alır. Bu vaade göre Sara ilerlemiş yaşına rağmen bir oğlan doğurur.4 Bütün insani beklentinin tersine, Tanrı sözüne sadık kaldığını göstermek için zayıf ve güçsüz kabul edileni seçti: Anna, Samuelin annesi,5 Debora, Rut, Yudit ve Ester ve daha birçok kadın.6 Meryem, Rabden gelecek esenliği umutla bekleyen ve onu güvenle kabul eden Rab bin bu zavallı ve alçakgönüllü yaratıkları arasında en ön sırayı alır. Sionun yüce kızı Meryemle uzun bekleyişin ardından vaat gerçekleşir ve yeni bir düzen kurulur.7
490 Kurtarıcının Annesi olabilmek için Meryem Tanrı tarafından böylesi önemli bir görev için gerekli lütuflarla donatıldı.8 Cebrail Melek müjdeyi Meryeme bildirirken onu Tanrı nın lütfuyla dolu olan9 diyerek selamlar. Nitekim bu göreve rıza göstermesi için Meryemin Tanrının lütfu ile dolu olması gerekirdi.
491 Kilise yüzyıllar boyunca Meryemin döllendiği andan itibaren Tanrı tarafından kurtarılmış olduğunun bilincindeydi. Papa IX. Pius tarafından 1854 yılında ilan edilen Meryemin Günahsız Olarak Doğması dogması şöyle der:
Çokmutlu Bakire Meryem döllendiği ilk andan itibaren Herşeye Kadir Tanrının özel bir nimeti ve lütfu sayesinde, Kurtarıcı Mesih İsanın insan soyu üzerindeki liyakatı göz önüne alınarak, ilk günahın her türlü lekesinden muaf tutulmuştur.10
492 Döllenişinin ilk anından itibaren donatılmış olduğu bu tümüyle biricik olan kutsallığın ihtişamı11 bütünüyle Mesihten gelmektedir: Oğlunun liyakatı göz önüne alınarak seçkin bir şekilde kurtarıldı.1 Yaratılmış her insandan çok Baba onu Mesihte her türlü tinsel kutsamayla göklerde kutsadı (Ef 1, 3). Baba onu dünyanın kuruluşundan önce kendi huzurunda, sevgide kutsal ve kusursuz olması için Mesihte seçti.2
493 Doğu Kilise Babaları, Tanrının Annesine Çok Kutsal (Panaghia) derler, hiçbir günah lekesinin onu kirletmediğini, Kutsal Ruh tarafından yoğrularak yeni bir yaratık olarak yaratılışını kutlarlar.3 Tanrının lütfu sayesinde Meryem ömrü boyunca her türlü kişisel günahtan uzak kaldı.
494 Erkek tanımadan Kutsal Ruhun kudretiyle4 Çok Yüce nin Oğlunu doğuracağı kendisine haber verildiğinde Meryem buna iman itaatiyle (Rom 1, 5) Tanrı için imkânsız hiçbir şeyin olmadığından emin bir şekilde Ben Rabbin bir kuluyum; bana dediğin gibi olsun (Lk 1, 37-38) dedi. Böylece Meryem, Tanrının sözüne rıza gösterip, hiçbir günah engeli tanımadan bütün yüreğiyle esenlikle ilgili Tanrısal iradeyi kabul ederek kendisini tümü ile Oğlunun kişiliğine ve işine teslim etti, Ona olan bağlılığıyla ve Onunla birlikte, Tanrı nın lütfuyla, İnsanları Kurtarma gizine5 hizmet etmek için İsanın Annesi oldu.
Az. Ireneusun dediği gibi, Meryem itaati ile hem kendisi için, hem de bütün insanlık için esenlik nedeni oldu. Onunla birlikte çok sayıda Kilise Babası da şöyle diyor: Havvanın sözdinlemezliğinin oluşturduğu düğüm, Meryemin itaati ile çözüldü; bakire Havvanın inançsızlığının bağladığını Bakire Meryem imanıyla çözdü; Kilise Babaları Meryemle Havvayı kıyaslayarak Meryeme canlıların Annesi diyorlar ve çoğu zaman da buna şunu ekliyorlar: Havva ile ölüm, Meryemle yaşam geldi.6
495 İncillerde İsanın Annesi7 (Yu 2, 1; 19, 25) diye çağrılan Meryem Kutsal Ruhun itkisiyle, oğlunun doğumundan önce Rabbimin Annesi olarak çağrılmıştır (Lk 1, 43). Nitekim, erkekten değil de Kutsal Ruhtan gebe kalarak kendi etinden doğurduğu Oğul, aslında Kutsal Üçlü-Birlikin ikinci Kişisi olan, ebedi Babanın Oğlundan başkası değildir. Kilise Meryemin gerçekten Tanrının Annesi (Theotokos)1 olduğunu resmen beyan eder.
496 İman ilkelerinin ilk formüle edilişinden beri2 Kilise İsa nın Bakire Meryemin rahminde erkek sperminin katkısı olmadan3 Kutsal Ruhun kudretiyle döllenmiş olduğunu kabul etmektedir. Kilise Babaları bu tür döllenmede bizler gibi insan şeklini alanın gerçekten Tanrının Oğlu olduğu işaretini görüyorlar.
Az. Antakyalı Ignatius (II. yüzyılın başı) şöyle der: İsanın insan olarak Davutun soyundan geldiğine,4 Tanrının kudreti ve iradesine göre de Tanrının Oğlu olduğuna,5 gerçekten bir bakireden doğduğuna, ( ) Pontius Pilatus zamanında bizler uğruna çarmıha çivilendiğine ( ), gerçekten acı çektiğine ve gerçekten dirildiğine6 tamamen kanaat getirdiniz.
497 Meryemin bakire olarak gebe kalmasını anlatan İncil deki anlatılar7 bu olayı her türlü insani olanağı aşan Tanrısal bir olgu olarak görmektedirler:8 Melek, Meryemin nişanlısı Yusufa Onun rahminde oluşan Kutsal Ruhtandır (Mt, 20) diyor. Kilise bu olayda peygamber İşayaya vaat edilen Tanrısal sözün gerçekleşmesini görüyor: İşte Bakire gebe kalıp bir oğul doğuracak (İş 7, 14) (Mt 1, 23ün Yunanca çevirisine göre).
498 Markosa göre İncilin ve Yeni Antlaşmadaki Mektupların Meryemin bakire olarak gebe kalması olayı konusunda sessiz kalmaları şaşırtıcı. İnsanın acaba bu, efsanelerden ya da hiçbir tarihi dayanağı olmayan Tanrıbilimsel sözdiziminden ibaret bir şey mi diye soracağı geliyor. İsanın babasız dünyaya gelişiyle ilgili inanç inanmayanların, Yahudilerin, putperestlerin şiddetli muhalefetine, alaylarına ve anlayışsızlığına maruz kaldı.9 Bu inanç putperest mitolojisiyle ya da zamanın fikirlerine uyumla desteklenmemişti. Bu olayın anlamı ancak Mesihin doğumundan Paskalyasına kadarki bütün gizlerini birbiriyle bağlayan bağda10 gören imanla görülebilir. Antakyalı Ignatius bu bağı şu şekilde açıklıyor: Bu dünyanın prensine, Meryemin bakireliği ve doğuracağı bildirilmediği gibi İsanın ölümü de bildirilmedi: Tanrının sessizliğinde gerçekleşen üç eşsiz giz11 (Ef 19, 1).
499 Meryemin1 bakire olarak anne olması Kiliseyi Meryem in yaşadığı sürece sürekli olarak hatta insan olan Tanrının Oğlunun doğumunda bile bakire kaldığı inancına götürdü.2 Gerçekten Mesihin doğumu annesinin bakireliğini azaltmak bir yana onun bozulmazlığını kutsadı.3 Kilise litürjisi Meryemi hep bakire kalan (Aeiparthenos) olarak kutlar.4
500 Meryemin bakireliğine karşı çoğu zaman İsanın erkek ve kız kardeşlerini ileri sürerler.5 Kilise bu bölümleri hiçbir zaman Meryemin başka çocukları olarak anlamadı: Nitekim İsanın kardeşleri Yakup ile Yusuf (Mt 13, 55) İsanın öğrencisi olan Meryem6 adındaki başka bir kadının çocuklarıdır (Mt 28, 1). Eski Antlaşmada yer alan bir ifadeye dayanarak burada söz konusu olan kişilerin İsanın yakın akrabaları olduğunu söyleyebiliriz.7
501 İsa Meryemin tek çocuğudur. Ancak Meryemin manevi anneliği8 İsanın gelip kurtardığı bütün insanları kapsar: Meryem Oğlunu doğurdu, öyle ki Tanrı Onu birçok kardeş arasında ilk doğan yaptı (Rom 8, 29), yani inanlılar arasında, onların doğumuna ve eğitimine Meryem anne sevgisini vermektedir.9
502 Dini bakış açısı Vahyin bütünüyle olan bağıyla Tanrının kurtarıcı tasarısında yer alan Oğlunun bir bakireden doğmasını istemesinin gizemli nedenlerini keşfedebilir. Bu nedenler Mesih İsanın kişiliğiyle ve kurtarıcı misyonuyla olduğu kadar bu misyonun bütün insanlar adına Meryem tarafından kabul edilmesiyle de ilgilidir:
503 Meryemin bakireliği Kelâmın insan olma olayında Tanrının mutlak inisiyatifini ortaya koyar. İsanın Babası Tanrıdır.10 Üzerine aldığı insan doğası onu hiçbir zaman Babasından uzaklaştırmadı ( ); doğal olarak Tanrılığı ile Babasının Oğludur, doğal olarak da insanlığıyla annesinin oğludur, ama özde her iki doğasında da Tanrının Oğludur.11
504 Bakire Meryemin rahminde Kutsal Ruhun kudretiyle oluşan İsa yeni yaratılışı kuran Yeni Ademdir:1 İlk adam yerden yani topraktandır, İkinci adam göktendir (1 Kor 15, 47). Mesihin insanlığı, oluştuğu andan itibaren Kutsal Ruhla doluydu çünkü Tanrı Ona sınırsız bir ölçüde Ruh verir (Yu 3, 34). Kurtarılmış insanlığın başı2 olarak Onun bütünlüğünden lütuf üzerine lütuf aldık (Yu 1, 16).
505 İsa, Yeni Adem, bakire oluşumuyla iman aracılığıyla Kutsal Ruhta manevi evlatların yeniden doğuşunu sağlamış oldu. Bu nasıl olacaktır?3 (Lk 1, 34). Tanrısal yaşama katılma ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne de insanın isteğinden gelir; tersine Tanrıdan gelir (Yu 1, 13). Bu yaşamı kabul etme bakireliği taahhüt etmektir, zira bu tamamiyle insana Kutsal Ruh tarafından verilir. İnsanın Tanrıya karşı4 eğiliminin niteliği tam anlamıyla Meryemin bakire anneliğinde gerçekleşir.
506 Meryem bakiredir. Bakireliği de hiçbir kuşkunun kirletmediği imanının,5 kendisini kayıtsız şartsız Tanrının iradesine6 bırakmasının işaretidir. Kurtarıcının Annesi olma şerefini ona imanı sağlamıştır: Çokmutlu Meryem, Mesihi doğurduğundan çok Mesihten inanç aldığı için çokmutludur.7
507 Meryem hem anne hem de bakiredir, çünkü Meryem Kilisenin sureti ve en mükemmel şekilde gerçekleşmesidir:8 Kilise de imanda aldığı Tanrı sözü sayesinde Anne olur ve Vaftizle Kutsal Ruhun kudretiyle Tanrıdan doğan oğulları yeni ve ölümsüz bir yaşama doğurur. Kendisini arı ve namuslu tutan Eşine olan inancından dolayı Kilise de bakiredir.9
ÖZET
508 Tanrı Havvanın soyundan gelen Bakire Meryemi Oğlunun Annesi olarak seçti. O Lütufla doludur, Kurtarıcılığın en kusursuz meyvesidir10: Döllenmiş olduğu andan itibaren ilk günahın lekesinden muaf tutulmuş ve ömrü boyunca kişisel bir günah işlememiştir.
509 Meryem tam olarak Tanrının Annesidir, çünkü Meryem Tanrının kendisi olan, insandan olan Tanrının ebedi Oğlunun annesidir.
510 Meryem Oğluna gebe kaldığı halde bakireydi, oğlunu doğururken de bakireydi, onu taşırken de bakireydi, onu ana sütüyle beslerken de bakireydi11: Meryem bütün varlığıyla Rab bin kuludur (Lk 1, 38).
511 Bakire Meryem özgürce itaati ve imanıyla insanların esenliğine katkıda bulunmuştur1. Meryem evetini bütün insanlık adına söylemiştir.2 İtaati sayesinde yaşayanların annesi, yeni Havva olmuştur.
III. PARAGRAF
Mesihin Yaşamındaki gizler
512 İnanç İlkeleri Formülü, Mesih İsanın yaşamında sadece Beden Alması (döllenişi ve doğuşu) ve Paskalya (çektikleri, haça gerilmesi, ölümü, mezara konulması, ölüler diyarı, dirilişi, göğe çıkışı) gizlerinden söz eder. İsanın gizli ve aleni yaşamı hakkında açık bir şekilde, hiçbir şey söylemez, ne var ki İsanın Beden Alması ve Paskalyası ile ilgili iman ilkeleri Mesihin dünyadaki yaşamını aydınlatmaktadır. İsanın başlangıçtan ta yukarı alındığı güne dek bütün yapıp öğrettiklerini (Hİ 1, 1-2) Noel ve Paskalya gizleri ışığında değerlendirmek gerekir.
513 Din eğitimi, duruma göre, İsanın gizlerinin bütün zenginliğini sergileyecektir. Burada yalnızca Mesihin yaşamındaki gizlerle ilgili bazı ortak öğeleri (I), sonra gizli yaşamındaki (II) ve aleni yaşamındaki (III) gizlerinin ana çizgilerini belirtmek yeterli olacaktır.
514 İsa hakkında merak edilen birçok şey İncillerde yer almıyor. İncillerde Nasıradaki yaşamıyla ilgili hiçbir bilgi yoktur, hatta aleni yaşamının büyük bir bölümü İncillerde zikredilmemiştir.3 İncillerde yazılanlar ise İsanın Tanrının Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman ederek Onun adıyla yaşama kavuşasınız diye (Yu 20, 31) yazılmıştır.
515 İnciller ilk inanan4 ve inandıklarını başkalarıyla paylaşmak isteyen insanlar tarafından yazıldı. İsanın kim olduğunu imanla tanıdıktan sonra, yeryüzünde sürdürdüğü yaşamındaki gizlerinin izlerini görmüş ve bunları göstermeye çalışmışlardır. Doğumundaki kundak bezinden5 çarmıhtaki ıstırabına6 ve Dirilişindeki kefene kadar7 İsanın yaşamındaki her şey kendi gizinin işaretidir. Davranışları, mucizeleri, sözleri arasından Tanrılığı bütünüyle bedence Onda oturduğunu (Kol 2, 9) gösterir. İsanın insanlığı sır olarak, kısacası Tanrılığının ve getirdiği esenliğin işaret ve aracı olarak ortaya çıkar: Onun dünyadaki yaşamında gözle görülür ne varsa hepsi kurtarıcı misyonunun ve Tanrısal oğulluğunun gözle görülmez gizine götürür.
