DÖRDÜNCÜ KISIM

 

HIRİSTİYAN DUASI

  

 

BİRİNCİ ANABÖLÜM

 

Hıristiyan yaşamında duanın yeri

 

2558 “İmanın gizi büyüktür.” Kilise bunu Havarilerin İnanç İlkelerinde (birinci kısım) açıkça ifade etmekte ve litürji ayininde kutlamaktadır (ikinci kısım) öyle ki inanlıların yaşantısı Tanrı Baba’nın Yüceliği için Kutsal Ruh’ta Mesih’e uyum sağlasın (üçüncü kısım). Bu giz inanlıların ona inanmalarını, onu kutlamalarını ve canlı ve gerçek Tanrı’yla canlı ve kişisel bir ilişki yaşamalarını zorunlu kılar. Bu ilişkiye dua diyoruz.

 

Dua nedir?

 

Benim için dua bir yürek atılımıdır, göğe doğru çevrilen yalın bir bakıştır, sıkıntı içindeyken de sevinç içindeyken de atılan bir minnet ve sevgi feryadıdır.1

 

Tanrı’nın armağanı olarak dua

 

2559 “Dua ruhun Tanrı’ya doğru yükselişidir ya da uygun dilekleri Tanrı’dan dilemedir.”2 Dua ettiğimizde nereden konuşuruz? Gururumuzun ve kendi irademizin üstünden ya da alçakgönüllü ve pişman bir yüreğin “derinliklerinden” (Mzm 130, 14) konuşuruz. Alçalan kişi yüceltilendir.3 Alçakgönüllülük duanın temelini oluşturur. “İyi dua etmek için ne istememiz gerektiğini bilmiyoruz” (Rom 8, 26). Alçakgönüllülük dua yeteneğini elde etmek için en uygun durumdur: İnsan Tanrı’nın gözünde bir dilencidir.4

 

2560 “Tanrı armağanının kim olduğunu bilseydin!” (Yu 4, 10). Duanın güzelliği suyumuzu tedarik etmek için geldiğimiz kuyu başlarında ortaya çıkar: Orada Mesih her insanı karşılamaya gelir, bizleri ilk arayan ve bizden su isteyen Odur. İsa susuzdur, susuzluğu bizleri isteyen Tanrı’nın derinliklerinden gelir. Dua, ister bilincinde olalım ister olmayalım, Tanrı’nın susuzluğu ile bizim susuzluğumuzun buluşmasıdır. Tanrı Kendisine olan susuzluğumuza susamıştır.5

 

2561 “Ondan su isterdin, O da sana diri su verirdi” (Yu 4, 10). Dua dileğimiz paradoks kabilinden bir yanıttır. Diri Tanrı’ nın yakınmasına bir yanıttır: “Kendilerine su tutmayan çatlak sarnıçlar kazmak için beni diri suların Kaynağına terk ettiler!” (Yer 2, 13). Bu, hakedilmemiş esenlik sözüne imanın yanıtıdır,1 biricik Oğulun susuzluğuna sevgi yanıtıdır.2

 

Antlaşma olarak dua

 

2562 İnsanın dua etme ihtiyacı nereden geliyor? sözler ve hareketler bakımından duanın dili nasıl olursa olsun dua eden daima insanın tümüdür. Duanın çıktığı yeri belirtmek gerekiyorsa, Kutsal Yazılar bu yere bazen ruh ya da akıl, çoğu zaman da yürek (bin kezden fazla) diyorlar. Dua eden yürektir. Yürek Tanrı’dan uzaksa, dua boştur.

 

2563 Yürek bulunduğum, oturduğum yerdir (Samice ya da Kutsal Kitabın ifadesine göre de: “indiğim”). Yürek aklımızın ve başkasının kavrayamayacağı kendi merkezimizdir; oraya kadar ancak Tanrı’nın Ruhu inebilir ve onu tanıyabilir. Yürek en derin psişik eğilimlerimizin yargı yeridir. Yürek yaşamı ya da ölümü seçtiğimiz gerçeğin yeridir. Yürek buluşma yeridir, Tanrı’nın suretinde olduğumuz için Onunla ilişki içindeyiz. Yürek antlaşmanın yapıldığı yerdir.

 

2564 Hıristiyan duası Mesih’te Tanrı’yla insan arasındaki antlaşma ilişkisidir. Dua Tanrı ile insanın eylemidir; bizden ve Kutsal Ruh’tan çıkar, insan olan Tanrı’nın Oğlunun insani iradesiyle uyum içinde olarak tamamen Baba’ya doğru yönelir.

 

Birlik olarak dua

 

 

2565 Yeni Antlaşma’da, dua Tanrı’nın çocuklarının, Oğlu Mesih İsa ve Kutsal Ruh’la birlikte sonsuz derecede iyi Babalarıyla olan canlı ilişkisidir. Tanrı Egemenliğinin lütfu “Kutsal Üçlü-Birlik’in bütününün ruhun bütünüyle birliğidir”3. Şu halde dua yaşamı genellikle üç kez Kutsal olan Tanrı’nın huzurunda bulunmak ve Onunla bir olmak demektir. Bu yaşam birliği her zaman mümkündür, çünkü Vaftiz aracılığıyla Mesih’le aynı varlık olduk.4 Dua Mesih’le ve tamamiyle Onun Bedeni olan Kiliseyle birlik olduğu takdirde Hıristiyan duasıdır. Boyutları Mesih’in Sevgisinin boyutlarıdır.5

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Duanın açınlaması

 

Herkesin duaya çağrılması

 

2566 İnsan Tanrı’yı arıyor. Tanrı yaratılışla her varlığı yokluktan varlığa getirdi. “Şan ve şerefle donatılan” (Mzm 8, 6) insan meleklerden sonra, “Rab’bin adının tüm yeryüzünde ne yüce olduğunu bilir” (Mzm 8, 2). Günahla Tanrı’ya olan benzerliğini yitirmesine rağmen insan Yaradanın suretinde kalmaya devam eder. Kendisini varlığa çağıran Kişi’nin arzusunu içinde taşımaya devam eder. Bütün dinler insanın özünden gelen bu arayışını ifade ederler.1

 

2567 Tanrı insanı ilk çağırandır. İnsan ister Yaradanını unutsun ya da Yüzünden uzaklaşarak gizlensin, putların ardından koşsun ya da Tanrı’yı kendisini terk etmekle suçlasın, diri ve gerçek Tanrı her kişiyi bıkmadan duadaki gizemli karşılaşmaya çağırmaktadır. Sadık Tanrı’nın bu sevgi tutumu duada her zaman önce gelir, insanın tutumu ise daima buna bir yanıttır. Tanrı kendisini açınladıkça insan da kendi kendisine açınlanmış olur, dua karşılıklı bir çağrı, bir antlaşma dramı olarak ortaya çıkar. Bu dram sözlerle ve davranışlarla yüreği yükümlülük altına sokar. Tüm esenlik tarihi boyunca kendisini ifşa eder.

 

1. KONU

 

Eski Ahit’te

 

2568 Eski Ahit’teki dua açınlaması insanın günaha düşmesi ile yine doğru yolu bulması arasında, Tanrı’nın ilk evlatlarına yapmış olduğu kederli çağrısı “Neredesin? (…) Ne yaptın?” (Yar 3, 9. 13) ile biricik Oğlunun dünyaya girerken verdiği “Ey Tanrım, işte senin isteğini yapmak için geldim” (İbr 10, 5-7) yanıtı arasında yer alır. Dua böylece insanlık tarihine bağlı olarak tarihin olayları içinde Tanrı’yla olan ilişkiye denir.

