Kutsal Ruha inanıyorum
683 Kutsal Ruhun aracılığı olmadan hiç kimse İsa Rabdir diyemez (1 Kor 12, 3). Tanrı, öz Oğlunun Abba! Baba! diye seslenen Ruhunu yüreklerimize gönderdi (Gal 4, 6). Bu inanç bilgisi ancak Kutsal Ruhta mümkündür. Mesihle ilişki kurmak için önce Kutsal Ruh tarafından dokunulmuş olmak gerekir. Bizi karşılamaya gelen ve bizdeki imanı uyandıran Odur. İlk inanç sırrı olan Vaftizimizle Babadaki Yaşam kaynağı bize Oğulda sunuldu, kişisel ve candan bir şekilde Kutsal Ruh aracılığıyla bize Kilisede iletildi:
Vaftiz, Baba Tanrıda Oğlu aracılığıyla Kutsal Ruhta yeniden doğuşu sağlayan lütfu verir. Çünkü Tanrının Ruhunu taşıyanlar Kelâma, yani Oğula doğru yönelirler; ama Oğul onları Babaya takdim eder, Baba da onlara bozulmazlık verir. Şu halde, Kutsal Ruh olmadan Tanrının Oğlunu görmek mümkün değildir, Oğul olmadan da, hiç kimse Babaya yaklaşamaz, çünkü Babayı tanımak Oğuldur, Tanrının Oğlunu tanımak da Kutsal Ruh aracılığıyla olur.1
684 Kutsal Ruh, lütfuyla, bizleri imana ve Babayı ve Onun gönderdiği Mesih İsayı tanımak (Yu 17, 3) olan yeni yaşama ilk uyandırandır. Bununla birlikte vahiy konusunda Kutsal Üçlü-Birlik kişileri arasında sonuncudur. Tanrıbilimci A. Nazianzlı Gregorius bu gelişmeyi Tanrının sevgi dolu pedagojisi ile açıklamaktadır:
Eski Ahit Tanrı Babayı daha açıkça, Oğulu ise kapalı bir şekilde gösteriyordu. Yeni Ahit ise Oğulu ortaya çıkardı, Kutsal Ruhun Tanrılığını da şöyle bir gösterdi. Şimdi ise Kutsal Ruh aramızda yer etmiş ve bize Kendisi ile ilgili daha açık bir vizyon vermektedir. Nitekim henüz Babanın Tanrılığından söz edilmediği bir zamanda açıkça Oğuldan söz etmek ve Oğulun Tanrılığı kabul edilmemişken, fazladan bir yük olarak Kutsal Ruhunkini eklemek cesurca bir ifade kullanmak gerekirse pek ihtiyatlı olmazdı Üçlü-Birlikin ışığı şandan şana yapılan ilerlemeler ve gelişmeler sayesinde daha parlak bir şekilde ışıldayacaktır.2
685 Kutsal Ruha inanmak Kutsal Ruhun Kutsal Üçlü-Birlikin kişilerinden biri olduğunu, Baba ve Oğulla aynı özde olduğunu ve Baba ve Oğul ile birlikte aynı şekilde yüceltilen ve tapılan3 biri olduğu belirtmek demektir. Bunun içindir ki, Üçlü-Birlikle ilgili teolojide Kutsal Ruhun Tanrısal gizi söz konusudur. Burada ise Kutsal Ruhun sadece Tanrısal tasarıdaki yeri söz konusu edilecek.
686 Kutsal Ruh esenlik tasarısının başından sonuna kadar Baba ve Oğul ile birlikte iş başındadır. Tanrının Oğlunun kurtarıcı olarak yeryüzüne gelmesiyle kurulmuş olan dünyanın sonunda Kişi olarak açınlanacak ve verilecek, tanınacak ve kabul edilecektir. O zaman İlk-Doğan ve yeni yaratılışın Başı olan Mesihte tamamlanmış olacak, bu Tanrı tasarısı yayılmış Kutsal Ruh sayesinde insanlıkta vücut bulacaktır: Kilise, azizlerin birliği, günahların bağışlanması, bedenlerin dirilmesi, ebedi yaşam.
8. KONU
Kutsal Ruha inanıyorum
687 Tanrının içinden geçirdiklerini Tanrının Ruhundan başkası bilemez (1 Kor 2, 11). Oysa Kendisini açınlayan Ruhu bize Kelâmı, canlı Sözü olan Mesihi tanıttığı halde Kendisinden bir şey söylemiyor. Peygamberler aracılığıyla konuşan Kişi bize Babanın Sözünü dinletiyor. Ama Kendisini duymuyoruz. Onu ancak bize Kelâmı açınladığı harekette, ve bizi Onu iman içinde kabul edecek duruma soktuğu şekliyle tanıyoruz. Bize Mesihi açıklayan Gerçek Ruhu kendisinden söz etmiyor (Yu 16, 13). Tanrısallığa ait böylesi bir kendini silme dünyanın Onu görmediği ve tanımadığı için kabullenmemesinin nedenini açıklıyor. Ancak Mesihe inananlar Onu tanırlar, çünkü O onlarla birliktedir (Yu 14, 17).
688 Havarilerin inancını aktaran canlı topluluk olan Kilise Kutsal Ruhu tanıma yerimizdir:
- esinlemiş olduğu Kutsal Yazılarda;
- Kilise Babalarının daima güncel tanıkları olduğu Gelenekte;
- yardımcı olduğu Kilisenin kesin Yetkili Kurulunda;
- Kutsal Ruhun bizleri sözleri ve sembolleri arasından Mesihle birlik içine soktuğu litürjide;
- bize yardım için araya girdiği duada;
- Kilisenin din ve erdem konusunda örnek olması gereken karizması ve yönetimlerinde;
- misyoner ve havarisel yaşam işaretlerinde;
- kutsallığını gösterdiği ve esenlik çalışmasını sürdürdüğü azizlerin tanıklığında.
689 Babanın yüreklerimize gönderdiği Kişi, Oğlunun Ruhu, tam olarak Tanrıdır.1 Baba ve Oğulla aynı özdedir, Üçlü-Birlikin iç Yaşamında olduğu kadar dünyaya olan sevgisinde de onlardan ayrılmazdır. Ancak bölünmez, aynı özde olan, canlandırıcı Kutsal Üçlü-Birlike taparak Kilisenin imanı Kişiler arasında fark olduğunu da beyan eder. Baba Kelâmını gönderdiğinde, daima Nefesini de gönderir: Farklı oldukları halde ayrılmaz olan Oğul ve Kutsal Ruhun birbirine bağlı misyonu. Kuşkusuz, görünmeyen Tanrının görünen Sureti Mesihtir, ama Onu açınlayan Kutsal Ruhtur.
690 İsa Mesihtir, meshedilendir, çünkü Kutsal Ruh meshedendir ve Tanrının Oğlunun insan olmasından sonra gelişen her şey bu bütünlükten kaynaklanmaktadır.1 Sonunda Mesih yüceltilince,2 O da, Babanın yanından, Kendisine inananlara Kutsal Ruhu gönderir: Yüceliğini onlara iletir,3 kısacası Kendisini yücelten Kutsal Ruhu.4 O andan itibaren birbirine bağlı misyon, Baba tarafından Oğlunun Bedeninden evlat edindiği çocuklarda yayılacaktır: Kutsal Ruhun evlat edinme misyonu onları Mesihte birleştirmek ve Onda yaşatmaktır.
Meshetme kavramı Oğul ile Kutsal Ruh arasında hiçbir mesafe olmadığını gösterir. Nitekim beden yüzeyi ile yağ sürme arasında ne akılca ne de hissetmek açısından bir mesafe olduğu kabul edilemez, aynı şekilde de Oğul ile Kutsal Ruh arasında en yakın temas vardır, öyle ki iman ederek Oğul ile ilişkiye girecek kişi temas sonucu önce yağla karşılaşacaktır. Nitekim Kutsal Ruh tarafından çıplaklaştırılmamış hiçbir bölüm yoktur. Bunun içindir ki Oğulun Majesteliğini dile getirmek, onu kabullenenler için Kutsal Ruhta gerçekleşmektedir, imanla yaklaşanları Kutsal Ruh her yandan karşılamaya gelir.5
II. Kutsal Ruhun adı, sembolleri ve adlandırmaları
Kutsal Ruhun asıl adı
691 Baba ve Oğul ile birlikte yücelttiğimiz ve taptığımız Kişinin asıl adı Kutsal Ruhtur. Kilise bu adı İsadan öğrendi ve bunu yeni çocuklarının Vaftizinde beyan eder.6
Ruh terimi İbranice Ruahtan gelir, ilk anlamı nefes, hava, yel demektir. İsa Nikodime kişisel olarak Tanrının Nefesi, Tanrısal Ruh olanın aşkın yeniliğini anlatabilmek için yel örneğini veriyor (Yu 3, 5-8). Öte yandan, Ruh ve Kutsal, Üç Tanrısal Kişinin ortak Tanrısal özellikleridir. Kutsal Kitap, litürji ve tanrıbilimsel dil bu iki terimi birleştirerek Kutsal Ruhun ruh ve kutsal terimlerinin başka kullanımlarının yaratacağı muhtemel yanlışlıklara meydan vermeden sözle anlatılamaz Kişiliğini belirtir.
692 İsa Kutsal Ruhun geleceğini bildirdiğinde ve buna söz verdiğinde, Ona Paraklitos dedi; bu sözcüğün anlamı: Yanına Çağrılan Kişidir, ad-vocatus (Yu 14, 16. 26; 15, 26; 16, 7). Genelde Paraklitos sözcüğü Tesellici olarak çevrilir, İsa ilk teselli veren kişiydi.1 İsa Kutsal Ruha Gerçeğin Ruhu diyor (Yu 16, 13).
693 En çok Havarilerin İşlerinde ve Mektuplarda kullanılan asıl adının dışında Paulusun kullandığı şu deyimlere rastlıyoruz: Vaat Ruhu (Gal 3, 14; Ef 1, 13), evlat olma Ruhu (Rom 8, 15; Gal 4, 6), Mesihin Ruhu (Rom 8, 11), Rabbin Ruhu (2 Kor 3, 17), Tanrının Ruhu (Rom 8, 9. 14; 15, 19; 1 Kor 6, 11; 7, 40), Petrusta da, yücelik Ruhu (1 Pet 4, 14) deyimine rastlıyoruz.
694 Su. Suyun sembolizmi Kutsal Ruhun Vaftizdeki işlevi açısından anlamlıdır, Kutsal Ruha yakardıktan sonra su yeni doğuşun amaca hizmet eden sırlı işareti olur: Nasıl ki ilk doğuşumuz su içinde oluştu, aynı şekilde vaftiz suyu da gerçekten Tanrısal yaşama doğuşumuzun bize Kutsal Ruh tarafından verildiğini gösterir. Aynı Ruhta vaftiz edildiğimize göre, aynı Ruhtan da içeceğiz (1 Kor 12, 13): Kutsal Ruh kişisel olarak kendi kaynağından çıktığı kadar haça gerilmiş2 Mesihten de çıkan ve bizde Sonsuz yaşam için fışkıran canlı Sudur.3
695 Meshetme. Yağ meshetme sembolizmi de Onunla eşanlamlı olacak kadar Kutsal Ruhu belirtir.4 Hıristiyanlığa girişte Vaftizi güçlendirme sırrının işaretidir, Doğu Kilisesinde buna Krismasyon denir. Bunun tam anlamını anlayabilmek için Kutsal Ruh tarafından gerçekleştirilmiş olan ilk meshetmeye kadar gitmek gerekir: İsanın meshedilmesine. Mesih Tanrının Ruhuyla meshedilen demektir. Eski Antlaşmada Rabbin meshedilenleri vardı,5 örneğin Kral Davud.6 Ancak İsa biricik şekilde Tanrının meshedilenidir: Oğulun üstüne aldığı insanlık tamamen Kutsal Ruh tarafından meshedilmiştir. İsa Kutsal Ruh tarafından Mesih yapılmıştır.7 Bakire Meryem Mesihe Kutsal Ruh aracılığıyla gebe kalır, bebeğin Mesih olacağı daha doğmadan önce melek tarafından bildirilir.1 Simunu da Tapınağa Rab Mesihi görmeye gönderen Odur;2 Mesihi dolduran Kutsal Ruhtur.3 Esenlik ve şifa verme eylemlerinde Mesihten çıkan güç Odur.4 İsa yı ölüler arasından dirilten de Odur.5 Öyle ise, insanlığıyla ölüme karşı zafer kazanmış olarak tamamen Mesih olmuştur,6 İsa, azizleri Tanrının Oğlunun insanlığıyla Mesihin bütünlüğünün gerçekleştirdiği bu kusursuz İnsanıyla olan birlikteliklerinde (Ef 4, 13) Augustinusun ifadesine göre tam Mesihi oluşturana dek onlara Kutsal Ruhu bol bol dökmektedir.
696 Ateş. Su Kutsal Ruhta verilmiş olan Yaşama doğuşu ve Ondaki üretkenliği belirtiyordu, ateş ise Kutsal Ruhun eylemlerinin dönüştürücü enerjisini sembolize eder. İlyas peygamber bile alev gibi parladı, kelâmı bir meşale gibi göz kamaştırdı (Sir 48, 1), dua ederek Karmel Dağı7 üzerindeki kurbanın üzerine değdiği yeri değiştiren Kutsal Ruhun ateşinin işareti olan gökten ateşi çekti. İlyasın ruhu ve gücüyle dolu olarak Rabbin önünde yürüyen (Lk 1, 17) Vaftizci Yahya Kutsal Ruh ve ateşle vaftiz edecek Mesihi (Lk 3, 16) haber veriyordu. İsa bu Ruh için şöyle diyecektir: Ben yeryüzünü ateşe vermeye geldim. Şimdiden alev almış olmasını isterdim (Lk 12, 49). Kutsal Ruhun Pentekost sabahı ateşten diller biçiminde havarilerin üzerlerine konduğu ve onları doldurduğu belirtiliyor (Hİ 2, 3-4). Tinsel gelenek bu ateş sembolizmini Kutsal Ruh eyleminin en belirgin ifadesi olarak akılda tutacaktır:8 Kutsal Ruhu söndürmeyin (1 Sel 5, 19).
697 Bulut ve ışık. Bu iki sembol Kutsal Ruhun kendini göstermesi konusunda birbirlerinden ayrılmazlar. Eski Ahitin teofanilerinde, bulut, bazen karanlık, bazen de ışıklıdır, canlı ve kurtarıcı Tanrıyı aşkın yüceliğini örtülü olarak belirtir: Musa ile Sina Dağında,9 Toplantı Çadırında10 ve çöldeki yürüyüşte;11 Süleyman ile Tapınağın vakfedilmesinde.12 Oysa bütün simgeler Mesih tarafından Kutsal Ruhta gerçekleşti. Hamile kalıp İsayı doğursun diye Bakire Meryemin üzerine gelerek onu gölgesi altına alan Kutsal Ruhtur (Lk 1, 35). Transfigürasyon olayının gerçekleştiği dağda gelip İsayı, Musayı, İlyası, Petrusu, Yakupu ve Yuhannayı gölgesi altına alan Odur ve buluttan bir ses Bu benim Oğlumdur, seçilmiş Olandır, Onu dinleyin! dedi (Lk 9, 34-35). Aynı bulut İsayı alıp havarilerin gözünden uzaklaştırdı (Hİ 1, 9). İnsanlar dünyanın sonunda İnsanoğlunun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.1
698 Mühür meshetmeye yakın bir semboldür. Nitekim Mesih Tanrının mührüyle damgaladığı Kişidir (Yu 6, 27), Baba Onda bizleri de mührüyle damgalıyor (2 Kol 1, 22; Ef 1, 13; 4, 30). Kilise Vaftiz, Vaftizi Güçlendirme ve Ruhbanlık sırlarında Kutsal Ruhun meshetmesinin silinmez etkisini belirttiğinden dolayı, bu üç Kilise sırrının silinmez bir iz bırakan niteliğini ifade edebilmek için bazı tanrıbilimsel gelenekler mühür (sphragis) imgesini kullanmışlardır.
699 El. İsa ellerini hastaların üzerlerine koyarak iyileştiriyor2 ve çocukları kutsuyordu3. Havariler de onun adına aynı şeyi yaptılar.4 Dahası, havariler ellerini kişilerin üzerlerine koyarak Kutsal Ruhu veriyorlardı.5 İbranilere Mektup bölümünün öğretisi elleri birinin üzerine koymayı temel maddeleri arasında sayıyor.6 Kutsal Ruhun bu herşeye kadir akışını gösteren işaretini Kilise epiklesisin içinde korudu.
700 Parmak. İsa şeytanları Tanrının parmağı ile kovuyor (Lk 11, 20). Tanrının Yasası taştan levhalara Tanrının parmağı ile yazıldıysa (Çık 31, 18), havarilere teslim edilen Mesihin mektubu yaşayan Tanrının Ruhuyla, taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmıştır. Veni, Creator Spritus ilahisi Kutsal Ruhu Babanın sağ parmağı olarak belirtiyor.
701 Güvercin. Tufandan sonra (tufanın sembolizmi Vaftizle ilgilidir) Nuh tarafından bırakılan güvercinin gagasında tuttuğu yeşil bir zeytin dalı ile dönmesi yeryüzünün yeniden oturulabilir hale geldiğinin işaretiydi.7 İsa vaftizden sonra sudan çıktığında, Kutsal Ruh bir güvercin biçiminde Onun üzerine iniyor ve Onda kalıyor.8 Kutsal Ruh vaftiz olanların arındırılmış yüreklerine iner ve orada kalır. Bazı kiliselerde, efkaristiyanın kaldığı yer altarın üstünde asılı duran güvercin (columbarium) biçiminde madeni bir kaptır. Kutsal Ruhu esinlemesi için güvercin simgesinin kullanılması Hıristiyan ikonagrafisinde gelenek haline gelmiştir.
III. Vaatler verildiği zamanda Kutsal Ruh ve Tanrının Sözü
702 Başlangıçtan zamanın tamamlanacağı zamana dek (Gal 4, 4), Babanın Ruhu ve Kelâmının birbirine bağlı misyonu gizli kalacak ama iş başında olacaktır. Tanrının Ruhu Mesihin zamanını hazırlıyor, tamamen açığa çıkmadan, kendilerini gösterme sırasında beklenmeleri ve kabul edilmeleri konusunda her birinin sözü verilmiş. Bunun içindir ki, Kilise Eski Ahiti okuduğunda,1 peygamberler aracılığıyla konuşan Ruhun Mesih hakkında bize ne söylemek istediğini orada araştırır.2
Peygamberler aracılığıyla sözünden Kilise, Kutsal Kitapların redaksiyonu sırasında Kutsal Ruhun esinlediği kişileri anlamaktadır. Yahudi geleneği Tevratı (Kutsal Kitabın ilk beş kitabı), Peygamberleri (tarihi ve peygamberlerle ilgili kitaplar) ve Kutsal Yazıları (özellikle Mezmurlar) ayırt eder.3
703 Tüm yaratıkların yaşamının ve varlıklarının kökeninde Tanrının Sözü ve Nefesi vardır:4
Kutsal Ruha yaratılışı canlandırmak ve kutsallaştırmak ve ona egemen olmak yaraşır, çünkü O Baba ve Oğulla aynı özdedir ( ). Yaşam üzerinde söz sahibidir, çünkü Tanrı olarak yaratılışı Babada Oğul aracılığıyla muhafaza eder.5
704 İnsanı ise Tanrı kendi elleriyle (yani Oğul ve Kutsal Ruhla) biçimlendirdi ve gözle görülür olanın bile Tanrısal biçimin izini taşıması için onun biçimlenmiş etine kendi biçimini çizdi.6
705 Günah ve ölümle biçimi bozulmuş insan hâlâ Tanrının suretinde, Oğulun suretindedir ama Tanrının yüceliğinden (Rom 3, 23) benzerliğinden yoksundur. İbrahime verilen söz Tanrının insanlık üzerindeki esenlik tasarısını başlatır, bunun bitiminde Oğulun kendisi insan şeklini7 kendi üzerine alarak, Yaşam veren Ruhu, Yüceliği geri kazandırarak insanın Baba ile olan benzerliğini onaracaktır.
706 Her türlü insan umudunun ötesinde, Tanrı, İbrahime Kutsal Ruhun gücü ve imanın meyvesi olarak bir soy vadediyor.8 Onun sayesinde dünyanın bütün ulusları kutsanacaktır.9 Tanrının dağılmış evlatlarını10 birleştiren Kutsal Ruhu yayacak olan Mesih1 bu soydan gelecektir. Tanrı söz vererek,2 Kendisine ait olan Halkın kurtuluşunu hazırlayan vadedilen Ruhun armağanına ve sevgili Oğulun armağanına3 söz vermiş oluyor4 (Ef 1, 13-14).
707 Teofaniler (Tanrının belirtileri) atalardan Musaya ve Yoelden büyük peygamberlerin misyonunu başlatan vizyonlara kadar vaadin yolunu aydınlatırlar. Hıristiyan geleneği bu Teofanilerde, hem açınlanmış hem de Kutsal Ruhun Bulutu tarafından örtülü biçimde Tanrının Kelâmının kendini duyurduğunu ve gösterdiğini hep kabul etmiştir.
708 Bu Tanrı pedagojisi özellikle Kutsal Yasa armağanında ortaya çıkmaktadır.5 Kutsal Yasanın harfi Halkı Mesihe doğru götüren bir pedagog olarak verilmiştir (Gal 3, 24). Kutsal Yasanın Tanrı benzerliğinden yoksun kalan insanı kurtarma güçsüzlüğü ve bildirilmiş günahların artmasıyla6 Kutsal Ruha olan arzuyu uyandırır. Mezmurlardaki inlemeler bunun tanığıdır.
709 Vaadin ve antlaşmanın işareti olan Kutsal Yasa, İbrahimin imanından çıkan Halkın kurumlarını ve yürekleri yönetmiş olmalıydı. Sesimi dinlemiş ve antlaşmaya sadık kalmış olsaydınız, sizleri kutsal bir ulus, rahipler krallığı olarak görecektim7 (Çık 19, 5-6). Ne var ki, Davudtan sonra, İsrail öteki uluslar gibi olma yoluna girmiştir. Oysa Davuda vadedilen Egemenlik8 Kutsal Ruhun eseri olacaktır; Kutsal Ruha göre bu Egemenlik yoksulların olacaktır.
710 Kutsal Yasayı unutmak ve antlaşmaya sadık kalmamak ölüme götürür: Bu Sürgündür, görünüşe göre vaatlerin bozgunudur, Kutsal Ruha göre vadedilen yenilenmenin başlangıcı ve Kurtarıcı Tanrının gizemli sadakatidir. Tanrının Halkının bu arındırmadan geçmesi gerekiyordu;9 Çıkış kitabı Tanrı tasarısında önceden Haçın gölgesini taşımaktadır, orada söz konusu olan Kalan yoksullar, Kilisenin en saydam şekillerinden biridir.
711 İşte yeniden yapacağım (İş 43, 19): Peygamberimsi iki çizgi oluşacaktır, biri Mesihin bekleyişine dayanır, öteki ise yeni bir Ruhun müjdesine. Bunlar da umutla İsrailin tesellisini ve Kudüsün kurtuluşunu1 bekleyen geriye Kalan küçük Yoksullardan2 oluşan halkın içine doğru yönelirler.
Daha yukarda İsanın kendisiyle ilgili kehanetleri nasıl gerçekleştirdiğini gördük. Burada Mesihle Ruhu arasındaki ilişkiden söz edeceğiz.
712 Beklenen Mesihin yüzünün üç özelliği İmmanüel Kitabında ortaya çıkmaya başlıyor3 (İşayanın Mesihin Yüceliğini gördüğü vizyonda: Yu 12, 41, özellikle İş 11, 1-2de).
Yessenin kütüğünden filiz çıkacak
kökünden bir fidan meyve verecek
Rabbin Ruhu
bilgelik ve anlayış ruhu,
öğüt ve güç ruhu,
bilgi ve Rab korkusu ruhu
onun üzerinde kalacak.
713 Mesihin hatları özellikle Kulun Ezgilerinde açınlanır.4 Bu ezgiler İsanın çekeceği acıların anlamını bildirir ve çoğunluğu canlandırmak amacıyla Kutsal Ruhu nasıl yayacağını anlatır: Dışarıdan biri gibi değil, kölelik durumumuza bürünerek (Fil 2, 7). Çünkü ancak kendi üzerine ölümümüzü alarak kendi yaşam Ruhunu bize iletebilir.
714 Bunun içindir ki Mesih, İşayada söz edilen bu bölümü kendisine mal ederek İyi Haberin müjdesini veriyor5 (Lk 4, 18-19):
Rabbin Ruhu benim üzerimdedir.
Çünkü O beni, Müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti.
Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,
körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için,
ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak için,
Rabbin lütuf yılını ilan etmek için
beni gönderdi.
715 Kutsal Ruhun gönderilişiyle doğrudan ilgili kehanet metinleri, Tanrının Halkının yüreğine Petrusun Pentekost sabahı gerçekleştiğini açıkladığı sevgi ve sadakat1 vurgularıyla, vaat diliyle konuştuğu vahiylerdir.2 Bu vaatlere göre dünyanın sonunda Rabbin Ruhu insanların içine yeni bir yasa kazıyarak onların yüreklerini yenileyecektir; dağılmış ve bölünmüş ulusları barıştıracak ve bir araya getirecektir; ilk yaratılışı değiştirecek ve Tanrı, huzur içinde insanlarla birlikte oturacaktır.
716 Yoksullar3 Halkı, hepsi Tanrının gizemli tasarılarına tamamen terk edilmiş alçakgönüllüler ve yumuşak huylular, adaleti insanlardan değil de Mesihten bekleyenler, Mesihin gelişini hazırlamak için vaatler zamanı boyunca Kutsal Ruh un gizli misyonunun büyük eseridir. Mezmurda ifade edilen onların Kutsal Ruh tarafından arıtılmış ve aydınlatılmış olan yüreklerinin niteliğidir. Bu yoksullarda Ruh, Rabbe iyi hazırlanmış bir halk4 hazırlar.
IV. Dünyanın sonunda Mesihin Ruhu
Vaftizci, Öncü ve Peygamber Yahya
717 Tanrı tarafından gönderilmiş bir adam ortaya çıktı. Onun adı Yahyaydı (Yu 1, 6). Yahya, Kutsal Ruh aracılığıyla gebe kalan Bakire Meryemdeki Mesih tarafından daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruhla doldurulmuştu (Lk 1, 15. 41). Böylece Meryemin Elizabeti ziyareti Tanrının kendi halkını ziyareti oldu (Lk 1, 68).
718 Yahya gelecek olan İlyastır (Mt 17, 10-13): Ruhun ateşi ondadır ve onu gelmekte olan Rabbin önünden koşturur. Öncü Yahyada Kutsal Ruh, iyi hazırlanan halkı Rabbe hazırlamayı tamamlar (Lk 1, 17).
719 Yahya peygamberden de büyüktür (Lk 7, 26). Kutsal Ruh onda peygamberler aracılığıyla konuşmasını tamamlar. Yahya, İlyas tarafından başlatılmış olan peygamberler dönemini tamamlar.5 O İsrailin tesellisinin pek yakında gerçekleşeceğini bildirendir, o gelmekte olan tesellicinin sesi dir6 (Yu 1, 23). Gerçek Ruhunun yapacağı gibi o tanıklık için, ışığa tanıklık yapmak için geldi7 (Yu 1, 7). Yahyanın bakışına göre Ruh böylece peygamberlerin arayışlarını ve meleklerin arzularını gerçekleştirmiş oldu (1 Pet 1, 10-12): Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh la vaftiz eden Odur ( ). Ben de gördüm ve Tanrının Seçilmişi ve Tanrının Kuzusu budur diye tanıklık ettim (Yu 1, 33-36).