516 Mesihin tüm yaşamı Babanın Vahyidir: Sözleri ve davranışları, suskunlukları ve acıları, konuşma biçimi ve tutumu. İsa şöyle diyebiliyor: Beni gören, Babayı görmüş olur (Yu 14, 9), Baba da şöyle diyor: O benim sevgili Oğlumdur; Onu dinleyin (Lk 9, 35). Rabbimiz, Babanın iradesini yerine getirmek için insan oldu.1 Onun gizlerinin en küçük çizgileri bile Tanrının bizlere olan sevgisini gösterir (1 Yu 4, 9).
517 Mesihin tüm yaşamı İnsanları Kurtarma gizidir. Kurtuluş bize her şeyden önce Haçta dökülen kanla2 gelir, ancak bu giz Mesihin bütün yaşamında iş başındadır: İnsan olarak doğmasıyla, kendisini yoksul kılarak bizleri yoksulluğuyla zenginleştirir;3 gizli yaşamında, itaat ederek, bizim sözdinlemezliğimizi onarır;4 dinleyicilerini sözüyle arındırır;5 şifa dağıtmasıyla, cin kovmalarıyla zayıflıklarımızı kaldırdı ve hastalıklarımızı yüklendi6 (Mt 8, 17); Dirilişiyle bizleri akladı.7
518 Mesihin tüm yaşamı giz Özetidir. İsanın yaptığı, söylediği ve çektiği her şey, ilk durumundan düşmüş insanı düzeltip eski durumuna getirmek amacını gütmektedir:
Mesih İsa Ademde yitirdiğimizi, yani Tanrıya benzer ve suretinde olduğumuz özelliğimizi Kendisinde yeniden kazanalım diye yeryüzüne gelip insan olarak, insanların uzun öyküsünü kendisinde özetledi ve kısaca bizi esenliğe kavuşturdu.8 Mesih insan yaşamının bütün evrelerinden işte bu nedenle geçerek insanların Tanrıyla birlik olmasını sağladı.9
519 Mesihin tüm zenginliği bütün insanlar içindir ve herkesin iyiliğinedir10. Mesih yaşamını kendisi için değil, insanlar ve onların esenliği için insan olarak vücut bulmasından günahlarımız için ölümüne kadar bizim için yaşadı (1 Kor 15, 3) ve bizim aklanmamız için dirildi (Rom 4, 25). Şimdi de Babanın yanında bizim avukatlığımızı yapıyor (1 Yu 2, 1) bizim lehimizde aracılık etmek için hep canlıdır (İbr 7, 25). İlk ve son kez olmak üzere bizim için yaşadıkları ve çektikleri ile bizim lehimize aracılık etmek için Tanrının huzurunda daima hazır durmaktadır (İbr 9, 24).
520 İsa tüm yaşamıyla bize örnek olmuştur:1 O bizi öğrencileri olmaya ve kendisini izlemeye çağıran kusursuz insandır2: Kendini küçültmesiyle bize örnek alınacak bir ders verdi,3 duasıyla duaya çekiyor,4 yoksulluğu ile yoksunluğu ve zulümleri özgürce kabullenmeye çağırıyor.5
521 Mesih tüm yaşadıklarını Onda yaşayabilmemiz ve Onun onları bizde yaşayabilmesi için ağlıyor. Tanrının Oğlu insan olarak vücut bulmasıyla bir bakıma kendisini her insanla birleştirmiş oldu.6 Bizler Onunla bir olmaya çağrıldık; bizler için ve bize örnek olarak bedeninde yaşadıklarına Bedeninin organları olarak bizleri ortak etti:
İsanın gizlerini ve yaşama biçimini kendimizde gerçekleştirmeye devam etmeliyiz, ve bunun için de bunları bizde ve Kilisesinde gerçekleştirmesi için sık sık ona dua etmeliyiz ( ). Çünkü Tanrı nın Oğlu kendi gizlerinin bizlere ilettiği lütufları sayesinde ve bizde bu gizler aracılığıyla uyandırmaya çalıştığı etkiler sayesinde bizde ve tüm Kilisesinde devam etmeyi ve yayılmayı istiyor. Bu sayede onları bizde gerçekleştirmek istiyor.7
II. İsanın çocukluğunun ve gizli yaşamının gizleri
Hazırlıklar
522 Tanrının Oğlunun yeryüzüne gelmesi öylesine eşsiz bir olaydır ki Tanrı bunu yüzyıllar boyunca hazırladı. Birinci Antlaşmanın (İbr 9, 15) Ritleri ve kurbanları, şekil ve sembollerinin hepsi Mesihe doğru yönelmiştir; İsrailde peş peşe çıkan peygamberlerin ağızlarından Mesihin geleceği bildirilmiştir. Öte yandan putperestlerin yüreklerinde de bu gelişin belirsiz beklentisini uyandırmıştır.
523 Vaftizci Yahya Mesihin yolunu hazırlayan8 Rabbin gönderdiği öncüdür.1 En Yücenin Peygamberi (Lk 1, 76) olarak bütün peygamberlerin üstündedir,2 son peygamberdir,3 İncili başlatandır;4 annesinin karnındayken Mesihin gelişini selamlayan5 ve güveyin dostu olmaktan kıvanç duyan (Yu 3, 29) ve Mesihi dünyayı günahtan kurtaran Tanrının Kurbanı olarak gösteren, İsadan önce İlyasın gücü ve ruhuyla gelen (Lk 1, 17), vaazlarıyla, Vaftiziyle ve din şehidi olmasıyla Ona tanıklık eden6 kişidir.
524 Noelden önceki Dört Hafta litürjisinde Kilise Mesihi bekleyişini güncelleştirir: Kurtarıcının birinci gelişini uzun bir hazırlık devresiyle anan inanlılar ikinci Gelişin coşkulu isteğini yenilerler.7 Öncü peygamberin doğumunu ve din şehidi oluşunu anan Kilise böylece onun O büyümeli, bense küçülmeliyim (Yu 3, 30) dileğine katılmış olur.
525 İsa yoksul bir ailede, alçakgönüllülük içinde ahırda doğdu;8 basit çobanlar bu olayın ilk tanıklarıdır. Tanrının yüceliği bu yoksullukta kendini gösterir.9 Kilise bu gecenin yüceliğini terennüm etmekten bıkmaz:
Bakire bugün dünyaya Tanrıyı getirdi
Yeryüzü de Ulaşılamaz olana bir mağara sundu.
Melekler ve çobanlar onu yücelttiler,
yıldızbilimciler yıldıza bakarak yol aldılar,
Çünkü sen, Küçük Bebek, ebedi Tanrı
bizim için doğdun!10
526 Çocuk olmak Tanrıya göre Tanrının Egemenliğine girmenin şartıdır;11 işte bunun içindir ki alçalmak,12 küçük olmak gerekir; dahası Tanrının çocukları olmak için (Yu 1, 12) Yukardan doğmak (Yu 3, 7), Tanrıdan doğmak (Yu 1, 13) gerekir. Noel gizi Mesih bizde biçim aldığı (Gal 4, 19) zaman gerçekleşir. Noel bu şahane değiş tokuşun gizidir:
Ey şahane değiş tokuş! İnsan soyunun Yaradanı, bir beden ve bir ruh alarak, bir bakireden doğma lütfunda bulunarak, insanın yardımı olmadan insan oldu ve bize Tanrılığını armağan etti.13
527 İsanın doğumundan sekiz gün sonraki sünneti1 antlaşmanın yapıldığı halk içine girmesinin, Kutsal Yasaya2 tabi olmasının, ömrü boyunca katılacağı İsrail kültünün temsilcisi olacağının, İbrahimin soyundan geldiğinin işaretidir. Bu işaret Vaftizden başka bir şey olmayan Mesihin vaftizinin önbelirtisidir (Kol 2, 11-13).
528 6 Ocak yortusu İsanın İsrailin Mesihi, Tanrının Oğlu ve dünyanın Kurtarıcısı olarak ortaya çıkmasıdır. 6 Ocak yortusu İsanın Şeria nehrinde Vaftiz olması ve Kanadaki düğün ile birlikte,3 Doğudan gelen yıldızbilimciler tarafından Ona tapınılmasını kutlar (Mt 2, 1). İncil, komşu ülkelerdeki putperest dinlerin temsilcileri olan bu yıldızbilimcilerde Tanrının insan olarak getirdiği esenlikli İyi Haberin uluslarca kabul edilişinin ilk belirtilerini görmektedir. Yıldızbilimcilerin Yahudilerin Kralına saygılarını sunmak için Kudüse gelmeleri (Mt 2, 2), Davutun yıldızının4 mesihçi ışığında ulusların kralı olacak kişiyi İsrailde aradıklarını gösterir.5 Onların gelişi putperestlerin ancak Yahudilere dönerek6 ve onlardan Eski Ahitte7 yer alan mesihçi vaadi alarak İsayı keşfedebileceklerini ve Ona Tanrının Oğlu ve dünyanın Kurtarıcısı olarak tapabileceklerini gösterir. 6 Ocak Yortusu ulusların hepsinin ataların ailesine katıldığını8 gösterir ve İsraelitica dignitası kazandırır.9
529 İsanın Tapınağa sunulması10 Onu Rabbe ait olan İlk-Doğan olarak gösterir.11 Simeon ve Anna ile birlikte bütün İsrail Kurtarıcıyı karşılamaya gelir (Bizans geleneği bu olayı bu şekilde adlandırıyor). İsa onca zamandır beklenen, ulusların ışığı ve İsrailin şerefi, aynı zamanda çelişki işareti olan Mesih olarak kabul edilir. Acının keskin kılıcı Meryeme başka bir kurbanı, Tanrının tüm halkların huzurunda hazırladığı esenliği getirecek kusursuz ve biricik kurbanı önceden haber vermektedir.
530 Mısıra kaçış ve masum çocukların katledilmesi12 karanlıkların ışığa karşı çıkmasını gösterir: Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı Onu kabul etmedi (Yu 1, 11). Mesihin tüm yaşamı zulüm altında geçecektir. Ona inananlara da Onunla birlikte zulüm edecekler.1 Mısırdan hareketi2 Göçü3 anımsatıyor ve İsayı kesin kurtarıcı olarak gösteriyor.
531 Yaşamının büyük bir bölümünde İsa insanların engin çoğunluğunun koşullarını paylaştı: Gösterişsiz bir günlük yaşam, el emeğiyle sürdürülen bir yaşam, Tanrının Kutsal Yasasına tabi Yahudi dinsel yaşam,4 cemaat içinde yaşam. İncilde bütün bu zaman süresince İsanın anne babasına tabi olduğu ve bilgelikte ve boyda geliştiği ve Tanrının ve insanların beğenisini kazandığı (Lk 2, 51-52) yazıyor.
532 İsanın annesine ve yasal babasına itaat etmesi dördüncü emrin yerine getirilmesidir. Bu itaat etme göksel Babasına olan oğul itaatinin dünyevi görüntüsüdür. İsanın her gün Yusufa ve Meryeme olan itaati Kutsal Perşembe günkü itaatini önceleyerek bildiriyordu: Benim isteğim değil de (Lk 22, 42.) Mesihin gizli yaşamındaki günlük itaati Ademin itaatsizliğinin yaptığı yıkımı şimdiden onarıyordu.5
533 Nasıradaki gizli yaşam her insana yaşamın en olağan günlük olaylarıyla İsayla duygu ve düşünce birliğine girmesini sağlar:
Nasıra, İsanın yaşamının anlaşılmaya başlandığı bir okuldur: İncil okuludur ( ). Önce bir sessizlik dersi. İçimizde ruh için vazgeçilmez ve takdire değer bir koşul olan sessizliğe karşı bir saygı doğmalı ( ). Bir aile yaşamı dersi. Nasıra bize ailenin, aile içindeki sevgi birliğinin, sade ve çetin güzelliğinin, kutsal ve bozulmaz niteliğinin ( ) ne olduğunu öğretir. Bir iş dersi. Nasıra, ey Marangozun Oğlunun evi, insan emeğinin katı ve kurtarıcı yasasını işte burada öğrenmek ve kutlamak isterdik ( ); tüm dünyadaki emekçilerin hepsini selamlamak ve onlara Tanrısal kardeşlerini, örnek kardeşlerini göstermek isterdik.6
534 İsanın Tapınakta bulunması7 İsanın bilinmeyen yıllarına dair İncillerdeki suskunluğu bozan tek olaydır. İsa Tapınakta Tanrısal oğulluktan kaynaklanan bir misyona adanmasının gizini aralıyor: Babamın işleriyle uğraşmam gerektiğini bilmiyor muydunuz? Meryemle Yusuf bu sözleri anlamadılar, ama bunu inançla kabul ettiler; İsa da basit bir yaşantının sessizliğine bürünüp yaşayıp giderken Meryem bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı.
III. İsanın aleni yaşamının gizleri
İsanın vaftizi
535 İsanın aleni yaşamı Şeria1 nehrinde Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edilmesiyle başlar.2 Yahya insanları günahlarının bağışlanması için tövbe edip vaftiz olmaya çağırıyordu (Lk 3, 3). Günahkârlar, vergi görevlileri, askerler,3 Ferisiler ve Sadukiler4 ve fahişeler5 ona vaftiz olmaya geliyorlardı. İşte o zaman İsa ortaya çıktı. Yahya tereddüt ediyor, İsa ısrar ediyor: Ve İsa vaftiz oluyor. O sırada Kutsal Ruh güvercin şeklinde, İsanın üzerine geliyor ve gökten şu ses duyuluyor: Bu benim sevgili Oğlumdur (Mt 3, 13-17). Bu İsanın İsrailin Mesihi ve Tanrının Oğlu olarak ortaya çıkmasıdır.
536 İsanın Vaftizi, Onun açısından, acı çekecek Kul misyonunu kabul ederek işe başlamasıdır. Kendisini günahkârlardan biri saydırdı;6 O şimdiden dünyanın günahını kaldıran Tanrının Kuzusudur (Yu 1, 29); şimdiden kanlı ölümünün vaftizini öncelemektedir.7 Şimdiden doğru olan her şeyi yerine getirmektedir (Mt 3, 15), kısacası Babasının iradesine tamamen boyun eğmektedir: Sevgi yüzünden günahlarımızın bağışlanması için bu ölüm vaftizine rıza göstermektedir.8 Bu rıza karşısında Babanın Oğlundan hoşnut olduğunu belirten sesi duyulur.9 İsanın döllendiği andan itibaren tamamıyla sahip olduğu Ruh Onun üzerine gelir10 (Yu 1, 32-33). O bütün insanlık için kaynak oluşturacaktır. Vaftizi sırasında Ademin günahının kapattığı gökler açılır; sular da İsanın ve Ruhun inişiyle yeni yaratılışın öncüsü olarak kutsallaşır.