 

Yaratılış - dua kaynağı

 

2569 Dua yaratılış realitelerinden itibaren yaşamaya başlar. Yaratılış kitabının ilk dokuz bölümü Tanrı’yla olan bu ilişkiyi Kain’in sürüsünün ilk doğanlarının bir sungusu olarak,1 Enoş tarafından Tanrı adının yakarılışı olarak,2 “Tanrı yolunda yürümek” (Yar 5, 24) olarak betimler. Nuh’un sungusundan Tanrı “hoşnuttur”; Tanrı Nuh’u ve onun aracılığıyla tüm yaratılışı3 kutsar, çünkü onun kusursuz ve adil bir yüreği vardır: O da “Tanrı yolunda gider” (Yar 6, 9). Bu dua tarzı tüm dinlerdeki sayısız adil kişi tarafından yaşanmıştır.

 

Canlı varlıklarla4 bu değişmez birleşmede Tanrı insanları daima Kendisine dua etmeye çağırır. Özellikle de Eski Ahit’ te duanın açınlandığı atamız İbrahim’den itibaren.

 

Vaat ve iman duası

 

2570 Tanrı çağırır çağırmaz, İbrahim “Rab’bin buyurduğu gibi yola çıktı” (Yar 12, 4): Yüreği “Söze tamamen tabi” olarak itaat etti. Tanrı’ya göre karar veren yüreği dinleme, duanın esasını oluşturur. Sözler bu dinlemenin hizmetindedir. İbrahim’in duası önce davranışlarda kendisini ifade eder: Suskun adam her evrede Rab’be bir mihrap inşa etti. Ancak daha sonra sözle yaptığı ilk duası ortaya çıkar: Gerçekleşmemiş gibi görülen Tanrı’nın verdiği sözlere örtülü bir yakınma.5 Dua dramının ilk görünümlerinden biri böylece daha başlangıçta ortaya çıkmış olur: Tanrı’ya sadakat konusunda imanın sınanması.

 

2571 İbrahim Peygamber Tanrı’ya inandığı,6 onun huzurunda ve Onunla birlikte yürüdüğü7 için gizemli konuğunu çadırına kabul etmeye hazırdı: Vadedilen gerçek Oğul’un bildirilmesinin önbelirtisi olan Mamre’deki şahane konukseverlik.8 Tanrı tasarısını İbrahim’e açtığından beri, İbrahim’in yüreği Rab’bin insanlara olan acıması ile uyum içine girmiştir. Bu nedenle yılmaz bir güvenle onlar için şefaat dilemeye cesaret eder.9

 

2572 “Vaatleri almış olan” (İbr 11, 17) İbrahim’den imanı sınanarak Tanrı’nın kendisine vermiş olduğu oğlunu kurban etmesi istenir. İmanı sarsılmadan, “yakılan adak için kuzuyu Tanrı’nın kendisinin sağlayacağını” (Yar 22, 8), “Tanrı’nın ölüleri bile diriltebileceğini” (İbr 11, 19) düşündü. Böylece inanlıların babası öz Oğlunu bile esirgemeyen, Onu hepimiz için feda eden1 Baba’ya benzemiş oldu. Dua insanı Tanrı’nın benzerliğine dönüştürür ve onun birçoklarını kurtaran Tanrı’ nın sevgisinin gücüne katılmasını sağlar.2

 

2573 Tanrı, İsrail’in on iki kavminin atası olan Yakub’a verdiği sözü yeniliyor.3 Yakup kardeşi Esav’la karşılaşmadan önce, bütün gece kendisine adını açıklamayan gizemli “biriyle” güreş tuttu, tan ağarırken gitmeden önce onu kutsadı. Kilise’nin dini geleneği bu öyküde, iman için mücadele eden, direnmenin zafere ulaştırdığı duanın simgesini görmektedir.4

 

Musa ve aracının duası

 

2574 Verilen söz gerçekleşmeye başlayınca (Paskalya, Mısır’ dan Çıkış, Kutsal Yasa’nın armağan edilmesi ve Antlaşma’ nın sonucu) Musa’nın duası “Tanrı ile insanlar arasında tek Aracı olan Mesih İsa’da” (1 Tim 2, 5) gerçekleşecek olan şefaat duasının dokunaklı simgesi haline gelir.

 

2575 Burada da, ilk adımı atan Tanrı’dır. Musa’yı yanar Çalılığa çağırır.5 Bu olay Yahudi ve Hıristiyan dini geleneğinde duanın temel simgelerinden biri olarak kalacaktır. Nitekim, “İbrahim’in, İzak’ın ve Yakub’un Tanrısı” kulu Musa’yı çağırıyorsa, bunu insanların yaşamasını isteyen Canlı Tanrı olduğu için yapar. Kendisini onları kurtarmak için açınlar, ancak tek başına değil ve onlara rağmen değil: Musa’yı acımasına, esenlik işine katmak için çağırır. Bu misyonda sanki Tanrısal bir yakarma vardır, Musa da uzun bir tartışmadan sonra iradesini Kurtarıcı Tanrı’nın iradesine uyduracaktır. Tanrı’nın kendini açtığı bu diyalogda Musa da dua etmesini öğrenir: Musa kaçmaya çalışır, itiraz eder, özellikle dilekte bulunur, dileğine karşılık olarak Tanrı ona büyük işlerinde ortaya çıkacak sözle anlatılamaz adını söyler.

 

2576 “Tanrı Musa ile bir adam arkadaşı ile nasıl söyleşir ise, öyle yüz yüze söyleşirdi” (Çık 33, 11). Musa’nın duası Tanrı’ nın kulunun misyonuna sadık kaldığı gönül gözüyle yapılan duaya özgü nitelikleri taşır. Musa Rab’le uzun uzun görüşmek, Onu dinlemek ve Ona isteklerini bildirmek için çoğu zaman dağa çıkardı, sonra dağdan inerek halka Tanrısının sözlerini aktarırdı, ve halka rehberlik ederdi. “Bütün evim ona emanettir, onunla yüz yüze, ağız ağıza açıkça konuşuyorum” (Sayı 12, 7-8), zira “Musa çok alçakgönüllü biriydi, yeryüzündeki insanların en alçakgönüllüsüydü” (Sayı 12, 3).

 

2577 Sadık, ve kolayca hiddetlenmeyen ve sevgi dolu1 Tanrı’yla olan bu samimiyetten Musa güç ve arabuluculuğunun sebatını aldı. Maleklerle2 yapılan savaş boyunca ya da Miryam’ın iyileşmesini3 sağlamak için Musa arabuluculuk yapar. Özellikle de halkın dinden sapması üzerine halkı kurtarmak için4 Tanrı’nın önünde “gedik üzerinde” (Mzm 106, 23) durur. Buradan açıkça arabuluculuğun da gizemli bir mücadele olduğu görülüyor. Musa’nın duaya getirdiği gerekçeler Yahudi halkının büyük dua adamlarına olduğu kadar Kilise’ ye de cesaret esinleyecektir. Tanrı sevgidir, bu nedenle adil ve sadıktır; kendisiyle çelişmez. Yaptığı harika işleri anımsamalıdır. Onuru söz konusudur; kendi adını taşıyan halkını terk edemez.