720 Son olarak vaftizci Yahya ile birlikte Kutsal Ruh, Mesihte ve Onunla birlikte gerçekleştireceği işi önceden haber vererek başlatır: İnsana Tanrı benzerliğini yeniden vermek. Yahyanın vaftizi tövbe vaftiziydi, suda ve Ruhtaki vaftiz yeniden doğuşun vaftizidir.1
721 Tanrının Çok Kutsal Annesi ve hep Bakire olan Meryem, Oğul ile Kutsal Ruhun misyonlarının bütün zamanlardaki şaheseridir. Esenlik tasarısında ilk kez olarak Baba, Ruhunun hazırlamış olduğu Oğlu ve Ruhunun insanlar arasında oturacağı Yeri bulmuş oluyor. Kilise Geleneği Bilgelik Kitabındaki2 en güzel metinleri Meryem Anayla ilişkilendirerek okumaktadır: Meryem Ana litürjide Bilgeliğin Tahtı olarak gösterildi ve terennüm edildi.
Onda Ruhun Mesihte ve Kilisede gerçekleştireceği Tanrının harikaları kendisini göstermeye başladı:
722 Kutsal Ruh nuruyla Meryem Anayı hazırladı. Tanrının bütün doluluğunun bedence bulunduğu Kişinin Annesinin nurla dolu olması gerekti (Kol 2, 9). Herşeye Kadirin eşsiz Armağanını en iyi kabul edecek yaratıkların en alçakgönüllüsü olarak, günahsız bir şekilde, sırf nurun sayesinde gebe kaldı. Cebrail onu haklı bir şekilde Sion Kızı, sevin!3 diye selâmlıyor. Bütün Tanrı Halkının, kısacası Kilisenin şükran duygularını ebedi Oğulu kendisinde taşırken ilahisinde4 Kutsal Ruhta Babaya doğru yükseltiyor.
723 Meryem Anada Kutsal Ruh Babanın lütufkâr tasarısını gerçekleştirir. Kutsal Ruh aracılığıyla ve Kutsal Ruhla birlikte Bakire Meryem gebe kalıyor ve Tanrının Oğlunu doğuruyor. Meryemin Bakireliği Ruhun ve imanın gücüyle üretken olur.5
724 Meryemde, Kutsal Ruh Bakirenin Oğlunu Babanın Oğlu yapar. Meryem tam olarak Teofanideki yanan Çalılıktır; Kutsal Ruhla dolu olarak Kelâmı acizane vücudunda ve Yoksullara1 ve yeni doğmakta olan uluslara2 gösterir.
725 Son olarak, Meryem aracılığıyla, Kutsal Ruh Tanrının sevgisinin nesneleri olan3 insanları Mesihle duygu ve düşünce birliğine sokmaya başlar. Alçakgönüllüler her zaman onu kabul edecek ilk kişiler olacaklardır; Çobanlar, yıldızbilimciler, Simun ve Anna, Kanadaki yeni evli çift ve ilk havariler.
726 Ruhun bu misyonunun sonunda Meryem Kadın olur, yaşayanların annesi yeni Havva olur, tam Mesihin4 Annesi olur. Onikilerle birlikte tam bir birlik içinde aynı yürekle sürekli dua ediyordu (Hİ 1, 14), son günlerin şafağında Ruh, Pentekost sabahını Kilisenin ortaya çıkmasıyla başlatacaktır.
727 Oğulun ve Kutsal Ruhun zaman bütünlüğündeki bütün misyonu Oğulun insan bedeni alışından itibaren Babanın Ruhu tarafından meshedilmesini kapsamaktadır: İsa Mesihtir.
İnanç İlkeleri Formülünün ikinci bölümünün tümü bu ışık altında okunmalıdır. Mesihin bütün işi Oğul ile Kutsal Ruh un birbirlerine bağlı misyonudur. Burada, sadece İsa tarafından söz verilen Kutsal Ruh ve yüceltilen Rabbin armağanından söz edilecektir.
728 İsa Kendisi Ölümü ve Dirilişiyle yüceltilmeden Kutsal Ruhu tam olarak açınlamıyor. Ama yine de, kalabalıklara verdiği öğretilerde, Etinin dünya yaşamı için yiyecek olacağını açınladığında Onu yavaş yavaş esinlemeye çalışıyor.5 Nikodime,6 Samiriyeli kadına7 ve Kutsal Çadırlar8 bayramına katılanlara da anlatmaya çalıştı. Havarilerine dua9 ve verecekleri tanıklık konusundan söz ederken bundan açıkça söz etti.10
729 İsa ancak yüceltileceği Saat gelince Kutsal Ruhun geleceğinin sözünü verdi, zira Ölümü ve Dirilişi Atalara1 verilen sözün gerçekleşmesidir: Gerçek Ruhu, öteki Parakletos İsa nın duasıyla Baba tarafından verilecektir; O, İsanın adına Baba tarafından gönderilecektir; İsa Onu Babanın yanından gönderecektir, çünkü O Babadan çıkar. Kutsal Ruh gelecek ve biz Onu tanıyacağız, hep bizimle birlikte olacak, bizimle birlikte kalacaktır; bize her şeyi öğretecek, Mesihin bize söylediği her şeyi hatırlatacak ve Ona tanıklık edecektir; bizi tamamen gerçeğe götürecek ve Mesihi yüceltecektir. Dünyayı ise günah, adalet ve yargı konusunda utandıracaktır.
730 En sonunda İsanın Saati gelir:2 İsa Ölümüyle ölümü yendiği anda ruhunu Babanın ellerine teslim eder,3 öyle ki, Babanın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölüler arasından dirildiyse (Rom 6, 4), havarilerin üzerlerine üfleyerek onlara o anda Kutsal Ruhu verir.4 Bu Saatten sonra Mesihin ve Kutsal Ruhun misyonu Kilisenin misyonu olur: Babamın beni gönderdiği gibi ben de sizleri öyle gönderiyorum5 (Yu 20, 21).
Pentekost
731 Pentekost günü (Paskalyadan yedi hafta sonra), Mesihin Paskalyası Tanrısal kişi olarak ortaya çıkan, verilen ve iletilen Kutsal Ruhun akması ile gerçekleşmiş oldu. Rab Mesih, bütünlüğünde Ruhu bolca dağıtmaktadır.6
732 O gün Kutsal Üçlü-Birlik tam olarak açınlanmıştır. O günden beri, Mesih tarafından bildirilen Egemenlik Ona inananlara açılmıştır: Bedenin alçakgönüllülüğünde ve imanda Kutsal Üçlü-Birlikin birliğine şimdiden katılırlar. Kutsal Ruh geldiğinden beri dünyayı durmadan son yaşama, Kilisenin zamanına, miras kalan ama henüz sahip olunamayan Egemenliğe sokmaya çalışır:
Bizler gerçek Işığı gördük, göksel Ruhu aldık, gerçek imanı bulduk: Bölünmez Üçlü-Birlike tapıyoruz çünkü bizi kurtaran Odur.7
733 Tanrı Sevgidir (1 Yu 4, 8. 16). Sevgi de ilk armağandır, bütün öteki armağanları içerir. Bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı bu Sevgiyi yüreklerimize akıtmıştır (Rom 5, 5).
734 Ölmüş olduğumuz için, ya da, en azından günahla yaralandığımız için, Sevgi armağanının birinci etkisi günahlarımızın bağışlanmasıdır. Günah yoluyla yitirilen Tanrısal benzerliği Kilisede vaftiz olanlara yeniden kazandıran Kutsal Ruhun birliğidir (2 Kor 13, 13).
735 Mirasımızın teminatını bize verir:1 Bizleri sevdiği gibi sevmek olan2 Kutsal Üçlü-Birlikteki Yaşamı. Bu sevgi Mesihteki yeni yaşamın ilkesidir. Bu mümkündür, zira bir gücü, Kutsal Ruhun gücünü aldık (Hİ 1, 8).
736 Tanrının çocukları Ruhun bu gücüyle meyve verebilirler. Bizleri gerçek Asmaya aşılayan Kişi sevgi, sevinç, huzur, iyilik, büyük hoşgörü, yardımseverlik, başkalarına güven, tatlılık, kendine hakim olma gibi Ruhun meyvelerini vermemizi sağlar (Gal 5, 22-23). Ruh Yaşamımızdır; kendi kendimizden feragat ettiğimiz3 oranda Ruhun izinde gideriz (Gal 5, 25):
Kutsal Ruhla birlikte olunca, Kutsal Ruh insanı tinsel kılar, Cennete yerleştirir, göklerin Egemenliğine götürür, Tanrının evlatları olmamızı, Tanrıya güvenle Baba dememizi ve Mesihin nuruna katılmamızı, ışığın çocukları olarak çağrılmamızı ve ebedi mutluluktan pay almamızı sağlar.4
737 Mesihin ve Kutsal Ruhun misyonu Mesihin Bedeni ve Kutsal Ruhun Tapınağı olan Kilisede gerçekleşir. Bu ortak misyon bundan böyle Mesih inanlılarının Kutsal Ruhta Baba ile olan birlikteliğini getirir: Ruh insanları Mesihe doğru çekmek için hazırlar, onları nuruyla uyarır. Onlara dirilmiş Rabbi gösterir, onlara onun sözlerini hatırlatır ve zihinlerini onun Ölümünü ve Dirilişini anlayabilecek şekilde açar. Mesihin gizini onlar için mevcut kılar, özellikle de Efkaristiya da, çok ürün versinler (Yu 15, 5. 8. 16) diye, onları Tanrıyla barıştırıp Onunla uyuşacak duruma getirir.
738 Böylece Kilisenin misyonu Mesihin ve Kutsal Ruhunkine eklenmiş değil de onun bir sırrı olmuş olur: Kilise bütün varlığıyla ve üyeleriyle Kutsal Üçlü-Birlik imanın birlik gizini bildirmek, güncelleştirmek, yaymak ve ona tanıklık etmek için gönderilmiştir (bu gelecek bölümün konusu olacaktır):
Tek ve aynı ruhu, yani Kutsal Ruhu alan biz hepimiz kendi aramızda ve Tanrıyla kaynaşmış olduk. Ayrı ayrı çok sayıda olmamıza ve Mesih Babanın ve kendisinin Ruhunun her birimizde oturmasını sağladığı halde, bu tek ve bölünmez Ruh kendiliğinden kendi aralarında farklı olanları birlik haline getirir ( ) ve herkesin Kendisinde tek bir şey gibi görünmesini sağlar. Aynı şekilde Mesihin kutsal insan yanının gücü kendisinde olanların tek bir beden oluşturmasını sağlar, öyle sanıyorum ki, herkeste oturan tek ve bölünmez olan Tanrının Ruhu da aynı şekilde herkesi tinsel birliğe götürür.1
739 Kutsal Ruh Mesihin meshetmesi olduğundan, Bedenin Başı olan Mesih, Kutsal Ruhu gövdesine uzuvlarını beslemek, iyileştirmek, karşılıklı işlevlerinde organize etmek, canlandırmak, tanıklık etmek için göndermek, Babasına sunduğu Kurbana ve bütün dünya için yapacağı arabuluculuğuna katılmaları için yayar. Mesih, Bedeninin üyelerine Kutsal Ruhunu ve Kutsallaştırıcıyı Kilise sırları aracılığıyla iletecektir (bu konu kitabın ikinci kısmında incelenecektir).
740 Kilise sırlarında inanlılara sunulan bu Tanrı harikaları, meyvelerini Kutsal Ruha göre Mesihteki yeni yaşamda verecektir (bu da üçüncü kısmın konusu olacaktır).
741 Ruh güçsüzlüğümüzde yardımımıza gelir, çünkü nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmiyoruz; ama Ruhun kendisi, sözle anlatılamaz iç çekişlerle bizim için Tanrıya yalvarır (Rom 8, 26). Tanrı işlerinin etkeni olan Kutsal Ruh duanın da Efendisidir (bu da dördüncü kısmın konusu olacaktır).
ÖZET
742 Evlatları olduğunuz için Tanrı öz Oğlunun Abba! Baba! diye seslenen Ruhunu yüreklerinize gönderdi (Gal 4, 6).
743 Başlangıçtan zamanın sonuna kadar Tanrı, Oğlunu gönderiyorsa Ruhunu da gönderiyor: Onların misyonu birleşik ve birbirinden ayrılmazdır.
744 Zamanın bütünlüğünde Kutsal Ruh Mesihin Tanrı Halkına gelişinin bütün hazırlıklarını Meryemde tamamlıyor. Kutsal Ruhun Meryemdeki eylemiyle Baba dünyaya İmmanüeli, Tanrı bizimlediri verir (Mt 1, 23).
745 Tanrının Oğlu Kutsal Ruhla meshedilerek insan bedeni almasıyla Mesih olarak atanmıştır.1
746 Ölümü ve Dirilişiyle İsa yücelikte Rab ve Mesih olmuştur (Hİ 2, 36). Kendi bütünlüğünde İsa Kutsal Ruhu havarilerin ve Kilisenin üzerine akıtır.
747 Mesihin Baş olarak Bedenin üyelerine yaydığı Kutsal Ruh Kiliseyi inşa eder, canlandırır ve kutsallaştırır. Kilise Kutsal Üçlü-Birlik ve insanlar arasındaki birlikteliğin sırrıdır.
9. KONU
Kutsal Katolik (evrensel)
Kilisesine inanıyorum
748 Mesih halkların ışığıdır: Kutsal Ruhta toplanmış olan kutsal Konsil, İncilin iyi haberini bütün yaratıklara bildirerek, Kilisenin çevresinde parlayan Mesihin aydınlığını bütün insanlara yaymayı şiddetle dilemektedir. İkinci Vatikan Konsilinin Kilise hakkındaki dogmatik yasası Lumen gentium bu sözlerle başlar. Bununla Konsil Kilise hakkındaki inanç maddesinin tamamen Mesih İsa ile ilgili maddelere bağlı olduğunu gösterir. Kilisenin Mesihten başka ışığı yoktur; bu ışık Kilise Babalarının çok sevdikleri bir benzetmeye göre bütün ışığını güneşten alarak yansıtan ayın ışığına benzer.
749 Kilise hakkındaki madde tamamen Kiliseden önce gelen Kutsal Ruhla ilgili maddelere bağlıdır. Nitekim, bütün kutsallığın kaynağının ve bütün kutsallığı verenin Kutsal Ruh olduğunu gösterdikten sonra, şimdi de Kiliseyi kutsallıkla donatanın da O olduğunu söylüyoruz.2 Kutsal Babaların ifadesine göre Kilise Ruhun çiçek açtığı3 yerdir.
750 Kilisenin Kutsal ve Katolik (evrensel) olduğuna ve Bir ve Havarilerden Gelen olduğuna inanmak -İznik-İstanbul İnanç İlkeleri Formülünün eklediği gibi- Tanrı Baba, Oğul ve Kutsal Ruha olan inançla ayrılmaz bir bütündür. Havariler İnanç İlkeleri Formülünde Tanrıyla eserlerini karıştırmamak ve açıkça Tanrının Kiliseye vermiş olduğu tüm armağanları1 açıkça Tanrıya mal etmek için Kiliseye değil, bir tek Kutsal Kiliseye inandığımızı belirtiriz (Credo [ ] Ecclesiam).
I. PARAGRAF
Tanrı tasarısındaki Kilise
751 Kilise sözcüğü [ekklesia, Yunanca ek-kalein, dışarıya çağırma] çağırma anlamına gelmektedir. Halkın genelde dinsel nitelikteki toplantılarını2 belirtir. Bu terim Yunanca Eski Ahitte seçilmiş halkın Tanrı huzurunda, özellikle de İsrailin Kutsal Yasayı almış olduğu ve Tanrı tarafından kendi kutsal halkı3 yapıldığı Sinadaki toplantısı için sıkça kullanılan bir terimdir. Kendilerine Kilise diyen Mesihe inananların oluşturduğu ilk topluluk kendilerini bu toplantının mirasçısı görmektedir. Tanrı, dünyanın dört bir yanında bulunan Halkını Kilisesinde bir araya gelmeye çağırır. Church, Kirche sözcüklerinin türediği Kyriake sözcüğü Rabbe ait olan anlamına gelmektedir.
752 Hıristiyan ağzında, Kilise sözcüğü dini ayin için bir araya gelmeyi4 olduğu kadar yerel cemaati5 ya da inanlıların tüm evrensel cemaatini de belirtir.6 Bu üç anlam da birbirinden ayrılmaz. Kilise bütün dünyada bir araya gelen Tanrı nın Halkıdır. Kilise yerel cemaatler içinde mevcuttur ve özellikle efkaristiya ile ilgili dini toplantılarda gerçekleşir. Kilise Mesihin Bedeni ve Sözü ile beslenir böylelikle de kendisi Mesihin Bedeni olur.
753 Kutsal Yazılarda, vahyin birbirine bağlı bir sürü imge ve şekil aracılığıyla Kilisenin tükenmez gizinden söz ettiğine rastlıyoruz. Eski Ahitten alınan imgeler temel bir fikrin, Tanrı Halkının varyasyonlarını oluşturur. Yeni Ahitte ise7 bütün bu imgeler, bundan böyle Mesihin Bedeni olan bu halkın8 Başı olan Mesihten dolayı yeni bir merkez bulmuş olur. Bu merkez etrafında gerek kır yaşamından ya da kırsal kesimden gerek düğünlerden ve ailelerden ya da inşaat çalışmalarından alınan imgeler kümeleşir1.
754 Nitekim Kilise tek ve zorunlu kapısı Mesih olan ağıldır.2 Kilise, aynı zamanda, Tanrının önceden çobanı3 olacağını ilan ettiği, her ne kadar başlarında insan çobanlar bulunsa da koyunları için canını veren4 İyi Çoban ve çobanların Prensi5 olan Mesihin kendisi tarafından sürekli olarak güdülüp beslenen bir sürüdür.
755 Kilise Tanrının tarlası, ekim alanıdır (1 Kor 3, 9). Bu tarlada ataların kutsal köklerini oluşturduğu antik zeytin ağacı yetişmektedir. Bunda Yahudilerle yabancılar arasında barış gerçekleşiyor ve gerçekleşecektir.6 Göksel Bağcı tarafından, seçilmiş bir asma gibi ekildi.7 Gerçek asma Mesihtir: Asmanın dalları olan bizlere yaşam ve verimlilik veren Odur; Kilise sayesinde Onda kalıyoruz, Onsuz hiçbir şey yapamayız (Yu 15, 1-5).
756 Çoğu zaman da Kilise Tanrının binasıdır (1 Kor 3, 9). Rab kendisini inşaatçıların reddettiği köşetaşına benzetiyor8 (Mt 21, 42). Kilise havariler tarafından bu temel üzerine kurulmuştur, sarsılmazlığını ve birliğini bu temelden almaktadır. Bu binaya çeşitli adlar yakıştırılıyor: Ailesinin oturduğu Tanrının evi (1 Tim 3, 15), Tanrının Kutsal Ruhtaki oturma yeri (Ef 2, 19-22), Tanrının insanların arasındaki yeri (Ap 21, 3), özellikle de taştan sunaklarla temsil edilen Kilise Babaları tarafından övülen kutsal tapınak, haklı bir şekilde litürjide Kutsal Kente, Yeni Kudüse benzetilir. Nitekim, bizler yeryüzünde orada inşa edilen binanın canlı taşlarıyız (1 Pet 2, 5). Yuhanna bu kutsal Kenti, kendi güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibi, gökten, Tanrının yanından inerken görür (Ap 21, 1-2).
757 Kilise aynı zamanda göksel Kudüs ve anamızdır9 (Gal 4, 26); Kilise Mesihin sevdiği, kutsallaştırmak için uğruna canını verdiği (Ef 5, 25-26), onunla bozulmaz bir antlaşma yapan ve durmadan onu ihtimamla besleyip kayıran10 (Ef 5, 29) lekesiz Kuzunun lekesiz gelini olarak betimlenir (Ap 19, 7; 21, 2. 9; 2, 17).
758 Kilise gizini dikkatle incelemek için, önce Çok Kutsal Üçlü-Birlikin tasarısındaki temeli ve tarihteki aşamalı gerçekleşmesi üzerine düşünmek uygun düşer.
759 Ebedi Baba bilgeliğinin ve iyiliğinin gizemli ve tamamen özgür tutumu ile evreni yarattı; insanları Tanrısal yaşamının birlikteliğine yükseltmeye karar verdi, bütün insanları Oğlunda katılmaya çağırıyor: Mesihe inanan herkesi Kutsal Kiliseyi kurmaya çağırmaya karar verdi. Bu Tanrı ailesi insanlık tarihi boyunca, Babanın tutumlarına göre evreler boyunca derece derece gerçekleşmekte ve oluşmaktadır: Nitekim, Kilise dünyanın başlangıcından beri, önceden belirlenmişti; Eski Antlaşmada ve İsrail halkının tarihinde şahane bir şekilde hazırlanmıştı; nihayetinde de bu son zamanlarda kuruldu; Kutsal Ruhun akması sayesinde ortaya çıkmış ve yüzyılların sonunda da, yücelikte tamamlanacaktır1.
760 İlk Hıristiyanlar Dünya Kilise için yaratıldı diyorlardı.2 Tanrı dünyayı kendi Tanrısal yaşamına katılması amacıyla yarattı. Bu katılma insanların Mesihe gelmeye çağrılmasıyla gerçekleşir. Bu çağrılma da Kilisedir. Kilise her şeyin gayesidir,3 acılı değişimlerin kendisidir. Tanrı, Kendisinin dünyaya göstermek istediği sevgisinin bütün büyüklüğünü ve kolunun bütün gücünü göstermenin bir fırsat ve bir çaresi olarak gördüğü için meleklerin düşüşüne ve insanın günahına izin verdi.
Tanrının iradesinin işi dünya ise, insanların esenliği olan niyeti de Kilisedir.4
761 Tanrı Halkının toplaşması günahın Tanrıyla insanlar arasındaki ve insanların kendi aralarındaki birlikteliğini bozduğu andan itibaren başlar. Kilisenin toplanması bir bakıma günahın oluşturduğu kaosa Tanrının verdiği tepkidir. Bu yeniden birleşme bütün halkların bağrında gizlice gerçekleşmektedir: Tanrı kendisinden korkan ve doğru olanı yapan kişiyi, ulusuna bakmadan kabul eder5 (Hİ 10, 35).
762 Tanrı Halkının toplaşmasının uzak hazırlığı Tanrının büyük bir halkın babası olacağını vadettiği İbrahimin gönlündeki Tanrı çağrısı ile başlar.1 En yakın hazırlık İsrailin Tanrı halkı olarak seçilmesiyle başlar.2 İsrail seçilişiyle gelecekteki bütün ulusların toplanışının işareti olacaktır.3 Ne var ki peygamberler İsraili antlaşmaya uymamakla ve bir fahişe gibi davranmakla suçlarlar.4 Peygamberler yeni ve ebedi bir Antlaşmadan söz ederler.5 Bu Yeni Antlaşmayı Mesih kurmuştur.6
763 Zamanın bütünlüğünde Babasının esenlik tasarısını gerçekleştirmek Oğula düşer; bu misyonunun7 gerekçesidir. Rab İsa, çağlar boyunca Kutsal Yazılarda vadedilen Tanrı nın Egemenliğinin gelişi olan mutlu haberi bildirerek Kilisesinin temelini attı.8 Babanın iradesini gerçekleştirmek amacıyla göklerin Egemenliğini yeryüzünde kurdu. Kilise gizemli bir şekilde mevcut olan Mesihin Krallığıdır9.
764 Bu Egemenlik insanların gözünde Mesihin mevcudiyeti, eserleri ve sözüyle parıldar.10 İsanın sözünü kabul etmek Egemenliğinin kendisini kabul etmek demektir11. Egemenliğin tohumu ve başlangıcı İsanın gelip de etrafında topladığı ve çobanı olduğu küçük sürüdür12 (Lk 12, 32). Bunlar İsanın gerçek ailesidir.13 Etrafında topladığı kişilere yeni bir davranış biçimi ile özel bir dua öğretti.14
765 Rab İsa cemaatini Egemenliğinin tamamlanmasına kadar sürecek bir yapıyla donattı. Her şeyden önce seçilen Onikiler ve onların lideri Petrus geliyor.15 İsrailin on iki kavmini temsil eden16 bu on iki kişi yeni Kudüsün temel taşlarıdırlar.17 Onikiler18 ve öteki müritler19 Mesihin misyonuna, gücüne ve aynı zamanda kaderine20 katılırlar. Mesih bütün bu eylemlerle Kilisesini hazırlar ve kurar.
766 Kilise Efkaristiyada öncelenen ve Haç üzerinde gerçekleşen özellikle Mesihin kendini tam olarak vermesinden doğmuştur. Kilisenin başlangıcı ve gelişmesi Haça gerilen İsa nın böğründen akan kan ve su ile belirtilmiştir.21 Bütün Kilisenin en şahane sırrı Haç üzerinde ölen Mesihin bağrından doğmuştur.1 Nasıl ki Havva derin uyuyan Ademin kaburga kemiğinden yaratılmışsa, aynı şekilde Kilise de Haç üzerinde ölen Mesihin deşilen yüreğinden doğmuştur.2
767 Yeryüzünde gerçekleştirilmek üzere Babanın Oğluna verdiği görev bir kez tamamlandıktan sonra, Pentekost günü, Kutsal Ruh Kiliseyi sürekli bir biçimde kutlu kılmak için gönderildi.3 Ancak o zaman Kilise çoğunluğun önünde açıkça ortaya çıktı ve İncili vaaz yoluyla yaymaya başladı.4 Kilise her insanın esenliğe çağrılması olduğuna göre, doğası gereği de, Mesih tarafından ulusları Mesih yanlısı yapmak için gönderilmiş misyonerdir.5
768 Misyonunu gerçekleştirmek amacıyla, Kutsal Ruh hiyerarşik ve karizmatik armağanların çeşitliliği sayesinde Kiliseyi donatır ve yönetir6. Ayrıca Kilise, kurucusunun armağanlarıyla donatılmış olarak, onun sevgi, alçakgönüllülük ve fedakârlık kurallarına sadakatle uymaya çalışarak Tanrının ve Mesihin Egemenliğini bildirmek ve onu bütün uluslar arasında tesis etmek misyonunu üstlenir; Kilise bu egemenliğin yeryüzündeki tohumu ve başlangıcıdır.7
769 Kilise ancak Mesihin şanlı dönüşü sırasında cennet yüceliğinde tamamlanacaktır.8 O güne dek Kilise bu dünyadaki yoluna dünyanın zulümleri ve Tanrının tesellileri arasında devam edecektir9. Yeryüzünde, Rabden uzak,10 gurbette olduğunun bilincindedir, Kralı ile birlikte11 mutluluk içinde olacağı Egemenliğin tam olarak gerçekleşmesini beklemektedir. Kilisenin tamamlanması ve onun aracılığıyla da dünyanın tamamlanması büyük denemelerden geçmeden gerçekleşmeyecektir. Ancak o zaman Ademden itibaren, Habilden itibaren en son azize dek bütün adil kişiler evrensel Kilisede Babanın yanında bir araya gelmiş olacak12.
770 Kilise tarih içinde olmasına karşın aynı zamanda onu aşar da. Bu gözle görülür gerçeğinde aynı zamanda Tanrısal yaşam taşıyan tinsel gerçeği ancak imanın gözleriyle1 görülebilir.
771 Mesih, tek arabulucu, burada yeryüzünde iman, umut ve sevgi cemaati olan kutsal Kilisesini sürekli olarak destekler ve devam ettirir, gözle görülür bir bütün olarak onun aracılığıyla herkesin yararına gerçeği ve lütfu yayar. Kilise aynı zamanda:
- hiyerarşik organlardan ve Mesihin Mistik Bedeninden oluşmuş bir topluluktur;
- gözle görülür topluluk ve tinsel cemaattir;
- yeryüzü Kilisesidir ve göksel armağanlarla donatılmıştır.