537 Hıristiyan, Vaftiz aracılığıyla, Vaftizini, ölümünü ve dirilişini önceden haber veren İsayla sırlı bir şekilde kaynaşır; Hıristiyanın bu pişmanlık ve alçakgönüllü alçalma gizine girmesi gerekir, İsa ile birlikte suya inmesi gerekir, Onunla çıkmak, Oğulda Babanın sevgili oğlu olabilmek ve yeni bir yaşama sahip olabilmek için (Rom 6, 4) suda ve Ruhta yeniden doğması gerekir:
Mesihle birlikte dirilmek için Onun vaftizi ile kendimizi gömelim; Onunla birlikte yükselmek için Onunla birlikte inelim; Onda yücelmek için Onunla birlikte yüceltelim.1
Mesihte olup biten her şey bize su banyosundan sonra, Kutsal Ruhun göğün yükseklerinde üzerimizde uçtuğunu ve Babanın Sesi ile Tanrının oğlu olduğumuzu gösterir.2
538 İnciller İsanın Yahya tarafından Vaftiz edilmesinden hemen sonra bir süre için çöle çekildiğini yazıyorlar: Ruh tarafından çöle gönderilen İsa çölde kırk gün yemek yemeden kaldı; yabani hayvanlar arasındaydı ve melekler Ona hizmet ediyorlardı.3 Bu süre sonunda Şeytan İsayı Tanrıya karşı oğulluk durumunu tehlikeye atmaya uğraşarak üç kez denemeye kalktı. İsa Ademin Cennetteki ve İsrailin çöldeki ayartılmalarını özetleyen bu saldırıları geri püskürttü, şeytan da Ondan uygun bir zamanda gelmek üzere uzaklaştı (Lk 4, 13).
539 İncil yazarları bu gizemli olayın kurtarıcı anlamını şöyle açıklıyorlar: İsa, Ademin şeytanın ayartmasına düştüğü yerde ayakta kalan yeni Ademdir. İsa İsrailin beklentisini kusursuz şekilde yerine getirdi: Eskiden çölde kırk yıl boyunca4 Tanrıyı kışkırtanların tersine, Mesih Tanrının iradesine tamamen tabi olan Tanrının Kulu olarak ortaya çıkmaktadır. İsa bunda şeytanı yenmiştir: O malını geri almak için güçlü adamı bağladı (Mk 3, 27). İsanın çöldeki ayartıcı üzerindeki zaferi Babasına olan sevgisinin eşsiz itaatini, çekeceklerinin zaferini öncelemektedir.
540 İsanın Şeytan tarafından denenmesi insanların5 Ondan bekledikleri ve Şeytanın Ona önerdiği şeyin tam zıttı olarak Tanrının Oğlunun Mesih olma biçimini gösterir. İşte bunun içindir ki Mesih Ayartıcıyı bizim için yenmiştir: Çünkü zayıflıklarımızı duygusal olarak bizimle paylaşamayan değil, tersine her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiş bir başrahibimiz vardır (İbr 4, 15). Kilise her yıl kırk günlük Büyük Perhizle İsanın çöldeki gizine katılmaktadır.
541 Yahyanın tutuklanmasından sonra İsa Tanrının İyi Haberini duyurarak Celileye gitti: Zaman doldu. Tanrının Egemenliği çok yaklaştı. Tövbe edin, İyi Habere inanın (Mk 1, 15). Babanın iradesini yerine getirmek için Mesih yeryüzünde Tanrının Egemenliğini kurdu.1 Şu an, Babanın iradesi insanları Tanrı yaşamı birliğine yükseltmektir.2 Bunu da, insanları, Oğlu olan Mesih İsanın etrafında toplayarak yapıyor. Bu toplanma yeryüzündeki Tanrı Egemenliğinin başlangıcı ve tohumu olan Kilisedir3.
542 Mesih insanların Tanrı ailesinde bir araya gelmesinin merkezinde bulunmaktadır. Onları sözleriyle, Tanrının Egemenliğini gösteren işaretlerle, havarilerini göndererek etrafında topluyor. İsa Egemenliğini özellikle Paskalya gizinde; Haç üzerindeki ölümüyle ve Dirilişiyle gerçekleştirecektir. Ben yerden yukarı kaldırıldığımda, bütün insanları kendime çekeceğim (Yu 12, 32). Mesihle birleşmeye bütün insanlar davetlidir.4
543 Tanrının Egemenliğine herkes davetlidir. İlk önce İsrail çocuklarına5 bildirilen bu Mesihçi Egemenlik tüm ulusların insanlarının kabulü için tasarlanmıştır.6 Oraya girebilmek için İsanın sözlerini kabul etmek gerekir:
Nitekim İsanın sözleri bir tarlaya ekilen tohuma benzer: Bu sözleri imanla dinleyenler ve Mesihin küçük sürüsüne kabul edilenler egemenliğin kendisini kabul etmiş olurlar; sonra, tohum hasat zamanı gelinceye dek kendine özgü niteliğiyle büyüyüp gelişir.7
544 Tanrının Egemenliği yoksullara ve küçüklere, kısacası onu alçakgönüllü bir yürekle kabul edenlere aittir. İsa İyi Haberi yoksullara iletmek için gönderildi8 (Lk 4, 18). Yoksulluk ruhuna sahip olanları mutlu ilan ediyor, zira Göklerin Egemenliği onlarındır (Mt 5, 3); Baba bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçüklere açmak lütfunda bulundu.9 İsa ahırdan Haça kadar yoksulların yaşamını paylaştı; açlığı,10 susuzluğu11 ve yoksunluğu12 tanıdı. Dahası, her çeşit yoksulla özdeşleşerek onlara karşı aktif sevgi göstermeyi kendi Egemenliğine girmenin şartı yaptı.1
545 İsa günahkârları Egemenlik sofrasına davet ediyor: Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.2 (Mk 2, 17). Onları tövbe etmeye çağırıyor, tövbe etmeden Tanrının Egemenliğine girilemeyeceğini, ama sözleri ve davranışlarıyla Babasının onlara olan sınırsız merhametini3 ve bir tek günahkârın tövbe etmesiyle gökte duyulan büyük sevinci gösteriyor (Mt 26, 28).
546 İsa Tanrının Egemenliğine, öğretisinin tipik özelliği olan meseller aracılığıyla girmeye çağırıyor.4 Onlar aracılığıyla, Egemenlik sofrasına davet ediyor,5 ama radikal bir seçim yapılmasını da istiyor; insanın egemenliği elde etmek için her şeyden vazgeçmesi gerektiğini söylüyor;6 sözler yeterli değildir, davranışlar önemlidir.7 Meseller insan için ayna gibidir: İnsan sözleri sert bir zemini mi yoksa iyi bir toprağı mı kabul etmektedir?8 Aldığı yetenekleri nasıl kullanmıştır?9 Bu dünyadaki İsa ve Egemenliğin varlığı gizli bir şekilde mesellerin içindedir. Egemenliğe girmek, kısacası göklerin Egemenliğinin gizlerini bilmek için Mesihin öğrencisi olmak gerekir (Mt 13, 11). Dışarda kalanlar için (Mk 4, 11) her şey bilmece gibidir.10
547 İsa sözlerinin yanı sıra Tanrının Egemenliğinin Kendisinde hazır bulunduğunu göstermek için çok sayıda mucize, harika ve belirti de yaptı (Hİ 2, 22). Bunlar İsanın Mesih olduğuna tanıklık ederler.11
548 İsanın gösterdiği işaretler Onu Babanın gönderdiğini gösterir.12 Ona imanla başvuranların dileklerini yerine getirir.13 Mucizeler Babasının işlerini yapan Kişiye duyulan inancı güçlendirir: Mucizeler Onun Tanrının Oğlu olduğunu gösterir.14 Ancak mucizeler düşme nedeni de olabilir (Mt 11, 6). Mucizelerin amacı merakı ve büyü isteklerini yerine getirmek değildir. Böylesine kesin mucizelere karşın İsa bazıları tarafından dışlanmıştır;1 hatta onu, mucizeleri şeytanlar aracılığıyla yapmakla suçlamışlardır.2
549 İsa bazı insanları yeryüzü felâketlerinden, açlıktan,3 haksızlıktan,4 hastalıktan ve ölümden5 kurtararak Mesih olduğunun belirtilerini gösterdi; bununla birlikte İsa yeryüzündeki bütün felâketleri6 yok etmek için değil, insanları bütün insani köleliklerinin nedeni olan ve onların Tanrının oğulları olmalarının önünde engel olan köleliklerin en berbatı olan günahtan kurtarmak için geldi.
550 Tanrının Egemenliğinin gelişi Şeytanın egemenliğinin bozguna uğramasıdır:7 Eğer ben cinleri Tanrının Ruhuyla kovuyorsam, Tanrının Egemenliği üzerinize gelmiş demektir8 (Mt 12, 28). İsanın cinleri kovması insanları şeytanların egemenliğinden kurtarır9 (Yu 12, 31). Tanrının Egemenliği Mesihin Haçı sayesinde nihai bir şekilde kurulacaktır: Tanrı tahta üzerinde egemen oldu.10
551 İsa aleni yaşamına başlarken kendi misyonuna katılacak ve kendisiyle birlikte olacak on iki kişi seçti.11 Kendi yetkisini onlara verdi sonra onları Tanrının Egemenliğini duyurmaya ve hastaları iyileştirmeye gönderdi (Lk 9, 2). Onlar Mesihin Egemenliğiyle daima birleşik durumdalar, zira İsa onlar aracılığıyla Kiliseyi yönetmektedir:
Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum. Öyle ki, egemenliğimde benim soframda yiyip içesiniz ve tahtlar üzerinde oturarak İsrailin on iki kavmini yargılayasınız (Lk 22, 29-30).
552 Onikiler grubunda Simon Petrus birinci sırayı alır.12 İsa ona başka kimseye vermediği bir görev verir. Babadan gelen bir açınlamayla Petrus, Sen Mesihsin, sen canlı Tanrının Oğlusun demişti. Bunun üzerine İsa ona: Sen Petrussun (kayasın) ve ben Kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek (Mt 16, 18). Canlı Kaya (1 Pet 2, 4) olan Mesih, Kayanın üzerine kurulacak Kilisesinin ölüm güçlerine karşı zafer kazanacağını garanti ediyor. Petrus imanından dolayı Kilisenin sarsılmaz kayası olarak kalacaktır. Bu imanı her türlü güçsüzlüklere karşı korumakla ve kardeşlerini bu imanda pekiştirmekle görevlidir.1
553 İsa Petrusa çok özel bir yetki verdi: Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim: Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak (Mt 16, 19). Anahtarlara sahip olmak Kilise olan Tanrının evini idare etme yetkisine sahip olmak demektir. İyi Çoban olan İsa (Yu 10, 11) Dirilişinden sonra bu sorumluluğu onayladı: Koyunlarım huzur içinde olun. (Yu 21, 15- 17). Bağlama ve çözme yetkisi günahları bağışlama, doktrinlerle ilgili yargılamalarda bulunma ve Kilise içinde disiplin kararları alma yetkisine sahip olmak anlamındadır. İsa bu yetkiyi Kiliseye havarileri, özellikle de Cennetin anahtarlarını açık bir şekilde emanet ettiği tek kişi olan Petrus aracılığıyla2 verdi.
554 Petrusun İsanın Mesih, canlı Tanrının Oğlu olduğunu haykırmasından sonra İsa, Kudüse gitmesi, orada acı çekerek öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini havarilerine anlatmaya başladı (Mt 16, 21). Petrus böyle bir şeyi kabul etmek istemedi,3 diğer havariler ise pek fazla bir şey anlamadılar.4 İşte bu aralar İsanın gizemli Transfigürasyonu (görünümünün değişimi) İsanın seçtiği üç havarisinin Petrus, Yuhanna ve Yakupun önünde bir dağın tepesinde meydana geldi.5 İsanın yüzü ve giysileri göz kamaştırıcı bir ışık haline geldi, Musa ve İlyas göründü, İsanın yakında Kudüs te gerçekleşecek olan ayrılışını konuştular (Lk 9, 31). Bir bulut onları kapladı ve gökten gelen bir ses, Bu benim Oğlumdur, seçilmiş Olandır. Onu dinleyin! dedi (Lk 9, 35).
555 İsa bir an için, Petrusun imanını teyit eden yüceliğini göstermiş oldu. Aynı zamanda yüceliğine girmek için (Lk 24, 26) Kudüste haçtan geçmesi gerektiğini gösterdi. Musa ve İlyas Tanrının Yüceliğini Dağd çıkar: Baba seste, Oğul insanda, Kutsal Ruh ışıklı bulutta.2:
Dağın tepesinde görünümün değişti, Mesih Tanrı olan Senin Haça gerildiğini gördüklerinde çektiklerini isteyerek çektiğini anlasınlar ve gerçekten Babanın ışıldaması olduğunu dünyaya bildirsinler diye havariler yetenekleri oranında senin yüceliğini gördüler.3
556 Aleni yaşamına girerken İsa vaftiz oldu, Paskalyasının arifesinde de görünümü değişti. İsanın Vaftizi aracılığıyla bizim yeniden canlanmamız gerçekleşmiş oldu: bizim Vaftizimiz; Transfigürasyon ikinci canlanmamızın sırrıdır: bizim öz dirilişimiz.4 Mesihin Bedeninin sırlarında etkin olan Kutsal Ruh sayesinde şimdiden Rabbin Dirilişine katılmış oluyoruz. Transfigürasyon bizim sefil bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecek (Fil 3, 21) olan Mesihin şanlı gelişini önceden tatmadır. Ama aynı zamanda Tanrı nın Egemenliğine girmek için epey sıkıntıdan geçmemiz gerektiğini de anımsatmaktan geri kalmıyor (Hİ 14, 22).
Petrus Mesihle birlikte dağda yaşamayı arzuladığında daha bunu anlayamamıştı.5 Petrus, İsa bunu anlamanı kendi ölümünden sonraya bıraktı. Ama şimdi kendisi için şöyle demektedir: Acı çekmek, hizmet etmek, hor görülmek ve yeryüzünde haça gerilmek için yeryüzüne in. Yaşam öldürülmek için aşağıya inmektedir; Ekmek açlık çekmek için inmektedir; Yol yol almaktan bitkin düşmek için inmektedir; Pınar susuzluk çekmek için inmektedir; ve sen acı çekmeyi reddediyorsun? 6
557 Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, kararlı adımlarla Kudüse doğru yola çıktı7 (Lk 9, 51). Aldığı bu kararla İsa Kudüse ölmeye hazır olduğunu belirtmek için çıkıyordu. Üç kez acı çekeceğini ve dirileceğini bildirdi.8 Kudüse doğru yola çıkarken, Bir peygamberin Kudüsün dışında ölmesi düşünülemez (Lk 13, 33) diyordu.
558 İsa Kudüste taşlanan ve öldürülen peygamberleri anımsar.9 Ama yine de Kudüsün kendisi etrafında toplanmasında ısrar eder: Bir tavuk, civcivlerini kanatları altına nasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocuklarını öyle toplamak istedim (Mt 23, 37b). İsa Kudüse yaklaşıp kenti görünce, Kudüs için ağladı ve bir kez daha yüreğinden geçenleri söyledi: Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin! Ne yazık ki, bu senin gözlerinden gizlenmiştir (Lk 19, 41-42).
559 Kudüs Mesihini nasıl karşılayacaktır? Oysa İsa kendisini kral yapmak isteyen halk hareketlerinden hep kaçınmıştır,1 İsa zamanını seçip babası Davudun kentine giriş hazırlıklarını en ince ayrıntısına kadar tamamladı2 (Lk 1, 32). Esenlik getiren (Osanna artık kurtar!, esenlik ver! anlamındadır) Davudun oğlu olarak karşılandı. Oysa Şanlı Kral (Mzm 24, 7-10) kendi kentine bir eşek üzerinde (Zek 9, 9) girer: Kilisenin simgesi olan Sion Kızını kurnazlıkla ya da şiddetle değil, Gerçeğe tanıklık eden alçakgönüllülükle kazanır.3 Bunun içindir ki kendi Egemenliğinin tebaası, o gün için, Onu meleklerin çobanlara bildirdiği4 gibi kral olarak karşılayan çocuklar5 ve Tanrının yoksullarıdır. Onların Rab bin adına gelen kutlu olsun sözü daha sonra Kilise tarafından efkaristiya litürjisinde Rabbin Paskalyası anısına Sanctus duasına eklendi.