 

Davut ve kralın duası

 

2578 Tanrı Halkının ibadeti doğrudan doğruya Tanrı’nın evinin gölgesinde gelişecektir; önce antlaşma sandukası çevresinde daha sonra da Tapınakta. Halka önce, onlara rehberlik eden rahipler ve peygamberler dua etmeyi öğreteceklerdir. Samuel çocukken annesi Anna’dan “Tanrı’nın huzurunda durmayı”5, rahip İlya’dan da Tanrı’nın Sözünü nasıl dinlemesi gerektiğini öğrendi: “Söyle, Rab, çünkü kulun seni dinliyor” (1 Sam 3, 9-10). Daha sonra, arabuluculuğun nasıl bir yük olduğunu ve nasıl bir bedeli olduğunu öğrenecektir: “Sizin için dua etmekten ve size iyi ve doğru yolu öğretmekten vazgeçmekle Rab’be karşı suç işlemekten kaçınmalıyım” (1 Sam 12, 23).

 

2579 Davut “Tanrı yüreğine göre” en üstün kraldır, halkı için ve onun adına dua eden çobandır. Onun Tanrı iradesine uyması, Tanrı’yı övmesi ve pişmanlığı halkın duasına örnek oluşturacaktır. Tanrı tarafından meshedilen duası Tanrı vaadine sıkıca sarılma,6 tek Rab ve tek Kral olan Kişi’ye olan sevinçli ve sevgili güvendir. Mezmurlarda Davut, Yahudi ve Hıristiyan duasını Kutsal Ruh’la esinlenerek yaratan ilk peygamberdir. Davut’un Oğlu ve gerçek Mesih’in duası, bu duanın anlamını açınlayacak ve gerçekleştirecektir.

 

2580 Kudüs Tapınağını, Davut’un inşa ettirmek istediği dua evini, onun oğlu Süleyman yapacaktır. Tapınağın İthaf duası, Tanrı’nın vaadine ve onun antlaşmasına, adının Halkının arasında etkileyici varlığına ve Mısır’dan çıkıştaki büyük olayların anısına dayanır.1 Tüm uluslar Onun tek Tanrı olduğunu ve halkının tüm yüreğiyle Ona ait olduğunu bilsin diye kral ellerini göğe kaldırarak Rab’be kendisi için, bütün halkı için, gelecek kuşaklar için, günahlarının affı için ve günlük ihtiyaçları için yakarır.

 

İlya, peygamberler ve yürekten dine dönme

 

2581 Tapınak, Tanrı Halkı için ibadet etmeyi öğreneceği yer olmalıdır: Haclar, bayramlar, kurbanlar, gece kurbanları, buhur, “teklif” ekmekleri, Çok Yüce ve Çok Yakın Tanrı’nın Yüceliğinin ve Kutsallığının tüm bu işaretleri ibadet yolları ve çağrılardı. Ne yazık ki ritüalizm çoğu zaman halkı daha çok şekilci bir kült uygulamaya sürüklüyordu. Bu nedenle iman ve yürekten dine dönme eğitimi gerekiyordu. Bu da Çıkış’tan hem önce hem de sonra peygamberlerin misyonuydu.

 

2582 İlya peygamberlerin, “Yakup’un Tanrısının yüzünü arayan insanların” (Mzm 24, 6) babasıdır. İlya adı “Rab Tanrımdır”, peygamberin Karmel2 dağındaki duasına karşılık halkın feryadını bildirir. Havari Yakup bizleri duaya teşvik etmek için ona gönderir: “Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir” (Yk 5, 16b-18).

 

2583 Kerit Çayı’ndaki inzivası sırasında merhameti öğrendikten sonra Tsareftalı dul kadına ısrarlı duasıyla kanıtladığı Tanrı Sözüne iman etmeyi öğretir: Tanrı dul kadının çocuğunu hayata döndürür.3

Tanrı Halkının imanının kesin olarak sınandığı Karmel dağındaki kurban sırasında, onun yakarışına karşılık olarak Rab’bin ateşi “akşam kurbanının sunulduğu saatte” kurbanı yakar. “Yanıt ver Rab’bim, yanıt ver”; bunlar Doğu litürjilerinde efkaristiya epiklesis’inde tekrar edilen İlya’nın sözleridir.4

Sonunda, canlı ve gerçek Tanrı’nın kendi halkına açınlandığı yere doğru, çöle doğru yola çıkar, İlya, Musa gibi Tanrı’ nın gizemli Varlığı geçene dek “bir kaya oyuğunda” büzülüp kalır.1 Yüzünü görmeyi aradıkları Kişi kendisini ancak Transfigürasyon olayının meydana geldiği dağda gösterecektir:2 “Tanrı’nın Yüceliği” ancak haça gerilmiş ve dirilmiş “Mesih’in yüzünde müşahede edilecektir”.3

 

2584 Peygamberler misyonları için gerekli gücü “Tanrı’yla baş başa” olduklarında alırlar. Onların duaları inançsız dünyadan bir kaçış değil, ama Tanrı sözüne kulak vermedir, kimi zaman bir görüşme ya da bir serzeniştir, ama daima tarihin Rab’bi, Kurtarıcı Tanrı’nın müdahalesini hazırlayan ve bekleyen bir şefaattir.4

 

Mezmurlar, cemaatin duası

 

2585 Davut’tan Mesih’in gelişine dek kutsal kitaplarda hem insanın kendisi için hem de başkaları için duayı derinleştirmenin yollarını gösteren dua metinleri bulunur.5 Mezmurlar parça parça beş bölümlük bir kitap halinde toplandı: Mezmurlar (ya da “Övgüler”) Eski Ahit’te yer alan bir dua şaheseridir.

 

2586 Mezmurlar Tanrı Halkının cemaat olarak, Kudüs’teki büyük bayramlarda ve her sept havralarda duasının ifadesi ve besinidir. Bu dua hem kişisel olarak hem de cemaat halinde yapılır; bütün insanları ve bütün dua edenleri ilgilendirir; bu dua kutsal Topraklardan ve Diaspora’daki cemaatlerden yükselir ve tüm yaratılışı kucaklar; geçmişteki kurtarıcı olayları anımsatır ve tarihin tamamlanmasına kadar uzanır; Tanrı’nın şimdiden gerçekleşmiş vaatlerini anımsatır ve onları kesin olarak tamamlayacak Mesih’in gelişini bekler. Mesih’te dua edilmiş ve gerçekleşmiş Mezmurlar, Onun Kilisesinde temel dualar olarak kalmaktadır.6

 

2587 Zebur Tanrı Sözünün insan duası şeklini aldığı kitaptır. Eski Ahit’te yer alan diğer kitaplarda “Tanrı’nın insanlar için yaptığı işler anlatılır ve bunların içerdiği giz açığa çıkarılır”.7 Zebur’da, Zebur yazarının sözleri, Tanrı’nın esenlik işlerini Tanrı için terennüm ederek ifade eder. Tanrı’nın işini ve insanın yanıtını aynı Kutsal Ruh esinler. Mesih her ikisini de birleştirir. Onda Mezmurlar bize nasıl dua edeceğimizi öğretmeye devam eder.

 

2588 Mezmurların çokbiçimli dua ifadeleri gerek Tapınaktaki litürjide gerek insan yüreğinde biçim bulur. İster ezgi, ister sıkıntı halinde yapılan dua ya da şükran duası olsun ister kişisel yakarış yada cemaat halinde yakarış duası olsun, ister krallar için yapılan dua ya da hac duası olsun, ister bilgelik aracısı olsun mezmurlar Tanrı’nın halkının tarihindeki harikalarının ve Zebur yazarının yaşamış olduğu olayların bir aynası niteliğindedir. Bir mezmur geçmişteki bir olayı yansıtabilir ve öylesine makuldür ki her zamanda ve her durumda insanlar tarafından gerçek içinde dua olarak okunabilir.