Bu boyutlar hep birlikte insani ve Tanrısal çift öğeden gelen karmaşık bir gerçek oluşturur2:
Aynı zamanda insani ve Tanrısal olma, görünmeyen gerçeklerle zengin ve gözle görülür olma, eylemde ateşli olma ve kendini derin düşüncelere verme, dünyada olmasına karşın dünyaya yabancı olma Kilisenin özünde vardır. Kendisinde düzenlenmiş insani olana ve Tanrısala; gözle görülür görünmeyene; eylemden gelen derin düşünceye; mevcut olan aradığımız gelecek kente tabidir.3
Alçakgönüllülük! Yücelik! Kedar Çadırı ve Tanrının mihrabı; yeryüzü konutu ve göksel saray; kilden ev ve krallık sarayı; ölümlü vücut ve tapınağın ışığı; kibirliler için hor görülen bir nesne ve Mesihin zevcesi! Kilise kara tenlidir ama güzeldir, Kudüs kızları, uzun zamandır gurbette bulunmaktan, yorgunluktan solgundur ama cennetin güzelliğiyle süslüdür.4
772 Mesih kendi gizini Tanrı tasarısının amacı olarak Kilise de açınlar ve gerçekleştirir: Her şeyi Kendinde özetler (Ef 1, 10). A. Paulus, Kilise ile Mesih arasındaki birleşmeyi büyük bir giz (Ef 5, 32) olarak görür. Çünkü Kilise Mesihle Eşiyle birleşmiş gibi birleşir,5 Kilise de böylece giz olur.6 Paulus Kilisedeki gizi incelerken şu şekilde haykırıyor: Yüceliğe kavuşma umudu olan Mesih içinizdedir (Kol 1, 27).
773 Kilisede, Tanrı ile insanlar arasında asla son bulmayacak sevgiyle (1 Kor 13, 8) oluşan bu birlik, onda bulunan geçici dünyaya bağlı her kutsallaştırıcı yolu yöneten amaçtır.1 Yapısı Mesihin üyelerinin kutsallığına göre düzenlenmiştir. Kutsallık da Gelinin Güveyin aşkına verdiği cevaptaki büyük gizin işleviyle değerlenir.2 Meryem lekesiz ve pürüzsüz Gelin (Ef 5, 27) gibi Kilisenin gizi olan kutsallıkta hepimizin önünde gider. Bunun içindir ki Kilisenin Meryem Ana boyutu Petrusun boyutunun önündedir3.
774 Yunanca bir sözcük olan mysterion Latinceye iki terimle çevrilmiştir: Mysterium ve sacramentum. Daha sonraki yorumda, sacramentum terimi daha çok esenliğin gizli gerçeğinin gözle görülür işaretini ifade eder. Bu bağlamda, Mesihin kendisi esenliğin gizidir: Mesihten başka giz yoktur.4 Kutsal ve kutsallaştırıcı insani tarafının kurtarıcı işi Kilise sırlarında (Doğu Kiliselerinde kutsal gizler denir) ortaya çıkan ve etken olan esenlik sırrıdır. Kilisenin yedi sırrı Kutsal Ruhun, Beden Kilisenin Başı olan Mesihin nurunu yaydığı işaretler ve araçlardır. Şu halde Kilise anlam verdiği görünmez nuru içermekte ve onu iletmektedir. Örneksemeli olarak Kiliseye sır denir.
775 Kilise, Mesihte, bir bakıma sırdır, kısacası bütün insanlıkla Tanrı arasındaki birleşmenin işareti ve aracıdır5: Kilisenin birinci amacı insanlarla Tanrı arasındaki samimi birleşmenin sırrı olmaktır. Çünkü insanlar arasındaki birlik Tanrı ile olan birleşmeyle kök salar, Kilise aynı zamanda insan soyunun birliğinin sırrıdır da. Onda, bu birlik şimdiden başlamıştır, çünkü bütün uluslardan, ırk, halk ve dilden insanları şimdiden birleştirmeye başlamıştır (Ap 7, 9); Kilise aynı zamanda, gelecek olan bu birliğin tam olarak gerçekleşmesinin işareti ve aracıdır.
776 Kilise sır olarak Mesihin vasıtasıdır. Onun ellerinde Kilise bütün insanların Kurtuluşunun vasıtasıdır,6 esenliğin evrensel sırrıdır7. Mesih onun aracılığıyla Tanrının insanlara olan sevgisini ortaya çıkarıyor ve güncelleştiriyor.8 O Tanrının insanlığa olan sevgisinin gözle görülür projesidir.9 Bu projeye göre bütün insanlık Tanrının tek Halkını oluşturmalı, Mesihin biricik Bedeninde bir araya gelmeli, Kutsal Ruhun tek tapınağında inşa edilmelidir1.
ÖZET
777 Kilise sözcüğü toplantıya çağırmak demektir. Kilise Tanrı Halkını oluşturmak, Mesihin Bedeniyle beslenerek Mesihin Bedenini dönüştürmek için Tanrı Sözünün çağırdığı kişiler topluluğunu belirtir.
778 Kilise aynı zamanda Tanrı tasarısının yolu ve amacıdır: Yaratılışta önceden belirlenmiş, Eski Antlaşmada hazırlanmış, Mesih İsanın eylemleri ve sözleriyle temeli atılmış, Mesihin kurtarıcı Haçıyla ve Dirilişiyle gerçekleştirilmiş Kutsal Ruhun akmasıyla esenlik gizi olarak ortaya çıkmıştır. Dünyanın sonunda, yeryüzünde özgürlüğe kavuşturulanların bir araya gelmesiyle tamamlanacaktır.2
779 Kilise hem gözle görülür hem de tinseldir, hem Mesihin Mistik Bedeni hem de hiyerarşik toplumdur. Kilise birdir, insani ve Tanrısal olan çift öğeden oluşmuştur. Bu onun gizidir, ancak iman onu kabullenebilir.
780 Kilise bu dünyada esenlik sırrı, Tanrı ile insanlar arasındaki birliğin işareti ve aracıdır.
II. PARAGRAF
Kilise - Tanrının Halkı,
Mesihin Bedeni, Kutsal Ruhun Tapınağı
781 Tanrı her devirde, gerçekten, adaleti uygulayan ve kendisinden korkan herkesten memnun kalmıştır. Bununla birlikte, Tanrı insanların esenliği ve kutlulaştırmayı karşılıklı bağların dışında ayrı ayrı almalarını istemedi; tersine insanların Onu gerçekte tanıyacak ve Ona kutsallık içinde hizmet edecek bir Halk olmalarını istedi. Bunun içindir ki, İsrail Halkını antlaşma yapmak ve aşamalı olarak eğitmek üzere kendi Halkı olarak seçti ( ). Bütün bunlar Mesihte sonuçlanacak yetkin ve Yeni Antlaşmayı hazırlamak ve betimlemek içindi ( ). Bu Yahudiler ve putperestlerden gelmiş olan bir Halkı teninin rengine göre değil de Ruhta birlik olmaya çağıran, dökülen kanındaki Yeni Antlaşmadır.3
782 Tanrı Halkının, kendisini tarihteki öteki kültürel ya da siyasi, etnik, dinsel bütün gruplardan açıkça ayıran özellikleri vardır:
- O Tanrının Halkıdır: Tanrı özde hiçbir halka ait değildir. Ama Tanrı önceden ulus olmayanlardan bir halk edindi: Seçilmiş bir soy, Kralın rahipleri, kutsal bir ulus (1 Pet 2, 9).
- Bu halkın bir üyesi olmak normal doğarak değil de yukarıdan doğunca, su ve Ruhta doğunca (Yu 3, 3-5) yani Mesihe inanmakla ve Vaftizle olur.
- Bu Halkın lideri (Başı) Mesih İsadır (meshedilen): Çünkü aynı meshetmede Kutsal Ruh, Baştan bütün Bedene akar, o önceden bildirilen Mesihin halkıdır.
- Bu halkın durumu Tanrı oğullarının özgürlüğünün onurudur: Kutsal Ruh yüreklerinde, bir tapınaktaymış gibi oturur.
- Yasası, Mesih bizleri nasıl sevdiyse öyle sevmek olan yeni buyruktur.1 Bu Kutsal Ruhun yeni Yasasıdır (Rom 8, 2; Gal 5, 25).
- Misyonu yeryüzünün tuzu, dünyanın ışığı olmaktır.2 Bu halk insan soyu için en güçlü birlik, umut ve esenlik tohumudur.
- Yazgısı, Tanrının bizzat kendisi tarafından başlatılan, gittikçe yayılan ve zamanların sonunda Tanrının kendisi tarafından tamamlanacak olan Tanrının Egemenliğidir.3
783 Mesih İsa, Babanın Kutsal Ruhla meshettiği ve onu Rahip, Peygamber ve Kral yaptığı kişidir. Tanrının Halkı Mesihin bu üç işlevine tümüyle katılır ve bunlardan doğacak hizmet ve misyon sorumluluklarını taşır.4
784 İman ve Vaftizle Tanrı Halkına katılanlar bu halkın biricik görevine katılmaya hak kazanırlar; halkın rahiplik görevine: Rab Mesih, başrahip olarak insanlar arasından aldıklarıyla Tanrı Babası için yeni bir Halk, rahiplerden oluşan bir krallık kurdu. Nitekim, vaftiz olanlar, Kutsal Ruhun meshetmesi ve yeniden canlandırmasıyla tinsel bir konut ve kutsal bir rahiplik olarak adandılar.5
785 Tanrının kutsal Halkı, Mesihin peygamberliğine de katılır. Halk laik ve hiyerarşik sınıfı ile, özellikle azizlere iletilen imana da ilk ve son kez olarak1 sağlamca bağlanarak ve bu anlayışı derinleştirerek, bu dünya ortasında Mesihin tanığı olduğunda bütün Halkın imanının doğaüstü anlamıyla Mesihin peygamberliğine katılır.
786 Tanrının Halkı, Mesihin krallık işlevine de katılır. Mesih krallığını bütün insanları ölümü ve Dirilişi ile kendisine çektiğinde işletir.2 Evrenin Kralı ve Rabbi, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi (Mt 20, 28) ve herkesin kulu oldu. Hıristiyan için hükmetmek İsaya, özellikle yoksullarda ve acı çekenlerde hizmet etmektir,3 Kilise onlarda yoksul ve acı çeken Kurucusunu görmektedir.4 Tanrının Halkı asaletini Mesih le birlikte hizmet ederek gerçekleştirir.
Mesihte yeniden doğan herkesi Haç işareti kral, Kutsal Ruhun meshetmesi rahip kılar, özel görevimiz dışında ve makul her Hıristiyan bu kral soyundan geldiğini kabul eder ve rahiplik görevine katılır. Nitekim, bir can için Tanrıya tabi olan bedenine hakim olmak kadar soylu ne olabilir? Ayrıca Rabbe temiz bir vicdan adamak ve sunak üzerinde dindarlığın lekesiz kurbanlarını sunmak rahiplik değil de nedir?5
II. Kilise - Mesihin Bedeni
Kilise İsa ile birlik olmak demektir
787 İsa başlangıçtan beri havarilerini kendi etrafına topladı;6 onlara Egemenliğin gizini açınladı;7 kendi görevine, kendi sevincine8 ve acılarına katılmalarını sağladı.9 İsa Kendisi ile kendisini izleyenler arasındaki samimi birlikten söz ediyor: Benim sizde kaldığım gibi siz de bende kalın ( ). Ben asmayım, siz çubuklarsınız (Yu 15, 4-5). Kendi bedeni ile bizimkiler arasındaki gerçek ve gizemli bir birliği bildiriyor: Etimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda (Yu 6, 56).
788 İsa havarilerine görünmez olduktan sonra da, onları yetim bırakmadı.10 Dünyanın sonuna kadar onlarla birlikte kalmaya söz verdi,11 onlara Ruhunu gönderdi.12 İsayla düşünce ve duygu birliği içinde olmak bir bakıma, daha da yoğunlaştı: Ruhunu, bütün uluslardan bir araya getirdiği kardeşlerine ileterek, onları mistik bedeni haline getirdi.1
789 Kilisenin beden ile olan benzerliği Kilise ile Mesih arasındaki yakın bağa bir açıklama getirmektedir. Kilise onun etrafında sadece toplanmış değil, aynı zamanda onda tek bir bütün haline gelmiştir. Kilisenin üç görünümünden Mesihin Bedeni - üyelerin Mesihle olan birleşmelerinden dolayı kendi aralarındaki birliği - özellikle belirgin olanıdır: Mesih Bedenin Başıdır; Kilise, Mesihin Eşidir.
790 Tanrının Sözüne cevap veren inanlılar Mesihin Bedeninin üyeleri olurlar, Mesihe sıkıca bağlanırlar: Bu bedende Mesihin yaşamı inanlılar arasında yayılır, Kilise sırları da, gizemli ve gerçek bir şekilde inanlıları acı çeken ve yüceltilen Mesihe birleştirir.2 Bu özellikle bizi Mesihin ölümüne ve Dirilişine birleştiren Vaftiz sırrında ve Mesihin Bedenine gerçekten katıldığımız, Onunla ve kendi aramızda birleşmeye gittiğimiz Efkaristiyada doğrudur.3
791 Bedenin bir olması üyelerin farklılığını yok etmez: Mesihin Bedeninin inşaasında üyelerin ve işlevlerin birbirine geçmiş farklılığı vardır. Zenginliklerinin oranına ve hizmetlerinin gereklerine göre Kilisenin yararına çeşitli armağanlar dağıtan Ruh ise tektir.4 Mistik Bedenin birliği inanlılar arasındaki sevgiyi oluşturur ve teşvik eder: Bu nedenle bir üye acı çektiğinde, bütün üyeler acı çeker, bir üye onurlandırıldığında, bütün öteki üyeler sevinç duyar.5 Son olarak, mistik Bedenin birliği bütün insani bölünmeleri galebe çalar: Vaftizde Mesihle birleşenlerinizin hepsi Mesihi giyindi. Artık ne Yahudi ne Yunanlı, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı vardır. Hepiniz Mesih İsada birsiniz (Gal 3, 27-28).
792 Mesih Kilise denen Bedenin Başıdır (Kol 1, 18). O yaratılışın ve kurtuluşun Başlangıcıdır. Babanın yüceliğine yükseltilen O, her şeyde ilk yeri alandır (Kol 1, 18), özellikle de her şeyinde egemenliğini sürdüren Kilise üzerinde.
793 Mesih bizi Paskalyasına birleştirir: Bütün üyelerin Mesih kendilerinde biçimleninceye dek Ona benzemeye çalışmaları gerekir (Gal 4, 19). Bu amaçla yaşamının gizlerine sokulduk, ( ) acılarına bedenin başa katıldığı gibi katıldık, yüceliğine ortak olmak için acısına ortak olduk.1
794 Mesih gelişmemizi gözetir: Başımız2 olan Mesih, Kendisine doğru bizleri büyütmek için,3 Vücudunda, Kilisesinde, esenlik yolunda karşılıklı olarak birbirimize yaptığımız yardımları ve hizmetleri sağlar.
795 Mesih ile Kilise Bütün Mesihtir (Christus totus). Kilise Mesihle birdir. Azizler bu birliği çok şiddetli hissederler:
Sadece Hıristiyan değil, bizzat Mesihin kendisi olduğumuz için şükredelim, sevinelim. Kardeşlerim, Baş olarak Mesihi bize vermekle Tanrının yaptığı iyiliği anlayabiliyor musunuz? Mesih olduğumuz için sevinç ve hayranlık duyun. Gerçekten, madem ki O Baş bizler üyeleriyiz, o zaman tüm inşa, o ve biziz ( ). Mesihin tamlığı, şu halde Baş ve üyelerdir; Baş ve üyeler ne demektir? Mesih ve Kilise.4
Kurtarıcımız üzerine aldığı Kilise ile aynı ve tek kişi olarak görünmüştür.5
Kısacası Baş ve üyeler, tek ve aynı mistik kişidir.6
Azize Jeanne dArcın yargıçlara verdiği tek yanıt kutsal Doktorların inancını ve inanlının sağduyusunu özetliyor: Mesih İsa ve Kilise bana göre bir bütün oluşturur, bunda kuşkuya düşmeye gerek yoktur.7
796 Mesih ile Kilise, Baş ile beden üyelerinin birliği, kişisel bir ilişkide ikinin farklılığını da gerektirir. Bu görünüm çoğu zaman güvey ve zevce imgeleriyle ifade edilmiştir. Mesihin Kilisenin Güveyi olma teması peygamberler tarafından hazırlandı ve Vaftizci Yahya tarafından açıklandı.8 Rab kendisini Güvey olarak nitelendiriyor9 (Mk 2, 19). Havari Paulus Kiliseyi ve Bedenin üyesi olan her inanlıyı, Rab Mesihle bir tek Ruh olmak için Onunla nişanlanmış bir Zevce olarak gösteriyor.10 Kilise, lekesiz Kuzunun,11 Mesihin sevmiş olduğu ve onu kutlulaştırmak için onun uğruna kendini feda ettiği1 (Ef 5, 26) Kendi öz Bedeniymiş gibi özen gösterdiği, ebedi bir antlaşmayla ortak olduğu lekesiz Eşidir:
İşte, Başı ve Bedeniyle çoktan oluşmuş bir tek tam Mesih. ( ) İster Başı, ister üyeleri konuşsun, konuşan Mesihin kendisidir. O gerek Baş rolünü (ex persona capitis) üstlenerek ya da Beden rolünü (ex persona corporis) üstlenerek konuşur. Yazıldığına göre; İkisi tek bir beden olacak. Bu sır büyüktür, ben bunu Mesih ve Kiliseyle ilgili olarak söylüyorum (Ef 5, 31-32). İsanın kendisi de İncilde şöyle diyor: Onlar artık iki değil, tek bedendir (Mt 19, 6). Gördüğünüz gibi iki farklı kişi vardır, bununla birlikte, evlilik birliğinde tek olmaktadırlar. ( ) Baş olarak kendisinin Güvey olduğunu, Beden olarak da Zevce olduğunu söylüyor.2
797 Canımız, yani ruhumuz demek istiyorum, uzuvlarımız için neyse, Kutsal Ruh da Mesihin üyeleri, Mesihin Bedeni için, yani Kilise için demek istiyorum, öyledir.3 Bedenin bütün bölümlerinin birbirlerine aynı şekilde kendi aralarında olduğu kadar yüce Baş ile de ilişkili olmasını gizli bir ana kaynak olan Mesihin Ruhuna mal etmek gerekir, çünkü Mesihin Ruhu bütünüyle Başta olduğu kadar, bütünüyle bedende, bütünüyle her üyenin içindedir de.4 Kutsal Ruh Kiliseyi Canlı Tanrının Tapınağı yapar5 (2 Kor 2, 16):
Gerçekten Tanrının Armağanı Kilisenin kendisine emanet edildi. ( ) Mesihle olan birlik, kısacası Kutsal Ruh, çürümezliğin teminatı, imanımızın onaylanması ve bizi Tanrıya çıkaracak merdiven ona teslim edildi( ). Çünkü Kilise neredeyse Tanrının Ruhu da oradadır; Tanrının Ruhu neredeyse Kilise ve her türlü nur da oradadır.6
798 Kutsal Ruh her türlü yaşamsal faaliyetin Ana Kaynağıdır ve Bedenin çeşitli bölümlerinin her birinde gerçekten iyileştiricidir7. Bedenin bütünüyle sevgide aydınlanmasını değişik biçimlerde gerçekleştirir:8 Yapıyı inşa edecek güçteki Tanrının Sözüyle (Hİ 20, 32), Mesihin Bedenini oluşturan Vaftizle;9 Mesihin üyelerini iyileştiren ve onların gelişmelerini sağlayan Kilise sırlarıyla; armağanlar arasında en önemli sırayı alan havarilere bağışlanan lütufla,1 Kiliseyi yenilemeye ve daha çok geliştirmeye yarayacak görev ve yükümlülükleri üzerlerine alabilecek elverişli duruma getiren2 değişik özel lütuflar sayesinde (karizma denilen) iyilik yapmayı sağlayan erdemlerle.
799 Olağanüstü ya da basit ve gösterişsiz karizmalar, dolaylı ya da dolaysız, Kilisenin gelişmesine, insanların yararına ve dünyanın ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş, kilisece bir yararı olan Kutsal Ruhun lütuflarıdır.
800 Karizmalar onları alan tarafından olduğu kadar Bütün Kilise üyeleri tarafından da şükranla kabul edilmelidir. Bu gerçekten, Mesihin tüm Bedeninin kutsallığı ve havarisel canlılığı için şahane lütuf zenginliğidir; yeter ki bununla birlikte gerçekten Kutsal Ruhtan gelmiş armağanlar söz konusu olsun ve bu aynı Ruhun gerçek atılımlarına tamamen uygun biçimde, kısacası karizmanın gerçek ölçüsü sevgiye göre uygulansınlar.3
801 İşte bu anlamda karizmaları ayırt etmenin gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır. Hiçbir karizma sahibi Kilise Çobanlarına başvurmama ve onlara bağlı olmama lüksüne sahip değildir. Kutsal Ruhu söndürmek değil, ama bütün karizmaları deneyip iyi olanda kalmak gerekir.4 Bütün tamamlayıcılıkları ve çeşitlilikleriyle karizmalar kamu yararı5 (1 Kor 12, 7) içindir.
ÖZET
802 Mesih, bizi her suçtan kurtarmak, arıtıp kendisine ait ve iyilik etmekte gayretli bir halk yapmak için kendini feda etti (Tit 2, 14).
803 Sizler seçilmiş bir soy, soylu rahipler sınıfı, kutsal bir ulus, Tanrının öz halkısınız (1 Pet 2, 9).
804 İman ve Vaftizle Tanrının Halkından olunur. İnsanlar Mesihte tek bir aile ve Tanrının tek Halkını6 oluştursunlar diye herkes Tanrının Halkına katılmaya çağrılmıştır.7
805 Kilise Mesihin Bedenidir. Kutsal Ruh ve Onun Kilise sırlarındaki özellikle Efkaristiyadaki etkisiyle, ölmüş ve dirilmiş Mesih, inanlılar topluluğunu Bedeni olarak oluşturur.
806 Bu bedenin tekliğinde farklı üyeler ve görevler vardır. Bütün üyeler birbirine bağlıdır; özellikle de acı çekenler, yoksullar ve zulüm görenler.
807 Kilise Mesihin Baş olduğu Bedendir: Kilise onun sayesinde, onda ve onun için yaşıyor; Mesih de onunla ve onda yaşıyor.
808 Kilise Mesihin eşidir: Mesih Kiliseyi sevdi ve onun uğruna kendini feda etti. Mesih onu kendi kanıyla temizledi. Mesih onu Tanrının bütün çocuklarının üretken Anası yaptı.
809 Kilise Kutsal Ruhun Tapınağıdır. Kutsal Ruh Mistik Bedenin ruhu gibidir, yaşamın kaynağıdır, armağan ve karizmalarının zenginliği ve çeşitliliğidir.
810 Böylelikle evrensel Kilise, birliğini Baba, Oğul ve Kutsal Ruhun birliğinden alan bir Halk görünümündedir.1
III. PARAGRAF
Kilise tek, kutsal ve Katolik (evrensel)
ve havariseldir
811 Mesihin biricik Kilisesinin tek, kutsal, katolik (evrensel) ve havarisel2 olduğunu söylüyoruz. Birbirine ayrılmaz bir biçimde bağlı olan bu özel nitelik,3 Kilisenin ve onun misyonunun temel hatlarını belirtir. Kilise bunlara kendiliğinden sahip olmamıştır; Mesih, Kutsal Ruh aracılığıyla Kilisesine, tek, kutsal, katolik (evrensel) ve havarisel olma niteliklerini verir, aynı zamanda onu bu niteliklerin her birini gerçekleştirmeye davet eder.
812 Yalnızca iman, Kilisenin bu nitelikleri Tanrısal kaynaktan aldığını kabul edebilir. Ancak tarihsel göstergeler insan aklına açıkça hitap eden işaretlerdir. Birinci Vatikan Konsilinin belirttiğine göre, Kilise kutsallığı, Katolik (evrensel) birliği, kırılma nedir bilmeyen cesareti nedeniyle kendisinin Tanrısal misyonunun reddolunamaz bir kanıtı, büyük ve sürekli inandırıcılık nedenidir4.
I. Kilise tektir
Kilisenin tekliğinin kutsal gizi1
813 Kilise kendi kaynağından dolayı tektir: Bu gizin kaynağı ve yüce örneği bir tek Tanrı Babanın ve Oğulun, Kutsal Ruhtaki birliğinde bulunan kişilerin üçlüğündedir.2 Kilise kurucusu nedeniyle tektir. Çünkü kişi olarak cisimlenen Oğul bütün insanları Haçı sayesinde Tanrıyla barıştırdı ve herkesi bir tek halkta ve bir tek Bedende topladı3. Kilise ruhu sayesinde tektir: İnanlılarda oturan ve bütün Kiliseyi dolduran ve idare eden Kutsal Ruh inanlıların hepsini birbirine sıkı sıkıya bağlayarak, onlar arasındaki bu eşsiz birliği Kilise Birliğinin temeli olan Mesihte gerçekleştirir.4 Demek ki Kilisenin tek olması özünde vardır.
Ne şaşırtıcı giz! Evrenin bir tek Babası vardır, evrenin bir tek Logosu ve her yerde aynı olan bir tek Kutsal Ruhu vardır; anne olan bir tek bakiresi vardır, ona da Kilise demeyi uygun buluyorum.5
814 Başından beri, tek olan bu Kilise bununla birlikte gerek Tanrının armağanlarının çeşitliliğinden gerek onları alan kişilerin çokluğundan ileri gelen büyük bir farklılık göstermiştir. Çeşitli halklar ve kültürler Tanrı Halkının birliğinde birleşmiştir. Kilisenin üyeleri arasında armağanlar, sorumluluklar, koşullar ve yaşam biçimleri bakımından farklılıklar vardır; Kilisenin bağrında kendi geleneklerini koruyan özel Kiliseler vardır6. Bu farklılıkların zenginliği Kilisenin birliğine ters düşmez. Bununla birlikte, günah ve günahın ağır sonuçları sürekli olarak bu birliği tehdit etmektedir. Havari insanları uyarmaya çalışıyor: Ruhun birliğini esenlik bağıyla korumaya gayret edin (Ef 4, 3).