560 İsanın Kudüse girişi, Kral-Mesihin Ölümü ve Dirilişinin Paskalyası aracılığıyla gerçekleştireceği Egemenliğinin Gelişini gösterir. Kilise Kutsal Haftayı, Zeytin Dalları Pazarı kutlamasıyla açmaktadır.
ÖZET
561 İsanın tüm yaşamı sürekli bir öğretiydi: Suskunlukları, mucizeleri, davranışları, duası, insan sevgisi, küçükler ve yoksulları üstün tutması, dünyanın kurtulması için Haç üzerinde kurban olmayı kabul etmesi, Dirilişi bütün bunlar Vahyin gerçekleşmesi ve sözünün eyleme dönüşmesidir.6
562 Mesih, havarilerinde biçimleninceye dek onların Mesihe benzemeleri gerekmektedir.7 Bunun içindir ki, bizler Egemenliğinde yer almayı umut ederek Onun yaşamının gizlerini üstümüze alıyor, Onun biçimine giriyor, ölümüne ve Dirilişine katılıyoruz.8
563 İster Çoban ister Yıldızbilimci olsun, bu dünyada Tanrıya ancak Beytlehemde bulunan ahırdaki yemliğin önünde diz çökerek ve bir bebeğin zayıflığında gizlenmiş Olana taparak ulaşılabilir.
564 Yusuf ve Meryemin sözünü dinleyen, uzun yıllar Nasıra da basit bir işte çalışan İsa, günlük iş ve aile yaşamında nasıl davranılacağının örneğini vermektedir.
565 Aleni yaşamının başlangıcındaki Vaftiziyle İsa, acılarının Vaftiziyle gerçekleşecek olan kurtarıcı işine tamamen sarılan bir Kuldur.
566 Çölde şeytan tarafından denenmesi, İsanın alçakgönüllü Mesih olarak Babasının esenlik tasarısına tamamen bağlı kalarak Şeytanı nasıl alt ettiğini gösterir.
567 Göklerin Egemenliği yeryüzünde Mesih tarafından kuruldu. Göklerin Egemenliği Mesihin varlığı, sözleri ve işleriyle insanların gözünde belirmeye başladı.1 Kilise bu Egemenliğin tohumu ve başlangıcıdır. Bu Egemenliğin anahtarları Petrusa emanet edilmiştir.
568 Mesihin Transfigürasyonu, havarilerin, İsanin çekecekleri karşısında imanlarını güçlendirmek amacını güder: Dağın tepesine çıkmak Golgotaya çıkışı hazırlar. Kilisenin Başı olan Mesih, Bedeninin içerdiği ve Kilise sırlarında ışıldayan şeyi yani Yücelik umudunu2 (Kol 1, 27) gösterir.
569 İsa günahkârların karşı koymaları sonucunda vahşice öldürüleceğini bile bile Kudüse gitti.3
570 İsanın Kudüse girişi, Kral-Mesihin kendi kentinde çocuklar ve alçakgönüllüler tarafından karşılanarak Ölüm ve Dirilişinin Paskalyasıyla Egemenliğinin gelişini gerçekleştireceğini gösterir.
4. KONU
Mesih İsa Pontius Pilatus döneminde acı çekmiş,
çarmıha gerilmiş, ölmüş ve gömülmüştür
571 Mesihin Haça gerilmesi ve Dirilişinin Paskalya gizi İyi Haberin temelini oluşturur. Önce havariler daha sonra da Kilise bunu dünyaya bildirmek zorunda kaldı. Tanrının kurtarıcı tasarısı ilk ve son kez olmak (İbr 9, 26) üzere Oğlu Mesih İsanın kurtarıcı ölümüyle gerçekleşti.
572 İsanın bizzat kendisi tarafından Paskalyasından önce ve sonra yapılmış yorumlara Kilise sadık kalmıştır: Mesihin bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi? (Lk 24, 26-27. 44-45.) Mesihin çektiği acılar Onunla alay eden, Onu kamçılayıp haça gererek putperestlere teslim eden (Mt 20, 19) İhtiyarlar, başrahipler ve din bilginlerince reddedilmesinden (Mk 8, 31) sonra tarihte somut yerini aldı.
573 İman İsanın insanlığı kurtarmasını daha iyi anlamak için İnciller1 aracılığıyla bozulmadan iletilen ve başka tarihi kaynaklar tarafından açıklanan İsanın ölümüyle ilgili durumları dikkatle inceleyebilir.
I. PARAGRAF
İsa ve İsrail
574 İsa aleni yaşama atıldığı andan itibaren Ferisiler ve Herodes yanlıları, rahipler ve din bilginleri ile birleşerek onu mahvetmeye çalıştılar.2 Yaptığı bazı davranışlarıyla (şeytanları kovma;3 günahları bağışlama);4 sept günü şifa vermeleriyle,5 Kutsal Yasanın temizlikle ilgili kurallarını özgün bir biçimde yorumlamasıyla;6 vergi görevlileri ve günahkârlarla samimiyet kurmasıyla7 İsa kötü niyetli biri hatta cinlerin reisi gibi görünmeye başladı.8 Onu küfür etmek9 ve halkı yoldan çıkarmakla10 suçladılar, bu öyle bir suçtu ki, Kutsal Yasaya karşı bu suçu işleyenler taşlanarak öldürülüyordu.11
575 Yuhannaya göre İncilin Tanrı halkından12 çok Yahudiler13 dediği Kudüsteki dini otoritelere göre İsanın birçok sözü ve davranışı insanı çelişkiye düşürücü (Lk 2, 34) nitelikteydi. Kuşkusuz, Ferisiler ile olan ilişkisi sadece tartışma düzeyindeydi. Ona koştuğu tehlikeyi önceden haber veren Ferisilerdi.14 İsa içlerinden bazılarını Mk 12, 34teki din bilginini övdüğü gibi övüyor ve birçok kez de Ferisilerin evlerinde yemek yiyordu.15 İsa Tanrı halkının bu din bilgini takımının doktrinlerini onaylıyordu: Ölülerin dirilişini,16 dindarlık biçimlerini (zekât, oruç ve dua)17 ve Tanrı ve insan sevgisi buyruğunun18 temel niteliği olan Tanrıya Baba olarak hitap etme alışkanlığını.
576 İsrailde birçoklarının gözünde İsa seçilmiş Halkın temel kurumlarına karşıymış gibi geliyordu. Örneğin:
- Bir bütün olarak Kutsal Yasanın yazılı buyruklarına ve sözlü geleneğin Ferisilere göre yorumuna itaat etmeme;
- Tanrının özel bir şekilde oturduğu kutsal bir yer olan Kudüsteki Tapınağın merkezi konumunu kabul etmeme;
- Hiçbir insanın yüceliğini paylaşamayacağı tek bir Tanrıya iman.
577 İsa Dağdaki Vaazının başında, Tanrı tarafından Sinada (Tûr) İlk Antlaşma sırasında verilen Kutsal Yasayı Yeni Antlaşmanın ışığında sunarken bir uyarıda bulunuyor:
Kutsal Yasayı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasadan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek. Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini bile kim çiğner ve başkalarına öyle yapmasını öğretirse, Göklerin Egemenliğinde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliğinde büyük sayılacak (Mt 5, 17-19).
578 İsrailin Mesihi, İsa, yani Göklerin Egemenliğinde en büyük olan kişinin kendi sözlerine göre Kutsal Yasa en ince ayrıntısına kadar bütünüyle yerine getirilmelidir. Bunu da gerçekleştiren tek odur.1 Yahudiler Kutsal Yasaya en küçük buyruğuna bile karşı gelmeden tam olarak hiçbir zaman uyamadıklarını itiraf ederler.2 İşte bu nedenle her yıl kutlanan Tanrının öfkesini yatıştırma bayramında İsrailliler, Kutsal Yasaya karşı geldikleri için Tanrıdan af dilerler. Nitekim, Kutsal Yasa bir bütün oluşturur; Yakupun da belirttiği gibi Kutsal Yasanın her dediğini yerine getiren, ama tek bir noktada ondan sapan kişi bütün Kutsal Yasaya karşı suçlu duruma düşmüş olur3 (Yak 2, 10).
579 Yalnız harfiyen değil, ruhuyla da Kutsal Yasanın bütünlüğüne uyma ilkesi Ferisiler için çok önemliydi. İsrail için bu ilkeyi koyarak İsanın zamanında yaşamış birçok Yahudiyi aşırı bir dindarlığa ittiler.4 Bu ilkenin ikiyüzlü5 bir vicdan durumunu inceleyen bir tanrıbilim koluna dönüşmemesi için bütün günahkârların1 yerine bir tek Doğru Kişi tarafından Kutsal Yasanın tam olarak yerine getirilmesi olan Tanrının şimdiye dek işitilmemiş girişimine Halkı hazırlamaktan başka yolu yoktu.
580 Kutsal Yasanın tam olarak yerine getirilmesi ancak Oğulun kişiliğinde Kutsal Yasanın tebaası olarak doğan İlahi Yasa Koyucunun işi olabilirdi.2 Kutsal Yasa İsada taştan düz tabakalara değil de Kulun yüreğinin derinliğine kazılmış olarak gözüküyor (Yer 31, 33), çünkü O sadık bir şekilde hakkı getiren (İş 42, 3) halkın antlaşması (İş 42, 6) oluyor. İsa Yasayı Yasanın buyruklarını yerine getirmeyenler (Gal 3, 10) yüzünden ortaya çıkan Yasanın lânetini (Gal 3, 13) üzerine alacak kadar yerine getiriyor, çünkü Mesih İlk Antlaşmanın yerine getirilmemesinin sonuçlarını ortadan kaldırmak için öldü (İbr 9, 15).
581 İsa Yahudilerin ve onların dini liderlerinin gözüne haham3 gibi göründü. Çoğu zaman Kutsal Yasayı hahamların yorumu çerçevesinde kanıt göstererek tartıştı.4 Ama aynı zamanda Kutsal Yasanın din bilginleriyle aykırı düşüyordu, onlara sadece kendi yorumunu vermekle kalmıyor aynı zamanda kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi ders veriyordu (Mt 7, 28-29). Onda, Musaya yazılı Kutsal Yasayı vermek için Sinada çınlayan ve Mutluluklar Dağında5 yeniden duyulan aynı Tanrının Sözüydü. İsanın Sözü Kutsal Yasayı geçersiz kılmıyor, ama ona yüce bir yorum katarak tamamlıyor: Atalara ( ) denildiğini duydunuz, ama ben size diyorum ki (Mt 5, 33-34). Aynı Tanrısal otoriteyle, Ferisilerin Tanrı nın Sözünü geçersiz kılan (Mk 7, 13) bazı insani geleneklerini kınıyor.
582 İsa daha da ileri giderek, Yahudilerin günlük yaşamında çok önemli bir yer tutan murdar yiyecekler konusunda Tanrısal bir yorumla bunun pedagojik6 anlamını açığa çıkararak Kutsal Yasayı yerine getiriyor: Dışardan insanın içine giren hiçbir şey onu kirletemez (Böylelikle bütün yiyeceklerin temiz olduğunu söylemek istiyordu.) İnsanı kirleten, insandan çıkandır. Kötü niyetler insanın içinden, yüreğinden çıkar (Mk 7, 18-21). Tanrısal bir otoriteyle Kutsal Yasaya açıklık getiren yorumunu sunduğunda, Tanrısal işaretlerle güvence altına alınmış olan Kutsal Yasa hakkındaki yorumunu benimsemeyen bazı din bilginleriyle karşı karşıya geldi.7 Bu söylediklerimiz özellikle sept günü için geçerlidir: İsa Tanrıya1 ve insanlara şifa vererek yapılan hizmetlerden2 dolayı Kutsal Yasanın sept günü ile ilgili kurallarının bozulmadığını kanıtlarla sık sık anımsattı3.
583 İsanın kendisinden önceki peygamberler gibi Kudüsteki Tapınağa büyük saygısı vardı. Doğumundan kırk gün sonra Yusuf ve Meryem tarafından Tapınağa götürülüp sunuldu.4 On iki yaşındayken, anne ve babasına, Babasının işleriyle uğraşmak zorunda olduğunu anımsatmak için Tapınakta kaldı.5 Gizli yaşamında yılda en az bir kez Paskalyada Tapınağa gitti;6 halk arasındaki görevi sırasında da büyük Yahudi bayramlarında Kudüsü birçok kez ziyaret etti.7
584 İsa Tapınağa sanki Tanrıyla karşılaşacağı ayrıcalıklı bir yermiş gibi çıktı. Tapınak İsa için Babasının konutu, bir dua evidir. Tapınağın iç avlusunun alışveriş merkezi haline getirilmesine öfkelendi.8 Tapınaktaki satıcıları kovduysa bunu Babasına olan sevgisinden yaptı: Babamın evini ticarethaneye çevirmeyin. Havarileri o sıra kitapta yazılan şu sözleri anımsadılar: Senin evinin sevdası beni yiyip bitiriyor (Mzm 69, 10. Yu 2, 16-17). İsanın dirilişinden sonra havarileri Tapınağa karşı duydukları dinsel saygıyı korudular.9
585 Acılar çekmeye başlamadan önce İsa bu görkemli yapının harabeye döneceğini, yerinde taş üstüne taş kalmayacağını bildirdi.10 Burada kendi Paskalyasıyla açılacak olan kıyamet günlerinin bir işareti bulunuyor.11 Ama bu kehanet başrahibin12 huzurundaki sorgulaması sırasında sahte tanıklar tarafından çarpıtılarak gündeme getirildi ve Haça gerili olduğu sırada da bundan söverek söz edildi.13
586 Öğretisinin14 önemli bölümünü dile getirdiği Tapınağa15 düşman olmak bir yana, İsa, Tapınak vergisini gelecekteki Kilisesinin16 temelini attığı Petrus17 ile birlikte ödemek istedi. Dahası Tapınakla özdeşleşerek, kendisinin, Tanrının insanlar arasındaki kesin ikâmetgahı olduğunu söyledi.1 Onun içindir ki bedensel olarak öldürülmesi2 esenlik tarihinde yeni bir çığır açacak olan Tapınağın yıkımını bildirmektedir: Öyle bir saat geliyor ki, Babaya ne bu dağda, ne de Kudüste tapınacaksınız!3 (Yu 4, 21).
587 İsraildeki dini otoriteler için Kutsal Yasa ve Kudüsteki Tapınak İsa konusunda çelişki nedeni olmuştur.4 İsanın en şahane Tanrısal eylem olan günahların bağışlanmasındaki rolü, onların tökezlemesine neden olmuştur.5
588 İsa vergi görevlileri ve günahkârlarla,6 Ferisilerle olduğu kadar samimi bir şekilde yemek yiyerek, onları çok kızdırmıştır.7 Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan kişilere karşı İsa şöyle diyor: Ben doğru kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim (Lk 5, 32). Daha da ileri giderek Ferisilerin yüzüne karşı günahın evrensel olduğunu8 esenliğe gereksinimleri olmadığını söyleyenlerin kendilerini kandırdıklarını açıkça söyledi.9
589 İsa özellikle günahkârlara karşı gösterdiği merhametli tutumunu Tanrının Kendisinin onlara karşı tutumuyla özdeşleştirdiği için onları kızdırmış oldu.10 Günahkârların sofrasını paylaşarak11 onları Mesihin şölenine kabul ettiğini söyleyecek kadar ileri gitti.12 Özellikle de günahları bağışlayarak İsrailin din otoritelerini ikilem içine soktu. Onlar haklı olarak dehşet içinde şöyle diyeceklerdir: Yalnız Tanrı günahları bağışlayabilir (Mk 2, 7). İsa günahları bağışlama girişimiyle ya kendisini bir insan olarak Tanrıya eşit kıldığı için Tanrıya ve kutsal şeylere küfretmektedir13 ya da doğru söylemektedir ve varlığı Tanrının adını açınlamakta ve Onu hazır kılmaktadır14.