 

2589 Mezmurlarda müşterek birçok nokta vardır. Duanın sadeliği ve kendiliğindenliği ve yarattığı her iyi şey aracılığıyla Tanrı’nın Kendisini arzu etme. Mezmurlarda inanlının içinde bulunduğu sıkıntılı durum, Rab’bi sevmeyi tercih ettiği için karşılaştığı bir sürü düşman ve ayartmayla karşı karşıya bulunması, sevgisinden emin olunan ve iradesine güvenilen sadık Tanrı’dan medet umma. Mezmurlarla duanın temelinde daima övgü vardır, kitabın başlığı da bize bunu anlatıyor: “Övgüler.” Cemaatin kültü için bir araya getirilen mezmurlar duaya çağrı ve ona yanıt olarak söylenen ilahi anlaşılabilir: “Alleluya!”, “Rab’be şükredin!”

 

Bir mezmurdan daha değerli ne olabilir? Bu nedenle Davut çok isabetli olarak şunu söylemiş: “Rab’be şükredin, zira Mezmur iyi bir şeydir; Tanrımıza sunduğumuz hoş ve güzel bir Şükürdür!” Bu doğrudur. Çünkü Mezmur halk tarafından ifade edilen övgü, cemaat tarafından dile getirilen bir şükür, herkesin alkışı, evren tarafından söylenen sözü, Kilise’nin sesi, iman ikrarının melodisidir.1

 

ÖZET

 

2590 “Dua ruhun Tanrı’ya doğru yükselmesidir ya da uygun iyilikleri Tanrı’dan istemedir.”2

 

2591 Tanrı bıkmadan her insanı kendisiyle olan gizemli görüşmeye çağırır. Dua Tanrı ile insan arasındaki karşılıklı bir çağrı gibi tüm esenlik tarihine eşlik eder.

 

2592 İbrahim ile Yakup’un duası Tanrı’nın sadakatine ve güvenine olan bir iman mücadelesidir ve sebat edene vadedilen zaferin güvencesidir.

 

2593 Musa’nın duası canlı Tanrı’nın kendi halkının esenliği için girişimine bir yanıttır. Tek arabulucu Mesih İsa’nın şefaat duasının bir önbelirtisidir.

 

2594 Tanrı Halkının duası Tanrı’nın yeryüzünde hazır bulunduğu evinin, kutsal sandukanın ve Tapınağın gölgesinde, ruhani liderlerin, özellikle kral Davut ve peygamberlerin yönetiminde gelişir.

 

2595 Peygamberler Tanrı’nın yüzünü şevkle ararken insan yüreğini tövbe etmeye çağırırlar; peygamberler İlya peygamber gibi halka aracı olurlar.

 

2596 Mezmurlar (ya da “Övgüler”) Eski Ahit’te yer alan bir dua şaheseridir. birbirinden ayrılmaz İki bileşeni vardır: Kişisel ve cemaat ile ilgili. Tarihin tüm boyutlarına yayılır, şimdiden gerçekleşmiş Tanrı’nın vaatlerini anımsatır ve Mesih’in gelmesini umut eder.

 

2597 Mesih’te gerçekleşen ve dua olarak okunan mezmurlar Kilisenin ibadetinin sürekli ve temel öğesidir. Her zamana ve her insana göre adapte edilmişlerdir.

 

2. KONU

 

Zaman dolduğunda

 

2598 Dua olayı bize insan halini alan ve aramızda bulunan Kelâm’da tamamen açınlanmıştır. İncil’de bize duayı bildiren tanıklar aracılığıyla duayı anlamaya çalışmak Kutsal Rab İsa’ya yanar Çalılık gibi yaklaşmak demektir: Önce Onu duada seyretmek, sonra bize nasıl dua edileceğini öğretirken onu dinlemek, son olarak da duamızı nasıl kabul ettiğini bilmek.

 

İsa dua ediyor

 

2599 Bakire’nin Oğlu olan Tanrı’nın Oğlu insan yüreğinde nasıl dua edileceğini öğretti. Herşeye Kadir’in “büyük işlerini” derin düşünerek yüreğinde saklayan1 annesine dua etmesini öğretti. İsa duayı Nasıra havrasında ve Tapınak’ta halkının dua ettiği söz ve biçimlerle öğretti. Onun duası on iki yaşındayken ima ettiği gibi gizli bir kaynaktan çıkıyor gibiydi: “Babamın işleriyle uğraşmam gerekiyor” (Lk 2, 49). Burada zaman dolduğunda duanın yeniliği açığa çıkmaya başlıyor: Baba’nın çocuklarından beklediği bir çocuğa yaraşır dua en sonunda biricik Oğul’un Kendi İnsanlığında insanlarla ve insanlar için yerine getirilecektir.

 

2600 Luka’ya göre İncil Mesih’in görevinde duanın anlamını ve Kutsal Ruh’un etkinliğinin altını çiziyor. İsa misyonunun önemli anlarından önce dua ediyor: Baba Ondan Vaftizi1 ve Transfigürasyonu2 sırasında hoşnut olduğunu belirtmeden önce ve Baba’nın sevgi tasarısını acı çekerek gerçekleştirmeden önce3. İsa havarilerini misyona göndermeden önce de dua ediyor: Onikileri seçmeden ve çağırmadan önce,4 Petrus’un Ona “Tanrı’nın Mesih’i”5 demesinden önce, havarilerin liderinin imanının ayartma karşısında zayıflamaması için6. İsa’nın Baba’nın ondan gerçekleştirmesini istediği esenlik olaylarını yapmadan önceki duası kendi insani iradesinin Baba’nın sevgili iradesine alçakgönüllü ve güvenli bir teslimiyetidir.

 

2601 “İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri Ona ‘Rab, bize dua etmeyi öğret’ dedi” (Lk 11, 1). Mesih’in müridi dua etmeyi Efendisinin dua edişini görerek arzulamıyor mu? Efendisinden dua etmeyi öğrenebilir: Çocuklar da Oğulun babasına nasıl dua ettiğini gözlemleyerek ve işiterek dua etmeyi öğrenirler.

 

2602 İsa çoğu zaman ayrı bir yere çekilerek, yalnızlık içinde, dağda, tercihen geceleyin dua ederdi.7 O madem ki insan olarak insan doğasını üzerine aldı, duasında kendisini sunarken bütün insanları da taşıyarak babasına sunar. O beden almış Söz olarak insani duasıyla “Kardeşlerinin” (İbr 2, 12) yaşadıklarının her şeyine katılır; onları zayıflıklarından kurtarmak için zayıflıklarını paylaşır.8 Baba Onu bu nedenle gönderdi. Sözleri ve yaptığı işler “gizlideki” duasının gözle görülür bir belirtisidir.

 

2603 İncil yazarları Mesih’in görevini icra ederken açıkça iki duasını belirtmişlerdir. Her iki dua da şükranla başlıyor. Birincisinde,1 İsa Babasına Tanrı’nın Egemenliğinin gizlerini bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara (gerçek mutluluklardaki yoksullara) açtığı için şükrediyor. “Evet, Baba!” feryadı yüreğinin derinliklerinden Baba’nın hoşuna gidene katıldığını gösterir. Annesinin Ona gebe kaldığında söylediği “Fiat”ın bir yankısıdır. Mesih’in feryadı, ölmeden önce Babasına söylediği Evet’in bir önbelirtisidir. İsa’nın bütün duası seven insan yüreğinin Baba’nın iradesinin sırrına (Ef 1, 9) rıza göstermesidir.