815 Bu birlik bağları nelerdir? Bunların hepsinin üzerinde yetkin birliğin bağı sevgidir (Kol 3, 14). Gurbetteki Kilise nin birliği inan birliğinin gözle görülür bağlarıyla güvence altına alınmıştır:
- Havarilerden miras alınmış tek inancı açıkça beyan etme;
- Tanrısal kültü, özellikle de Kilise sırlarını ortak olarak kutlama;
- Ruhbanlık sırrı ile havarilerin mirasının devam etmesi ve Tanrı ailesinin kardeşçe uyum içinde olması.1
816 Mesihin biricik Kilisesi, ( ) Kurtarıcımız dirildikten sonra başına geçsin diye Petrusa ve onu geliştirsin ve yönetsinler diye öteki havarilere emanet ettiği Kilisedir ( ). Bu Kilise dünyada oluşmuş ve organize olmuş bir topluluk olarak Petrusun halefi ve onunla birlik içinde olan episkoposlar tarafından yönetilen Katolik Kilisesinde (subsistit in) gerçekleşmiştir2:
İkinci Vatikan Konsilinin ökümenizm hakkındaki Kararnamesi açıktır: Nitekim esenliğin bütün çareleri sadece esenliğin genel çaresi olan Mesihin Katolik Kilisesi aracılığıyla elde edilebilir. Rab, inancımıza göre, yeryüzünde şimdiden bir bakıma Tanrının Halkından sayılanlar tam olarak Mesihin Bedenine katılarak tek bir Beden oluştursunlar diye Yeni Antlaşmanın bütün zenginliklerini sadece Petrusun lideri olduğu Episkoposlar Kurulu na emanet etti.3
817 Gerçekten, Tanrının bu tek ve biricik Kilisesinde baştan beri havarinin sert bir şekilde eleştirdiği kınanacak bazı bölünmeler meydana geldi; daha sonraki yüzyıllar boyunca daha ciddi anlaşmazlıklar oldu ve suç kimi zaman bir tarafta kimi zamanda öteki taraftaki kişilerde olmak üzere Katolik Kilisesinden ayrılan kalabalık topluluklar oldu4. Mesihin Bedeninin birliğini zedeleyen bu kopmalar (mezhep sapkınlığını, Hıristiyanlıktan dönmeleri, dinin aslından ayrılmaları bunlar arasında sayabiliriz)5 insanların günahları yüzünden olur:
Nerede günah varsa orada uzlaşmazlık da vardır, dinin aslından ayrılmalar da vardır, mezhep sapkınlıkları da vardır, anlaşmazlıklar da vardır; ama erdemin bulunduğu yerde inanlıların tek bir ruh ve tek bir vücut olmalarını sağlayan birlik de vardır.6
818 Günümüzde böylesi kopmalardan oluşmuş cemaatlerde doğan ve Mesihe inanan kişiler bölücülükle suçlanamazlar, Katolik Kilisesi de onları sevgi ve kardeşçe saygı ile kucaklar ( ). Vaftizde alınan imanla aklanan, Mesihe katılan bu kişiler haklı olarak Hıristiyan adını taşırlar, Katolik Kilisesinin çocukları da onları haklı olarak Rabde kardeş olarak kabul ederler.1
819 Zaten, Katolik Kilisesinin gözle görülür sınırları dışında birçok kutsallaştırma ve gerçek öğeler2 vardır: Tanrının yazılı sözü, nur, iman, umut ve sevgi yaşamı, Kutsal Ruhun başka içsel armağanları ve başka görünür öğeler.3 Mesihin Ruhu bu Kiliselerden ve kilise camaatlerinden, gücü Mesih in Katolik Kilisesine emanet ettiği gerçek ve lütuf doluluğundan gelen esenlik çaresi olarak yararlanır. Bütün bu iyilikler Mesihten gelir ve Ona götürür4 ve kendiliğinden evrensel birliği5 çağırır.
Birliğe doğru
820 Mesih ta baştan Kilisesine birliği verdi. Bunun yitmez bir biçimde Katolik Kilisesinde bulunduğuna inanıyor ve dünyanın sonuna kadar her gün artan bir şekilde gelişeceğini umut ediyoruz6. Mesih Kilisesine her zaman birlik lütfunu verir, ancak Kilise de bu birliği korumak ve Mesihin istediği birliği gerçekleştirmek ve güçlendirmek için daima çalışmalı ve dua etmelidir. İşte bunun içindir ki, İsa acı çekeceği saatte havarilerin birliği için dua etti ve Babaya dua etmeye hâlâ devam ediyor: Hepsi bir olsunlar. Baba senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi onlarda bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin (Yu 17, 21). Bütün Hıristiyanların birlik olmasını arzulama Mesihin bir lütfu ve Kutsal Ruhun bir çağrısıdır.7
821 Bu çağrıya gerektiği gibi cevap vermek için gerekli olanlar şunlardır:
- Kilisenin kendi görevine daha bağlı kalması için sürekli yenilenmesi, Bu yenilenme birliğe götüren hareketin çaresidir;8
- İncile göre daha temiz yaşam sürmek amacıyla yüreklerin değişmesi,9 çünkü bölünmelerin nedeni üyelerin Mesihin lütfuna sadık kalmamalarıdır;
- Birlikte dua, çünkü yüreğin değişmesi, temiz yaşam ve Hıristiyanların birliği için yapılan özel ve ortak dualara ökümenizmin ruhu olarak bakılmalıdır ve buna haklı olarak tinsel ökümenizm10 de denilebilir;
- Karşılıklı birbirini tanıma;11
- İnanlıların özellikle papazların ökümenik eğitim ve öğretimi;1
- Tanrıbilimciler arasında diyalog ve farklı Kilise ve cemaatlerdeki Hıristiyanların bir araya gelmesi;2
- Değişik hizmet alanlarında Hıristiyanlar arasında işbirliği.3
822 Birliği gerçekleştirme kaygısı inanlısıyla idarecisiyle bütün Kiliseyi ilgilendirir4. Mesihin tek ve biricik Kilisesinde bütün Hıristiyanların barışarak birleşmesiyle ilgili bu kutsal projenin insan kapasite ve gücünü aştığının bilincinde olmak gerekir. Bunun içindir ki, bizler umudumuzu Mesihin Kilisesi için yaptığı duaya, Babanın bizlere duyduğu sevgiye ve Kutsal Ruhun gücüne bağlıyoruz.5
II. Kilise kutsaldır
823 Kilise ( ) inanç ışığında hep kutsaldır. Nitekim Baba ve Kutsal Ruhla birlikte biricik Kutsal olarak ilan edilen Tanrının Oğlu Mesih Kiliseyi eşi gibi sevmiş, onu kutsallaştırmak amacıyla onun uğruna kendini feda etmiş, onunla kendi Bedeni gibi birleşmiş ve ona Tanrının Yüceliği için Kutsal Ruhun lütfunu bahşetmiştir.6 Şu halde Kilise Tanrı nın kutsal Halkıdır,7 mensuplarına da azizler8 denir.
824 Mesihle birleşmiş Kilise, Onun sayesinde kutlulaşır; Kilise de Onun sayesinde ve Onda kutlulaştıran olur. Kilise nin bütün işi insanların Mesihte kutlulaşmasına ve Tanrı nın yücelmesine yöneliktir.9 Esenliğin bütün yolları10 Kilise ye teslim edilmiştir. Tanrının lütfu sayesinde kutsallığı onda elde ederiz.11
825 Kilise yeryüzünde kusurlu olsa da, gerçek bir kutsallıkla bezenmiştir.12 Mensupları kutsal yetkinliğe sahip kılınmalıdır. Durumları ve yaşam biçimleri ne olursa olsun Mesihe inanan böylesi büyük ve böylesi bol esenlik yoluyla güçlendirilmiş herkes kendi yolunda yürümek üzere Tanrı tarafından Babanın yetkin kutsallığına erişmeye çağrılmıştır.13
826 Sevgi kutsallığın can damarıdır. Herkes sevmeye çağrılmıştır: Sevgi kutlulaştırma yollarının hepsini yönetir, onlara ruh verir ve onları kendi akıbetlerine götürür.14
Kilisenin değişik organlardan oluşmuş bedeni olsaydı, şuna kanaat getirdim ki, Kilise en gerekli ve en soylu organa da sahiptir. Kilisenin bir yüreği var ve bu yürek SEVGİYLE YANIP TUTUŞUYOR. Kilise mensuplarını harekete geçirenin sadece SEVGİ olduğunu anladım, sevginin ateşi sönseydi havariler İncili vazedemezlerdi, dinşehitleri kanlarını dökmekten vazgeçerlerdi ( ) SEVGİNİN BÜTÜN GÖNÜL EĞİLİMLERİNİ İÇERDİĞİNİ, SEVGİNİN HER ŞEY OLDUĞUNU, BÜTÜN ZAMANLARI VE HER YERİ KUCAKLADIĞINI ( ) KISACASI EBEDİ OLDUĞUNU ANLADIM! 1
827 Oysa sırf halkı günahlarından kurtarmak için gelen kutsal, masum, lekesiz Mesih, günah işlemedi, bağrında günahları barındıran Kilise ise hem kutsal hem de arınmaya muhtaçtır, gücünü sürekli olarak tövbe etme ve yenilenmenin ardından gitmeye harcamaktadır.2 Kilisenin bütün üyeleri, yöneticiler dahil, kendilerini günahkâr saymalıdırlar.3 Dünyanın sonuna kadar herkeste İncilin iyi tohumuna günahın deliceleri karışmış olarak kalacaktır.4 Şu halde Kilise Mesihin esenliğiyle etkilenmiş kutlulaşma yolundaki günahkârları bir araya getirmektedir:
Kilise bağrında günahkârları barındırmasına rağmen kutsaldır, zira kendisinde nur yaşamından başka bir yaşam yoktur: Üyeleri onun yaşamını sürerek kutlulaşırlar; onun yaşamından uzaklaşarak kutsallığın ışımasını engelleyen günaha ve sapmalara düşerler. Bunun içindir ki Kilise acı çeker ve bu hatalar için tövbe eder. Kilisenin, çocuklarını Mesihin kanıyla ve Kutsal Ruhun lütfuyla iyileştirme gücü vardır.5
828 Bazı inanlılarını aziz ilan ederek, kısacası bu inanlıların erdemleri kahramanca uygulamış olduklarını ve Tanrının lütfuna sadık kalarak yaşadıklarını törenle ilan ederek, Kilise kendinde bulunan kutsallık Ruhunun gücünü kabul etmiş olmakta ve inanlılara bu kişileri örnek ve aracı olarak göstererek umutlarını desteklemektedir.6 Aziz ve azizeler Kilise tarihindeki en zor anlarda yenilenme kaynağı olmuşlardır.7 Nitekim, kutsallık Kilisenin havarisel etkinliğinin ve misyoner atılımının gizli kaynağı ve yanılmaz ölçüsüdür8.
829 Kilise Meryem Ananın kişiliğinde kendisini lekesiz ve pürüzsüz yapan yetkinliğe ulaşmıştır bile. Mesih inanlıları hâlâ kutsallık yolunda ilerlemek için günaha karşı zafer kazanmak çabası içindedirler: İşte bu nedenle gözlerini Meryem Anaya çevirirler1: Kilise onun sayesinde şimdiden tamamen kutsaldır.
III. Kilise Katoliktir
Katolik sözcüğü ne anlama gelmektedir?
830 Katolik sözcüğü toplam anlamında, bütünlük anlamında evrensel demektir. Kilise çift anlamda Katoliktir:
Birincisi; Kilise katoliktir, çünkü kendisinde Mesih mevcuttur. Mesih İsa neredeyse Katolik Kilisesi oradadır.2 Onda Mesihin tam Bedeni Başıyla birleşmiş olarak varlığını sürdürmektedir,3 bu da Kilisenin Ondan, Onun istediği esenlik yollarının hepsini aldığını gösterir4: Doğru ve tam inanç ifadesi, kusursuz Kilise sırlarına uygun yaşam ve havarilerden miras kalan ruhban sınıfı. Kilise bu temel anlamıyla Pentekost günü Katolik oldu,5 İsanın tekrar geleceği güne kadar da öyle kalacaktır.
831 Kilise Katoliktir, çünkü insanların evrenselliğini sağlamak amacıyla Mesih tarafından görevlendirilmiştir:6
Herkes Tanrının Halkı olmaya çağrılmıştır. Bunun içindir ki, bu Halkın görevi tek ve biricik kalarak, Tanrının başlangıçta insan doğasını birlik içinde yaratırken öngördüğü dağılmış çocuklarını bir araya toplamak olan isteği gerçekleşsin diye kendini bütün evrenin boyutlarına ve bütün çağlara yayılacak şekilde hazırlamaktır (...). Tanrının Halkı üzerinde parlayan bu evrensellik niteliği Rabbin bizzat kendisinin bir armağanıdır, bunun sayesinde Katolik Kilisesi, etkin ve sürekli biçimde, bütün insanlığı Mesihin liderliğinde, Onun Ruhunun birliğinde içerdiği iyiliklerle birlikte toparlamaya çalışmaktadır.7
Her özel Kilise Katoliktir
832 Mesihin Kilisesi inanlıların her yerel yasal gruplaşmasında gerçekten mevcuttur, çobanlarına bağlı olarak onlar da Yeni Antlaşmaya göre Kilise adını almaya hak kazanmışlardır ( ) O Kiliselerde inanlılar Mesihin İncilinin vazedilmesiyle bir araya gelirler, o Kiliselerde Rab İsanın son yemeği kutlanır ( ). Çoğu zaman çok küçük ve yoksul ya da dağılmış gözükseler de Kilisenin bir, kutsal, Katolik ve havarisel olması nedeniyle Mesih bu cemaatlerde hazır bulunur.8
833 Özel Kilise demekle havarilerden gelen emanete uygun bir şekilde seçilen episkoposla birlikte inançlarına ve Kilise sırlarına sadık bir cemaat olan episkoposluklar kastediliyor.1 Bu özel Kiliseler evrensel Kilisenin örneğine göre oluşmuşlardır; tek ve biricik Katolik Kilisesi onlarda ve onlardan başlayarak vardır.2
834 Özel Kiliseler birbirleriyle olan bağlantıları nedeniyle tamamen Katoliktir: Roma Kilisesi Sevgiyle başkanlık3 eder. Şahane başlangıcı nedeniyle doğal olarak bütün Kiliseler kısacası bütün dünyadaki inanlılar bu Kiliseyle uyum içinde olmalıdır.4 Nitekim, cisimlenmiş Kelâmın bize inmesiyle her yerdeki bütün Hıristiyan Kiliseleri -Romadaki- büyük Kiliseyi tek temel ve baz aldılar ve alıyorlar, çünkü Kurtarıcının verdiği söze göre cehennem kapıları ona karşı hiçbir zaman üstünlük sağlayamayacak.5
835 Evrensel Kilise özel Kiliselerin basit bir toplamı ya da federasyonu olarak anlaşılmamalıdır. Dünyanın her bölgesinde çeşitli ifade biçim ve görünümlerine bürünerek kültürel, sosyal ve insani vb. çeşitli alanlarda kök salan, eğilimi ve misyonu ile evrensel olan Kilise bundan daha fazla bir şeydir.6 Yerel Kiliselere özgü ortak tinsel ve Tanrıbilimsel zenginliklerin, litürjik ritler, kilise disiplinlerinin zengin çeşitliliğinin birliğe doğru yönelmesi bölünmez Kilisenin Katolikliğini daha açık bir şekilde gösteriyor.7
Kim Katolik Kilisesine mensuptur?
836 Tanrı Halkının ( ) Katolik birliğine bütün insanlar çağrılmıştır; bu birliğe değişik biçimler ya da düzenler altında bütün Katolikler ve Mesihe inananlar, son olarak da istisnasız İlahi takdirin esenliğe çağırdığı bütün insanlar dahildir8:
837 Mesihin Ruhuna sahip Kilise organizasyonunu ve onda kurulmuş esenlik yollarını tümüyle kabul eden kişiler ve bundan başka, inançla, Kilise sırlarıyla, Kilise idaresi ve camiayla oluşturulan bağlar sayesinde Kilisenin gözle görülen bütününde ve papa ve episkoposları aracılığıyla Kiliseyi yöneten Mesihle birleşmiş şekilde Kilise denilen topluluğun tam bir üyesi olurlar. Bununla birlikte Kiliseye katılma, sevgide sebat etmeyen, Kilisenin bağrında yüreğiyle değil de bedenen bulunan kişinin esenliğini garanti etmez.1
838 Kilise kendini, Hıristiyan adlarıyla onurlandırılarak vaftiz olmuş, ama inancını tam olarak ifade etmeyen ya da halef Petrusla birliği korumayan kişilerle birçok nedenden dolayı bağlı bilir.2 Mesihe inanan ve geçerli bir biçimde vaftiz olanlar, kusurlu bir şekilde de olsa Katolik Kilisesi ile birlik içinde bulunurlar.3 Ortodoks Kiliseleri ile bu birlik öylesine köklüdür ki, birliğin tam olması için hep birlikte Rab bin Efkaristiyasını kutlamaya az kalmıştır4.
Kilise ve Hıristiyan olmayanlar
839 Henüz İncili kabul etmemiş olanlar, onlar da çeşitli biçimlerde Tanrının halkı içinde yer alırlar:5
Kilisenin Yahudi Halkıyla olan ilişkisi. Yeni Antlaşmadaki Tanrının Halkı kendi öz gizini dikkatle inceleyerek Tanrının ilk konuştuğu6 Yahudi Halkıyla7 olan bağını keşfeder. Öteki Hıristiyan olmayan dinlerden ayrı olarak Yahudi inancı Eski Antlaşmada Tanrının vahyine yanıttır. Oğulluk, yücelik, antlaşmalar, buyurulan Kutsal Yasa, kült, vaatler ve atalar Yahudi Halkınındır, Mesih de bedence onlardan gelmiştir (Rom 9, 4-5). Çünkü Tanrının armağanları ve çağrısı geri alınamaz (Rom 11, 29).
840 Zaten, geleceği göz önüne alacak olursak, Eski Antlaşmadaki Tanrı Halkı ile Tanrının yeni Halkı benzer amaçlara yöneliktirler: Mesihin gelişini -ya da yeniden gelişini- bekleyiş. Ama bekleyiş bir yandan Tanrının Oğlu ve Rab olarak bilinen ölmüş ve dirilmiş Mesihin yeniden dönüşü, öte yandan dünyanın sonunda belirtileri örtülü kalan bekleyiş, bilgisizliğin eşlik ettiği ya da Mesih İsayı tanımazlıktan gelmenin bekleyiş dramı.
841 Kilisenin Müslümanlarla ilişkileri. Esenlik tasarısı Yaradanı kabul edenleri, öncelikle İbrahimin inancını ifade eden, bizim gibi tek, bağışlayıcı, son günde insanları yargılayacak Tanrıya tapan Müslümanları da aynı şekilde kapsar.8
842 Kiliseyi Hıristiyan olmayan dinlerle birleştiren her şeyden önce insan soyunun ortak bir başlangıcı ve sonu olmasıdır.
Nitekim, bütün halklar bir tek topluluk oluşturur; bir tek insan soyu vardır, çünkü Tanrı insan ırkının yeryüzünde oturmasını istedi; insanların bir tek sonları vardır, o da Tanrıdır. Tanrının iyiliğinin ve esenlik tasarılarının kanıtları olan Tanrının korumacılığı, seçilmişler kutsal kentte bir araya gelene dek, herkese yayılmıştır.1
843 Kilise öteki dinlerin bilinmeyen ama yaşamı, nefesi ve her şeyi vermesinden beri herkese yakın olan ve herkesin kurtulmasını isteyen Tanrının hâlâ örtülü ve imgeli arayışı içinde olduklarını kabul etmektedir. Böylelikle, Kilise dinlerde bulunabilecek iyi ve gerçek her şeyi bir İncil hazırlığı ve sonunda yaşama sahip olsun diye her insanı aydınlatan Kişinin bir ihsanı olarak görmektedir2.
844 Ancak insanlar dinsel tutumlarında Kendilerindeki Tanrı imgesini bozan hatalar ve sınırlar gösterirler:
Çoğu zaman, şeytan tarafından aldatılmış olarak akıl yürütürken yollarını şaşırırlar, Tanrının gerçeğini yalanla değiştirirler, yaratığı Yaradana tercih ederek ona hizmet ederler ya da bu dünyada Tanrısız yaşar ve Tanrısız ölürler, böylece korkunç umutsuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.3
845 Günahın yoldan çıkardığı ve dağıttığı bütün çocuklarını yeniden bir araya getirmek amacıyla Baba bütün insanlığı Oğlunun Kilisesine çağırmak istedi. Kilise insanlığın kendi esenliğini ve birliğini yeniden bulduğu yerdir. Kilise barışmış dünyadır4. Kilise Kutsal Ruhun nefesiyle Rabbin Haç yelkeniyle bu dünyada seyreden5 yelkenli gemisidir, Kilise Babalarının benzetmelerine göre Kilise tufandan kurtaran Nuhun Gemisidir6.
Kilisenin dışında esenlik yoktur
846 Kilise Babalarınca sık sık tekrarlanan bu savı nasıl anlamalı? Olumlu bir biçimde dile getirildiğinde bunun anlamı her esenliğin Baş-Mesihten onun Bedeni Kilise aracılığıyla geldiğidir:
Konsil Kutsal Kitaba ve Geleneğe dayanarak yeryüzünde ilerlemekte olan bu Kilisenin esenlik için gerekli olduğunu belirtmektedir. Nitekim, sadece Mesih esenliğin yolu ve aracısıdır: Oysa, Mesih Kilise olan Bedeninde mevcut olmaktadır; imanın ve Vaftizin gerekliliğini bize öğreterek, aynı zamanda bize doğruladığı insanların Vaftiz kapısından girmeleri bu Kilisenin gerekliliğidir. İşte bu nedenledir ki, gerek Kilisenin Mesih İsa aracılığıyla Tanrı tarafından gereklilik sonucu kurulduğunu bilen1 ve Katolik Kilisesine girmeyi reddeden, gerek bunda direten kişiler kurtulamazlar.
847 Bu doğrulama, kendi hataları olmadan Mesihi ve Kilisesini tanımayanları ilgilendirmemektedir:
Nitekim, kendi hataları olmadan, Mesihin İncilinden ve onun Kilisesinden haberi olmayan ama Tanrıyı dürüst bir yürekle arayan ve lütfun etkisiyle Tanrının iradesini kendi vicdanlarının sesine uyarak yerine getirmeye çalışan kişiler ebedi esenliğe erişebilirler.2
848 Her ne kadar Tanrı kendi hataları olmadan İncilden haberleri olmayan insanları sadece kendisi tarafından bilinen yollarla imana getirebilirse de, iman olmadan Tanrıyı hoşnut etmek imkânsızdır (İbr 11, 6), Kilisenin bütün insanlara İncili bildirme yükümlülüğü ve aynı zamanda hakkı vardır.3
Misyon - Kilisenin Katolikliğinin bir gereği
849 Misyoner vekâleti. Tanrı tarafından uluslara esenliğin evrensel kutsallaştırıcısı olarak gönderilen Kilise, kendi Katolikliğinin asıl zorunlulukları nedeniyle ve kurucusunun buyruğuna boyun eğerek bütün gücüyle İncili bütün insanlara bildirmeye yönelmiştir4: Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruhun adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinleyim (Mt 28, 19-20).
850 Misyonun özü ve amacı. Rabbin misyoner vekâleti Çok Kutsal Üçlü-Birlikin ebedi sevgisinden kaynaklanmaktadır: Kilise, doğası gereği, yeryüzündeki yolculuğu boyunca, misyonerdir, çünkü kaynağını Tanrı Babanın tasarısı gereğince, Oğulun misyonundan ve Kutsal Ruhun misyonundan alır.5 Misyonun son amacı da Baba ile Oğul arasında sevgi Ruhunda mevcut bulunan birliğe insanların katılmasını sağlamaktır.6
851 Misyonun nedeni. Kilise misyonerlik atılımı için gücü ve zorunluluğu her zaman Tanrının bütün insanlara olan sevgisinden almıştır. Çünkü Mesihin sevgisi bizi (buna) zorlar...1 (2 Kor 5, 14). Nitekim Tanrı tüm insanların kurtulmasını ve gerçeğin bilincine erişmesini ister (1 Tim 2, 4). Tanrı herkesin gerçeğin bilincine vararak esenliğe kavuşmasını ister. Esenlik gerçektedir. Gerçek Ruhunun teşvikine riayet edenler şimdiden esenlik yolundadırlar; ama bu gerçeğin emanet edildiği Kilise, bu gerçeği onlara götürmek için onların isteklerini karşılamaya gitmelidir. Kilise esenliğin evrensel tasarısına inandığı için misyonerdir.
852 Misyonun yolları. Kutsal Ruh bütün Kilise misyonlarında en önemli rolü oynayandır.2 Kiliseye misyon yollarında götüren Odur. Kilise tarih boyunca yoksullara İyi Haberi bildirmek üzere gönderilen Mesihin misyonunu geliştirip devam ettirmiştir; Kilise şu halde Mesihin yolunda Mesihin Ruhunun itmesiyle yürümelidir, kısacası ölünceye kadar yoksulluk içinde, itaat, hizmet ve kendini feda ederek izlediği ve dirilişiyle yengi ile çıktığı yolda.3 Dinşehitlerinin kanı Hıristiyanlar için işte böyle tohum olmaktadır.4
853 Ancak Kilise, yolculuğu sırasında açınladığı mesaj ile bu İncilin emanet edildiği kişilerin insani acizliği arasındaki mesafeyi de tecrübe eder5. Tanrının Halkı ancak Tövbe ve yenilenme6 yolunda ilerleyerek ve Haçın dar kapısından geçerek7 Mesihin egemenliğini yayabilir.8 Nitekim, Mesih, insanları yoksulluk ve zulüm içinde kurtardıysa, Kilise de insanlara esenlik meyvelerini iletmek için bu aynı yola girmeye çağrılmıştır9.
854 Kendi misyonu vasıtasıyla Kilise bütün insanlıkla birlikte yol alır ve dünyanın dünyevi kaderini paylaşır; Kilise, Mesihte yenilenmeye ve Tanrının ailesine dönüştürülmeye çağrılan insan topluluğunun ruhu, mayası gibidir.10 Misyonerlik çabası sabır ister. Bu çaba İncili halklara ve henüz Mesihe inanmayan gruplara bildirmekle başlar.11 Bunu dünyada Tanrının varlığının işaretleri olan Hıristiyan cematlerinin12 ve yerel Kiliselerin13 kurulması izler; İncili halkların kültürlerinde canlandırma için bir inkültürasyon süreci başlatır;14 başarısızlıkları da tanımakta gecikmeyecektir. Halkları, grupları, kişileri ilgilendiren konularda, Kilise onlara ancak aşamalı olarak ulaşmakta ve nüfuz etmekte ve onları tam katolikliğe almaktadır.1
855 Kilisenin misyonu Hıristiyanlar arası birliğe doğru çabayı davet etmektedir.2 Nitekim Hıristiyanlar arası bölünmeler kendisine Vaftizle dahil olan ve kendi özlerinde bulunan ama tam birlikten ayrılmış bulunan oğullarında Kilisenin Katolikliği tam olarak gerçekleştirmesini engeller. Üstelik Kilisenin kendisi için, kendi yaşamının gerçeğinde tam Katolikliği bütün görünümleriyle ifade etmek daha zorlaşır3.
856 Misyonerlik görevi henüz İncili kabul etmeyenlerle saygılı bir diyalog gerektirir.4 İnanlılar Tanrının gizli varlığıyla uluslarda gerçek ve lütuf olan her şeyi daha iyi tanımayı öğrenerek bu diyalogdan5 kendileri için yarar çıkarabilirler. Bilmeyenlere İyi Haberi bildirirlerse bunu, Tanrının insanlar ve halklar arasına yaydığı gerçeği ve iyiliği yükseltmek, tamamlamak ve sağlamlaştırmak ve onları Tanrının yücelmesi, şeytanın mahcup olması ve insanın mutluluğu için6 yanlıştan ve kötülükten arındırmak için yaparlar.
IV. Kilise havariseldir
857 Kilise havariseldir, çünkü havarilerin üzerine kurulmuştur, hem de üç anlamda:
- Kilise Mesihin kendisi tarafından seçilen ve misyon için gönderilen7 havarilerin temeli üzerine kurulmuş ve öyle kalmıştır (Ef 2, 20; Hİ 21, 14);
- Kilise kendisinde oturan Ruh sayesinde havarilerden duyduğu sağlıklı sözleri, iyi mirası, öğretiyi8 korur ve iletir;9
- Kilise Mesihin yeniden gelişine kadar yöneticilik sorumluluğunu üzerlerine alan havarilerin takipçileri aracılığıyla havariler tarafından eğitilmeye, kutlulaşmaya ve yönetilmeye devam eder: Kilisenin yüce Çobanı olan Petrusun halefiyle birlik içinde olarak papazların hazır bulunmasıyla toplanan Episkoposlar Kurulu10:
Ebedi baba, sürünü terk etmezsin, ama onu çok mutlu havarilerinle sürekli korumacılığın altında tutarsın. Onu bugün Oğlunun eserini devam ettiren aynı çobanlarla yönetirsin.11
Havarilerin misyonu
858 İsa, Babanın Elçisidir. Göreve başladığı andan itibaren, istediği kişileri yanına çağırdı ve bunlardan on iki kişiyi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü duyurmaya göndermek üzere seçti (Mk 3, 13-14). O gün bugündür, havariler onun elçileri (Yunanca apostoloi sözcüğünün anlamı) olacaklardır. Onlarda kendi misyonu devam etmektedir: Baba beni gönderdiği gibi ben de sizi gönderiyorum1 (Yu 20, 21). Onların görevi Onun özel misyonunu devam ettirmektir: Onikilere Sizi kabul eden, beni kabul etmiş olur2 (Mt 10, 40) diyor.