590 İsa, Benden yana olmayan bana karşıdır (Mt 12, 30); aynı şekilde kendisinde Yunustan da ( ) Süleymandan da (Mt, 41-42), Tapınaktan da (Mt 12, 6) daha büyüğü bulunduğunu söylediğinde; ve kendisi hakkında Davudun Rabbim Mesih1 dediğini anımsattığında, İbrahimden önce ben vardım (Yu 8, 58) ve hatta Baba ve ben biriz (Yu 10, 30). dediğinde; tek İsanın Tanrısal kimliği böylesine mutlak bir gerekliliği haklı çıkarabilir.
591 İsa Kudüsteki dini otoritelere gerçekleştirmiş olduğu Babasının işlerinden dolayı kendisine inanmalarını istedi.2 Ne var ki böyle bir inanca sahip olmak ancak Tanrı nurunun çekiciliğinde3 yukardan yeniden doğmak için (Yu 3, 7) kendinde gizemli bir şekilde ölmeyi gerektirmektedir. Vaatlerin4 şaşırtıcı bir şekilde gerçekleşmesi karşısında böyle bir tövbe gerekliliği, İsanın, küfrettiği için5 ölümü hak ettiğine karar veren Başrahibin trajik horgörüsünü anlamaya olanak verir. Cahillikten6 yüreklerinin katılığından (Mk 3, 5; Rom, 25) ve inançsızlıktan (Rom 11, 20) böyle davranıyorlardı.
ÖZET
592 İsa Sinada verilen Kutsal Yasayı geçersiz kılmadı, ama onu, en yüce anlamını7 ortaya çıkartarak kusursuz bir şekilde8 tamamladı9 ve ona karşı yapılan ihlâlleri10 de düzeltti.
593 İsa Yahudi bayramlarında hac ziyareti yaparak saygı gösterdiği Tapınağa çıktı ve insanlar arasında bulunan Tanrının evini kıskançlık derecesinde sevdi. Tapınak İsanın kendi gizinin habercisidir. İsanın Tapınağın yıkılacağını bildirmesi, kendisinin öldürüleceğinin ve Bedeninin nihai Tapınak olacağı yeni bir esenlik çağına girileceğinin belirtisidir.
594 İsa Kendisini Kurtarıcı Tanrı gibi gösteren günahları bağışlama türü davranışlarda bulundu.11 Kimi Yahudiler, insan olan Tanrıyı kabul etmediklerinden12 Onu insan olduğu halde Tanrı olduğunu ileri süren biri olarak görüyorlardı (Yu 10, 33). Tanrıya ve kutsal şeylere küfür ettiğine karar verdiler.
II. PARAGRAF
İsa çarmıha gerilerek öldü
595 Kudüsteki dini otoriteler arasında gizlice İsanın müridi olan Ferisi Nikodim1 ya da saygıdeğer Aramatyalı Yusuf2 istisna değildi İsa konusunda3 uzun süredir kendi aralarında ayrılıklar doğmuştu. Hatta İsanın çekeceği acıların arifesinde Yuhanna, birçoğu kusurlu bir şekilde de olsa İsaya iman etmişti (Yu 12, 42) diyor. Kutsal Ruhun inişinden sonra rahiplerden birçoğunun iman çağrısına (Hİ 6, 7) uyduğu ve Ferisilerden bazılarının inanlı oldukları (Hİ 15, 5) göz önüne alınırsa bunda şaşılacak bir yan olmadığı görülür. Aynı zamanda havari Yakup ve Paulus şöyle diyorlar: Yahudiler arasında binlerce imanlı var, hepsi de Kutsal Yasayı savunmakta gayretliler (Hİ 21, 20).
596 Kudüsteki dini otoriteler arasında İsaya karşı alacakları karar konusunda fikirbirliği yoktu.4 Ferisiler İsanın peşinden gidecek olanları dinden atmakla tehdit ettiler.5 Herkesin İsaya iman edeceğinden ve Romalıların da gelip kutsal yerleri ve yurtlarını ortadan kaldıracağından (Yu 11, 48) korkanlara, başrahip Kayafa kehanette bulunarak şöyle bir öneride bulundu: Bütün bir ulus yok olacağına, halk uğruna bir tek adamın ölmesi sizin için daha uygun olur (Yu 11, 49-50). Başrahip İsayı Tanrıya ve kutsal şeylere küfrettiği için ölüme mahkûm (Mt 26, 66) ettiğini açıkladıktan sonra, elinde öldürme yetkisi bulunmadığından,6 onu siyasi başkaldırıyla itham ederek7 Romalılara teslim etti; onu adam öldürmekten suçlu bulunmuş Barrabas ile aynı kefeye koydular (Lk 23, 19). Bunlar İsayı ölüme mahkûm etmesi için başrahiplerin Pilatus üzerinde uyguladıkları siyasi tehditlerdi.8
597 İsanın davasının İncillerdeki anlatılarda ortaya konulan tarihi karmaşıklığı göz önüne alındığında ve davada başrolü oynayan (Yuda, Başrahip, Pilatus) kişilerin yalnızca Tanrı nın bildiği kişisel hataları ne olursa olsun, bu suçun sorumluluğunu kışkırtılan kalabalığın9 attığı çığlıklara ve Kutsal Ruhun İnişinden sonra tövbe için yapılan çağrılardaki geniş çaplı sitemlere10 karşın Kudüsteki bütün Yahudilere yüklemek doğru olmaz. İsanın bizzat kendisi Haç üzerindeyken Kudüslü Yahudileri bağışlıyor ve Petrus da bunu onların ve yöneticilerinin bilgisizliklerine (Hİ 3, 17) veriyordu.11 Bunu onaylayan bir formül olan12 ve Onun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerine olsun (Mt 27, 25) diye haykıran halkın dediğine bakarak sorumluluğu başka zaman ve mekândaki diğer Yahudilere yaymak da o kadar doğru olmaz. Zaten Kilise de II. Vatikan Konsilinde şunu açıkladı:
İsanın çektiklerinin sorumluluğu ne o sıra yaşamakta olan bütün Yahudilere ne de günümüzdeki Yahudilere yüklenebilir. ( ) Yahudiler ne Tanrı tarafından cehennem azabına çarptırılmış kişiler olarak ne de sanki Kutsal Kitap öyle yazıyormuş gibi lanetli kişiler olarak gösterilmelidir.1
598 Kilise, inançla ilgili Yetkili Kurulunda ve azizlerinin tanıklığında Günahkârlar, Tanrısal Kurtarıcının çekmiş olduğu bütün acılara kaynaklık edenler ve bunlara alet olanlardır.2 gerçeğini hiçbir zaman unutmadı. Günahlarımızın Mesihe dokunduğunu göz önüne alarak3 Kilise İsanın çektiklerinin en büyük sorumluluğunu, bu sorumluluğu çoğu zaman yalnızca Yahudilere yüklemeye kalkışan Hıristiyanlara yüklemekten kaçınmıyor:
Bu korkunç hatanın sorumluları olarak günah işlemeye devam edenleri görmeliyiz. Madem ki Rabbimiz Mesih İsanın Haç üzerinde işkence çekmesinde kendi suçlarımızın payı vardır, öyleyse düzensiz yaşam sürenler ve kötülük içinde olanlar kesinlikle içlerindeki Tanrının Oğlunu günahlarıyla yeniden yüreklerinde haça geriyor ve âleme rezil ediyorlar (İbr 6, 6). Burada bizim suçumuzun Yahudilerinkinden daha büyük olduğunu kabul etmemiz gerekir. Zira onlar, havarinin belirttiğine göre yüce Kralı tanısaydılar, Onu hiçbir zaman çarmıha germezlerdi (1 Kor 2, 8). Biz ise, tersine Onu tanıdığımızı söylüyoruz. Davranışlarımızla Onu reddettiğimizde bir bakıma kanlı ellerimizle Ona dokunuyoruz.4
İsayı haça şeytanlar da germediler; Onu haça onlarla birlikte, kötülük yapmaktan ve günah işlemekten büyük zevk alan sen gerdin ve germeye devam ediyorsun.5
İsa Tanrının belirlemiş olduğu
bir tasarı gereğince tutuklandı
599 İsanın korkunç bir şekilde öldürülmesi olayı tesadüfen oluşmuş talihsiz olayların bir sonucu değildir. Bu olay, Kutsal Ruhun İnişinden sonra Petrusun Kudüslü Yahudilere yaptığı konuşmada açıkladığı gibi, Tanrı tasarısının gizinin bir parçasıdır: İsa Tanrının önceden belirlenmiş amacı ve önbilgisi uyarınca insanların eline teslim edildi (Hİ 2, 23). Kutsal Kitapta geçen bu sözler İsayı teslim edenlerin (Hİ 3, 13) Tanrı tarafından önceden yazılmış bir senaryonun pasif uygulayıcıları olduğu anlamına gelmez.
600 Tanrıda zamanın bütün anları güncellikleriyle mevcuttur. Tanrı ebedi yazgı tasarısını, ona her insanın nuruna verdiği özgür cevabını da katarak yapar: Gerçekten de Herodes ve Pontius Pilatus, bu kentte İsrail halkı1 ve diğer uluslarla bir olup senin meshettiğin kutsal kulun İsaya karşı toplandılar. Senin kendi gücün ve isteğinle önceden kararlaştırdığın her şeyi gerçekleştirdiler (Hİ 4, 27-28). Tanrı esenlik tasarısını2 gerçekleştirmek amacıyla onların körlüklerinden kaynaklanan3 davranışlarına izin verdi.
601 Kulun, Doğru Kişinin4 (İş 53, 11) öldürülmesi ile ilgili Tanrının esenlik tasarısı önceden Kutsal Yazılarda insanlığın evrensel kurtuluşunun bir gizi, yani insanları günahın köleliğinden kurtaran bedel olarak bildirilmişti.5 Paulus almış olduğunu söylediği inancıyla Kutsal Kitaplara göre Mesih günahlarımız için öldü6 diye beyan ediyor. (1 Kor 15, 3) İsanın insanlığı kurtarıcı ölümü özellikle acı çeken Kul ile ilgili kehanetin gerçekleşmesidir.7 İsanın bizzat kendisi yaşamına ve ölümüne acı çeken Kulun ışığı altında bir anlam veriyor.8 Dirildikten sonra Kutsal Yazılarda geçen bu konu ile ilgili bu yorumu Emmayüslü müritlere,9 daha sonra da havarilerin kendilerine veriyor.10
602 Petrus havarilerin inancını sonuç olarak Tanrının esenlik tasarısında formüle ediyor: Atalardan kalma boş yaşayışınızdan, gümüş ya da altın gibi geçici şeylerle değil, tersine suçsuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesihin değerli kanıyla kurtuldunuz. Mesih, dünyanın kuruluşundan önce seçilmişti. Çağların sonunda da sizin yararınıza ortaya çıktı (1 Pet 1, 18-20). İlk günahın bir sonucu olarak ortaya çıkan insanların günahları yoluyla ölüm geldi.1 Kendi öz Oğlunu, düşmüş ve günah yüzünden2 ölüme mahkûm olmuş insanlığın köle durumunda3 göndererek Tanrı, Mesih sayesinde kendisinin doğruluğu olalım diye, günahı bilmeyen Mesihi bizim için günah yaptı (2 Kor 5, 21).
603 İsa kendisi günah işlemiş gibi ayıplanmadı.4 Onu daima Babasına bağlayan insanları kurtarma sevgisinde5 Tanrıya karşı günah sapmamızda bizi, haç üzerinde bizim adımıza Tanrım, Tanrım beni niye terk ettin? (Mk 15, 34; Mzm 22, 1) diyecek kadar üzerine aldı. Biz günahkârlarla dayanışma içinde olarak Tanrı öz Oğlunu bizden esirgemeyerek, Onun ölümü sayesinde Kendisiyle barışmamız için (Rom 5, 10) Onu hepimizin uğruna ölüme teslim etti (Rom 8, 32).
604 Tanrı Oğlunu günahlarımız yüzünden teslim ederken, bizim üzerimizdeki tasarısının, tarafımızdan gelecek olan her türlü iyi girişimden önce gelen bir sevgi tasarısı olduğunu gösterir: Tanrıyı biz sevmiş değildik, ama o bizi sevdi ve Oğlunu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.6 (1 Yu 4, 10). Tanrının bizi sevdiğinin kanıtı, Mesihin hâlâ günahkâr olduğumuz sırada, bizler uğruna ölmesidir (Rom 5, 8).
605 Bu sevgi herkesi kapsıyor, İsa bunu anlattığı kaybolmuş koyun meselinde çok iyi bir şekilde ortaya koyuyor: Bunun gibi, göklerdeki babanız da bu küçüklerden hiçbirinin kaybolmasını istemez (Mt 18, 14). Canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldiğini söylüyor; bu son ifade sınırlayıcı değildir. Bu ifade bütün insanlığın karşısına, insanlığı kurtarmak için kendisini feda eden bir tek Kurtarıcının kişiliğini koymaktadır.7 Kilise, havarilerin ardından,8 Mesihin istisnasız bütün insanlar için öldüğünü öğretmektedir. Mesihin uğruna acı çekmediği hiç kimse ne oldu ne de olacak.9
Mesihin tüm yaşamı Babaya bir adaktır
606 Tanrının Oğlu gökten kendi isteğini değil de kendisini gönderenin isteğini yerine getirmek için indi (Yu 6, 38), Tanrının Oğlu bu dünyaya adım atarken İşte Tanrının iradesini yerine getirmeye geliyorum diyor. ( ) Tanrının bu isteği uyarınca İsa Mesihin bedeninin ilk ve son kez sunulmasıyla kutsal kılındık (İbr 10, 5-10). Oğul bu dünyaya adım atar atmaz Tanrısal esenlik tasarısını kendi kurtarıcı misyonunda benimsiyor: Benim gıdam, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve Onun işini tamamlamaktır (Yu 4, 34). Dünyanın günahlarını bağışlatan İsanın kurbanı (1 Yu 2, 2) Babasıyla olan sevgi birliğinin ifadesidir: Baba beni seviyor, çünkü ben yaşamımı veriyorum (Yu 10, 17). Dünyanın, Babayı sevdiğimi ve Babanın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi bilmesini istiyorum (Yu 14, 31).
607 Babasının kurtarıcı sevgi tasarısını benimseme arzusu İsanın tüm yaşamına canlılık katar1 çünkü kurtarıcı nitelikteki çektikleri bu dünyaya gelme nedenidir: Baba, beni bu saatten kurtar! Ama ben bu amaç için bu saate geldim (Yu 12, 27). Babanın bana sunduğu bu kâseden içmeyeyim mi? (Yu 18, 11). Haç üzerinde de her şey tamamlanmadan önce (Yu 19, 30) Susadım dedi (Yu 19, 28).