 

2604 İkinci dua ise havari Yuhanna2 tarafından belirtilen Lazarus’un dirilişinden önce İsa tarafından söylenmiş duadır. İsa duadan önce şükranlarını dile getiriyor: “Baba, isteğimi yerine getirdiğin için Sana şükrederim.” Bu Baba’nın İsa’nın her isteğini yerine getirdiğini gösterir. İsa hemen şu sözleri ekliyor: “Her zaman her isteğimi yerine getirdiğini biliyorum.” Bu da İsa’nın sürekli olarak dilekte bulunduğunu ifade etmektedir. Şükürle başlayan İsa’nın duası bize nasıl isteyeceğimizi gösterir: İsa istenen dilek yerine gelmeden önce dileği yerine getiren ve kendini armağanlarında veren Kişi’ye rıza gösterdiğini belirtir. Verici verilen armağanlardan daha değerlidir, O “Hazine”dir, Oğlunun yüreği Ondadır; armağan ise “fazlasıyla”3 verilecektir.

 

İsa’nın “yüce rahiplik” duası4 esenlik ekonomisinde eşsiz bir yer tutar. Birinci anabölümün sonunda incelenecektir. Bu dua Baş Rahibimizin daima güncel olan duasını açınlamakta ve Onun bize öğrettiği Babamıza söylediğimiz duada olanları içermektedir, bu da ikinci anabölümde sunulacaktır.

 

2605 Baba’nın sevgi tasarısını gerçekleştirme Zamanı geldiğinde İsa Oğul olarak yaptığı duasının kavranılamaz derinliğini şöyle bir sezinletiyor. Bu derinlik sadece isteyerek kendini teslim etmeden önce dediği sözde [“Baba… benim isteğim değil, senin isteğin olsun” (Lk 22, 42)] değil, ama dua etmek ile kendini feda etmenin bir yaptığı Haç üzerindeki son sözlerinde kendini gösterir:

 

“Baba, onları bağışla, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” (Lk 23, 34).

“Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” (Lk 23, 43).

“Kadın, işte oğlun!”… -“İşte annen!” (Yu 19, 26-27).

“Susadım!” (Yu 19, 28).

“Tanrım, Tanrım beni niçin terk ettin?”1 (Mk 15, 34)

“Tamamlandı” (Yu 19, 30)

“Baba, ruhumu senin ellerine bırakıyorum” (Lk 23, 46).

 

Daha sonra İsa “yüksek sesle çığlık atarak” ruhunu verdi.2

 

2606 Tüm zamanlardaki ölümün ve günahın kölesi insanlığın tüm sıkıntılarının, esenlik tarihinin tüm istek ve şefaatleri Cisimlenmiş Kelâm’ın bu Çığlığında toplanmıştır. İşte Baba her türlü umudun ötesinde bunları kabul ediyor ve Oğlunu dirilterek bunları yerine getiriyor. Böylece Esenlik ve yaratılış ekonomisinde dua yolu gerçekleşmiş ve tamamlanmış olur. Zebur bize bunun Mesih’teki anahtarını veriyor. Baba Dirilişin Bugününde şöyle diyor: “Sen, benim Oğlumsun; Seni bugün doğurdum. Dile benden, Sana miras olarak ulusları, mülk olarak yeryüzünün dört yanını vereyim!”3 (Mzm 2, 7-80).

 

İbranilere Mektup dramatik terimlerle İsa’nın duasının nasıl esenlik zaferini gerçekleştirdiğini ifade eder: “Yeryüzünde olduğu günlerde Mesih, kendisini ölümden kurtaracak güçte olan Tanrı’ya büyük feryat ve gözyaşlarıyla dua ve yakarışlarda bulunmuş ve sevgisi sayesinde işitilmişti. Oğul olduğu halde çektikleriyle söz dinlemeyi öğrendi; yetkin kılındıktan sonra Onun sözünü dinleyenlerin hepsi için sonsuz kurtuluş kaynağı olmuştur” (İbr 5, 7-9).

 

İsa dua etmesini öğretiyor

 

2607 İsa dua ederken zaten bize dua etmesini öğretmektedir. Duamızın Tanrıya gitmesini sağlayan Onun Babasına olan duasıdır. Ancak İncil bize İsa’nın dua konusunda daha açık bir öğretisini sunmaktadır. Pedagog olarak bizi bulunduğumuz yerden alıp adım adım Baba’ya doğru götürür. Kendisini izleyenlere hitap ederken, onların yüreklerini, bildikleri Eski Antlaşmadaki dua anlayışından yola çıkarak gelmekte olan Tanrı Egemenliğinin yeniliğine açmaktadır. Son olarak da Kilisesinde pedagog olacak havarilerine Baba’dan ve Kutsal Ruh’tan açıkça söz edecektir.

 

2608 İsa Dağdaki Vaaz’ında insan yüreğinin değişmesi üzerinde duruyor. Adağını altara getirmeden önce gidip kardeşimizle barışmalıyız.1 Düşmanlarımızı sevmeli ve bize zulüm edenler için dua etmeliyiz.2 Babanıza “gizlide” dua edin (Mt 6, 6), dua ederken söz kalabalığı yapmayın;3 dua ederken başkalarını yürekten bağışlayın;4 temiz bir yüreğe sahip olun ve Tanrı’nın Egemenliğini arayın.5 Bu dönüşüm tamamen Baba’ya dönük olmalıdır. Bu Baba’ya yöneliş evlada özgüdür.

 

2609 Bu biçimde değişmeye karar vermiş bir yürek imanda dua etmeyi öğrenir. İman bir evlat olarak duygu ve düşüncelerimizin ötesinde Baba’ya katılmak demektir. Bu mümkün olmuştur, zira sevgili Oğul bize Baba’ya ulaşma yolunu açmıştır. Kendisi yol ve kapı olduğundan bizi “aramaya” ve “kapıyı çalmaya” davet edebilir.6

 

2610 İsa’nın Baba’ya armağanlarını almadan önce dua ettiği ve şükrettiği gibi bize evlada özgü cesareti öğretiyor: “Duayla dilediğiniz her şeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın” (Mk 11, 24). Dua işte böylesine güçlüdür, “kuşku duymayan” (Mt 21, 22) bir iman ve “inanan kişi için her şey mümkündür” (Mk 9, 23). İsa çoğu zaman kendi yakınlarının “inançsızlıklarından” (Mk 6, 6) ve havarilerinin “az inancından” (Mt 8, 26) dolayı üzüntüye kapıldığı gibi Romalı yüzbaşının (Mt 8, 10) ve Kenanlı kadının (Mt 15, 28) “büyük imanı” karşısında da hayranlığını gizlemedi.

 

2611 İmanlı dua sadece “Rab, Rab” demekten ibaret değildir, ama yüreği Baba’nın isteğine uydurmaktır (Mt 7, 21). İsa havarilerinden Tanrı tasarısına katkıda bulunma kaygısını dualarına taşımalarını istiyor.7

 

2612 İsa’da “Tanrı’nın Egemenliği yakındır”. İsa değişmeye, imana ve uyanık olmaya çağırıyor. Dua sırasında havari, bedenin alçakgönüllülüğünde ilk Gelişinin anısında ve Yücelik içinde ikinci Gelişinin8 umudunda Var olan ve Gelmekte olan Kişi’ye dikkat etsin. Efendileriyle birlikteyken havarilerin yaptığı dua bir mücadeledir, duada uyanık kalınarak ayartmaya düşülmez.9

 

2613 Dua konusuna değinen üç temel mesel Luka tarafından bize aktarılmıştır:

 

- Birincisi “Rahatsız edici komşu”1 meseli bizi sürekli dua etmeye davet eder: “Kapıyı çalın, size açılacaktır.” Bu şekilde dua edene Göklerdeki Baba “ihtiyacı olan her şeyi verecektir”, özellikle bütün armağanları (nimetleri) içeren Kutsal Ruh’u.