859 İsa onları Babasından aldığı misyonda birleştiriyor: Oğul kendiliğinden bir şey yapamaz (Yu 5, 19. 30), ama her şeyi kendisini gönderen Babadan alır, İsanın gönderdikleri de misyon vekâletini ve onu gerçekleştirecek gücü aldıkları O olmadan kendiliklerinden bir şey yapamazlar.3 Şu halde Mesihin havarileri Tanrı tarafından yeni antlaşmanın din adamları (2 Kor 3, 6), Tanrının görevlileri (2 Kor 6, 4), Mesih adına elçilik yapanlar (2 Kor 5, 20), Mesihin hizmetkârları ve Tanrının gizlerinin kâhyaları (1 Kor 4, 1) olarak çağrıldıklarını bilirler.
860 Havarilerin yükümlülükleri arasında devredilemez bir görev vardır: Kilisenin temelleri ve Rabbin Dirilişinin seçilmiş tanıkları olmak. Devredilebilir yükümlülükleri arasında bir görevleri daha vardır. Mesih İsa onlara dünyanın sonuna kadar onlarla birlikte kalacağına söz verdi.4 İsa tarafından havarilere emanet edilen Tanrısal misyon çağların sonuna kadar sürecektir, iletmek zorunda oldukları İncil, bütün zaman süreci içinde Kilise yaşamının ilkesi olarak kalacaktır. Bunun içindir ki havariler halefler yetiştirmeye özen gösterdiler5.
Episkoposlar havarilerin halefleri
861 Kendilerine emanet edilmiş olan misyonun kendilerinden sonra da devam etmesi için, havariler birlikte çalıştıkları kişilere doğrudan doğruya kendileri tarafından başlatılan görevi bitirmelerini ve Kutsal Ruhun onları atadığı Tanrının Kilisesini gütme görevi nedeniyle sürüye göz kulak olmalarını salık vererek vekâlet verdiler. Bu tür insanlar atadılar ve ölümlerinden sonra kendi görevlerini alabilecek güvenilir başka insanları hazırladılar.6
862 İsa tarafından şahsen ilk havari Petrusa emanet edilmiş, onun haleflerine iletilecek şekilde hazırlanmış yükümlülük sürekli bir yükümlülüktür, Kilisenin çobanları olmalarını isteyen yükümlülük de süreklidir, episkoposların ruhbanlık yükümlülüğü bunun hiyerarşik olma özelliğini garanti altına almalıdır. Bunun içindir ki Kilise öğretisine göre, Episkoposlar Tanrısal kurum olarak havarilerin yerini almışlardır, Kilisenin çobanları olarak da, onları dinleyen, Mesihi dinlemiş olur, onları reddeden, Mesihi ve Mesihin gönderdiği kişiyi reddetmiş olur1.
Havarilik
863 Bütün Kilise havarilere dayanır, Petrusun ve havarilerin halefleri aracılığıyla, Kilise başlangıçtaki iman ve yaşam biçimine sadık kalarak ne idiyse bugün de odur. Bütün Kilise, bütün dünyaya elçi olarak gönderildiği için havariseldir; Kilisenin bütün üyeleri değişik biçimlerde olsa da, bu görevi paylaşırlar. Hıristiyanın görevi görevin doğası gereği havariliktir. Mistik Bedenin yeryüzünde Mesihin krallığını yaymaya çalışan2 her türlü faaliyetine havarilik denir.
864 Baba tarafından gönderilen Mesih, Kilise havariliğinin kaynağını ve kökenini oluşturur. Havariliğin verimli olması kuşkusuz ruhban sınıfı ile bu sınıf dışındaki Hıristiyanların Mesihle olan hayati dayanışmalarına bağlıdır.3 Mesleklere, çağın gereksinimlerine, Kutsal Ruhun değişik armağanlarına göre havarilik çeşitli biçimler alır. Ama her şeyden önce, Efkaristiyadan kaynağını alan sevgi her türlü havariliğin ruhu gibidir4.
865 Kendi derin ve yüce kimliğinde Kilise bir, kutsal, Katolik ve havariseldir, çünkü şimdiden onda var olan Mesihin kişiliğinde ortaya çıkan ve kendisini yeniden göstereceği güne kadar Ona katılanların yüreklerinde gizemli bir şekilde gelişen göklerin Egemenliği, Tanrının Krallığı5 dünyanın sonunda onda gerçekleşecektir. O zaman Onun tarafından kurtarılan, Tanrının huzurunda Sevgi içinde Onda kutsal ve lekesiz kılınan6 bütün insanlar Tanrının biricik Halkı, Kuzu nun Eşi (Ap 21, 9) gökten, Tanrının yanından inen ve Onun görkemiyle parıldayan Kutsal Kentte (Ap 21, 10-11) olduğu gibi bir araya geleceklerdir; ve Kenti çevreleyen surların on iki temelinin üzerinde Kuzunun on iki elçisinin adları yazılıdır (Ap 21, 14).
ÖZET
866 Kilise birdir: Kilisenin tek bir Rabbi, tek bir imanı vardır, tek bir Vaftizden doğar, sonunda her türlü bölünmelerin aşılacağına olan tek umutla1 tek bir Ruh tarafından canlandırılan tek bir Bedendir.
867 Kilise kutsaldır: Çok kutsal Tanrı onu var edendir; Eşi Mesih onu kutlulaştırmak için kendini feda etti; kutsallık Ruhu onu canlandırmaktadır. İçinde günahkârları barındırdığı halde o günahkârlardan oluşan günahsızdır. Kutsallığı azizlerinde belli olmaktadır; Meryem Ana ise şimdiden azizelerin azizesidir.
868 Kilise Katoliktir: İmanın bütünlüğünü bildirir; esenlik yolunun bütününü kendinde taşır ve verir; tüm halklara gönderilmiştir; tüm insanlara hitap eder; tüm zamanları kucaklar; kendi doğası gereği misyonerdir2.
869 Kilise havariseldir: Kalıcı temeller üzerine kurulmuştur: Kuzunun on iki havarisi (Ap 21, 14); yıkılamaz;3 kesinlikle gerçek içindedir: Mesih onu Petrus ve öteki havarilerin halefleri olan Papa ve episkoposlar kurulunda hazır bulunarak idare eder.
870 İnanç İlkeleri Formülünde bir, kutsal, katolik ve havarisel olduğunu beyan ettiğimiz Mesihin biricik Kilisesi, ( ) her ne kadar sayısız kutlulaşma öğesi kendi yapılarının dışında var olsa da Petrusun halefi ve ona bağlı episkoposlar tarafından idare edilen Katolik Kilisesinde yaşamaktadır.4
IV. PARAGRAF
Mesih inanlıları -
Hiyerarşi, laikler, adanmış yaşam
871 Mesih inanlıları Vaftizle Mesihe katılmalarından dolayı Tanrının Halkını oluştururlar, bu nedenle Mesihin krallık, peygamberlik ve rahiplik görevlerine kendi tarzlarıyla katılarak, Tanrının Kiliseye emanet Kilisenin dünyada gerçekleşmesi misyonunu yerine getirmek için kendi özel durumuna göre katkıda bulunmaya çağrılmıştır.5
872 Bütün Mesih inanlıları arasında, Mesihte yeniden doğmalarından dolayı herkesin kendi özel durumu ve görevine göre Mesihin Bedenini oluşturmak için işbirliği konusunda onur ve faaliyet bakımından gerçek bir eşitlik vardır.1
873 Rabbin Bedeninin üyeleri arasına koyduğu farklılık bile Bedenin birliği ve misyonu lehine çalışır. Çünkü Kilisede çeşitli görevler bulunmasına karşın misyon birliği vardır. Mesih havarilerine ve onların haleflerine kendi adına ve kendi gücü aracılığıyla öğretme, kutlulaştırma ve idare etme yükümlülüğünü emanet etti. Ancak Mesihin krallık, peygamberlik ve rahiplik yükümlülüğüne katılmaları sağlanan ruhban sınıfı dışındaki insanlar, Kilise ve dünyada Tanrı Halkının bütünün misyonunda kendi paylarına düşeni üzerlerine alırlar2. Sonuçta her iki grupta da (kurumsal hiyerarşi içinde yer alanlar ve ruhban sınıfı dışındakilerde) İncil öğütlerine uyarak kendilerini Tanrıya adayan ve Kilisenin kurtarıcı misyonuna kendi özel durumlarıyla yardımcı olan inanlılar mevcuttur3.
I. Kilisenin hiyerarşik yapısı
Papazlığa ne gerek var?
874 Kilisedeki papazlığın kaynağı Mesihin bizzat kendisidir. Papazlığı kurdu, papazlığa yetki ve misyon, yönelim ve erek verdi:
Rab Mesih, Tanrı Halkına çobanlar ve onun gelişimini sağlamak amacıyla Kilisesinde bütün bedenin yararına yönelik çeşitli vaizlikler kurdu. Nitekim, kutsal güce sahip görevliler, Tanrının Halkından olan herkesin esenliğe erişebilmesi için kardeşlerinin hizmetindedir.4
875 İnsanlar işitmeden nasıl inanacaklar? Tanrı sözünü yayan olmazsa, nasıl işitecekler? Gönderilmezlerse, nasıl vaaz verecekler? (Rom 10, 14-15). Hiç kimse, hiçbir birey ya da hiçbir cemaat, kendiliğinden İncili bildiremez. İman, haberi işitmekle oluşur (Rom 10, 17). Hiç kimse kendi kendisine İncili bildirme görevini ve vekâletini veremez. Rabbin gönderdiği kişi kendi otoritesiyle değil de Mesihin otoritesiyle konuşur ve cemaatin bir üyesi olarak değil, cemaatte Mesih adına konuşarak hareket eder. Hiç kimse lütfu kendi kendisine alamaz, lütfun verilmesi ve sunulması gerekir. Bu da Mesih tarafından yetkilendirilen ve ehliyet sahibi kılınan görevlileri gerektirir. Onlar Baş olan Mesihin adına (in persona Christi Capitis) hareket etme yeteneği (kutsal güç) ve misyonunu alırlar. Mesih tarafından görevlendirilerek gönderilen din adamlarının kendi yetenekleriyle yapamayacakları ve veremeyecekleri bu ihsan, Kilise geleneğinin Kilise sırrı dediği şeydir. Kilisede görevli olabilmek özel bir Kilise sırrı ile mümkündür.
876 Doğası gereği Kilise görevlisi hizmet özelliğiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Nitekim, misyonu ve yetkeyi veren Mesihe tamamen bağımlı olan, bizim için isteyerek köle durumunu (Fil 2, 7) kabullenen Mesihe benzeyen Kilise görevlileri gerçekten Mesihin köleleridir (Rom 1, 1). Çünkü söyledikleri sözler ve verdikleri ihsan kendilerinin değil, başkalarına verilmek üzere kendilerine emanet edilen Mesihin sözü ve ihsanıdır, onlar da isteyerek başkalarının köleleri olacaklardır.1
877 Aynı şekilde, Kilise din adamları arasında tam bir birlik olması özelliği kurumun kutsallaştırıcı doğasından kaynaklanır. Nitekim, Rab İsa göreve başladığı ilk andan itibaren Yeni İsrailin tohumlarını attı ve aynı zamanda kutsal hiyerarşik Kilisesinin ya da kutsal Kilise sisteminin temeli olarak Onikileri seçti2. Birlikte seçildikleri gibi birlikte gönderildiler, onların kardeş birliği bütün inanlıların kardeş birliğinin hizmetinde olacaktır; Tanrısal kişilerin birliğinin bir tanıklığı ve bir yansıması gibi olacaktır.3 Bunun için, her episkopos görevini episkoposlar kurulu içinde, Petrusun halefi ve episkoposlar kurulunun önderi olan Roma episkoposu ile birlik içinde yerine getirir; papazlar da görevlerini episkoposlarının yönetimi altındaki episkoposluk bölgesinde yerine getirirler.
878 Son olarak, kişisel bir niteliğe sahip olması papazlığın kutsallaştırıcı doğasında vardır. Mesihin gönderdiği görevliler birlikte hareket ettikleri gibi aynı zamanda kişisel olarak da hareket ederler. Herkes ortak misyonda şahsen tanık olmak ve misyonu veren Kişinin önünde şahsen sorumluluk taşımak üzere şahsen çağrılmıştır: Sen, izle beni4 (Yu 21, 22). Kişisel yetkisini kullanarak kişilere: Seni Babanın adına vaftiz ediyorum ; Seni bağışlıyorum diyebilir.
879 Şu halde Kilisedeki kutsallaştırıcı hizmet, Mesih adına yerine getirilen hem kişisel hem de episkoposlar kuruluna ait bir hizmettir. Bunun gerçekliği episkoposlar kurulu ile A. Petrusun halefi olan kurulun başkanı arasındaki bağlarda, aynı zamanda episkoposun kendi bölgesine karşı sorumluluğu ile episkoposlar kurulunun Evrensel Kiliseye karşı duyduğu ortak sorumluluk arasındaki ilişkide ortaya çıkar.
Episkoposlar kurulu ve kurulun başkanı Papa
880 Mesih İsa Onikileri seçerken, onlardan oluşan değişmez bir grup yani bir kurul kurdu ve bu kurulun başına da içlerinden seçtiği Petrusu getirdi1. Nasıl ki havari Petrus ve diğer havariler birlikte Rabbin kurduğu bir havariler kurulunu oluşturuyorsa, aynı şekilde Papa, Petrusun halefi olarak ve havariler kurulunun halefleri olan öteki episkoposlar da kendi aralarında bir kurul oluştururlar.2
881 İsa, Simonun adını değiştirerek ona kaya anlamına gelen Petrus adını taktı, kendi Kilisesini bu kaya üzerine kurdu. Ona Cennetin anahtarlarını verdi;3 onu sürüsünün çobanı yaptı.4 Petrusa verilmiş olan (Yeryüzünde) bağlama ve çözme yetkisi, hiç kuşku yok ki, liderlerine bağlı havariler kuruluna da verilmişti.5 Petrus ve öteki havarilere verilmiş olan bu yetki Kilisenin temelini oluşturur. Bu yetki Papanın önderliği altındaki episkoposlar tarafından sürdürülür.
882 Roma episkoposu ve havari Petrusun halefi Papa gerek inanlılar topluluğunu gerek episkoposları birbirine bağlayan birliğin temeli ve gözle görülür sürekli kaynağıdır6. Nitekim, Papanın Kilise üzerinde Mesihin Vekili ve bütün Kilisenin Çobanı olarak her zaman serbestçe uygulayabileceği yüce ve evrensel tam yetkisi vardır.7
883 Episkoposlar kurulunun da lideri durumundaki, Papa ya bağlılığı nedeniyle yetkisi vardır. Durum böyle olunca, bu kurulun da bütün Kilise üzerinde tam ve yüce bir yetkisi vardır, bununla birlikte bu yetki yalnızca Papanın rızası ile ortaya konulabilir8.
884 Episkoposlar Kurulu bütün Kilise üzerindeki yetkisini törensel biçimde Ökümenik Konsilde gösterir.1 Bir konsilin Ökümenik Konsil olabilmesi için o konsilin Petrusun halefi tarafından onanması ya da en azından kabul edilmiş olması gerekir.2
885 Çoklu oluşumuyla, bu kurul Tanrı Halkının evrenselliğini ve çeşitliliğini gösterir; bir tek önderin etrafında bir araya gelerek, Mesihin sürüsünün birliğini gösterir.3
886 Episkoposların her biri kendi açısından kendi yerel Kiliseler birliğinin temeli ve merkezidir.4 Böylece Tanrı Halkının kendilerine emanet edilen kısmında5 papazların ve diyakosların yardımıyla yetkilerini kullanırlar. Ancak, episkoposlar kurulunun bir üyesi olarak her biri bütün Kiliselere duyulacak ilginin dışında,6 önce evrensel Kilisenin bir parçası kendi yerel Kilisesini yöneterek Kiliselerin Bedeni olan bütün mistik Bedenin yararına katkıda bulunurlar.7 Bu ilgi özellikle yoksullara,8 inançları yüzünden zulüm görenlere olduğu kadar bütün yeryüzünde faaliyet gösteren misyonerlere gösterilecektir.
887 Komşu ve türdeş kültürden Yerel Kiliseler kiliseye ait eyaletler ya da patriklikler ya da bölgeler denilen daha geniş topluluklar oluştururlar.9 Bu toplulukların episkoposları eyalet Konsillerinde ya da Sinodlarında bir araya gelerek toplanabilirler. Aynı şekilde, Episkoposlar Konferansı, günümüzde episkoposlar kurulu ruhunun somut bir şekilde gerçekleşmesi için çeşitli ve verimli yöntemlerle katkıda bulunabilir.10
Öğretme yükümlülüğü
888 Episkoposların iş arkadaşları papazlar ile birlikte birinci görevi,11 İsanın buyruğu gereğince12 Tanrının İncilini bütün insanlara bildirmektir. Onlar, Mesihe yeni müritler kazandıran imanın habercileridir, onlar Mesihin yetkisine sahip havarilere dayanan imanın gerçek doktorlarıdır13.
889 Havariler tarafından iletilen imanı Kilisede devam ettirmek için, Mesih İsa Kilisesinin, Gerçek olan Kendisinin yanılmazlığına katılmasını istedi. Tanrının Halkı İmanın doğaüstü anlamı ve Kilisenin canlı Papa ve episkoposları sayesinde imana sağlamca bağlanırlar1.
890 Kilise Yetkili Kurulunun görevi Tanrı tarafından Mesih le Halkı arasında kurulan kesin antlaşmanın niteliğine bağlıdır; onu sapmalardan ve düşüşlerden korumalı ve onun gerçek imanı hatasız ve yansız bir biçimde dile getirme olanağını garanti etmelidir. Kilise Yetkili Kurulunun görevi Tanrı halkının, kurtaran gerçekte kalmasına göz kulak olmaktır. Bu hizmeti yerine getirebilmeleri için, Mesih İsa çobanlarını iman ve ahlâk konusunda yanılmazlık karizmasıyla donattı. Bu karizmanın uygulanması birçok biçime bürünebilir:
891 Episkoposlar kurulunun lideri Papa, bütün inanlıların doktoru ve çobanı olarak kendi görevi gereği bu yanılmazlık yetkisini -kardeşlerini imanda pekiştirmek amacıyla- iman ve ahlâkla ilgili doktrinin bir noktasını, kesin bir kararla resmen beyan ederek kullanır. ( ). Kiliseye vadedilmiş yanılmazlık yetkisi Petrusun halefi ile birlik içinde iken özellikle de bir Ökümenik Konsilde yüce yetkisini kullanan episkoposlar birliğinde de vardır.2 Kilise, Yetkili Kuruluyla birlikte bir şeyin Tanrı tarafından açınlanmış3 ve Mesihin bir öğretisi olduğunu ileri sürüyorsa, böylesi tanımlamaları imana olan itaat içinde benimsemek gerekir4. Bu yanılmazlık Tanrısal Vahyin emanetinin kendisine kadar uzanır.5
892 Tanrısal himaye yetkisi Petrusun halefi ile birlikte öğreten havarilerin haleflerine ve özel bir biçimde de, bütün Kilisenin Çobanı olan Roma episkoposuna verilmiştir. Kilise Yetkili Kurulu görevini ifa ederken kesin bir şekilde ifade etmeden, yanılmaz bir tanımlamaya varmadan, iman ve ahlâk konusunda Vahyin daha iyi anlaşılmasına yarayacak bir öğretiyi ileri sürebilir. İnanlılar bu olağan öğretiye dinsel bakımdan içten rıza göstermelidir6, her ne kadar bu rıza görünüşte iman rızasından ayrılıyorsa da, onun devamı gibidir.
Kutlulaştırma yükümlülüğü
893 Episkoposun aynı zamanda kişileri papaz yapma yetkisi de vardır7, özellikle de sunduğu ya da yardımcıları papazlar aracılığıyla Tanrıya kurban sunmayı güven altına aldığı Efkaristiyada. Çünkü Efkaristiya yerel Kilise yaşamının merkezidir. Episkopos ve papazlar duaları ve çalışmalarıyla, vaazları ve Kilise sırlarıyla Kiliseyi kutlulaştırırlar. Kiliseyi kendilerine emanet edilenlere karşı üstünlük taslamadan sürüye örnek olacak biçimde görevlerini yaparak (1 Pet 5, 3) kutlulaştırırlar. İşte ancak bu şekilde kendilerine emanet edilen sürüyle birlikte ebedi yaşama hak kazanırlar1.
Yönetme yükümlülüğü
894 Episkoposlar kendi yerel Kiliselerini Mesih İsanın vekilleri ve elçileri olarak öğütleriyle, yüreklendirmeleriyle, örnek davranışlarıyla, aynı zamanda yetki ve kutsal güçlerini kullanarak2 yönetirler. Ancak bunu Efendilerinin hizmet ruhu içinde yapıcı bir şekilde yapmalıdırlar.3
895 Şahsen Mesih İsanın adına kullandıkları bu yetki özel, dolaysız ve olağan bir yetkidir: Bununla birlikte bu kullanım Kilisenin yüce otoritesinin son bir denetimine tabidir.4 Episkoposları Papanın vekilleri olarak görmemek gerekir. Papanın bütün Kilise üzerindeki olağan ve dolaysız yetkisi onlarınkini geçersiz kılmak bir yana, tersine onların yetkisini onaylar ve savunur. Episkoposlar Papanın yönetimi altında bütün Kilise ile birlik içinde olmalıdır.
896 Episkopos, ruhbanlık yükümlülüğünü yerine getirirken İyi Çobanı örnek almalı ve onu daima gözünün önünde bulundurmalıdır. Kendi zayıflıklarının bilincinde olan episkopos, bilgisiz ve yolunu şaşırmış olanlara karşı hoşgörülü olmalıdır. Kendisine bağlı olanları, kendisini gerçek oğullar olarak çevreleyen kişileri dinlemeyi reddetmemelidir ( ). İnanlılara gelince, Mesih İsa Babasına, Kilise Mesih İsaya nasıl bağlanmışsa onlar da episkoposlarına öyle bağlanmalıdırlar5:
Mesih İsa nasıl Babasını, İhtiyar Heyeti nasıl havarileri izlemişse siz de episkoposunuzu öyle izleyin; diyakoslara gelince, onlara Tanrının yasasına nasıl saygı gösteriyorsanız öyle saygı gösterin. Hiç kimse Kiliseyi ilgilendiren bir konuda episkoposuna danışmadan bir şey yapmasın.6
II. Laik inanlılar
897 Laik, burada Kilise tarafından kabul edilen ruhban sınıfı ve kendilerini dini yaşama adamış olanların dışında bulunan, kısacası Mesihe Vaftizle katılmış olan, Tanrı Halkıyla bütünleşmiş, Mesihin krallık, peygamberlik ve rahiplik işlevlerine kendilerince katılan, Kilisede ve dünyada bütün Hıristiyan halkının misyonu olan misyonunun kendi payına düşen kısmını yerine getiren Hıristiyanların hepsine deniyor.1
Laiklerin eğilimi
898 Laiklerin esas görevi, giriştikleri dünyevi işleri, özellikle Tanrının isteğine uydurarak Tanrının krallığını aramaktan ibarettir ( ). Sıkı sıkıya bağlı oldukları bütün dünyevi gerçekleri yönlendirmek ve aydınlatmak, Yaratıcının ve Kurtarıcının yüceltilmesi için işleri Mesihe göre yapmak ve geliştirmek, özel bir şekilde laiklere düşer.2
899 Sosyal, siyasi ve ekonomik gerçekleri Hıristiyan yaşamı ve doktrinine işlemek için gerekli yöntemleri bulmak, keşfetmek söz konusu olduğunda özellikle laik Hıristiyanların girişimi gereklidir. Bu girişim Kilise yaşamının olağan bir parçasıdır:
Laik inanlılar Kilise yaşamının en ileri çizgisinde bulunurlar; Kilise onlar sayesinde cemiyetin hayati temelidir. Bunun içindir ki, özellikle onların, yalnızca Kiliseye ait olmak için değil, ama Kilise olmak için, kısacası yeryüzünde ortak bir liderin ve onunla birlikte episkoposların yönetimi altında inanlılar topluluğu olmak için daima daha açık bir bilince sahip olmaları gerekir. Onlar Kiliseyi oluştururlar.3
900 Çünkü bütün inanlılar gibi laikler de Tanrıdan aldıkları vaftiz ve Vaftizi pekiştirme sırları sayesinde kişisel olarak ya da gruplar halinde esenlikle ilgili Tanrısal mesajın bütün insanlar tarafından bütün dünyada bilinmesi ve kabul edilmesi için çalışmak zorundalar, buna da hakları vardır; bu zorunluluk, insanlar yalnız onlar aracılığıyla İncili duymak ve Mesihi tanımak durumundaysalar daha da ivedileşir. Laiklerin Kilise cemaatlerindeki etkinlikleri öylesine gereklidir ki, çobanların havarilikleri, onlarsız çoğu zaman etkisini tam olarak gösteremez.4
Laiklerin Mesihin rahiplik yükümlülüğüne katılımı
901 Laikler, Mesihe adanmaları ve Kutsal Ruh tarafından meshedilmeleri sayesinde, Kutsal Ruhun onlarda hep daha bol ürün verme olanağını sağlayan çareleri ve şahane gönül eğilimini alırlar. Nitekim, bütün etkinlikleri, duaları, havarisel girişimleri, ailevi ve evlilik yaşamları, günlük çalışmaları, kafaca ve bedence dinlenmeleri, bütün bunlar hatta sabırla katlanılan yaşam tecrübeleri bile Tanrının Ruhunda yaşanmışsa, Mesih İsa aracılığıyla Tanrının beğenisini kazanmış ruhsal kurbanlar olurlar (1 Pet 2, 5); Efkaristiya kutlamasında, bu kurbanlar Rabbin Bedeninin kurbanına katılarak tam bir dindarlıkla Babaya sunulur. Laikler işte bu şekilde dünyanın kendisini Tanrıya adarlar ve yaşamlarının kutsallığında her yerde Tanrıya bir tapınma kültünde bulunurlar.1
902 Aileler evliliklerini Hıristiyan ruhu içinde sürdürür ve çocuklarına bir Hıristiyan eğitimi verirlerse2, özel bir şekilde kutlulaştırma yükümlülüğüne katılmış olurlar.