Dünyanın günahını kaldıran Kuzu (Kurban)
608 Günahkârların2 ardından İsayı vaftiz etmeyi kabul eden Vaftizci Yahya Onda dünyanın günahını kaldıran Tanrının Kuzusunu (Kurbanı) gördü ve Onu öyle gösterdi3 (Yu 1, 29). Bu şekilde İsanın aynı zamanda hem mezbahaya giden ve çoğunluğun günahlarını yüklenen4 acı çeken Kul5 (İş 53, 7) hem de birinci Paskalya sırasında İsrailin kurtuluşunu simgeleyen Paskalya Kuzusu6 (Çık 12, 3-14) olduğunu ortaya koymaktadır. Mesihin tüm yaşamı misyonunu ifade etmektedir: İnsanoğlu hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi (Mk 10, 45).
609 İnsan yüreğinde Babasının insanlara olan sevgisini benimseyen İsa onları sonuna kadar sevdi (Yu 13, 1) çünkü hiç kimsede, insanın dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur (Yu 15, 13). Böylelikle, acıda ve ölümde insanlığı, insanların esenliğini isteyen Tanrısal sevginin kusursuz ve özgür aracı oldu.1 Nitekim, Babasının ve kurtarmak istediği insanların sevgisi uğruna acı çekmeyi ve ölümü isteyerek kabullendi: Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm (Yu 10, 18). İşte ölüme kendiliğinden giden Tanrının Oğlunun yüce özgürlüğü.2
610 İsa tutuklandığı gece3 (1 Kor 11, 23) on iki havarisiyle yediği son yemekte canını isteyerek vereceğini ifade etmişti. Acı çekeceği günün arifesinde, henüz özgürken, İsa havarileriyle birlikte yediği Son Yemeğini, insanların esenliği için Babaya isteyerek sunacağı kurbanının4 anma töreni haline getirdi: Bu sizin uğrunuza feda edilen benim bedenimdir (Lk 22, 19). Bu benim kanımdır, bu kan günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır (Mt 26, 28).
611 O sırada kurmuş olduğu Efkaristiya kendi kurbanının anma töreni olacaktır (1 Kor 11, 25). İsa havarilerinden kendi kurban törenine katılmalarını ve bunu sürdürmelerini ister.5 Bununla, İsa havarilerini Yeni Antlaşmanın rahipleri yapar: Onlar da gerçekle kutsal kılınsınlar diye kendimi onların uğruna adıyorum6 (Yu 17, 19).
612 Vakti gelmeden önce Son Yemekte bizzat Kendisinin sunduğu Yeni Antlaşma kâsesini,7 daha sonra İsa Getsemani8 bahçesinde büyük keder içindeyken Babasının elinden ölünceye dek itaatkâr kalarak kabul etti (Fil 2, 8; bk. İbr 5, 7-8). İsa, Baba mümkünse bu kâseyi benden uzaklaştır (Mt 26, 39) diye dua ediyordu. Bununla insan doğasına ölümün ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlatmaya çalışır. Nitekim, Onun insan doğası da bizimki gibi ebedi yaşam için ayrılmış; üstelik, bizimkinden farklı olarak, ölüme neden olan1 günahtan tamamen uzaktır;2 ama özellikle de Canlı Olanın3 (Ap 1, 17), Yaşam Prensinin (Hİ 3, 15) Tanrısal kişiliğini üzerine almıştır. Tanrı iradesinin kendi insan iradesinde yerine gelmesini kabul ederek,4 günahlarımızı haç üzerinde kendi bedenine yüklenmek için (1 Pet 2, 24) kurtarıcı olarak ölümü kabul etti.
613 Mesihin ölümü aynı zamanda insanları nihai olarak kurtaran5 Kuzunun6 dünyanın günahını üzerine alarak (Yu 1, 19) Paskalya kurbanı7 olması kadar günahların bağışlanması için birçokları uğruna dökülen kan8 (Mt 26, 28) sayesinde insanı Tanrıyla barıştırarak Onunla birlik9 içine sokan Yeni Antlaşmanın kurbanı10 olmasıdır.
614 Mesihin bu kurbanı tektir, bu kurban bütün kurbanları tamamlar ve aşar.11 Öncelikle Tanrı Babanın bizzat kendisinin bir armağanıdır: Oğlunu bizi kendisiyle barıştırmak için sunan Babanın kendisidir.12 Kurban aynı zamanda insan olan Tanrının Oğlu özgürce ve sevgiyle,13 yaşamını bizim itaatsizliğimizi düzeltmek için Kutsal Ruh aracılığıyla Babasına sunmasıdır.14
615 Bir adamın itaatsizliği yüzünden birçoğu günahkâr kılındığı gibi, yine bir adamın itaati ile birçoğu doğru kılınacaktır (Rom 5, 19). Ölünceye kadarki itaati ile İsa çoğunluğun günahlarını üzerinde taşıyan, onları hatalarından ezilerek aklayan, günahları bağışlatıcı kurban olarak yaşamını sunan, acı çeken Kulun yerine geçmiştir.15
616 Mesihin kurbanına kefaret, bedel, onarma ve kurtarma değerini Onun sevdiklerini sonuna kadar sevmiş olması (Yu 13, 1) vermektedir. O bizim hepimizi tanıdı ve sevdi ve uğrumuza kendini feda etti.16 Bize hükmeden Mesihin sevgisidir. Yargımız şu ki, bir kişi herkesin uğruna öldüyse, o zaman herkes ölmüştür (2 Kor 5, 14). Ne kadar kutsal olursa olsun, hiçbir insan, bütün insanların günahını üzerine almak ve herkesin uğruna kendini kurban olarak sunmak durumunda olamaz. Bütün insanları aşan, aynı zamanda kucaklayan ve bütün insanlığın Başını oluşturan Oğulun Tanrısal kişiliğinin Mesihteki varlığı, hepimizin uğruna kurtarıcı kurbanını mümkün kılmaktadır.
617 Haç üzerinde çektikleriyle İsa bizi akladı1 diyor Trento Konsili; Mesihin kurbanının eşsiz niteliğinin ebedi esenliğin ilkesi olduğunun altını çizerek (İbr 5, 9). Kilise de Haça Selâm tek umudumuz ey Haç!2 diye şarkılar düzerek saygı gösteriyor.
618 Tanrı ile insanlar arasında tek arabulucu (1 Tim 2, 5) olan Mesihin Haçı tek kurbandır. Ne var ki, insan olmuş Tanrısal Kişiliğinde bir bakıma kendisini her bir insanla birleştirmiştir3, Tanrının bildiği bir şekilde Paskalya gizine katılabilmesi için Kendisini her insana sunmaktadır.4 Havarilerine Haçlarını sırtlatıp Kendisini izlemeleri konusunda çağrıda bulunuyor (Mt 16, 24), çünkü O bizim için acı çekti, kendi izinden gidelim diye bize yol açtı (1 Pet 2, 21). Nitekim kurtarıcı kurbanına bundan ilk yararlananları katmak istiyor.5 Bu, Annesinin kişiliğinde kurtarıcı ıstırabının gizine başka hiç kimsenin katılamayacağı ölçüde en üst derecede gerçekleşir:6
Haç dışında göğe çıkılacak başka bir merdiven yoktur.7
ÖZET
619 Kutsal Yazılara göre Mesih günahlarımız için öldü (1 Kor 15, 3).
620 Esenliğimiz Tanrının bizlere karşı duyduğu sevgi inisiyatifinden kaynaklanır, zira bizleri seven ve günahlarımızı bağışlatmak için kurban olarak Oğlunu gönderen Odur (1 Yu 4, 10). Dünyayı Mesihte kendisiyle barıştıran Tanrıdır (2 Kor 5, 19).
621 İsa bizim esenliğimiz uğruna kendini özgürce feda etti. Bu kurbana, önceden, son yemeğinde bir anlam verdi, sonra bunu gerçekleştirdi: Bu, sizin uğrunuza feda edilen benim bedenimdir (Lk 22, 19).
622 Mesihin kurtarıcılığı şundan ibarettir: Mesih canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi (Mt 20, 28), kısacası atalarından miras kalan boş yaşayıştan kurtulmaları (1 Pet 1, 18) için kendininkileri sonuna kadar sevdi (Yu 13, 1).
623 Babasına hoş gelen haç üzerinde ölüme varan (Fil 2, 8) itaati ile İsa, acı çeken Kul olarak çoğunluğun hatalarını Kendi üzerine alarak onları aklayan günah ödeme1 misyonunu gerçekleştirdi2 (İş 53, 11).
III. PARAGRAF
Mesih İsa gömüldü
624 Tanrının lütfuyla, bütün insanların yararına, ölümü tattı (İbr 2, 9). Kendi esenlik tasarısında Tanrı, yalnızca Oğlunun günahlarımız için ölmesini (1 Kor 15, 3) değil, ama aynı zamanda ölümü tadacağını, yani ölüm durumunu, ruhun bedenden ayrılma durumunu, Haç üzerinde can verişinden Dirileceği ana kadar süren zamanda tanımasını öngördü. Ölmüş Mesihin bu durumu mezar ve ölüler diyarına iniş gizidir. Bu, Mesihin mezara3 konulduğu Kutsal Cumartesi gizi, Tanrının bütün evreni4 barışa götüren insanların esenliğinin gerçekleşmesinden5 sonraki Tanrının sept dinlencesini6 gösterir.
625 Mesihin mezarda kaldığı süre, Mesihin Paskalyadan önceki geçici durumuyla şimdiki Dirilmiş şanlı durumu arasındaki gerçek bağı oluşturur. Aynı Canlı Olan kişi şöyle diyebilir: Ölmüştüm, ama işte sonsuza dek canlı kalacağım (Ap 1, 18):
Tanrı [Oğul], doğanın gereği olarak ölümün ruhu bedenden ayırmasına engel olmadı, ama kendisi ölümle yaşamın kişiliğinde buluştuğu nokta olmakla, ölümle oluşacak bozulmayı kendisinde durdurarak ve ayrılmış bölümleri birleştiren temel olmakla her birini Dirilişle yeniden bir araya getirdi.7
626 Madem ki ölüme mahkûm edilen Yaşam Prensi (Hİ 3, 15) ile dirilmiş canlı Olan (Lk 24, 5-6) aynı kişidir, Tanrı nın Oğlunun Tanrısal kişiliği ölümle birbirinden ayrılmış olan ruhuyla bedenine sahip olmaya devam etmeliydi:
Mesihin ölümüyle ruh bedenden ayrıldığına göre, tek kişi iki kişiye ayrılmış olmadı; çünkü Mesihin ruhu ve bedeni Kelâmın kişiliğinde başlangıçtan beri aynı sıfatla var oldular; ölümde ise, birbirlerinden ayrılmalarına karşın her biri Kelâmın aynı ve tek kişiliğinde kalırlar.1
627 Mesihin ölümü dünyadaki yaşamına son veren gerçek bir ölümdü. Ne var ki bedeninin Oğulun kişiliğiyle olan bağı yüzünden ötekiler gibi ölen bir kimsenin ardında bıraktığı ceset olmadı, çünkü Tanrısal nitelik Mesihin bedenini bozulmuşluktan korudu2. Mesih hakkında şunu da diyebiliriz: Canlıların toprağından koparıldı (İş 53, 8); ve Çünkü sen canımı ölüler diyarına terk etmeyeceksin, Kutsalını çürümeye terk etmeyeceksin, bedenim umut içinde yaşayacak3 (Hİ 2, 26-27). İsanın üçüncü gün4 (1 Kor 15, 4; Lk 24, 46) Dirilişi bunun kanıtıdır, çünkü çürümenin dördüncü günden sonra başladığı kabul edilmektedir.5
628 Özgün ve tam işareti suya batmak olan Vaftiz, yeni bir yaşama başlamak için Mesihle birlikte günaha ölen Hıristiyanın mezara başarıyla girmesi anlamına gelir: Babanın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürelim diye vaftiz yoluyla Onunla birlikte ölüme gömüldük6 (Rom 6, 4).
ÖZET
629 Bütün insanların yararı için İsa ölümü tattı.7 Gerçekten de insan olan Tanrının Oğlu öldü ve gömüldü.
630 Mesih mezarda olduğu sürede Tanrısal kişiliği ölümle birbirinden ayrılmış olan ruhu ile bedenini kendi üstünde taşımaya devam etti. Bunun içindir ki ölen Mesihin bedeni çürüme yüzü görmedi (Hİ 13, 37).
5. KONU
Mesih İsa ölüler diyarına indi,
üçüncü gün ölüler arasından dirildi
631 İsa dünyanın aşağı katlarına indi. Aşağı inmiş olanla yukarı çıkmış olan kişi aynıdır (Ef 4, 9-10). Havariler İnanç ilkeleri Formülünde Mesihin ölüler diyarına inişi ile üçüncü gün ölüler arasından Dirilişi tek bir konuda belirtiliyor. Çünkü İsa Paskalyasında yaşamı ölümün derinliklerinden çıkarttı.
Ölüler diyarından çıkan
Oğlun Mesih
erinç ve mutluluk dolu aydınlığını
insanlık üzerine yaydı
O sonsuza dek yaşayacak ve hüküm sürecektir. Amin.1
I. PARAGRAF
Mesih ölüler diyarına indi
632 Yeni Ahitte İsanın ölüler arasından dirildiği hakkında sıkça rastlanan doğrulamalar (Hİ 3, 15; Rom 8, 11; 1 Kor 15, 20), dirilişten önce, İsanın ölüler diyarında kaldığını önceden varsayıyor.2 İsanın ölüler diyarına indiğine havarilerin verdiği birinci anlam şudur: İsa bütün insanlar gibi ölümü tanıdı ve ruhuyla onlarla ölüler diyarında katıldı. Ne var ki, oraya Kurtarıcı olarak iyi haberi orada tutulanlara duyurmak için gitti.3
633 Ölmüş Mesihin indiği ölüler diyarına, Kutsal Kitap cehennemler, Şeol ya da Hades4 diyor, çünkü orada bulunanlar Tanrıyı görmekten mahrumlar.5 Nitekim, Kurtarıcı bekleyen kötü ya da doğru6 bütün ölülerin durumu buydu. Bu onların kaderinin İsanın anlattığı İbrahimin bağrına7 kabul edilen yoksul Lazarusun meselindeki gibi olduğu anlamına gelmez. İbrahimin bağrında Kurtarıcılarını bekleyen bu kutsal ruhlar için İsa özellikle ölüler diyarına indi.8 İsa ölüler diyarına ne oradaki cehennemlikleri9 kurtarmak için ne de cehennemi yok etmek için10 indi, ama kendisinden önce oraya gelen doğruları kurtarmak için indi.11
634 Yeni Haber ölülere de bildirilmiş oldu (1 Pet 4, 6). Ölüler diyarına inmek esenlikle ilgili İncilin haberinin eksiksiz olarak tamamlanmasıdır. Bu İsanın Mesihçi misyonunun vaktinde yoğunlaşmış ama bütün zamanlarda ve her yerde bütün insanları kurtarıcı işlevinin yayılmasının gerçek anlamında son derece engin en yüce evresidir, zira kurtulmuş olanların hepsi Kurtarıcılığa katılan iştirakçiler olmuştur.