 

- İkincisi “rahatsız edici dul kadın”2 duanın temel özelliklerinden birine odaklanmıştır: Bıkmadan iman sabrıyla hep dua etmek gerekir. “Ama İnsanoğlu geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?”

 

- Üçüncüsü “Ferisi ve vergi görevlisi”3 meselidir. Bu mesel dua eden kişinin alçakgönüllü olması ile ilgilidir. “Tanrım, günahkâr olan bana acı.” Bu duayı Kilise “Kyrie eleison!” ile söylemektedir.

 

2614 İsa havarilerine Baba’ya dua etmenin gizini emanet etti. Yücelmiş İnsanlığı ile Babasının yanına geri döndüğünde onlara dualarının ve bizim duamızın nasıl olması gerektiğini açıkladı. Burada yeni olan “onun adına dilemektir” (Yu 14, 13). Ona olan inanç havarileri Baba’yı tanımaya götürür, zira İsa “Yol, Gerçek ve Yaşam”dır (Yu 14, 6). İnanç sevgide meyve verir: İsa’nın sözlerini ve buyruklarını yerine getiririz; Mesih’te bizi çok sevdiği için bizde kalan Baba’da kalırız. Yeni Antlaşma’da dileklerimizin yerine geleceğine dair güvencemiz İsa’nın duasına dayanır.4

 

2615 Dahası, duamız Mesih’in duasıyla birleşirse, Baba bize “sonsuza dek bizimle birlikte olacak Gerçeğin Ruhunu, başka Tesellici’yi” (Yu 14, 16-17) verecektir. Duadaki bu yenilik ve koşullar veda konuşmasında ortaya çıktı.5 Kutsal Ruh’ta yapılan Hıristiyan duası Baba’yla olan sevgi birliğidir. Yalnız Mesih aracılığıyla değil, aynı zamanda Onda yapılan bir duadır: “Şimdiye dek benim adıma bir şey dilemediniz. Dileyin, alacaksınız, sevinciniz de tam olacaktır” (Yu 16, 24).

 

İsa duayı kabul ediyor

 

2616 İsa’ya yapılan dua, görevi sırasında Onun tarafından ölümünün ve Dirilişinin gücünü önceden gösteren belirtiler arasında kabul edilmiştir: İsa imanla yapılan, sözle ifade edilen duayı kabul ediyor [cüzamlı;6 Yair;7 Kenanlı kadın;8 iyi haydut1] ya da sessizce ifade edilen duayı [felçli adamı taşıyanlar;2 giysisine dokunan kanaması olan kadın;3 günahkâr kadının gözyaşları ve parfümü4]. Kör adamların ısrarlı dilekleri: “Davut’un Oğlu, bize acı” (Mt 9, 27) ya da “Davut’un Oğlu İsa, bana acı” (Mk 10, 48) ifadeleri İsa duası olarak dua geleneğinde ele alınmıştır: “Rab Mesih İsa, Tanrı’nın Oğlu, günahkâr olan bana acı!” Hastalıklardan ve günahlarından kurtulmayı imanla isteyenlerin duasını İsa daima kabul eder: “Huzur içinde git, imanın seni kurtardı!”

 

Augustinus İsa’nın duasının üç boyutunu şahane bir biçimde özetliyor: “O papazımız olarak bizim için dua ediyor, başımız olarak bizde dua ediyor, Tanrımız olarak ona dua ediyoruz. Öyleyse seslerimizi Onda ve Onun sesini bizde tanıyalım.”5

 

Meryem Ana’nın duası

 

2617 Meryem Ana’nın duası bize zamanların tamamlanmasının başlangıcında açınlandı. Tanrı’nın Oğlunun cisimlenmesinden önce ve Kutsal Ruh’un akmasından önce, meleğin Mesih’e gebe kalacağını müjdelemesi6 sırasında, Mesih’in Bedeni olan Kilise’nin7 oluşması için Pentekost sırasında Meryem Ana’nın duası Baba’nın lütufkâr tasarısına eşsiz bir biçimde katılır. Herşeye Kadir’in “lütufla dolu” yarattığı Kişi kendini bütün varlığıyla vererek yanıt verir: “Ben Rab’bin kuluyum, bana dediğin gibi olsun”, bu “Fiat” Hıristiyan duasıdır: Ona tamamen ait olmak, çünkü O tamamen bize aittir.

 

2618 İncil bize Meryem Ana’nın nasıl dua ettiğini ve imanda şefaatte bulunduğunu açıklıyor: Kana’da8 İsa’nın Annesi Oğlundan bir başka Sofranın, Eşi Kilise’nin isteği üzerine Kanını ve Bedenini veren Kuzu’nun düğün sofrasının belirtisi olan bir düğün sofrasındaki eksikleri tamamlamasını istiyor. Yeni Antlaşma saatinde, Haçın dibinde,9 Meryem’in duası kabul edildi. Çünkü o “canlıların gerçek Anası”, yeni Havva, Kadın’dı.

 

2619 Bunun içindir ki Meryem’in ezgisi,10 [bu ezginin Latincesi Magnificat, Bizanscası Megalinarion’dur] aynı zamanda Tanrı’nın Annesinin ve Kilise’nin ezgisidir, Sionlu Kızın ve Tanrı’nın yeni Halkının ezgisidir. Bu ezgi esenlik ekonomisine yayılmış lütufların bütünlüğü için yapılan bir şükran ilahisidir, atamız “İbrahim’e ve onun soyundan gelenlere” vadedilmiş sözlerin gerçekleşmesiyle umutları fazlasıyla yerine gelmiş “yoksulların” ezgisidir.

 

ÖZET

 

2620 Yeni Ahit’te kusursuz dua modeli İsa’nın Oğul olarak yaptığı duada bulunur. Çoğu zaman yalnızlık içinde, gizlide yapılan İsa’nın duası Baba’nın isteğini Haça kadar götüren bir sevgiyle benimseme ve kabul edileceğine kesin güven içerir.

 

1621 İsa öğretisinde havarilerine arınmış bir yürekle, canlı ve sebatkâr bir imanla, oğula özgü cesarette nasıl dua edileceğini öğretiyor. Onları uyanık kalmaya çağırıyor ve dileklerini Tanrı’ya kendi adıyla sunmalarını istiyor. Mesih İsa kendisine hitap eden duaları da kabul ediyor.

 

1622 Bakire Meryem’in, “Fiat”ında ve “Magnificat”ındaki duasının özelliği bütün varlığını cömertçe iman içinde sunmasıdır.

 

 

3. KONU

 

Kilise döneminde

 

2623 Pentekost günü umut Ruhu havarilerin üzerine indi [aktı]. “Bir yerde toplanmış” (Hİ 2, 1) “hepsi tek bir yürek olmuş dua edip” (Hİ 1, 14) Kutsal Ruh’u bekliyorlardı. Kilise’yi eğiten ve ona İsa’nın söylediklerini anımsatan1 ve onu dua yaşamına göre yetiştiren Ruh’u.

 

2624 Kudüs’teki ilk Hıristiyan topluluğu, inanlılar “kendilerini havarilerin öğretmesine, beraberliğe, ekmek bölmeye ve duaya adamışlardı” (Hİ 2, 42). Kilise’de ayinde okunan dualar çok özgündür: Havarilerden gelen inanca dayanır ve sevgiyle resmileşmiştir, Efkaristiya ile beslenir.