903 Laikler istenilen niteliklere sahiplerse, sürekli papaz yardımcılığına ve Kutsal Kitap okuyuculuğuna kabul edilebilirler.3 Yeteri kadar papazın bulunmadığı Kiliselerde, laikler, Kutsal Kitap okuyucusu ve papaz yardımcısı bulunmadığı durumlarda Kilise hukuku elverdiğince bazı görevlere getirilebilirler, örneğin vaaz verebilir, litürjik duaları yönetebilir, Vaftiz yapabilir ve kutsal Komünyonu verebilirler.4
Laiklerin Mesihin peygamberlik yükümlülüğüne katılımı
904 Mesih peygamberlik görevini yalnızca hiyerarşiyle değil ( ) ama vaaz verme ve iman hissi yeteneğiyle donattığı laiklerle de gerçekleştirir5:
Birini imana getirmek için eğitmek her vaizin ve hatta her inanlının görevidir.6
905 Laikler peygamberlik görevlerini İncili yayarak gerçekleştirirler, kısacası bu, Mesihin haberini yaşam tanıklığı ve sözle gerçekleştirmektir. Bu Hıristiyanlaştırma eylemi laiklerde ( ) çağın koşullarına uygun gerçekleştiğinden kendine özgü ve etkin bir özelliğe bürünür7:
Bu havarilik yalnızca yaşamın tanıklığından ibaret değildir: Gerçek havari gerek inançsızlara ( ) gerek inanlılara Mesihi sözle bildirme fırsatlarını arar.1
906 Eğitim görmüş ve yetenekli laik inanlılar din dersi eğitimine,2 kutsal bilimlerin öğretimine3 medya iletişimini kullanarak katkıda bulunabilirler.4
907 Sahip oldukları görev, uzmanlık ve saygınlığa göre Kilisenin yararını ilgilendiren konularda kutsal Çobanlara, ve çobanlara gereken saygı gösterilerek, iman ve ahlâk bütünlüğünde kalınarak ve insanların onuru ve kamu yararı göz önüne alınarak öteki inanlılara kendi görüşlerini söylemeye hakları vardır, hatta bu kimi zaman görevleridir de.5
Laiklerin Mesihin krallık yükümlülüğüne katılımı
908 Mesih İsa ölüme kadar ki itaati6 ile havarilerine, kendi kutsal yaşamları ve fedakârlıklarıyla günahın üzerlerindeki hakimiyetinin üstesinden gelmeleri için krallara özgü özgürlük armağanını iletti7:
Kendini tutkulara kaptırmadan nefsine hakim olarak kendini idare eden kendi kendisinin efendisidir: Bu kişiye kral diyebiliriz çünkü kendi şahsını idare edebilecek durumdadır; bu kişi özgür ve bağımsızdır ve hiçbir utanç verici köleliğin kölesi değildir.8
909 Bundan başka, laikler adalet normlarına uygun olsa da sonuçta günaha meydan veren şeylere engel olmak yerine, güçlerini yaşam koşullarının ve kurumların iyileştirilmesi yönünde birleştirerek erdemin uygulanmasını destekleyebilirler. Böyle davranarak çalışmaların ve kültürlerin içine ahlâki değerleri işlerler.9
910 Laikler gelişmesi ve yaşaması için kilise cemaatlerinin hizmetinde çobanlarla birlikte çalışmaya Rabbin kendilerini donatmak istediği karizma ve ihsanlara göre çok çeşitli hizmetlerde bulunarak kendilerini çağrılmış hissedebilir ya da çağrılmış olabilirler.10
911 Laikler Kilise hukukuna göre Kilise yönetiminde,11 Özel Konseylerde,12 episkoposluk Sinodlarında,13 pastoral Konseylerde14 yer alabilirler; bir kilisenin çevresindeki papazlık görevlerine destek olabilirler;1 finans işleri Konseylerinde işbirliği yapabilirler;2 Kilise mahkemelerine katılabilirler,3 vb.
912 İnanlılar Kilisenin üyesi olarak kendilerine düşen hak ve görevlerle cemiyetin bir üyesi olarak kendilerine düşen hak ve görevleri iyice ayırt etmelidir. Onları Hıristiyan bilincinin bütün dünyevi alanlarda kılavuzları olacağını anımsayarak kendi aralarında uyumlu bir biçimde uzlaştırmaya çalışsınlar, çünkü insana özgü hiçbir etkinlik, dünyevi düzende olsa bile, Tanrının erkinden kurtulamaz4.
913 Böylece her laik, Mesihin ihsanı ölçüsünde 5 (Ef 4, 7) kendisine verilmiş armağanlar sayesinde Kilise misyonunun canlı bir aleti, aynı zamanda bir tanığı olur.
III. Adanmış yaşam
914 İncil öğütlerini ilke olarak kabul eden yaşam tarzı, her ne kadar Kilisenin hiyerarşik yapısına dahil değilse de, Kilisenin yaşamına ve kutsallığına aittir.6
İncil öğütleri, adanmış yaşam
915 İncildeki öğütler, geniş yelpazesinde, Mesihin müritlerinin hepsine önerilir. Bütün inanlılar yetkin bir sevgi içinde olmaya çağrılmışlardır, bu yetkin sevgi gereği kendilerini özgürce Tanrıya adayanlar Tanrının Egemenliği için bekâr kalarak iffetli, yoksul, itaatkâr olmak zorundalar. Yaşamını Tanrıya adamanın belirgin bir özelliği olan İncildeki bu üç öğüte sadık kalacağına söz vermek, Kilisenin de tanıdığı oturmuş bir yaşam tarzıdır.7
916 Bundan dolayı Tanrıya adanmış yaşam tarzı Vaftizde kökleşen ve tamamen Tanrıya vakfolan daha içten adanma biçimidir.8 Adanmış yaşamda, Mesihin inanlıları, Tanrının Egemenliğinin hizmetinde yetkin bir sevgiyi amaçlayarak, gelecekteki dünyanın şanını Kilisede bildirerek ve açıklayarak Kutsal Ruhun etkisi altında Mesihi daha yakından izlemeye, her şeyin üstünde sevilen Tanrıya kendilerini vermeye niyetlenirler.9
Sayısız dalı olan büyük bir ağaç
917 Rabbin tarlasında Tanrı tarafından ekilen bir tohumdan filizlenerek ve şahane bir biçimde dallanan bir ağaç gibi yalnız yaşayan çeşitli keşiş yaşam tarzı ve manastır yaşam tarzları gelişti. Tinsel kaynaklı bütün bu değişik tarikatlar gerek Kilisenin bütün Bedeninin yararına gerek bu tarikatlara mensup kişilerin yararına olacak şekilde çoğaldılar.1
918 Hıristiyanlığın başından beri, İncildeki öğütleri uygulayarak Mesih İsayı daha özgürce izlemek ve onu daha büyük sadakatle örnek almak isteyen kadın ve erkekler oldu. Bunların her biri kendine göre Tanrıya adanmış bir yaşam sürdürdüler. Bunların bir çoğu, Kutsal Ruhun itkisi altında, yalnızlık içinde yaşadılar, ya da Kilise nin tanımış ve yetkisiyle onaylamış olduğu dinsel tarikatlar kurdular.2
919 Episkoposlar Kutsal Ruh tarafından Kiliseye emanet edilen bu yeni yaşam tarzlarından hangisinin uygun hangisinin uygun olmadığına karar vermeye çalışırlar; Tanrıya adanmış yeni yaşam tarzları sadece Papalık tarafından onaylanır.3
Keşiş yaşamı
920 Keşişler İncildeki üç öğüte sadık kalacaklarını herkesin önünde her zaman belirtmeseler bile, dünyadan el etek çekerek, sessizlik ve yalnızlık içinde sürekli dua ederek ve çile çekerek yaşamlarını Tanrıyı yüceltmeye ve dünyanın esenliğine adarlar4.
921 Herkese Kilisenin Mesihle olan kişisel yakınlığının gizinin içsel görünümünü gösterirler. Keşişin yaşamı, insanların gözlerinden gizli, keşişin kendisi için her şey olan ve uğruna yaşamını feda ettiği Kişinin sessiz vaazıdır. Bu, çölde Haça gerilenin yüceliğini bulduğu ruhsal mücadeledeki özel çağrıdır.
Kendilerini adayan bakireler
922 Havarilerin zamanından beri, Rab İsa tarafından kendisine kayıtsız şartsız5 bağlanmaya çağrılan Hıristiyan bakireler daha büyük bir yürek, beden ve ruh özgürlüğü içinde, Kilise tarafından onaylanan Göklerin Egemenliği uğruna (Mt 19, 12) bakire kalmaya karar vermişlerdir.
923 Mesih İsayı daha yakından izleme kararı aldıklarını ifade eden bakireler bağlı oldukları episkopos tarafından onaylanmış litürjik rite göre Tanrıya adanırlar, bakireler Tanrı nın Oğlu Mesihle mistik bir biçimde evlendirilir ve Kilisenin hizmetine adanırlar.1 Bu törensel rit ile (Consecratio virginum), bakire kutsal kişi, Kilisenin Mesihe olan sevgisinin aşkın işareti, gelecekteki yaşamın ve Cennetteki o Gelinin ahretsel imgesi olur2.
924 Öteki adanmış yaşam tarzlarına yakın3 olarak bakirelerin oluşturduğu tarikatlar, her birinin Allah vergisi yeteneklerine ve yaşam tarzına göre dünyada yaşayan kadını duaya, çileye, kardeşlerinin hizmetine ve havarisel çalışmaya sokar.4 Tanrıya kendilerini adamış bakireler niyetlerini daha iyi bir şekilde gerçekleştirmek için bir araya gelerek tarikat kurabilirler.5
Dinsel tarikat yaşamı
925 Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarında Doğuda doğmuş6 ve Kilise tarafından yasal olarak kurulmuş kurumlarda sürmüş7 olan tarikat yaşamı öteki adanmış yaşam biçimlerinden kült, İncil öğütlerine bağlı kalacağını açıkça bildirme, birlikte sürdürülen kardeşçe yaşam, Mesihle Kilisenin birliğine yapılan tanıklık bakımından ayrılır.8
926 Tarikat yaşamı Kilisenin gizinden dolayı ortaya çıkar. Bu, Kilisenin Rab İsadan aldığı bir armağandır, Tanrı tarafından İncildeki öğütlere sadık kalmaya çağrılan inanlıya oturmuş bir yaşam tarzı sunar. Böylelikle Kilise hem Mesihi açığa vurur hem de kendisini Kurtarıcının Eşi olarak görür. Dinsel tarikat yaşamı, değişik biçimler altında, Tanrının sevgisini, günümüz dilinde açıklamaya çağrılmıştır.
927 Bütün din adamları, muaf olsunlar ya da olmasınlar,9 episkoposun kendi bölgesindeki görevlerinde yardımcıları arasında yer alırlar.10 Kilisenin misyoner tutumunun tutunması ve gelişmesi için Hıristiyanlaştırmanın başından itibaren her türlü Tarikat yaşamı gerekli olmuştur.11 Eski manastır kuruluşları ve Ortaçağ tarikatlarından çağdaş tarikatlara kadar tarih yeni Kiliselerin kurulmasında ve imanın yayılmasında tarikatların önemli yer tuttuğunu doğrulamaktadır.1
Bağımsız (laik) tarikatlar
928 Bağımsız tarikatlar inanlıların dünyada yaşayarak kendilerini Tanrıya adadıkları kurumlardır. Bu kişiler sevgide yetkinleşmeye, özellikle de dünyanın içeriden kutlulaşmasına katkıda bulunmaya çalışırlar.2
929 Bu kutlulaşmaya tamamen adanmış bir yaşamla3 bu kurumların mensupları Kilisenin Hıristiyanlaştırma görevine dünyada ve dünyadan itibaren katılırlar, dünyadaki varlıkları bir maya etkisi4 yapar. Bu kişilerin Hıristiyan yaşam tanıklıkları dünyevi gerçekleri Tanrının iradesine göre düzenlemeyi ve İncilin gücünü dünyaya bildirmek amacını gütmektedir. İncil öğütlerine kutsal bağlarla bağlıdırlar ve kendi aralarında da kendi bağımsız yaşam tarzlarına5 özgü kardeşlik ve birlik içindedirler.
Havarisel yaşam toplulukları
930 Çeşitli adanmış yaşam biçimleri yanında havarisel yaşantı toplulukları da vardır, bu topluluklara mensup kişiler dini yeminler etmeden, kendi topluluklarının gerektirdiği havarisel amaçlar için çalışır, birlikte kardeşçe yaşar, kendilerine özgü yaşam biçimleriyle kuruluşlarının yasalarına uyarak sevgide yetkinleşmeye yönelirler. Bu toplulukların mensupları arasında kendi yasalarına göre İncil öğütlerini üzerlerine alanlar vardır.6
Adama ve misyon: Gelen Kralı bildirme
931 Daha önceden vaftizle Tanrıya vakfedilmiş kişi, kendini son derece sevilen Tanrıya adayarak Tanrının hizmetine ve Kilisenin yararına daha sıkıca verir. Tanrıya adanmış yaşam biçimi, Kilise, Mesihi meydana çıkarıyor ve Kutsal Ruh un kendisinde nasıl şahane biçimde davrandığını gösteriyor. İncil öğütlerini benimseyip bu öğütlere göre yaşayacaklarını söyleyenlerin öncelikli görevi bunu hayata geçirmeleridir. Tanrıya adanmış yaşamlarından dolayı Kilisenin hizmetinde olduklarından, kendi kuruluşlarının durumuna göre özel bir biçimde misyoner çalışmalarına katılmaları zorunludur.7
932 Kilisedeki Kilise sırrı nasıl Tanrı yaşamının aracı ve işaretiyse adanmış yaşam da İnsanlığın Kurtuluş gizinin özel bir işareti olarak görünür. Mesih İsayı daha yakından izlemek ve onu örnek almak, daha açık bir şekilde kendi silinişini ortaya çıkarmak, çağdaşlarına göre daha derin bir şekilde Mesih İsanın yüreğinde hazır bulunmak demektir. Çünkü bu dar yolda bulunanlar kendi örnekleriyle kardeşlerini uyarıyor ve ahret saadeti şevki olmadan dünyanın değiştirilemeyeceğini ve Tanrıya sunulamayacağını1 anlatan bu tanıklığı gösteriyorlar.
933 İster bu tanıklık dinsel yaşam tarzında olduğu gibi halka açık olsun, ister daha saklı ya da gizli olsun, Mesihin gelişi kendilerini Tanrıya adamış olanlar için kendi yaşamlarının yükselen güneşi ve özü olarak kalacaktır:
Tanrı Halkının yeryüzünde kalacağı sürekli bir kenti olmadığından [bu durum] ( ) bütün inanlılar için, bu çağda bile göksel iyiliklerin varlığını gösterir; bu durum Mesihin insanlığı kurtarışı sayesinde elde edilen ebedi ve yeni yaşamı belirtmektedir.2
ÖZET
934 Tanrısal kurum olarak Kilise içinde inanlılar arasında kutsanmış din adamları vardır, bunlara papaz da denir; ötekilere ise laik denir. Hem birine hem öteki sınıfa ait olan, İncil öğütlerine sadık kalacaklarına yemin ederek kendilerini Tanrı ya adayan ve Kilise misyonuna bu şekilde hizmet eden inanlılar da vardır.3
935 Mesih İsa havarilerini ve onların haleflerini imanı bildirmek ve Krallığını oturtmak için gönderdi. İsa onların kendi misyonuna katılmalarını sağladı. Onlar da Ondan Onun adına davranma yetkisini aldılar.
936 Rab İsa Havari Petrusu Kilisesinin gözle görülür temeli yaptı. Ona (Cennetin) anahtarlarını verdi. Havari Petrusun halefi, Roma Kilisesi episkoposu, Episkoposlar Kurulunun başkanı, Mesih İsanın Vekili ve yeryüzündeki bütün Kilisenin Çobanıdır4.
937 Papa canların üzerinde Tanrısal atama sayesinde yüce, tam, dolaysız, evrensel yetkiye sahiptir5.
938 Kutsal Ruh tarafından onaylanan episkoposlar havarilerin yerine geçerler. Hepsi kendi açısından, kendi özel Kiliselerindeki birliğin temeli ve gözle görülür kaynağıdır1.
939 Episkoposların papazların, yardımcıların ve diyakosların yardımlarıyla inancı gerçeğe uygun bir şekilde öğretme, Tanrısal kültü özellikle Efkaristiyayı kutlama ve Kiliselerini gerçek çobanlar olarak yönetme gibi görevleri vardır. Görevleri arasında Papayla ve Papanın buyruğu altında bütün Kiliselerle ilgili sorunları da vardır.
940 Kendilerine özgü yaşam tarzlarından dolayı laikler dünya içinde yaşamak ve dinle ilgisi bulunmayan işlerle uğraşmak zorundadırlar, laikler Tanrı tarafından kendi havariliklerini Hıristiyan ruhlarının canlılığıyla bir maya gibi dünyada uygulamaya çağrılmışlardır.2
941 Laikler Mesih İsanın rahipliğine katılırlar: Ona daha çok bağlanarak, Vaftiz sırrından ve Vaftizi Pekiştirme sırrından aldıkları nuru kişisel, ailevi, toplumsal ve kilisesel yaşam boyutlarına yayarak her vaftiz olmuş kişiye hitap eden kutsal olma çağrısını gerçekleştirmiş olurlar.
942 Peygamberlik misyonları sayesinde laikler toplumun bağrında ve her durumda Mesihin tanıkları olmaya çağrılmışlardır3.
943 Krallık misyonları sayesinde laikler dünyadaki fedakârlıkları ve temiz yaşamlarıyla günahın egemenliğini kendilerinden söküp atma gücüne sahiptirler.4
944 Kendini Tanrıya adama Kilisenin tanıdığı oturmuş bir yaşam tarzında, halka açık olarak yoksulluk, iffet ve itaat gibi İncil öğütlerini tutacağına yemin ederek yaşamaktır.
945 Daha önceden vaftizle Tanrıya vakfedilmiş kişi son derece sevilen Tanrıya kendini adayarak kendini Tanrının hizmetine ve Kilisenin yararına daha yoğun verir.
V. PARAGRAF
Azizler birliği
946 Havarilerin İnanç İlkeleri Formülünde Kutsal Katolik Kilisesi dendikten sonra Azizler birliği gelir. Bu konu bir bakıma öncekinin açımlanarak belirtilmesidir: Kilise bütün azizler topluluğundan başka nedir ki?5 Azizler birliği kesinlikle Kilisedir.
947 Madem ki bütün inanlılar tek bir vücut oluşturuyorlar, birilerinin iyiliği ötekilere iletilmiş olur. ( ) Kilisede bu tarz bir iyilikler birliği olduğuna inanmak gerekir. Fakat Kilise nin en önemli üyesi Mesihtir, çünkü baş Odur ( ). Böylelikle, Mesihin iyiliği bütün üyelere iletilmiş olur, bu iletim de Kilise sırlarıyla yapılır.1 Bu Kilise bir tek ve aynı Ruh tarafından yönetildiğine göre, almış olduğu bütün iyilikler doğal olarak herkesin ortak malı olur.2
948 Öyleyse Azizler birliği ifadesinin birbirine sıkı sıkıya bağlı iki anlamı vardır: Kutsal şeylerde birlik, sancta ve aziz insanlar arasındaki birlik, sancti.
Sancta sanctis! (aziz olanlar için kutsal olan şey) sözleri Doğu litürjilerinin çoğunda kutsal ekmekle şarabın kaldırıldığı sırada komünyon dağıtımından önce ayini yöneten tarafından söylenir. İnanlılar (sancti) Mesihin Kanı ve Eti ile (sancta) Kutsal Ruhun komünyonunda (Koinônia) gelişebilmek ve onu dünyaya iletebilmek amacıyla beslenirler.
I. Tinsel iyiliklerin birliği
949 Kudüsteki ilk Hıristiyan cemaatinde, müritler kendilerini havarilerin öğretişine, kardeş beraberliğine, ekmek bölmeye ve duaya adadılar (Hİ 2, 42):
İmanda birlik. İnanlıların imanı, havarilerden alınan paylaşıldığında yaşam hazinesi olan Kilisenin imanıdır.
950 Kilise sırları birliği. Kilise sırlarının bütün meyveleri herkese aittir. Çünkü Kilise sırları, özellikle de insanların Kiliseye girdikleri kapı olan Vaftiz sırrı, onların hepsini birbirleriyle birleştiren ve Mesih İsaya bağlayan kutsal bağlardır. Azizler birliği, Kilise sırlarının birliğidir ( ). Birlik adı her birine uygulanabilir, çünkü her biri bizi Tanrıya bağlar (...). Ama bu tanım ötekilerden daha çok Efkaristiyaya uyar, çünkü özellikle o bu birliği tamamlar.3
951 Karizmalar birliği: Kilisenin birliğinde Kutsal Ruh her seviyedeki inanlıya ( ) Kilisenin kurulması için özel lütuflar dağıtır4. O halde, herkesin ortak yararı için herkese Ruhu belli eden bir yetenek verilmiştir5.
952 Her şeylerini ortak kabul ediyorlardı (Hİ 4, 32): Gerçek Hıristiyan sahip olduğu her şeyi herkesin ortak malı olarak görmeli, muhtaç ve yoksul durumdaki benzerinin yardımına koşmaya her zaman hazır olmalıdır.1 Hıristiyan Rabbin iyiliklerinin bir vekilharcıdır.2
953 Sevgide birlik: Sanctorum communioda hiçbirimiz kendimiz için yaşamayız, hiçbirimiz de kendimiz için ölmeyiz (Rom 14, 7). Bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker. Bir üye onurlandırılırsa, bütün üyeler birlikte sevinir. Sizler Mesihin bedenisiniz, ayrı ayrı da olsa bu bedenin üyelerisiniz (1 Kor 12, 26-27). Sevgi kendi çıkarını düşünmez3 (1 Kor 13, 5). Azizlerin birliğine dayanan, ölü ve diri bütün insanlarla bu dayanışma içinde sevgiyle yapılan en küçük davranış etkisini herkesin üstünde gösterir. Her günah bu birliğe zarar verir.
II. Gökteki ve yeryüzündeki Kilisenin birliği
954 Kilisenin üç durumu. Ölümün yok edileceği, her şeyin Mesih İsaya tabi olacağı zamanı, Rab İsanın bütün melekleriyle görkemli gelişini beklerken, müritlerinden bazıları yeryüzündeki yolculuklarına devam etmektedir; yaşamları sona eren başkaları da arınmaktadır hâlâ; başkaları ise yücelik içinde tek Tanrıyı üç Kişilikte olduğu gibi tam aydınlıkta seyretmektedirler4:
Bununla birlikte hepimiz, değişik derece ve değişik biçimlerde de olsa Tanrımıza aynı övgü ilahisini söyleyerek, Tanrımıza ve benzerimize karşı aynı sevgi ortaklığı içindeyiz. Nitekim, Mesihten olanlar ve Onun Ruhunu taşıyanlar, bir tek Kiliseyi oluştururlar ve Mesihte karşılıklı olarak bir bütün oluştururlar.5
955 Henüz yolda olan kişilerle Mesihin huzuru içinde yatanlar arasındaki birlik içinde en küçük bir kopukluk yoktur; tersine, Kilisenin sabit inancına göre, bu birlik tinsel iyiliklerin değiş tokuşu ile daha güçlenmiştir.6
956 Azizlerin arabuluculuğu. Gerçekte Mesihle daha yakın bağları bulunan gökteki sakinler Kilisenin kutsallıkta daha istikrarlı olması için katkıda bulunurlar ( ). Onlar bizler için Babanın yanında insanlar ve Tanrı arasındaki tek Aracı olan Mesih İsa aracılığıyla yeryüzünde kazandıkları sevapları sunarak arabulucuk yapmaya devam ederler ( ). Onların kardeşçe kaygıları bizim zavallılığımıza en büyük destektir.1:
Ağlamayın, öldükten sonra size daha yararlı olacağım ve size yaşarken edebildiğimden de etkili şekilde yardım edeceğim.2
Cennetteki vaktimi yeryüzünde iyilik yaparak geçireceğim.3
957 Azizlerle birlik. Cennet sakinlerine, onların örnek davranışlarının anısı adına derin saygı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bu sayede kardeş sevgisiyle bütün Kilisenin birliğini Kutsal Ruhta güçlendirmeye çalışıyoruz. Yeryüzündeki Hıristiyanlar arasındaki birlik gibi her şey nasıl bizi Mesihe daha yaklaştırıyorsa azizler birliğindeki cemaat de bizi Mesihe birleştirir. Tanrı Halkı tüm yaşamı ve lütfunu, liderlerinden alır.4:
Mesihe tapıyoruz, çünkü O Tanrının Oğludur; dinşehitlerine gelince, onları Rabbi örnek alan müritler olarak seviyoruz, krallarına ve efendilerine karşı gösterdikleri dindarlıktan dolayı doğru da yapmış oluyoruz; bizler de onların dostları ve arkadaşları olabilsek.5
958 Ölülerle birlik. Öncelikle Mesih İsanın mistik bedeninin içinde mevcut olan bu birliği benimseyelim, Kilise yeryüzünde yol alan üyeleri aracılığıyla Hıristiyanlığın ilk zamanlarından beri ölülerini, onlar için dua ederek büyük bir saygıyla andı; çünkü ölülerin günahlarından kurtulması amacıyla onlar için dua etmek düşüncesi kutsal ve dindarca bir düşüncedir6 (2 Mal 12, 45). Onlar için yaptığımız dua yalnızca onlara yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda arabuluculuklarını bizim yararımıza kullanmalarına da neden olur.
959 Tanrının biricik ailesinde. Çok Kutsal Üçlü-Birlike karşı duyulan sevgi ve gösterilen ortak övgü bizleri birbirimize bağlar, Tanrının oğulları olarak bizler Mesihte tek bir aile oluştururuz, böylece Kilisenin derin Tanrı çağrısına cevap vermiş olururuz.7
ÖZET
960 Kilise azizler birliğidir: Bu ifade öncelikle kutsal şeyleri (sancta), her şeyden önce de Mesihte tek bir Vücut oluşturan inanlıların birliğini gerçekleştiren ve gösteren Efkaristiya ile belirtilir1.
961 Bu ifade kutsal kişilerin (sancti) hepimiz için ölen Mesihteki birliğini de belirtir, öyle ki Mesih uğruna ve Mesihte davranan ve acı çeken herkes için meyve versin.
962 Mesih inanlıların hepsinin birliğine inanıyoruz, yeryüzünde yolculuk halinde olanlar, arınmalarını tamamlamakta olan ölüler, cennetteki çokmutlular, hepsi birlikte bir tek Kiliseyi oluşturur, biz de bu birlikte dualarımızın Tanrının ve azizlerin bağışlayıcı sevgisinin kulağının her zaman kirişte olduğuna inanıyoruz.2
VI. PARAGRAF
Meryem Ana -
Mesihin Annesi, Kilisenin Annesi
963 Meryem Ananın Mesihin ve Kutsal Ruhun gizinde aldığı rolden söz ettikten sonra, şimdi de Kilisenin gizinde aldığı yeri incelemek uygun düşecektir. Nitekim, Meryem Ana ( ) Tanrının ve Kurtarıcının gerçek Annesi olarak kabul edilir ve saygı görür ( ). Meryem Ana aynı zamanda sevgisiyle Kilisede bu Liderin üyeleri olan inanlıların doğuşuna katkıda bulunarak Mesihin üyelerinin de gerçekten Annesidir.3 Meryem Mesihin Annesi, Kilisenin Annesidir.4
I. Meryemin Kiliseye karşı analığı
Oğluna tamamen bağlı olarak
964 Meryem Ananın Kiliseye karşı rolü Mesihle olan birlik ve beraberliğinden ayrılmazdır, doğrudan ondan çıkar. Esenlik çalışmasındaki Meryem Ananın Oğluyla olan bu birlik ve beraberliği bakire olarak Mesihe gebe kaldığı saatten ölümüne dek aşikârdır.5 Özellikle de acıları çektiği saatte aşikârdır:
Meryem Ana iman yolculuğunda, Oğluyla olan birlik ve beraberliğini Haça kadar bağlılıkla koruyarak, orada Tanrı tasarısına uygun olarak ayakta biricik Oğluyla birlikte feci şekilde acı çekerek, bir ana yüreğiyle onun fedakârlığına katılarak, kendi etinden doğan kişinin kendini kurban olarak sunmasına sevgisinin rızasını göstererek, Haç üzerinde can çekişirken Anasını havarisine Kadın, işte oğlun1 (Yu 19, 26-27) diyerek emanet eden aynı Mesih İsa ile birlikte ilerledi.