635 Şu halde Mesih ölüler Tanrının Oğlunun sesini işitsinler ve işitenler de yaşasınlar diye1 (Yu 5, 25) ölümün derinliklerine indi. Yaşam Prensi (Hİ 3, 15) olan İsa kendi ölümü ile, ölüm gücüne sahip olanı, yani Şeytanı etkisiz hale getirdi ve bütün ömürleri boyunca ölüm korkusu yüzünden köle durumuna düşmüş olanların hepsini özgür kıldı (İbr 2, 14-15). Bundan böyle ölümün ve ölüler diyarının anahtarları dirilmiş Mesihin elindedir (Ap 1, 18) ve İsa adı anıldığında gökte, yeryüzünde ve ölüler diyarında bulunan herkes diz çökecektir (Fil 2, 10).
Bugün yeryüzüne koca bir sessizlik egemen, koca bir sessizlik ve koca bir yalnızlık. Koca bir sessizlik, çünkü Kral uyuyor. Yeryüzü sarsıldı ve sakinleşti, çünkü Tanrı bedende uyumuş ve yüzyıllar boyunca uykuya dalmış olanları uyandırmaya gitmişti ( ). İlk atamız Ademi, kaybolmuş kuzuyu bulmaya gitti. Ölümün gölgesinde ve karanlıklarda oturanları ziyaret etmek istedi. Ademi ve onunla birlikte tutsak olan Havvayı acılarından ve bağlarından, onların hem Tanrısı hem de Oğlu olarak kurtarmaya geldi ( ) Senin Tanrınım, senin yüzünden senin Oğlun oldum. Uyuyan sen, kalk, seni ölüler diyarında zincire bağlanasın diye yaratmadım. Ölüler arasından kalk, zira ben ölülerin Yaşamıyım.2
ÖZET
636 İsa ölüler diyarına indi ifadesi, İsanın gerçekten öldüğünü ve bizim uğrumuza ölmesiyle ölümü ve ölüm gücüne sahip şeytanı (İbr 2, 14) yendiğini gösterir.
637 Ölmüş Mesih Tanrısal kişiliğine bağlı ruhuyla ölüler diyarına indi. Kendisinden önce oraya gidenlere cennetin kapılarını açtı.
II. PARAGRAF
Üçüncü gün ölüler arasından dirildi
638 Biz size İyi Haberi duyuruyoruz: Tanrı İsayı diriltmekle, atalarımıza verdiği sözü, onların çocukları olan bizler için yerine getirmiştir (Hİ 13, 32-33). İsanın Dirilişi Mesihe olan inancımızın temel noktasını oluşturur. İlk Hıristiyanlar Gelenek tarafından iletilen, Yeni Ahitteki belgelerle ortaya konulan, Haç ile birlikte Paskalya gizinin en önemli noktası olarak vazedilen bu temel gerçeğe inanmış ve ona göre yaşamışlardır:
Mesih ölüler arasından dirildi.
Ölümüyle ölümü yendi,
Ölülere yaşam verdi.1
639 Mesihin dirilişinin gizi, Yeni Ahitin doğruladığı saptanmış tarihi belirtileri olan gerçek bir olaydır. 56 yıllarında Paulus Korintlilere şöyle yazıyordu: Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim. Şöyle ki, Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Kifasa, sonra Onikilere göründü (1 Kor 15, 3-4). Havari burada Şam yolunda2 İsaya inandıktan sonra öğrenmiş olduğu Dirilişin canlı geleneğinden söz ediyor.
640 Canlı olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz? O burada değil, dirildi (Lk 24, 5-6). Paskalyadaki olaylar çerçevesinde, karşılaşılan ilk nokta boş mezardır. Boş mezar doğrudan bir kanıt oluşturmuyor. Mesihin vücudunun mezarda bulunmayışı başka şekilde de açıklanabilir.3 Bütün bunlara karşın, boş mezar herkes için temel bir işaretti. Mezarın boş olduğunun havarilerce saptanması Dirilişin olduğunu gösteren ilk adımdı. Önce kutsal kadınlar,4 sonra İsanın en çok sevdiği havarisi Petrus5 ve (Yu 20, 2) boş mezara girdiklerinde yerde duran kefen bezlerini (Yu 29, 6) görerek iman ettiler (Yu 20, 8). Bu da havarinin İsanın cesedinin bulunmadığı boş mezarı6 görerek bu olayın insan eli tarafından gerçekleşmediğini ve İsanın Lazarus olayındaki7 gibi dünyaya basit bir şekilde geri gelmediğini saptadığını gösterir.
641 Sept gününün yaklaşması nedeniyle Kutsal Cuma akşamı1 alelacele İsanın vücuduna2 güzel kokular sürmüş olan Mecdelli Meryem ve kutsal kadınlar Dirilmiş Olanı ilk görenler oldular.3 Böylelikle kadınlar Havarilere bile Mesihin Dirilişini bildiren ilk haberciler oldular (Lk 24, 9-10). İsa daha sonra, önce Petrusa sonra da Onikilere göründü.4 Kardeşlerinin imanının doğru olduğunu göstermeye çağrılan Petrus5 Dirilen Kişiyi onlardan önce gördü, topluluk da onun tanıklığına dayanarak şöyle diyordu: Rab gerçekten dirilmiştir, Simona görünmüş (Lk 24, 34. 36).
642 Paskalya günlerinde meydana gelen bütün bu olaylar bütün havarileri, özellikle de Petrusu Paskalya sabahı başlamış olan yeni miladın yapılanması konusunda yükümlülük altına sokuyordu. Dirilmiş Olanın tanıkları olarak onlar, Onun Kilisesinin temel taşlarıydılar. İlk inanlılar topluluğunun imanı Hıristiyanlarca tanınan, çoğunun da aralarında yaşadığı somut insanların tanıklıklarına dayanır. Mesihin Dirilişinin bu tanıkları6 başta Petrus olmak üzere Onikilerdir, ama yalnız onlar değildir: Paulus açıkça İsanın bir defada beş yüz kişiye, Yakupa ve bütün havarilere göründüğünden söz eder.7
643 Bu tanıklıklar karşısında Mesihin Dirilişini fiziksel düzen dışında yorumlamak ve bunu bir tarihi olay olarak kabul etmemek mümkün değildir. Olaylardan şu sonuç çıkmaktadır ki, havariler Efendileri İsanın önceden kendilerine haber verdiği8 gibi acı çekerek Haç üzerinde ölmek gibi radikal bir denemeye tabi tutulmuşlardır. İsanın çektiği acılar onlar üzerinde öyle bir şok etkisi yarattı ki (en azından bazılarında) İsanın dirilmiş olduğu haberine hemen inanmadılar. İnciller havarileri bize mistik bir tutkuya kapılmış bir topluluk olarak göstermek yerine kolu kanadı kırılmış suratları asık (Lk 24, 17) ve dehşete kapılmış9 insanlar olarak gösteriyor. Bunun içindir ki mezardan dönen kadınlara inanmadılar ve onların söylediklerini saçma buldular10 (Lk 24, 11). Paskalya akşamı İsa Onbirlere kendisini gösterdiğinde onları Kendisini dirilmiş olarak görenlere inanmadıkları için imansızlıklarından ve yüreklerinin katılığından ötürü azarladı (Mk 16, 14).
644 Hatta dirilmiş İsanın gerçeği karşısında bile havariler kuşku duymaya devam ettiler,1 öyle ki gördüklerine inanmak istemediler ve bir hayalet görmüş olduklarını sandılar.2 Sevinçten hâlâ inanamıyorlardı ve şaşkınlık içindeydiler (Lk 24, 41). Thomas da aynı kuşkuyu duyacaktır, Matta tarafından Celileden getirilen son görünme haberine bazıları kuşkuyla baktı3 (Mt 28, 17). İşte bu nedenledir ki, Diriliş olayının havarilerin saflıklarının ya da inançlarının ortaya çıkardığı bir şey olduğu varsayımı inanılırlığını yitirmektedir. Tam tersine, onların İsanın dirildiğine olan inançları -Tanrısal lütfun etkisiyle- dirilmiş İsanın gerçeğiyle doğrudan yaptıkları tecrübeye dayanmaktadır.
645 Dirilmiş İsa havarileriyle, dokunarak,4 onlarla yemeği paylaşarak5 doğrudan ilişkiye geçiyor. Bununla onlara bir ruh6 olmadığını ama onlara göründüğü bedeninin acı çeken ve haça gerilen bedenle aynı olduğunu ve üzerinde hâlâ çektiklerinin izini taşıdığını göstermek istemektedir.7 Bu gerçek ve gerçekliği belli olan beden aynı zamanda yüceltilmiş bir bedenin yeni özelliklerini de taşımaktadır: Mekâna ve zamana tabi değildir, istediği zaman ve keyfine göre istediği yerde olabilmektedir,8 çünkü insanlığı artık yeryüzüyle sınırlandırılamaz ve yeri yalnızca Babanın Kutsal Krallığıdır.9 Bu nedenle dirilmiş İsa istediği gibi görünmekte son derece özgürdür: Kendisine yakın olan kişilere imanlarını uyandırmak10 için bir bahçıvan ya da başka kılıklarda11.
646 Mesihin Dirilişi, Paskalyadan önce diriltmiş olduğu Jairin kızı, Naimli genç adam, Lazarusun olayı gibi yeryüzündeki yaşama yeniden dönme niteliğinde değildi. Bu olaylar mucizevi olaylardı, İsanın gücü sayesinde bu mucizeleri yaşamış insanlar normal dünyevi yaşantılarına dönüyorlardı. Bir süre sonra yeniden ölüyorlardı. Mesihin Dirilişi temelde farklı bir diriliştir. Mesih dirilmiş bedeni ile ölüm halinden mekânın ve zamanın ötesindeki bir başka yaşama geçmiştir. İsanın bedeni, Dirilişte, Kutsal Ruhun gücüyle dolu olarak, yüceltilmiş durumuyla Tanrısal yaşama katılmıştır, öyle ki Paulus Mesih için o göksel bir insandır12 diyor.
647 Ey tümüyle kutsal gece der Paskalya ilahisi, Mesihin ölüler diyarından çıktığı anı yalnız sen tanıdın. Nitekim, hiç kimse İsanın Diriliş olayının görgü tanığı olmamıştır ve bundan da İncil yazarlarından hiçbiri söz etmiyor. Hiç kimse fiziksel olarak bu olayın nasıl gerçekleştiğini söyleyecek durumda değildir. Bir başka yaşama geçiş olayı gözle görülmüş değildir. Mezarın boş oluşuyla ve havarilerin dirilmiş Mesihi görmeleriyle saptanan bu tarihi olay, tarihi aşması ve ona üstün gelmesiyle inanç gizi olarak kalmaya devam etmektedir. Bunun içindir ki dirilmiş Mesih dünyaya1 değil de kendisiyle birlikte Celileden Kudüse gelmiş havarilerine görünmeye devam etti. Bu kişiler şimdi Onun tanıklığını yapıyorlar (Hİ 13, 31).
648 Mesihin Dirilişi, Tanrının bizzat kendisinin yaratılışta ve tarihteki aşkın girişimi nedeniyle bir iman konusu olmaktadır. Onda, Tanrısal üç Kişi aynı zamanda birlikte hareket ediyor ve kendi özgünlüklerini ortaya koyuyorlar. Bu girişim, Oğlu Mesihi dirilten2 Babanın gücüyle olmuş ve insanlığını yetkin bir şekilde -bedeniyle birlikte- Üçlü-Birlike sokmuştur. İsanın Kutsal Ruh sayesinde ölümden dirilişiyle Tanrı nın Oğlu olduğu kesin olarak açınlanmış oldu (Rom 1, 3-4). Paulus İsanın ölmüş bedenini yeniden canlandıranın ve onu Kutsal Ruhun aracılığıyla Rabbin yüce durumuna yükseltenin Tanrının gücü olduğunda ısrar ediyor.3
649 Oğula gelince, O da kendi Dirilişini kendi Tanrısal gücü sayesinde gerçekleştiriyor. İsa İnsanoğlunun acı çekeceğini, öleceğini, sonra da dirileceğini önceden bildiriyor.4 Zaten, açıkça şöyle diyor: Canımı tekrar geri almak üzere veririm. ( ) Canımı vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. (Yu 10, 17-18). İsanın öldüğüne, sonra da dirildiğine inanıyoruz (1 Tim 4, 14).
650 Kilise Babaları İsanın Dirilişine, Mesihin Tanrısal kişiliğinin ölüm sırasında ayrılmış olan ruh ve bedeninde birleşmiş olarak kaldığını göz önüne alarak bakıyorlar: İnsanın her iki bölümünde de mevcut bulunan Tanrısal doğa sayesinde, bu iki bölüm yeniden birleşir. Ölüm insanı oluşturan bölümlerin ayrılmasından, Diriliş ise ayrılmış iki bölümün birleşmesinden oluşur.1
651 Mesih dirilmemişse, bildirimiz de, imanımız da boştur (1 Kor 15, 14). İsanın Dirilişi her şeyden önce, İsanın bizzat kendisinin yapmış olduğu ve öğrettiği her şeyin doğrulanmasıdır. Bütün gerçekler, hatta insan aklının alamadığı gerçekler doğrulanmaktadır. Mesih dirilerek Tanrısal otoritesinin vaat ettiği kesin kanıtını göstermiştir.
652 Mesihin Dirilişi Eski Ahitte2 verilen ve İsanın yeryüzündeki yaşamı3 sırasında verdiği sözlerin yerine getirilmesidir. Kutsal Yazılara göre4 ifadesi Mesihin Dirilişinin kehanetlerinin gerçekleştiğini göstermektedir.
653 İsanın Tanrılığı Dirilişiyle doğrulanmıştır. İsa şöyle demişti: İnsanoğlunu yukarı kaldırdığınız zaman benim Var Olan olduğumu anlayacaksınız. Haça gerilmiş Kişinin Dirilişi onun gerçekten Var Olan, Tanrının Oğlu ve Tanrının kendisi olduğunu gösterdi. Paulus Yahudilere şunu açıklamıştı: Tanrı, İsayı, birinci Mezmurda Sen benim Oğlumsun, bugün ben sana Baba oldum5 (Hİ 13, 32-33) yazıldığı gibi diriltmekle, atalarımıza verdiği sözü, onların çocukları olan bizler için yerine getirmiştir ( ). Mesihin Dirilişi Tanrının Oğlunun insan olma giziyle sıkı sıkıya bağıntılıdır. Bu Tanrı nın ebedi tasarısının gerçekleşmesidir.
654 Paskalya gizinde iki yan vardır: İsa ölümüyle bizleri günahtan kurtarıyor, Dirilişiyle de yeni bir yaşama girişi sağlıyor. Önce bizleri aklayarak Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürelim diye (Rom 6, 4) Tanrının lütfunu alacak duruma sokuyor.6 Aklanma günahın neden olduğu ölüme üzerindeki zafere ve onun lütfuna yeniden katılmamıza dayanır.7 Bu, manevi evlat olma sorununu çözmektedir, zira insanlar Mesihin kardeşleri olurlar. Aynen İsanın dirildikten sonra havarilerine: Gidin bunu kardeşlerime bildirin (Mt 28, 10; Yu 20, 17) dediği gibi. Doğal olarak değil de lütfun armağanıyla kardeş oluruz, çünkü bu evlat olma durumu, biricik Oğulun Dirilişle tamamiyle açınlanmış yaşamına katılımı sağlar.