 

2625 Bu dualar her şeyden önce inanlıların Kutsal Yazılardan okudukları ve işittikleri dualardır, ama onları günün koşullarına uydururlar, özellikle Mesih’te gerçekleşmesi gereken Mezmurları.2 Dua eden Kilisesine Mesih’i anımsatan ve onu tam Gerçeğe doğru götüren Kutsal Ruh, yaşamda, Kilise sırlarında ve Kilisesinin misyonunda iş başında olan Mesih’in pek derin gizini ifade eden yeni anlatış biçimlerine neden olur. Bu anlatış biçimleri büyük tinsel ve litürjik geleneklere evrileceklerdir. Havarilerin kanonik yazılarında da ifade edilen bu dua biçimleri Hıristiyan duasının normu olarak kalacaktır.

 

I. Takdis ve tapınma

 

2626 Takdis Hıristiyan duasının temel hareketini ifade eder: Tanrı ile insanın buluşmasıdır. Takdiste Tanrı’nın Armağanı ve insan tarafından bunun kabul edilmesi birleşir ve karşılıklı olarak birbirlerini çekerler. Takdis duası insanın Tanrı’ nın armağanlarına verdiği yanıttır: Tanrı takdis ettiği için insan yüreği de karşılık olarak tüm takdislerin kaynağı olan Kişiyi takdis edebilir.

 

2627 Bu hareketi ifade eden iki temel biçim vardır: Kimi zaman, Kutsal Ruh’ta taşınarak Mesih aracılığıyla Baba’ya doğru çıkar (bizi takdis ettiği için Onu takdis ediyoruz1); kimi zaman, Mesih aracılığıyla Baba’dan inen (bizi takdis eden Odur2) Kutsal Ruh’un lütfunu ister.

 

2628 Tapınma Yaradanı karşısında yaratık olduğunu kabul eden insanın birinci tavrıdır. Bizi yaratan Rab’bin büyüklüğünü3 ve bizi kötüden kurtaran Kurtarıcının Herşeye Kadirliğini yüceltir. Ruhun “yüce Kralın” (Mzm 24, 9-10) önünde secdeye varması ve “her zaman en büyük olan”4 Tanrı’nın huzurunda saygılı sessizlik içinde olmadır. Üç kez kutsal olan ve her şeyin üstünde sevilen Tanrı bizi alçakgönüllülükle doldurur ve yakarışlarımıza güvence verir.

 

II. Dilek duası

 

2629 Yakarış dağarcığı Yeni Ahit’te nüans bakımından zengindir: Dilemek, ısrarla istemek, ısrarla çağırmak, yakarmak, haykırmak, feryat etmek hatta “duada mücadele etmek”5. Ama en genel biçimi, en doğal olanı olduğu için dilektir. Tanrı’yla olan ilişkimizin bilincini dilek duası sayesinde tercüme ederiz: Yaratıklar olarak ne kendi kendimizin kaynağı, ne kara bahtımızın efendisi, ne kendi nihai sonumuzuz. Hıristiyanlar olarak Günahkârlar olmakla Babamızdan uzaklaştığımızı da biliyoruz. Dilek ise Ona doğru bir dönüştür.

 

2630 Yeni Ahit’te, Eski Ahit’te sık sık rastlanan yanıp yakınma duaları bulunmaz. Kilise’nin dileğine bundan böyle dirilmiş Mesih’ te umutla cesaret verilmiştir, her ne kadar bekleyiş içindeysek ve her gün tövbe etmek zorundaysak da. Hıristiyan dileği başka bir derinlikte çıkar, A. Paulus buna inleyiş diyor: “Doğum sancısı” (Rom 8, 22) çeken yaratılış gibi biz de “bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek” (Rom 8, 23-24) inleriz, çünkü bu umutla kurtulduk. Son olarak da, nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmediğimiz için güçsüzlüğümüzde yardımımıza koşan Kutsal Ruh’un Kendisi “sözle anlatılmaz inleyişlerle bizim için Tanrı’ya yalvarır” (Rom 8, 26).

 

2631 Bağışlanma dileği dilek duasının ilk davranışıdır [bkz. vergi memuru: “Günahkâr olan bana acı” (Lk 18, 13)]. Temiz ve adil bir duanın vazgeçilmez koşuludur. Güven dolu alçakgönüllülük bizi Baba ve onun Oğlu Mesih İsa’nın ışığında onlarla ve biz insanları kendi aralarında birleştirir.1 O zaman “Ondan her ne dilersek alırız” (1 Yu 3, 22). Bağışlanma dileği kişisel duanın olduğu gibi efkaristiya litürjisinin de vazgeçilmez koşuludur.

 

2632 Hıristiyan dileği İsa’nın öğretisine uygun olarak gelmekte olan Tanrı’nın Egemenliğini arama2 arzusuna odaklanmıştır. Dileklerde bir hiyerarşi vardır: Önce Tanrı’nın Egemenliğini dileriz, sonra onu kabul etmek için ve gelişine katkıda bulunmak için bize gerekli olan şeyleri dileriz. Mesih’in ve Kutsal Ruh’un bu misyonunda işbirliği yapmak Kilise’nin misyonu ve havarilerin duasının nesnesidir.3 Bu en mükemmel havari olan Paulus’un duası bize tüm Kiliselerin içinde bulundukları Tanrısal kaygının Hıristiyan duasını nasıl yüreklendirmesi gerektiğini gösteriyor.4 Dua ile her vaftizli Tanrı’nın Egemenliğinin Gelişi için çalışır.

 

2633 Kurtarıcı Tanrı’nın sevgisine bu şekilde katıldığımızda her ihtiyacın dilek nesnesi olabileceğini anlarız. Her şeyi kurtarmak için her şeyi üzerine alan Mesih, onun Adına Baba’ya sunduğumuz dilekler sayesinde yüceltilir.5 Yakup6 ile Paulus bizleri bu güvence içinde her fırsatta 7 dua etmeye davet etmektedir.

 

 

III. Şefaat için dua

 

2634 Şefaat bizi İsa’nın duasına uyumlu kılan bir dilek duasıdır. Tüm insanların özellikle de günahkârların lehine Baba’ nın yanında tek Arabulucu Odur.1 İsa’nın “Kendisi aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tamamen kurtarmaya gücü yeter, çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır” (Rom 8, 26-27). Kutsal Ruh’un “Kendisi de bizim için aracılık eder (…) ve Onun azizler için arabuluculuğu Tanrı’nın iradesine uygundur” (Rom 8, 26-27).

 

2635 Tanrı’nın merhametine uyan her yürek, İbrahim’den beri, başkaları için dua eder ve onlar için şefaatte bulunur. Kilise döneminde Hıristiyan şefaati Mesih’in şefaatine katılır; azizler birliğinin ifadesidir. Şefaat dileyen, dua eden “kendi çıkarını değil, ama başkalarının çıkarını düşünsün” (Fil 2, 4), işi kendisine kötülük edenler için dua etmeye kadar götürsün.2

 

2636 İlk Hıristiyan toplulukları yoğun bir biçimde bu paylaşım içinde yaşıyorlardı.3 Havari Paulus onları İncil’i gerektiği gibi bildirebilmesi için4 dua etmeye çağırıyor, o da onlar için dua ediyor.5 Hıristiyanların şefaati sınır tanımaz: “Tüm hükümet yetkilileri ve tüm insanlar için dua edin” (1 Tim 2, 1); zulmedenler için,6 İncil’i reddedenlerin esenliği için dua edin.7

 

IV. Şükran duası

 

2637 Şükran duası Kilise duasının belirgin niteliğidir. Kilise Efkaristiya’yı kutlarken olduğundan da fazla bir şey olur ve bunu gösterir. Nitekim, esenlik işinde, Mesih yaratılışı günahtan ve ölümden kurtararak onu yeniden kutsallaştırır ve Baba’ya onun Yüceliği için geri götürür. Bedenin üyelerinin şükranları Liderlerinin şükranına katılır.