965 Oğlunun Göğe Çıkışından sonra Meryem Ana yeni doğmakta olan Kiliseye dualarıyla destek oldu2. Meryem Ana yı havariler ve bazı kadınlarla birlikte dualarıyla, Cebrailin kendisine gebe kalacağını haber verdiği zaman kendisini gölgesi altına alan Kutsal Ruhun armağanının gelmesi çağrısında bulunurken görüyoruz3.
göğe kaldırılışında da
966 Tanrı tarafından ilk günahın her türlü zararından muaf tutulan lekesiz Bakire, yeryüzündeki yaşamını tamamladıktan sonra, günahı ve ölümü4 yenen Rablerin Rabbi Oğluna daha uygun olabilmek için ruhu ve bedeniyle göğe çıkarıldı, Rab tarafından evrenin Kraliçesi olarak yüceltildi. Meryem Ananın göğe çıkarılması Oğlunun Dirilişine eşsiz bir katılımı ve öteki Hıristiyanların dirilişini öncelemektir:
Ey Tanrının Annesi, doğum sırasında bakireliğini korudun, uykun sırasında dünyayı terk etmedin: Diri Tanrıya gebe kalan sen, Yaşamın kaynağına vardın, dualarınla ruhlarımızı ölümden kurtaracaksın.5
O lütuf düzeninde Anamızdır
967 Babanın iradesini, Oğlunun kurtarıcı çalışmasını, Kutsal Ruhun her davranışını tamamen benimsemesiyle Meryem Ana Kilise için iman ve sevgi konusunda örnek alınacak kişidir. Bununla o Kilisenin mutlak biricik ve çok seçkin bir üyesidir6, hatta ona, Kilisenin örnek gerçekleşmesidir (typus) diyebiliriz.7
968 Ama Kiliseye ve bütün insanlığa göre rolü daha da öteye gider. O ruhlara ebedi yaşam verilsin diye itaatiyle, umuduyla, şiddetli sevgisiyle Rabbin eserine son derece eşsiz bir işbirliği getirdi. Onun içindir ki o bizim için lütuf düzeninde Ana olmuştur.8
969 Cebrailin ona gebe kalacağını bildirdiği gün imanıyla gösterdiği rıza ve Haçın altında metanetle kalmasından itibaren lütuf düzeni (ekonomi) içindeki Meryemin bu analığı, seçilmiş kişilerin sayılarının tamamlanmasına kadar durmadan devam edecektir. Nitekim, göğe kaldırılışından sonra da esenlik içindeki rolü bitmemiştir: Yinelenen arabuluculuğu ile ebedi esenliğimizi sağlayan armağanları garanti altına almaya devam etmektedir. ( ) Onun içindir ki, Meryem Ana ya Kilisede avukat, yardımcı, yardıma koşan, arabulucuk yapan diyorlar.1
970 Meryem Ananın insanlara karşı olan analığı hiçbir suretle Mesihin tek arabulucu oluşunu gölgelememektedir, tersine bunun iyi bir şey olduğunu göstermiştir. Çünkü Meryem Ana tarafından gelecek bütün esenlikli etki ( ) Mesihin sevaplarının bolluğundan gelmektedir; bu etki her şeyde ona bağlı olan ve bütün iyiliğini ondan alan onun arabuluculuğuna dayanır.2 Nitekim hiçbir yaratık insan olmuş kurtarıcı Kelâm ile aynı düzeye konamaz. Nasıl ki Mesihin rahipliği gerek hizmetkârları gerek inanlı halk tarafından paylaşılıyorsa, nasıl ki Tanrının biricik iyiliği çeşitli biçimler altında gerçekten yaratıklara yayılıyorsa, aynı şekilde Kurtarıcılığın tek arabuluculuğu da, biricik kaynağa bağlı olarak yaratılanlar tarafından gerçekleştirilecek bir işbirliğine yol açar.3
II. Meryem Ana kültü
971 Bütün kuşaklar beni mübarek sayacak (Lk 1, 48): Kilisenin Meryem Anaya gösterdiği dindarlık Hıristiyan kültünün özünde vardır.4 Meryem Anaya Kilise tarafından haklı ve yerinde olarak özel bir kültle saygı gösterilir. Gerçekten de, en eski zamanlardan beri, Meryem Anaya Tanrı nın Annesi adıyla saygı gösterilmiştir; inanlılar tehlike ve ihtiyaç anlarında onun korumacılığına sığınırlar ( ). Bu kült ( ) biricik mutlak bir nitelik göstermesine karşın; ( ) insan olmuş Kelâma, aynı şekilde Babaya ve Kutsal Ruha yapılan tapınma kültünden temelde farklıdır; bu, tapınmayı büyük ölçüde gayretlendirir5. Tanrının Annesine6 vakfedilen litürjik bayramlar ve Meryem Ana duaları, örneğin İncilin özeti olan Tespih Duası7 Meryem Anaya duyulan derin bağlılığın ifadesidir.
III. Meryem Ana - Kilisenin ahretsel ikonası
972 Kilisenin başlangıcından, misyonundan ve yazgısından söz ettikten sonra en iyi şekilde sonuca bağlamayı, bakışımızı Meryem Anaya çevirerek yapabiliriz. Kilisenin kendi gizinde, iman yolculuğunda ne olduğunu ve yolculuğunun sonunda vatanında ne olacağını onda görebiliriz. Kilisenin Rab bin Annesi ve kendi Annesi olarak saygı gösterdiği kişiyi Çok Kutsal ve bölünmez Üçlü-Birlikin yüceliğinde, bütün azizlerin birliğinde1 bekler bulacaktır:
İsanın Annesi Ruhu ve bedeniyle şimdiden yüceltilmiş olduğu cennette, gelecek dünyadaki Kilisenin kendi tamamlanmasının başlangıcı ve temsili olduğu gibi, yeryüzünde de, Rab İsanın gelişini beklerken, yolculuk halindeki Tanrı Halkının önünde bir teselli ve güvenceli bir umut işareti olarak şimdiden parlamaktadır.2
ÖZET
973 Meleğin haberine Evet diyerek ve Sözün insan olma gizine rıza göstererek Meryem Ana Oğlunun yapacağı her işe zaten katılmaktadır. Meryem Oğlunun Kurtarıcı ve mistik Bedenin başı olduğu her yerde Anadır.
974 Meryem Ana bu dünyadaki yaşamını tamamladıktan sonra bedeni ve ruhuyla birlikte göğe kaldırıldı, oradan Bedeninin bütün üyelerinin dirilişini önceleyerek Oğlunun Dirilişinin yüceliğine katılmaktadır.
975 Tanrının Çok Kutsal Annesinin, yeni Havvanın, Kilise nin Annesinin cennette Mesihin üyelerine karşı analık rolüne devam ettiğine inanıyoruz.3
10. KONU
Günahların bağışlanacağına inanıyorum
976 Havarilerin İnanç İlkeleri Formülü günahların bağışlanması inancını Kutsal Ruh inancına, aynı zamanda Kiliseye olan inanca ve azizler birliğine bağlıyor. Dirilmiş Mesih İsa kendi günahları bağışlama Tanrısal yetkisini havarilerine Kutsal Ruhu vererek verdi: Kutsal Ruhu alın. Kimin günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış olacak; kimin günahlarını bağışlamazsanız, bağışlanmamış kalacaktır (Yu 20, 22-23).
(Bu kitabın ikinci kısmı Vaftizle, Tövbe sırrıyla ve öteki Kilise sırlarıyla, özellikle Efkaristiyayla günahların bağışlanışını açıkça işleyecektir. Burada kısaca bazı temel verileri hatırlatmak yeterli olacaktır.)
I. Günahların bağışı için tek bir Vaftiz
977 Rab İsa günahların bağışlanmasını inanca ve Vaftize bağladı: Dünyanın her tarafına gidin, İyi haberi her yaratılana duyurun. İman edip vaftiz olan, kurtulacaktır (Mk 16, 15-16). Vaftiz günahların bağışlanmasının ilk ve temel sırrıdır, çünkü bizleri yeni yaşam sürelim diye1 (Rom 6, 4) günahlarımız için ölmüş, aklanmamız için dirilmiş Mesihe bağlar.
978 İmanımızı dile getirirken bizi arındıran ilk Vaftizimiz sırasında aldığımız bağış öylesine tam ve eksiksizdir ki, ne ilk günahta, ne de özgür irademizle işlediğimiz suçlarda sileceğimiz bir şey, ne de cezasını ödeyeceğimiz bir suç kalır ( ). Ama yine de Vaftiz lütfu insanı doğanın bütün kusurlarından bağışık tutmaz. Tersine bizleri kötülüğe götüren dünya isteklerine karşı hâlâ mücadele etmemiz gerekmektedir.2
979 Bu kötülük eğilimi mücadelesinde kim her türlü günah yarasını engelleyecek kadar fazla dikkatli ve yılmazdır? Kilisenin günahları bağışlama yetkisine sahip olması gerekliyse, Vaftiz sırrı da Mesih İsadan almış olduğu göklerin Egemenliğinin anahtarlarını kullanacağı tek çare olmazdı. Kilise bütün tövbe etmiş kişilerin, yaşamlarının son anına kadar günah işlemiş olsalar da, günahlarını bağışlayabilmeliydi.3
980 Vaftiz olmuş kişi Tanrı ve Kilise ile tövbe sırrı sayesinde barışabilir:
Kilise Babaları haklı olarak tövbeye vaftizin zahmetli bir türü4 demişlerdir. Bu Tövbe Sırrı, Vaftizden sonra günaha düşmüş olanların esenlikleri için henüz Vaftizle yeniden doğamamış olanlarda olduğu gibi gereklidir.5
II. (Cennet) anahtarlarının gücü
981 Mesih İsa dirildikten sonra havarilerini günahların bağışlanması için tövbe çağrısını kendi adıyla tüm uluslara duyurmaları (Lk 24, 47) için gönderdi. Bu barıştırma görevini (2 Kor 5, 18) havariler ve onların halefleri insanlara yalnızca Mesih tarafından bizler için hak edilen Tanrı bağışını bildirerek ve onları imana ve dine dönmeye çağırarak değil, ama aynı zamanda onların Vaftizle günahlarını bağışlayarak ve Mesih İsadan alınan anahtarların gücüyle onları Tanrıyla ve Kiliseyle barıştırarak gerçekleştirirler.
Kilise, göklerin Egemenliğinin anahtarlarını, günahların bağışlanması kendisinde Mesihin kanı ve Kutsal Ruhun etkisiyle gerçekleşsin diye aldı. Günahları yüzünden ölmüş olan ruh, ihsanının bizi kurtarmış olduğu Mesihle yaşaması için, bu Kilisede yeniden yaşama kavuşur.1
982 Ne kadar büyük olursa olsun Kilisenin bağışlayamayacağı günah yoktur. Hiç kimse, ne kadar kötü ve ne kadar suçlu olursa olsun, bağışlanacağından umudunu kesmemeli, yeter ki tövbesinde samimi olsun.2 Bütün insanlar için ölmüş olan Mesih İsa, Kilisesinde, kapıların günahtan dönen herkese açık tutulmasını ister.3
983 Din eğitimi, dirilmiş Mesihin Kilisesi için yaptığı ihsanın kıyaslanamaz büyüklüğü içinde inanlılarda imanı uyandırmaya ve imanla beslemeye çalışacaktır: Günahları gerçekten bağışlamak yetkisi ve görevi: Havarilere ve onların haleflerine verilmiştir.
Rab İsa havarilerinin büyük yetkiye sahip olmalarını istedi: Yoksul hizmetkârlarının kendisi yeryüzündeyken ne yaptıysa aynısını kendi adına yapmalarını istedi.4
Papazlar Tanrıdan ne meleklere ne de başmeleklere verilmeyen bir güç aldılar. ( ) Tanrı yukardan papazların burada yaptıklarını onaylıyor.5
Kilise içinde günahların bağışlanma işlemi olmasaydı, hiçbir umut, hiçbir ebedi yaşam umudu ve bir ebedi kurtuluş olmayacaktı. Kiliseye böyle bir ihsanda bulunduğu için Tanrıya şükredelim.6
ÖZET
984 Credo günahların bağışlanması inancını Kutsal Ruh inancına bağlıyor. Nitekim, dirilmiş Mesih havarilerine Kutsal Ruhu verirken onlara günahları bağışlama yetkisini de verdi.
985 Vaftiz günahların bağışlanmasının birinci ve temel sırrıdır: Bizi ölmüş ve dirilmiş Mesihle birleştirir ve bize Kutsal Ruhu verir.
986 Mesihin isteği doğrultusunda Kilise vaftiz olmuş olanların günahlarını bağışlama yetkisine sahiptir ve bu yetkiyi normal olarak papazları ve episkoposları aracılığıyla tövbe sırrında uygular.
987 Günahların bağışlanmasında, papazlar ve Kilise sırları sadece birer araçtırlar, esenliğimizin tek sahibi ve dağıtıcısı Rabbimiz Mesih İsa suçlarımızı silmek ve bizi aklamak için onları kullanmak istiyor.1
11. KONU
Ölülerin dirileceğine inanıyorum
988 Hıristiyan Credosu (İnanç İlkeleri Formülü) -Tanrıda Baba, Oğul ve Kutsal Ruha ve onun yaratıcı, kurtarıcı ve kutsallaştırıcı eylemine olan inancımız- doruk noktasına ölülerin dünyanın sonunda ebedi yaşama dirileceğinin bildirilmesiyle ulaşıyor.
989 Aynı şekilde, Mesih İsanın ölüler arasından dirildiğine, daima yaşadığına, aynı şekilde doğruların da öldükten sonra dirilmiş Mesihle birlikte sonsuza dek yaşayacaklarına ve Onun son günde onları dirilteceğine kesinlikle inanıyor ve umut ediyoruz.2 Bizim dirilişimiz de onun dirilişi gibi Çok Kutsal Üçlü-Birlikin eseri olacaktır:
Mesih İsayı ölümden dirilten Tanrının Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesihi ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan Ruhuyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir3 (Rom 8, 11).
990 Et terimi zayıf ve ölümlü durumdaki insanı belirtiyor.4 Etin dirilişi (Havarilerin İnanç İlkelerinde kelimesi kelimesine bu şekilde ifade edilmiş) ile de ölümden sonra yalnızca ölümsüz ruhun yaşamı değil, aynı zamanda ölümlü bedenlerimiz (Rom 8, 11) yeniden yaşam bulacaktır denmektedir.
991 Hıristiyanlığın başlangıcından beri ölülerin dirileceğine inanmak Hıristiyan inancının temel bir öğesiydi. Ölüler arasından dirilme Hıristiyanların bir kanısıdır; bu inanç bizleri yaşatıyor5:
Aranızdan bazıları nasıl olur da ölüler dirilmez diyebilir? Ölüler dirilmezse, o zaman Mesih de dirilmemiştir. Mesih dirilmemişse, o zaman bildirimiz de boştur, imanımız da boştur. ( ) Oysa ki, Mesih ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir (1 Kor 15, 12-14. 20).
I. Mesihin dirilişi ve bizim dirilişimiz
Dirilişin adım adım açınlanması
992 Ölülerin dirilişi Tanrı tarafından Halkına adım adım açınlanmıştı. Ölülerin bedenen dirileceği umudu insanı bütünüyle, ruh ve bedeniyle yaratan bir Tanrıya olan inancın ayrılmaz bir sonucu olarak benimsetilmişti. Yerin ve göğün yaratıcısı, İbrahim ve onun soyundan gelenlerle yapmış olduğu antlaşmaya bağlı olan Kişidir. Dirilişe olan inanç işte bu çift perspektifte ifade edilmeye başlanacaktır. Yaşadıkları işkencelerde şehit olan Makabeler şöyle diyorlar:
Dünyanın Kralı, onun yasaları uğruna ölecek olan bizleri ebedi yaşam için diriltecektir (1 Mak 7, 9). Bizi yeniden dirilteceği konusunda Tanrının verdiği söze inanarak insan eliyle ölmek daha iyidir1 (2 Mak 7, 14).
993 Ferisiler2 ve Rab İsanın çağdaşları3 dirilişe inanıyorlardı. İsa bunu açıkça öğretiyor. Dirilişe inanmayan Sadukilere karşı şu sözleri söylüyor: Ne Kutsal Yazıları ne de Tanrının gücünü biliyorsunuz, yanılıyorsunuz (Mk 12, 24). Ölülerin dirilmesi konusu Tanrının ölülerin değil, yaşayanların Tanrısı (Mk 12, 27), olduğuna olan inanca dayanır.
994 Dahası var: İsa diriliş inancını kendi dirilişine bağlıyor: Diriliş ve yaşam benim (Yu 11, 25). İsanın bizzat kendisi Kendisine inananları4 etini yiyenleri ve kanını içenleri diriltecektir.5 Şimdiden bunun bir teminatı ve işareti olarak bazı ölüleri dirilterek,6 bununla başka bir düzende olacak kendi Dirilişini bildirdi. Bu eşi benzeri olmayan olaydan Yunus Peygamberin işareti (Mt 12, 39), Tapınağın işareti7 olarak söz ediyor: Ölümünden üç gün sonra dirileceğini bildiriyor.8
995 Mesihin tanığı olmak, Dirilişinin tanığı olmak9 (Hİ 1, 22), ölümden dirildikten sonra Onunla birlikte yiyip içmek (Hİ 10, 41) demektir. Hıristiyanlığın diriliş umudu Mesihle yüz yüze gelmelerle belirtilir. Onun gibi, Onunla, Onun aracılığıyla dirileceğiz.
996 Başlangıçtan beri diriliş inancı Hıristiyanlıkta anlayışsızlıkla ve muhalefetle karşılaştı.1 Hıristiyan inancı hiçbir konuda ölülerin dirilişinde olduğu kadar itirazla karşılaşmadı.2 İnsan hayatının ölümden sonra ruhsal bir şekilde devam ettiği genel olarak kabul edilmiştir. Ölümcül olduğu öylesine açık olan bu bedenin ebedi yaşama dirileceğine nasıl inanmalı?
Ölüler nasıl dirilecekler?
997 Dirilmek ne demektir? Ölümde, ruh ve beden birbirinden ayrılır, insanın vücudu bozulur, ruhu ise, yüceltilmiş vücuduyla yeniden bir araya gelmenin bekleyişi içinde Tanrıya gider. Tanrı Herşeye Kadirliğiyle vücutlarımızı ruhlarımızla birleştirerek, İsanın Dirilişinin etkisiyle onlara nihai bir biçimde çürümez yaşamı verecektir.
998 Kim diriltecektir? Ölmüş bütün insanlar: İyilik etmiş olanlar yaşamak, kötülük yapmış olanlar cehennemlik olmak için dirilecekler3 (Yu 5, 29).
999 Nasıl dirilecekler? Mesih İsa kendi bedeniyle dirildi: Ellerime, ayaklarıma bakın; gerçekten benim (Lk 24, 39); ama yeryüzündeki yaşamına geri dönmedi. Aynı şekilde, Onda, herkes şimdi sahip olduğu bedenle dirilecek4 ancak bu beden yüce bedene (Fil 3, 21), tinsel bedene (1 Kor 15, 44) dönüşecek:
Ama ölüler nasıl dirilecek diye sorulabilir? Hangi bedenle yeniden gelecekler? Ey akılsız! Ektiğin, ölmezse, hayat bulmaz ki. Ektiğin de, gelecek dünyadaki bedenin değildir, sadece çıplak bir tohumdur ( ). Ekilen çürümüşlüktür, dirilen ise çürümezliktir, ( ) ölüler çürümez olarak dirilecekler ( ). Nitekim çürümeye mahkûm bu varlığın çürümezliği giyinmesi, bu ölümlü varlığın ölümsüzlüğü giyinmesi gerekir (1 Kor 15, 35-37. 42. 52-53).
1000 Bu nasıl sözcüğü hayal gücümüzü ve zihnimizi aşar; buna ancak imanla erişebiliriz. Efkaristiyaya katılmamız bize şimdiden bedenimizin Mesih tarafından dönüştürüldüğü duygusunu tatma zevkini veriyor:
Topraktan gelen ekmek nasıl Tanrıya yakarıldıktan sonra, artık normal ekmek olmaktan çıkıp biri dünyevi öteki göksel iki şeyden oluşan Efkaristiya oluyorsa, aynı şekilde Efkaristiyaya katılan bedenlerimiz de artık çürüyebilir olmaktan çıkar, çünkü içinde dirilme umudu taşır.1
1001 Ne zaman dirilecekler? Kesinlikle son günde (Yu 6, 39-40. 44. 54; 11, 24); dünyanın sonunda.2 Gerçekten de, ölülerin dirilişi İsanın yeniden gelişiyle yakından ilgilidir:
Rabbin kendisi, başmeleğin ve Tanrının borazan sesiyle gökten inecek ve önce Mesihe ait ölüler dirilecek (1 Sel 4, 16).
Mesih İsa ile birlikte dirilmek
1002 Mesih İsanın bizleri son günde dirilteceği doğruysa da, bizler, bir bakıma Mesihle birlikte zaten dirilmiştik. Nitekim, Kutsal Ruh sayesinde, Hıristiyan yaşamı, yeryüzünde şimdiden, Mesihin ölümüne ve dirilişine katılma demektir:
Vaftiz sırasında Mesihle birlikte gömüldünüz, Onunla birlikte de dirildiniz, çünkü Mesih İsayı ölüler arasından dirilten Tanrının gücüne inandınız ( ). Mesihle birlikte dirildiğinize göre, Tanrı nın sağında oturan Mesihin bulunduğu yerdeki değerleri arayın (Kol 2, 12; 3, 1).
1003 Vaftiz sayesinde Mesihe bağlanan inanlılar dirilmiş Mesihin göksel yaşamına gerçekten şimdiden katılırlar,3 ama bu yaşam Mesihle birlikte Tanrıda saklıdır (Kol 3, 3) Tanrı bizi, Mesih İsada, Mesihle birlikte diriltip göklere oturttu (Ef 2, 6). Son gün dirildiğimizde Mesihle birlikte yüceltilmiş görüneceğiz (Kol 3, 4).
1004 O günü bekleyen inanlının ruhu ve bedeni şimdiden Mesihe ait olmanın onuruna katılmış olur; bu da insanın kendi bedenine aynı zamanda başkalarının bedenine, özellikle de acı çektiği zaman saygı göstermeyi zorunlu kılar:
Beden Rab içindir, Rab de beden içindir. Rabbi dirilten Tanrı kendi gücüyle bizi de diriltecektir. Bedenlerinizin Mesihin üyeleri olduğunu bilmiyor musunuz? ( ) Kendinize ait değilsiniz ( ). Şu halde Tanrıyı bedenlerinizde yüceltin (1 Kor 6, 13-15. 19-20).
II. Mesih İsada ölmek
1005 Mesihle dirilmek için, Mesihle ölmek gerekir, Rabbin yanına gidip onunla kalmak için bu bedeni terk etmek gerekir (2 Kor 5, 8). Ölüm olan bu gidişte ruh bedenden ayrılır. Ruh ölülerin dirileceği günde yeniden bedeniyle birleşir.4
Ölüm
1006 İnsanlık durumunun bilmecesi ölüm karşısında doruk noktasına ulaşır.1 Bir anlamda, bedensel ölüm doğaldır, ama iman için ölüm günahın bedelidir2 (Rom 6, 23). Mesihin nurunda ölenler için de, Rabbin Dirilişine katılabilmek için Rabbin ölümüne bir katılmadır.3
1007 Ölüm yeryüzündeki yaşamın sonudur. Yaşamlarımız zamanla ölçülüdür, zaman içinde değişiyor, yaşlanıyoruz ve yeryüzündeki bütün canlı varlıklarda olduğu gibi ölüm normal yaşamın sonu olarak ortaya çıkıyor. Ölümün bu görünümü yaşamlarımıza bir geciktirilemezlik getirir: Ölümlü olduğumuzu düşünmek bize yaşamımızı düzene sokmak için sınırlı bir zamanımız olduğunu hatırlatır:
Ergenlik günlerinde seni yaratanı hatırla, ( ) ve toprak yere, önceki haline dönmeden ve ruh onu veren Tanrıya dönmeden, seni yaratanı hatırla (Vaiz 12, 1. 7).
1008 Ölüm günahın sonucudur. Kutsal Kitabın4 ve geleneğin resmi yorumcusu Kilise Yetkili Kurulu ölümün, insanın günahından dolayı dünyaya girdiğini öğretiyor.5 İnsan her ne kadar ölümlü bir doğaya sahipse de, Tanrı onu ölmemeye hazırladı. Öyleyse ölüm Yaratıcı Tanrının tasarılarına ters gelen bir şeydi ve bu dünyaya günahın bir sonucu olarak girdi.6 İnsan günah işlememiş olsaydı7 bedeni ölümden sıyrılmış olacaktı ve insanın son düşmanı böylece yenilmiş olacaktı.8
1009 Ölüm Mesih İsa tarafından dönüştürüldü. Tanrının Oğlu İsa da insanlık şartına özgü ölümü tanıdı. Ama, ölümün karşısındaki dehşetine karşın9 Babasının iradesine özgürce tam bir itaatle ölümü üzerine aldı. İsanın itaati ölümün lanetini hayırduaya dönüştürdü.10
Hıristiyan ölümünün anlamı
1010 Mesih İsa sayesinde Hıristiyan ölümünün pozitif bir anlamı vardır. Benim için, yaşam Mesihtir, ölmek de kazançtır (Fil 1, 21). Onunla birlikte öldüysek, Onunla birlikte yaşayacağız, bu söz güvenilirdir (1 Tim 2, 11). Hıristiyan ölümünün yeniliği burada yatıyor: Hıristiyan Vaftizle yeni bir yaşamda yaşamak için sırlı bir şekilde şimdiden Mesihle ölmüştür; Mesihe bağlı ölürsek, fiziksel ölüm bu Mesihle ölmeyi tamamlar ve Onun kurtarıcı eyleminde Ona katılmamızı sağlar:
Benim için bütün dünyaya hakim olmaktansa Mesih İsada ölmek daha iyidir. Bizim için ölen o Kişiyi arıyorum; bizim için dirilen o Kişiyi istiyorum. Doğum yapma zamanım yaklaştı ( ). Bırakın da arı ışığı alayım! Oraya vardığımda insan olacağım.1
1011 Ölümde Tanrı insanı yanına çağırır. Onun içindir ki, bir Hıristiyan ölüm karşısında Paulusun duyduğu arzuyu duyabilir: Bu dünyadan ayrılmayı ve Mesihle birlikte olmayı arzuluyorum (Fil 1, 23). Mesihin örneğinde olduğu gibi kendi ölümünü Babaya karşı bir sevgi ve itaat eylemine dönüştürebilir:2
Yeryüzü arzularım haça gerildi; ( ) içimde mırıldanan ve bana Babaya doğru git3 diyen diri bir su var.
Tanrıyı görmek istiyorum, Onu görmek için de ölmek gerekir.4
Ölmüyorum, yaşama giriyorum.5
1012 Hıristiyanlığın ölüm görüşü6 özel bir biçimde Kilise litürjisinde ifade edilmiştir:
Rab, sana inananlar için yaşam ölümle sona ermiyor, sadece dönüşmüş oluyor. Yeryüzündeki yaşamları sona erdiğinde göklerde onları bekleyen ebedi yaşam bulunuyor.7
1013 Ölüm insanın Tanrının insana yeryüzündeki yaşamını Tanrı tasarısına göre yaşaması ve kendi nihai yazgısına karar vermesi için sunduğu lütuf ve bağışlama zamanı olan bu dünyadaki yolculuğunun sonudur. Yeryüzündeki biricik yaşamımız8 son bulunca bir daha başka yeryüzü yaşamlarına geri gelmeyeceğiz. İnsanlar bir kez ölürler (İbr 9, 27). Ölümden sonra reenkarnasyon diye bir şey yoktur.