655 Sonuçta, Mesihin Dirilişi -ve dirilmiş Mesihin kendisi- bizim gelecekteki dirilişimizin ana öğesi ve kaynağıdır: Mesih ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir ( ), herkes nasıl Ademde ölüyorsa, herkes aynı zamanda Mesih te yaşayacaktır (1 Kor 15, 20-22). Bunun gerçekleşmesini beklerken dirilmiş Mesih inanlıların yüreklerinde yaşamaktadır. Hıristiyanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölmüş ve dirilmiş olan Mesih için yaşasınlar1 (2 Kor 5, 15) diye Onda gelecek çağın güçlerini tatmakta (İbr 6, 5) ve onların yaşamları Mesih tarafından Tanrısal yaşamın bağrına sürüklenmektedir.
ÖZET
656 İsanın Dirilişine iman, dirilmiş İsayla gerçekten karşılaşmış olan havarilerin tarihsel doğrulamalarına dayanan bir olaya imandır, aynı zamanda Mesihin insanlığının Tanrının yüceliğine girmesi dolayısıyla gizemli bir biçimde aşkındır.
657 Mezarın boş oluşu ve kefen bezlerinin yerde bulunması Mesihin bedeninin Tanrının gücüyle ölümün ve çürümenin bağlarından kurtulduğunu gösterir. Bunlar havarileri Dirilmiş olanla karşılaşmaya hazırlar.
658 Mesih ölüler arasından ilk-doğan olarak (Kol 1, 18), şimdiden ruhumuzun aklanmasıyla,2 daha sonra bedenimizin canlandırılmasıyla3 bizim kendi dirilişimizin ana öğesidir.
6. KONU
İsa göğe çıktı,
Herşeye Kadir Tanrının
sağında oturmaktadır
659 Rab İsa onlarla konuştuktan sonra göğe alındı ve Tanrı nın sağında oturdu (Mk 16, 19). Mesihin bedeni dirildiği andan itibaren sahip olduğu yeni ve doğaüstü niteliklerinin gösterdiği gibi yüceltilmiştir.4 Ne var ki havarileriyle samimi bir şekilde yiyip içtiği,5 onları Tanrının Egemenliği üzerine eğittiği1 kırk gün boyunca yüceliği doğal insan görünümü altında gizli kalacaktır.2 İsanın son görünümü insanlığı bulutla3 ve gökle4 sembolize edilen Tanrısal yüceliğine geri dönüşsüz biçimde girişiyle noktalanır. İsa bundan böyle Tanrının sağında oturmaktadır.5 Son derece özel ve istisnai bir biçimde, Paulusu Paulus yapan son bir görünmeyle zamanından önce doğmuş çocuk (1 Kor 15, 8) olan Paulusa görünür.6
660 Dirilmiş Olanın örtülü niteliği Mecdelli Meryeme söylediği gizemli sözlerde saklıdır: Çünkü daha Babanın yanına çıkmadım. Kardeşlerime git ve onlara söyle, Benim Babamın ve sizin Babanızın, benim Tanrımın ve sizin Tanrınızın yanına çıkıyorum (Yu 20, 17). Bu dirilmiş Mesihle Babanın sağında yüceltilen Mesih arasında bir fark bulunduğunu gösterir. Gerek tarihi gerek aşkın İsanın göğe çıkışı olayı birbirine geçişi belirtir.
661 Bu son evre sıkı sıkıya birincisine bağlıdır, yani Tanrı nın Oğlunun gökten inerek insan olmasıyla gerçekleşen evreye. Sadece Babadan çıkmış olan yeniden Babaya dönebilir: Mesih.7 Gökten inmiş olan İnsanoğlundan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır8 (Yu 3, 13). İnsan kendi doğal gücüyle Babanın Evine (Yu 14, 2), Tanrının yaşamına ve mutluluğuna çıkamaz. Mesih, Onun üyeleri olan bizlerin Başımız ve Ana Kaynağımız olan O neredeyse, orada Ona kavuşma umudumuz bulunsun diye insana bu yolu açmıştır.9
662 Ben yerden yukarı kaldırıldığım zaman bütün insanları kendime çekeceğim. (Yu 12, 32). Haçın yerden kaldırılması İsanın göğe çıkışını bildirir ve belirtir. Bu, bunun başlangıcıdır. Yeni ve ebedi Antlaşmanın biricik Rahibi Mesih İsa insan eliyle yapılmış bir kutsal yere değil de bizlerin yararına Tanrının huzurunda gözükmek üzere göğe girdi (İbr 9, 24). Mesih hep yaşadığı için gökteki kurbanı da süreklidir, bu nedenle Onun aracılığıyla Tanrıya yaklaşanları tamamen kurtarmaya gücü yeter (İbr 7, 25). Mesih gelecek iyi şeylerin başrahibi olduğu için (İbr 9, 11) O göklerdeki Babayı onurlandıran litürjinin merkezi ve başkahramanıdır.10
663 Mesih, bundan böyle, Babanın sağında oturmaktadır: Babanın sağı ifadesiyle, insan olduktan ve bedeni yüceldikten sonra bedeni ile oturan Tanrı olarak ve Babayla aynı özde olan yüzyıllar öncesinden var olan Tanrının Oğlunun Tanrılığının onur ve yüceliğini anlıyoruz.1
664 Babanın sağında oturmak Mesihin egemenliğinin kurulması demektir, peygamber Danyelin İnsanoğlu ile ilgili vizyonunun gerçekleşmesidir: Bütün halklar, uluslar ve diller Ona kulluk etsinler diye, kendisine hükümranlık onur ve egemenlik verildi. Onun hükümranlığı sona ermeyecek ebedi bir hükümranlıktır; ve krallığı yıkılmayacak bir krallıktır (Dan 7, 14). İşte bu andan itibaren, havariler sonu gelmeyecek Egemenliğin2 tanıkları oldular.
ÖZET
665 Mesihin Göğe Çıkışı İsanın insanlığının Tanrının göksel alanına nihai girişini belirtir. İsa oradan yeniden gelecektir.3 Ama bu insanlık Onu bu zaman zarfında insan gözlerinden saklar.4
666 Kilisenin Başı olan Mesih İsa, Babanın şanlı Egemenliğine bizden önce gitmiştir, Bedeninin üyeleri olarak bizler de günün birinde ebediyen Onunla birlikte olmayı umut ediyoruz.
667 Mesih İsa ilk ve son kez gökteki kutsal yere girdikten sonra, bizlere yardım etmek için sürekli arabuluculuk yapmakta, Kutsal Ruhun sürekli olarak akması konusunda da güvence vermektedir.
7. KONU
yargılamak amacıyla gelecektir
I. Şanla yeniden gelecek
Mesih şimdiden Kilisesiyle saltanat sürmektedir
668 Mesih hem ölülerin hem de yaşayanların Rabbi olmak üzere ölüp dirildi (Rom 14, 9). Mesihin Göğe Çıkışı, insanlığıyla Tanrının Kendisinin otoritesine ve gücüne katıldığını gösterir. Mesih İsa Rabdir: Yeryüzünde ve gökte her türlü güce sahiptir. O tüm yönetim ve hükümranlıkların, tüm güç ve egemenliklerin üstündedir zira Baba her şeyi Onun ayakları dibine serdi (Ef 1, 20-22). Mesih İsa kozmosun ve tarihin Rabbidir. Onda insanlık tarihi ve hatta bütün yaratılış birleşmekte (Ef 1, 10) ve aşkın sonlarına gitmektedir.1
669 Mesih Rab olarak Bedeni olan Kilisenin Başıdır.2 Göğe yükselip yücelerek misyonunu tam olarak gerçekleştirdikten sonra yeryüzünde Kilisesinde kalır. Kurtarma Mesihin Kutsal Ruh sayesinde Kilisesine uyguladığı otoritesinin kaynağıdır.3 Mesihin hükümranlığı yeryüzü Egemenliğinin tohumu ve başlangıcı olan Kilisede gizemli bir biçimde şimdiden mevcuttur.4
670 İsanın Göğe Çıkışından bu yana, Tanrının tasarısı tamamlanma sürecine girdi. Son saate5 (1 Yu 2, 18) girmiş bulunuyoruz. Şu halde bizler için son saatler gelmiş sayılır. Dünyanın yenilenme işlevi geri dönülemez biçimde ilerlemektedir, daha doğrusu, şimdiden öne alınmıştır: Nitekim, Kilise yeryüzünde şimdiden kusurlu ama gerçek bir kutsallıkla süslenmiş durumdadır.6 Mesihin egemenliği, Kilisesinde bildirilen sözü ile, görülen mucizelerle7 doğrulanır.8
Her şeyin Ona tabi olacağını beklerken
671 Kilisesinde mevcut olmasına karşın Mesihin Egemenliği, Kralın güç ve görkemle9 (Lk 21, 27) geleceği andaki gibi tam değildir. Bu Egemenlik hâlâ, Mesihin Paskalyası tarafından temelde yenilmiş olan güçlerin10 saldırısına uğramaktadır. Her şeyin Ona tabi olacağı zamana dek11 hakkın hüküm sürdüğü yeni yeryüzü ve yeni gökler gerçekleşene dek, yolculuk durumundaki Kilise kutsal sır ve kurumlarında, bu zamanı belirten, mevcut çağın simgesini taşır; şu anda hâlâ doğum sancıları arasında kıvranan ve Tanrının oğullarının12 ortaya çıkmasını bekleyen yaratıklar arasındaki yerini alır. İşte bu nedenle Hıristiyanlar özellikle de Efkaristiya kurbanında13 Mesihin gelişini14 çabuklaştırması için Ona Marana tha! Gel Ya Rab (1 Kor 16, 22; Ap 22, 17. 20) diye dua ederler.
672 Mesih İsa, Göğe Çıkışından önce İsrail tarafından beklenen1 peygamberlere göre2 bütün insanlara nihai adalet, sevgi ve barış getirecek düzenin, yani Mesihçi Egemenliğin şanlı bir şekilde kurulmasının henüz zamanı gelmediğini vurgulamıştı. Rabbe göre, şimdiki zaman, Kutsal Ruhun ve tanıklığın zamanıdır,3 aynı zamanda bu zaman Kilisenin sıkıntılardan (1 Kor 7, 26) kötü günlerden4 muaf tutulmayacağı5 ve son günlerdeki mücadeleleri başlatan zamandır.6 Bu, bekleyiş ve uyanık kalma zamanıdır.7
673 İsanın Göğe Çıkışından beri Mesihin görkemli yeniden gelişi pek yakındır,8 her ne kadar Babanın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bizim bilmemize izin yoksa da9 (Hİ 1, 7). Bu ahret olayı gecikmiş olsa bile onu izleyecek son denemeyle10 birlikte her an gerçekleşebilir.11
674 Mesihin görkemli bir biçimde gelişi, tarihin her anında12 İsraillilerden bir bölümünün yüreklerinin (Rom 11, 25) İsaya karşı imansızlıkta (Rom 11, 20) nasırlaşmasına karşın bütün İsrailin kurtulması için (Rom 11, 26; Mt 23, 39) belirli bir süre ertelenmiştir. Petrus, Kudüslü Yahudilere Pentekost tan sonra şöyle sesleniyor: Günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrıya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenmiş olan Mesihi, İsayı göndersin. Tanrının eski çağlardan beri kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi her şeyin yeniden düzenleneceği zamana dek, İsanın gökte kalması gerekiyor (Hİ 19, 21). Paulus da Onların reddedilmesi dünyanın Tanrıyla barışmasını sağladıysa, kabul edilmeleri ölümden yaşama geçiş değil de nedir? diyor (Rom 11, 15). Mesihçi esenliğe bütün putperestlerin13 (Rom 11, 25) ardından bütün Yahudilerin (Rom 11, 12) girişi, Tanrı halkının Tanrının herkeste her şey olacağı (1 Kor 15, 28) Mesihin doluluğunu gerçekleştirmesini (Ef 4, 13) sağlayacaktır.
675 İsanın yeniden gelişinden önce, Kilise, birçok inanlının imanını sarsacak son bir denemeden geçecektir.1 Yeryüzündeki yolculuğu sırasında uğradığı zulüm2 insanların sorunlarına gerçekleri reddetme pahasına sözde bir çözüm getiren dinsel ahlâksızlık kisvesi altındaki kötülük gizini açığa çıkaracaktır. Dinsel ahlâksızlığın en üst noktası Mesih-karşıtının ahlâksızlığıdır, kısacası insanın Tanrının ve insan olarak gönderdiği Mesihinin yerine kendisini yücelttiği bir sahte Mesihçilik ahlâksızlığıdır.3
676 Tarihin mesihçi umudu içinde gerçekleştirildiğini ve ahret yargılamasının sadece tarih ötesinde tamamlanacağını öne süren bu Mesih karşıtı ahlâksızlık dünyada şimdiden oluşmaktadır: Hatta hafifletilmiş haliyle bile olsa, Kilise Binyılcılık4 adıyla gelecek Egemenlik fikrinin çarpıtılmasına karşı olmuş ve özellikle esası sapkın olan5 siyasi, laikleştirilmiş bir mesihçiliği reddetmiştir.
677 Kilise, Egemenliğin yüceliğine ancak Rabbinin ölümünde ve Dirilişinde izlediği bu en üstün Paskalyadan geçerek girecektir.6 Egemenlik, Kilisenin nüfuzunun giderek tarihsel bir zafer kazanmasıyla değil,7 Tanrının, Gelini8 Gökten indirerek kötülük zincirlerini kırmasıyla9 gerçekleşecektir. Tanrının kötülük başkaldırısına karşı zaferi, geçici olan bu dünyanın10 kozmik son yıkımından sonra son Yargılama11 şeklini alacaktır.
678 Peygamberlerin12 ve Vaftizci Yahyanın13 ardından İsa konuşmalarında dünyanın sonundaki Yargılamadan söz etti. O gün herkesin davranışları14 ve yüreklerindeki sırlar15 açığa çıkacak. O gün Tanrı tarafından sunulan lütfu hiçe sayan imansızlık mahkûm edilecek.16 İnsanlara karşı tutumumuz Tanrının sevgisini ve lütfunu kabul ya da reddedecek.17 İsa son günde şöyle diyecek: Bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz (Mt 25, 40).
679 Mesih ebedi yaşamın Rabbidir. Dünyanın kurtarıcısı olarak insanların yüreklerini ve yaptıklarını kesin olarak yargılamak tamamen onun hakkıdır. Bu hakkı Haçıyla kazandı. Baba tüm yargılama işini Oğula verdi1 (Yu 5, 22). Oysa, Oğul yargılamak için değil, kurtarmak2 ve kendisinde olan yaşamı3 vermek için geldi. Bu yaşamda lütfu reddetmekle herkes kendi kendisini yargılamış olur4 ve yaptıklarına göre5 ve hatta sevgi Ruhunu reddederek ebediyen kendisini mahkûm edebilir6.
ÖZET
680 Rab Mesih şimdiden Kilisesi aracılığıyla hükümrandır, ancak henüz bu dünyanın her şeyi tümüyle ona tabi değildir. Mesihin Egemenliğinin zaferi kötü güçlerin son bir saldırısından önce gerçekleşmeyecektir.
681 Kıyamet Günü Yargılamasında, dünyanın sonunda, tarih boyunca tohum ve dikenin birlikte büyüdükleri gibi Mesih iyinin kötü üzerindeki kesin zaferini gerçekleştirmek üzere şanla gelecektir.
682 Dünyanın sonunda dirileri ve ölüleri yargılamak üzere gelecek olan görkemli Mesih yüreklerdeki sırları açığa çıkaracak ve lütfunu kabul etmiş ya da reddetmiş olmalarına göre her insana hak ettiğini verecektir.