1014 Kilise, ölüm saatine hazırlanmamız (Tanrım, bizleri ani ve beklenmedik bir ölümden koru: Azizlerin İlahisi), Meryem Anaya ölüm anımızda bizim için arabuluculuk yapması için dua etmemiz, iyi ölümün koruyucusu aziz Yusufa güvenmemiz konusunda bizleri yüreklendirir:
Bütün davranışlarında, bütün düşüncelerinde sanki bugün ölecekmişsin gibi davranmalısın. Vicdanın rahatsa, ölümden o kadar korkmayacaksın. Ölümden kaçmaktansa günah işlememek daha iyidir. Bugün hazır değilsen, yarın nasıl hazır olacaksın?1
Şükürler olsun sana Tanrım, kardeş ölüm için, canlı olan hiçbir insan ondan kurtulamaz. Öldürücü günah içinde ölenlere ne yazık, senin istediğini yapanlar ne kutludur, çünkü ikinci ölüm onlara hiçbir zarar vermeyecektir.2
ÖZET
1015 Beden esenliğin eksenidir.3 Bedeni yaratan Tanrıya inanıyoruz; bedeni kurtarmak için beden alan Söze inanıyoruz; bedenin dirileceğine, yaratılışın tamamlanacağına ve bedenin kurtulacağına inanıyoruz.
1016 Ölümle ruh bedenden ayrılır, ancak dirilişte Tanrı bozulmaz yaşamı dönüşmüş bedenlerimize ruhumuzu onunla birleştirerek verecektir. Mesih İsa nasıl dirilip sonsuza dek yaşıyorsa aynı şekilde bizler de son günde dirileceğiz.
1017 Şimdi sahip olduğumuz bedenlerin gerçekten dirileceğine inanıyoruz.4 Bununla birlikte, mezara bozulabilir bir beden tohumu atıyoruz, ondan bozulmaz, tinsel bir beden5 (1 Kor 15, 44) çıkıyor.
1018 İlk günahın sonucu olarak insanın bedensel ölümü yaşaması gerekiyor, ilk günah olmasaydı bu ölümü yaşamayacaktı6.
1019 Tanrının Oğlu İsa bizler için Babası Tanrının iradesine tam ve özgürce itaat edip isteyerek ölümü tattı. Ölümü ile ölümü yendi, böylece bütün insanlara esenlik yolunu açmış oldu.
12. KONU
Ebedi yaşama inanıyorum
1020 Kendi ölümünü İsanın ölümü ile birleştiren Hıristiyan, ölümü İsaya doğru bir geliş ve ebedi yaşama bir giriş olarak görür. Kilise ölmekte olan bir Hıristiyanı son bir kez takdis ederken ona Mesihin bağışlayıcı sözlerini söyler. Bu şekilde Kilise o kişiyi son bir kez güçlendirici bir meshetmeyle damgalamış ve ona yolculuk için gerekli besini viatik olarak vermiş olur. Ona güven veren sözlerle şöyle der:
Ey Hıristiyan ruh, seni yaratmış olan Herşeye Kadir baba adına, senin uğruna acı çeken diri Tanrının Oğlu Mesih İsa adına, senin üzerine akıtılmış olan Kutsal Ruh adına bu dünyayı terk et. Bugün, Tanrıyla, Tanrının Annesi Meryem Anayla, aziz Yusufla, Tanrının bütün melek ve azizleriyle birlikte kutsal Sionda huzur içinde yerini al ( ). Seni topraktan yaratan Yaradanına yeniden dön. Ruhunun bedeninden çıkacağı anda, Meryem Ana, melekler ve bütün azizler seni karşılamaya gelsinler ( ). Kurtarıcını yüz yüze görebilesin...1
I. Özel yargılama
1021 Ölüm, insanın Mesihin sunduğu Tanrısal lütfu2 kabul edebildiği ya da reddedebildiği insan yaşamına, yani zamanına son verir. Yeni Antlaşma kitabı, yargılama konusundan özellikle Mesihin ikinci gelişinde Onunla olacak karşılaşma perspektifinden söz ediyor, ama aynı zamanda herkesin öldükten sonra imanı ve yaptıklarına karşılık olarak hemen ödüllendirileceğinden birçok kez söz ediyor. Zavallı Lazarusun anlatıldığı mesel3 ve haç üzerindeyken İsanın iyi hayduta söylediği sözler4 ve Yeni Antlaşmadaki öteki metinler5 ruhun bazı insanlar için farklı olabilecek bir son yazgısından söz ediyorlar.6
1022 Her insan ebedi ödülünü öldükten hemen sonra gerek bir arınmadan geçmek için,7 gerek cennet mutluluğuna hemen girmek için,8 gerek hemen ebediyen cehennemlik olmak için9 Mesihle olan yaşamına göre özel bir yargılamadan geçerek alır.
Yaşamımızın akşamında, sevgimize göre yargılanacağız.10
II. Cennet
1023 Tanrının nuru ve dostluğunda ölenler ve tamamen arınmış kişiler Mesihle birlikte ebediyen yaşarlar. Tanrıyı olduğu gibi (1 Yu 3, 2) yüz yüze gördükleri için daima Tanrıya benzerdirler:11
Havarilerden aldığımız otoriteyle belirtiyoruz ki, Tanrının genel hükmüne göre, öldükten sonra arındırılacak bir şeyleri olmayan, ( ) ya da arındırılacak bir şeyleri varsa, öldükten sonra, ( ) Kıyamet günü yargılaması ve bedenlerin dirilmesinden önce arındırılacak olan, Rabbimiz ve Kurtarıcımız Mesih İsanın Göğe çıkmasından beri gökte, göklerin Egemenliğinde ve göksel Cennette Mesihle birlikte kutsal meleklerin topluluğuna kabul edilerek toplanmış olan, halihazırda toplanan ve toplanacak olan Mesihin kutsal vaftizini aldıktan sonra ölen bütün azizlerin ve öteki inanlıların ruhları, Rabbimiz Mesih İsanın çektiklerinden ve ölümünden beri, sezgisel bir vizyonla hatta yüz yüze, hiçbir yaratığın aracılığı olmadan Tanrının özünü gördüler ve görüyorlar.1
1024 Çok Kutsal Üçlü-Birlikle olan bu mükemmel yaşama, Onunla, Meryem Anayla, meleklerle ve çokmutluların hepsiyle olan bu sevgi ve yaşam birliğine Cennet deniyor. Cennet insanın en derin özlemlerinin gerçekleşmesi ve nihai akıbetidir, yüce ve kesin mutluluk halidir.
1025 Cennette yaşamak Mesihle birlikte olmak demektir2. Tanrının sevgili kulları Onda yaşarlar, daha doğrusunu söylemek gerekirse, Onun yanında kendi gerçek kimliklerini, kendi gerçek adlarını bulurlar.3
Yaşamak Mesihle birlikte olmak demektir; Mesihin olduğu yerde yaşam vardır, egemenlik vardır.4
1026 Mesih İsa ölümü ve Dirilişiyle bize Cenneti açtı. Çokmutluların yaşamı Mesih İsa aracılığıyla insanlığın kurtuluşunun sağlandığı meyvelere tamamen sahip olmaktan ibarettir. Ona inanan ve Onun iradesine sadık kalanlar Onun göksel yüceliğine de katılırlar. Cennet Onunla tek vücut olan çokmutlular topluluğudur.
1027 Tanrıyla ve Mesihte olan herkesle oluşturulan bu kutlu birlik gizi her türlü anlayışı ve her türlü imgelemeyi aşar. Kutsal Kitap bundan benzetmeler kullanarak söz ediyor: Yaşam, ışık, huzur, düğün şöleni, krallık şarabı, Babanın evi, göksel Kudüs, Cennet: Tanrının, kendisini sevenler için hazırladıklarını hiçbir göz görmemiş, hiçbir kulak işitmemiş, hiçbir insan yüreği kavramamıştır (1 Kor 2, 9).
1028 Aşkınlığı yüzünden, Tanrı olduğu gibi, ancak kendisi gizini insana açar ve insanı bunu alacak duruma getirirse görülebilir. Tanrıyı görkemli yüceliğinde seyretme durumuna Kilise mutlu kılıcı vizyon diyor.
Tanrıyı görme katına kabul edildiğin, Tanrın Rab Mesih eşliğinde ebedi nur ve esenlik sevinçlerine katılma şerefine sahip olduğun, ( ) göklerin Egemenliğinde Tanrının dostları ve adilleri eşliğinde bahşedilen ölümsüzlük mutluluklarını tattığın zaman kimbilir mutluluğun ve yüceliğin ne olacaktır.1
1029 Cennet mutluluğunda çokmutlular sevinçle Tanrının iradesini yerine getirmeye devam ediyorlar. Onlar bunu öteki insanlara ve bütün yaratılışa dayanarak yaparlar. Şimdiden Mesihle birlikte egemenlik sürerler; Onunla birlikte sonsuza dek egemenlik sürecekler2 (Ap 22, 5).
III. Son arınma ya da Araf
1030 Tanrının dostluğu ve nuru içinde ölenler, ama henüz tam olarak arınmamış olanlar, ebedi esenliklerini garanti altına almış olmalarına karşın, Cennet mutluluğuna girmek için gerekli kutsallığı elde etmek amacıyla öldükten sonra bir arınmadan geçerler.
1031 Cehennemliklerin azaplarından tamamen farklı olan seçilmişlerin bu son arınmasına Kilise Araf demektedir. Kilise Arafla ilgili iman doktrinini özellikle Floransa3 ve Trento4 Konsillerinde açıkça belirtti. Kilise Geleneği Kutsal Kitabın bazı metinlerini referans alarak arındırıcı bir ateşten söz eder:5
Bazı küçük günahlar için yargılamadan önce arındırıcı bir ateşten geçileceğine inanmak gerekir, çünkü Gerçeğin kendisi olan Kişi, Kutsal Ruha küfür eden ne bu dünyada ne öbür dünyada bağışlanmayacaktır, diyor (Mt 12, 31). Buradan bazı günahların bu dünyada, bazılarının da öbür dünyada bağışlandığı gerçeğini çıkarabiliriz.6
1032 Bu öğreti Kutsal Kitapta sözü edilen ölüler için dua etme adetine dayanıyor: Bu nedenle, (Yahuda Makkabe) günahı bağışlatmak umuduyla ölüler için bu kurbanı sunmuştu; amacı, ölülerin günahlarının bağışlanmasıydı (2 Mak 12, 46). Kilise (Hıristiyanlığın) ilk zamanlarından beri ölülerin anısına saygı gösterip onlar için şefaat diledi, özellikle de arınıp Tanrının mutlu kılıcı vizyonuna erişebilmeleri amacıyla onlar için Efkaristiya kurbanını1 sundu. Kilise ayrıca ölüler için sadaka verilmesini, endüljans almayı ve tövbe eylemlerinde bulunmayı salık vermektedir:
Onlara yardım götürelim, onları analım. Eyübün oğulları babalarının kurbanı ile arındılarsa,2 ölüler için yaptığımız sunguların onlara bazı teselliler verdiğinden neden kuşku duyuyoruz? Gitmiş olanlara yardım götürmek ve onlar için dua etme konusunda tereddüte düşmeyelim.3
IV. Cehennem
1033 Tanrıyı isteyerek sevmeye karar vermemişsek, Onunla birleşemeyiz. Ona karşı, hemcinsimize karşı ve kendimize karşı ağır günahlar işleyerek onu sevemeyiz: Sevmeyen, ölümde kalır. Kardeşinden nefret eden, katildir; hiçbir katilin de sonsuz yaşama sahip olmadığını bilirsiniz (1 Yu 3, 15). Rabbimiz erkek ve kız kardeşlerimiz olan yoksul ve muhtaç kişilerin ciddi ihtiyaçlarını karşılamayı ihmal ettikçe Kendisinden ayrılacağımızı bize anlatmaya çalışıyor.4 Pişman olmadan ve Tanrının bağışlayıcı sevgisini kazanmadan ölmek bizzat kendi isteğimizle Ondan ebediyen ayrı kalmak anlamına gelir. Tanrı ve ermişlerin birliğinden kendini dışlama durumuna cehennem denir.
1034 İsa sık sık ömürleri boyunca inanmayı ve dine dönmeyi reddedenlerin ruhlarını ve bedenlerini yitirebilecekleri tamunun sönmeyen ateşinden5 söz ediyor.6 İsa ciddi ifadelerle meleklerini göndereceğini ( ), meleklerin de kötülük yapan herkesi toplayıp kızgın fırına atacağını bildiriyor (Mt 13, 41-42). Ey lanetliler, uzaklaşın benden, ebedi ateşe yollanın! diyerek hüküm giydirecektir (Mt 25, 41).
1035 Kilisenin öğretisi cehennemi ve onun ebediliğini bildirmektedir. Ölümcül günah içinde ölenlerin ruhları öldükten sonra hemen Cehenneme giderler, orada ebedi ateşte cehennem azabı çekerler.7 Cehennemdeki en büyük azap, sırf onun için yaratılmış olduğu ve özlem duyduğu mutlu yaşama yalnızca Tanrıda sahip olabilecekken, Tanrıdan ebediyen ayrı kalmaktır.
1036 Cehennem konusundaki Kutsal Kitabın beyanı ve Kilisenin öğretileri insanı kendi ebedi yazgısı konusunda özgürlüğünü kullanarak sorumluluk almaya davet eden bir çağrıdır. Aynı zamanda dine dönmesini isteyen acil bir çağrıdır da: Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren yol geniş ve rahattır, bu yola girenler çoktur; ama Yaşama götüren yol da, kapı da dardır, bu yolu bulanlar azdır (Mt 7, 13-14):
Günü ve saati bilmediğimizden, yeryüzündeki biricik yaşamımız sona erdiğinde, Tanrının buyruğu ile diş gıcırtılarının ve ağlayışların olduğu dışarıdaki karanlığa, ebedi ateşe atılan kötü ve tembel hizmetkârlar gibi olmamak ve Tanrının kutluları arasında yer alarak Onunla birlikte düğüne katılabilmek için Rabbin uyarısına kulak vererek çoğu kez uyanık kalalım.1
1037 Tanrı hiç kimseyi Cehenneme gitmesi için yaratmadı;2 Cehenneme gitmek için insanın isteyerek Tanrıya karşı gelmesi ve bunda sonuna kadar ısrar etmesi gerekir. Efkaristiya litürjisinde ve inanlıların günlük dualarında Kilise hiç kimsenin mahvolmasını istemeyen ama herkesin tövbeye gelmesini isteyen (2 Pet 3, 9) Tanrının bağışlayıcılığını diler:
Senin hizmetkârların ve bütün cemaatin olarak, sana sungumuzu sunuyoruz Ey Tanrım, teveccühünle bunu kabul et. Günlerimizi huzur içinde geçirmemizi sağla, bizi cehennemlik olmaktan kurtar ve bizi sevgili kullarından say.3
V. Kıyamet günü yargılaması
1038 Bütün insanların, adil kişilerle günahkârların dirilişinden sonra Kıyamet günü yargılaması olacaktır. Mezarda olanların hepsinin İnsanoğlunun sesini işitip, mezarlarından çıkacakları saat geliyor; iyilik etmiş olanlar yaşamak, kötülük yapmış olanlar cehennemlik olmak üzere dirilecekler (Yu 5, 28-29). O zaman Mesih İsa kendi görkemi içinde bütün melekleriyle gelecek ( ). Ulusların hepsi Onun önünde toplanacak. O da insanları çobanın keçileri koyunlardan ayırdığı gibi birbirinden ayıracak. Koyunları sağına, keçileri de soluna alacak ( ). Bunlar sonsuz azaba uğrayacak, doğrular ise sonsuz yaşama kavuşacak (Mt 25, 31. 32. 46).
1039 Her insanın Tanrıyla olan gerçek ilişkisi Gerçeğin ta kendisi olan Mesihin huzurunda bütün çıplaklığıyla ortaya dökülecektir.1 Kıyamet günü yargılaması herkesin yeryüzündeki yaşamı boyunca yaptığı iyilikleri ya da yapmayı ihmal ettiklerinin sonuçlarını en ince ayrıntısına kadar ortaya çıkaracaktır:
Kötülerin yaptığı bütün kötülükler kaydediliyor, bunu onlar bilmiyorlar. Tanrı susmadığı (Mzm 50, 3) ( ) gün kötülere dönüp şöyle diyecektir: Zavallı yoksullarımı sizin için yeryüzüne yerleştirdim. Onların lideri olan ben, gökte Babanın sağında tahtta oturuyordum, ama benim üyelerim yeryüzünde açlık çekiyordu. Benim üyelerime yiyecek vermiş olsaydınız, vermiş olduklarınız Başa kadar çıkardı. Zavallı yoksullarımı yeryüzüne yerleştirdiğimde, onları yaptığınız iyi işleri benim hazineme getirecek komisyoncularınız yaptım. Onların eline bir şey vermediğinizden, bende hiçbir şeyiniz yok.2
1040 Kıyamet günü yargılaması Mesihin görkemli gelişi sırasında olacaktır. Bunun olacağı günü ve saati yalnızca Baba biliyor, ne zaman olacağına da O karar verecektir. Oğlu Mesih İsa aracılığıyla bütün tarih üzerinde son sözünü söyleyecektir. O zaman bütün yaratılışın asıl anlamı ile bütün esenlik düzenini anlayacağız ve İlahi Takdirin her şeyi nihai akıbetine götürdüğü şahane yolları kavrayacağız. Kıyamet günü yargılaması Tanrı adaletinin yaratıklar tarafından yapılan bütün haksızlıkların üzerinde olduğunu ve onların hakkından geldiğini ve sevginin ölümden üstün olduğunu gösterecektir.3
1041 Kıyamet günü yargılamasının verdiği mesaj henüz Tanrı insanlara esenlik zamanı, uygun zaman (2 Kor 6, 2) vermişken onları dine dönmeye çağırmasıdır. Kıyamet günü yargılaması insanda kutsal Tanrı korkusunu uyandırır. Tanrı Egemenliği adaletini taahhüt altına alır. İsanın inanmış olanlarda hayranlık uyandırmak ve kendi azizlerinde yüceltilmek üzere (2 Sel 1, 10) yeniden gelişi ile ilgili kutsal umudu (Tit 2, 13) bildirir.
VI. Yeni gökler ve yeni yeryüzü umudu
1042 Dünyanın sonunda Tanrının Egemenliği tamamlanacaktır. Evrensel yargılanmadan sonra ruhlarında ve bedenlerinde yüceltilen doğrular Mesihle birlikte ebediyen egemenlik sürecekler, evren de yenilenecek:
Kilise de her şeyin yenilenme zamanı geldiğinde göksel yücelikte mükemmelliğe erişecek. İnsan ırkı ile birlikte, onun sayesinde kendi kaderine erişen evrenin kendisi de Mesihte mükemmel bir şekilde yenilenecektir1.
1043 İnsanlığı ve dünyayı değiştirecek bu gizemli yenilenmeye Kutsal Kitap yeni gökler ve yeni yeryüzü2 (2 Pet 3, 13) diyor. Bu yerdeki ve gökteki bütün varlıkları (Ef 1, 10) tek bir liderin etrafında, Mesihte birleştirecek Tanrı tasarısının kesin olarak gerçekleşmesidir.
1044 Bu yeni evrende (Ap 21, 5), göksel Kudüste Tanrı insanlar arasında oturacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek; artık ölüm olmayacak; artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak, çünkü eski düzen ortadan kalkmış olacak3 (Ap 21, 4).
1045 İnsan için bu tamamlanma, Tanrının, yolculuk halindeki Kilisenin kutsallaştırıcı görevi4 gördüğü yaratılışın başından beri istediği insan ırkının nihai birleşmesinin gerçekleşmesi olacaktır. Mesihe bağlı olanlar kurtarılmışlar topluluğunu, Tanrının Kutsal Kentini (Ap 21, 2), Kuzunun Kadınını (Ap 21, 9) oluşturacak. Bunlar yeryüzü insanlarını yaralayan ya da mahveden özsaygıdan, pisliklerden,5 günahtan artık yaralanmayacaklar. Tanrı kutlu kılıcı vizyonla kendini tükenmez bir şekilde sevgili kullarına gösterecektir. Bu vizyon tükenmez mutluluk, huzur, karşılıklı birlik kaynağı olacaktır.
1046 Kozmosa gelince, Vahiy insanla maddi dünya arasında derin bir kader birliği olduğunu belirtiyor:
Yaratılış, Tanrı çocuklarının ortaya çıkmasını büyük özlemle bekliyor ( ). Yozlaşmaya olan köleliğinden kurtarılma umudu içinde. ( ) Nitekim bütün yaratılışın bugüne dek doğum sancısı içinde olduğunu biliyoruz. Yalnız yaratılış değil, biz de, Ruhun ilk meyvelerine sahip bizler de bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek iç çekeriz (Rom 8, 19-23).
1047 Gözle görülür evren de dönüşüme uğrayacak, ilk durumuna göre restore edilip, hiçbir engel kalmadan dirilmiş Mesih İsadaki yücelmelerine katılarak doğru kişilerin hizmetinde olacak.6
1048 Dünyanın ve insanlığın tamamlanacağı zamanı bilmiyoruz. Kozmosun dönüşüm modunu bilmiyoruz. Günah tarafından bozulmuş bu dünya gelip geçiyor; ama öğrendiğimize göre Tanrı bize, insanın yüreğinden çıkan bütün arzularını aşan huzur ve mutluluk dolu, adaletin hüküm süreceği yeni bir yer, yeni bir yeryüzü hazırlıyor.1
1049 Yeni yeryüzü bekleyişi içinde olmak, bu yeryüzünü işlemek kaygısını zayıflatmamalı, tersine yeni insan ailesinin geliştiği ve yeni dünyanın şimdiden bazı izlerini gösteren bu dünya için daha çok çalışmayı sağlamalı. Bunun içindir ki, yeryüzündeki ilerlemeler Mesihin Egemenliğinin gelişmesinden belirgin bir şekilde farklı olsa da, insan topluluğuna daha iyi bir düzenleme getirdiği oranda Tanrının Egemenliği için büyük bir önem taşır.2
1050 Yeryüzünde insan onuruna yakışır iyilikleri, kardeşliği ve özgürlüğü -bunlar çalışmalarım௯zın ve doğamızın şahane meyveleridir- Rabbin buyruğuna göre ve Onun Ruhunda gerçekleştirirsek, daha sonra Mesih Babasına ebedi ve evrensel krallığı sunduğunda onları her türlü pislikten arınmış, aydınlatılmış, dönüşmüş olarak bulacağız.3 O zaman Tanrı ebedi yaşamda herkeste her şey (1 Kor 15, 28) olacaktır:
Baba var olan gerçek yaşamdır. Göksel armağanlarını Oğlu aracılığıyla ve Kutsal Ruhta herkese istisnasız akıtır. Onun inayeti sayesinde biz insanlar da ebedi yaşam sözü aldık.4
ÖZET
1051 Her insan ölümünden itibaren ölümsüz ruhunda ölülerin ve dirilerin yargıcı Mesih tarafından özel bir yargılamada ebedi ödülünü alır.
1052 Mesihin nurunda ölenlerin ruhlarının ölümden sonra Tanrının Halkını oluşturduğuna inanıyoruz. Ölüm, yeniden bedenlerine bürünerek dirilecekleri gün nihai bir şekilde zapt edilecektir.5
1053 Cennette İsa ile Meryem Ananın etrafında toplanan kalabalığın göksel Kiliseyi oluşturduğuna inanıyoruz. Onlar ebedi mutluluk içinde Tanrıyı olduğu gibi görüyorlar. Orada değişik derecelerde kutsal meleklerin eşliğinde yücelik içindeki Mesih tarafından icra edilen Tanrısal yönetime katılıyorlar. Bizler için arabuluculuk yapıyor ve üzerimize titreyerek kardeş kaygısıyla zayıflıklarımızda bize yardımcı oluyorlar.1
1054 Tanrının dostluğu ve nuru içinde ölenler, ama henüz tam olarak arınmamış olanlar, ebedi esenliklerini garanti altına almış olmalarına karşın, Cennet mutluluğuna girmek için gerekli kutsallığı elde etmek amacıyla öldükten sonra bir arınmadan geçerler.
1055 Kilise azizler birliği sayesinde, ölüler için Tanrıdan şefaat dilenmesini, onlar için dualar ve özellikle Efkaristiya kurbanı sunmayı salık verir.
1056 Kilise Mesihin izinde yürüyerek inanlıları cehennem olarak adlandırılan üzücü ve acı ebedi ölüm gerçeği2 karşısında uyarır.
1057 Cehennemdeki en büyük azap, sırf onun için yaratılmış olduğu ve özlem duyduğu mutlu yaşama yalnızca Tanrıda sahip olabilecekken, Tanrıdan ebediyen ayrı kalmaktır.
1058 Kilise hiç kimsenin mahvolmaması için dua eder: Rab, senden ayrılmama hiç izin verme. Hiç kimsenin kendi başına kurtulamayacağı ne kadar doğruysa, Tanrının herkesin kurtulmasını istemesi (1 Tim 2, 4) de o kadar doğrudur, Onun için her şey mümkündür (Mt 19, 26).
1059 Çok Kutsal Roma Kilisesi Kıyamet günü yargılamasında bütün insanların kendi bedenleriyle Mesihin mahkemesine çıkarak davranışları hakkında hesap vereceklerine inanmakta ve bunu kesin olarak dile getirmektedir.3
1060 Dünyanın sonunda Tanrının Egemenliği kusursuz bir şekilde gelecektir. O zaman doğrular ruhlarında ve bedenlerinde yüceltilmiş olarak Mesihle birlikte ebediyen hüküm sürecekler, maddi evrenin kendisi de değişecektir. Tanrı o zaman ebedi yaşamda herkeste her şey (1 Kor 15, 28) olacaktır.
AMİN
1061 Credo, aynı zamanda Kutsal Kitabın son kitabı,4 İbranice bir sözcük olan Amin sözcüğü ile bitiyor. Bu sözcüğe Yeni Antlaşma kitabında yer alan birçok duanın sonunda rastlamak mümkün. Aynı şekilde, Kilise de dualarını Amin ile noktalıyor.
1062 İbranice Amin sözcüğü inanmak sözcüğü ile aynı kökten gelir. Bu kök istikrarı, sadakati, güvenilirliği ifade eder. İşte onun içindir ki Amin Tanrının bize olan sadakatini ve bizim Ona olan güvenimizi anlatır.
1063 İşaya Peygamberde gerçeğin Tanrısı (sözcüğü sözcüğüne Aminin Tanrısı) ifadesini buluyoruz, bu Tanrının kendi sözüne sadık kaldığı anlamına gelir: Kim ki, yeryüzünde kendisini kutlu kılmak ister, vefalı Tanrı ile kendisini kutlu kılacaktır (İş 65, 16). Rabbimiz İsa da öğretisinin güvenilir olduğunun, Tanrının Gerçeğine dayalı Otoritesinin altını çizmek için sık sık Amin sözcüğünü,1 hatta bazen yineleyerek2 kullanıyor.
1064 Credonun son sözcüğü olan Amin, İnanıyorum sözcüğünü yeniden ele alarak pekiştiriyor. İnanmak, Kısacası Tanrının buyruklarına, vaatlerine ve sözlerine Amin demektir. Mükemmel sadakat ve sonsuz sevginin Amini olan Kişiye tam olarak güvenmektir. Hıristiyan yaşamının her günü vaftizdeki imanımızda dile getirdiğimiz inanıyorumun Amini olacaktır.
İnanç İlkelerin senin için bir ayna gibi olsun. Onda kendine bak. İnandığını söylediğin şeye inanıp inanmadığını gör. İmanınla her gün gurur duy.3
1065 Mesih İsanın kendisi Amindir (Ap 3, 14). O Babanın bizlere olan sevgisinin kesin Aminidir; bizim Babaya olan Aminimizi üzerine alıp tamamlıyor. Tanrının bütün vaatleri Mesihte evettir; bu nedenle Tanrının yüceliği için Mesihin aracılığıyla Tanrıya Amin diye sesleniriz (2 Kor 1, 20).
Onun aracılığıyla, Onunla birlikte ve Onda ve Kutsal Ruhun birliğinde şimdi ve sonsuza dek tüm şeref ve yücelikler Herşeye Kadir Baba Tanrıya olsun. AMİN.