 

2638 Dilek duasında olduğu gibi, her olay ve her ihtiyaç şükran sungusu olabilir. A. Paulus’un mektupları çoğu zaman bir şükran duası ile başlar ve bir şükran duasıyla biter, Rab de bu dualarda her zaman mevcuttur. “Her durumda şükredin. Çünkü Tanrı’nın Mesih İsa’da sizin için istediği budur” (1 Sel 5, 18). “Kendinizi duaya verin; duada uyanık kalın ve şükredin” (Kol 4, 2).

 

V. Övgü duası

 

2639 Övgü Tanrı’nın Tanrı olduğunu doğrudan doğruya kabul eden bir dua biçimidir. Onu yalnız yaptıkları için değil, ama VAR OLAN olduğu için yüceltir. Onu yücelikte görmeden önce imanda sevenler temiz yürekli olanların mutluluğunu paylaşırlar. Övgü duasıyla Kutsal Ruh bizim ruhumuzla birleşerek Tanrı’nın çocukları olduğumuzu bize gösterir.1 Kutsal Ruh biricik Oğul sayesinde Tanrı’nın çocukları olduğumuza tanıklık eder ve onun aracılığıyla Baba’yı yüceltiriz. Övgü diğer dua biçimlerini de içerir ve onları kaynağı ve bitimi olan Kişi’ye doğru götürür: “Her şey tek Tanrı Baba’dan gelir ve bizler de Onun için yaratıldık” (1 Kor 8, 6).

 

2640 Luka İncil’inde çoğu zaman Mesih’in yaptığı harikalar karşısında duyulan hayranlığı ve övgüyü dile getiriyor. Havarilerin İşleri’nde sözü edilen ve Kutsal Ruh’un işleri olan eylemlerin de altını çiziyor: Kudüs’teki cemaatin oluşması,2 Petrus ve Yuhanna tarafından iyileştirilen felçli adam.3 Tanrı’yı yücelten kalabalık,4 “Sevinç içinde Rab’bin Sözünü yücelten” (Hİ 13, 48) Psidili putperestler.

 

2641 “Kendi aranızda mezmurlar, ilahiler ve ruhsal ezgiler söyleyerek tüm yüreğinizle Rab’be nağmeler yükseltin” (Ef 5, 19; Kol 3, 16). Yeni Ahit’in esinlenmiş yazarları gibi, ilk Hıristiyanlar da Zebur’u okurken Mesih’in gizini terennüm ediyorlardı. Kutsal Ruh’un verdiği yeni güçle Tanrı’nın kendi Oğlu aracılığıyla gerçekleştirmiş olduğu işitilmemiş Olaydan başlayarak yeni ilahiler ve ezgiler bestelediler: Doğumu, ölüme muzaffer olan ölümü, Dirilişi ve onun sağına Çıkışı.5 Esenlik ekonomisinin bu “mucizelerin mucizesi”nden doksoloji, Tanrı’yı yüceltme çıkmaktadır.6

 

2642 “Yakın zamanda olması gereken olaylar”ın Vahyi, Apokalypsis’i göksel litürjinin ilahileriyle,7 aynı zamanda tanıklarla [dinşehitleri] dile getiriliyor. Yeryüzünde İsa’ya tanıklık etmek uğruna katledilen8 azizler ve peygamberlerin hepsi, büyük zulümden geçmiş büyük kalabalık bizde önce Egemenliğe girmiş ve tahtta oturan Kişi’ye ve Kuzu’ya övgüler sunuyorlar.9 Onlarla birlikte yeryüzü Kilisesi de iman ve sınama içinde ilahiler söylüyor. İman, dilek ve şefaatte her umuda karşı umut eder ve “Her mükemmel nimetin indiği ışıkların Babası’na” (Yk 1, 17) şükreder. Bu nedenle iman arı bir övgüdür.

 

2643 Efkaristiya tüm dua biçimlerini içerir ve ifade eder: Mesih’in tüm Bedeninin “adının yüceliğine”1 sunulan “arı sungusudur”; Doğu ve Batı geleneğine göre efkaristiya “övgü kurbanıdır”.

 

ÖZET

 

2644 Kilise’yi eğiten ve ona İsa’nın söylediği sözleri anımsatan Kutsal Ruh aynı zamanda dua yaşamını da öğretmektedir. Takdis, dilek, şefaat, şükran ve övgünün değişmez biçimleriyle ruhu yeni ifadeler söylemeye teşvik eder.

 

2645 Tanrı kutsadığı için insan yüreği her türlü kutsamanın kaynağı olan Kişiyi kutsayabilir.

 

2646 Dilek duasının amacı af, Tanrı’nın Egemenliğini ve her türlü gerçek gereksinimi aramadır.

 

2647 Şefaat duası bir başkasının yararına bir dilekte bulunmaktır. Bu dilek sınır tanımaz düşmanlar için dilek adamaya kadar gider.

 

2648 Her sevinç ve her üzüntü, her olay ve her gereksinim şükretmek için vesiledir, Mesih’in şükranına katılarak tüm yaşamı doldurması gerekir: “Her durumda şükredin” (1 Sel 5, 18).

 

2649 Övgü duası kendi kişisel çıkarlarını düşünmeden Tanrı’ ya yönelen duadır. Onu tüm yaptıkları için değil de, VAR OLAN olması nedeniyle yüceltir, onu över.

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

Dua geleneği

 

2650 Dua içten gelen bir dürtü ile istemsiz ortaya çıkmış bir şey değildir: Dua etmek için, dua etmeyi istemek gerekir. Kutsal Kitapların dua hakkında yazdıklarını bilmek de yeterli değildir: Dua etmesini de öğrenmek gerekir. Bu nedenle “inanan ve dua eden Kilise içinde”2 Kutsal Ruh yaşayan bir iletişim aracılığıyla (dinsel Gelenek) Tanrı’nın çocuklarına dua etmesini öğretir.

 

2651 Hıristiyan dua geleneği iman Geleneğinin gelişmesinin bir biçimidir. Bu gelişme özellikle esenlik ekonomisinin sözlerini ve olaylarını yüreklerinde saklayan inanlıların incelemeleri, düş ve düşünceleri ve tecrübe ettikleri tinsel realitelere derinden nüfuz ederek sağlanır.1

 

1. KONU

 

Duanın kaynakları

 

2652 Kutsal Ruh dua edenin yüreğinden “sonsuz Yaşam için fışkıran” (Yu 4, 14) diri sudur. O bize Kaynaktan Mesih’i kabul etmemizi öğretir. Hıristiyan yaşamında Mesih’in bize Kutsal Ruh’tan içirmeye hazır olduğu birçok nokta vardır:

 

Tanrı’nın Sözü

 

2653 Kilise “bütün Hıristiyanları özel bir biçimde ve ısrarla Kutsal Kitapları sık sık okuyarak ‘içindeki Mesih İsa’nın üstün bilimini’ edinmeleri için teşvik eder. (…) Ancak Kutsal Kitabı okumanın yanında Tanrı ile insan arasında diyalogun kurulması için dua da edilmeli, çünkü ‘dua ederken Ona hitap ederiz, Tanrısal esinleri okuduğumuzda Onu dinlemiş oluruz’  ”2.

 

2654 Tinsel Babalar Mt 7, 7’yi açıklayarak duada Tanrı Sözüyle beslenen yüreğin durumunu özetlemeye çalışırlar: “Okuyarak arayın, derinlemesine düşünerek bulacaksınız; dua ederek kapıyı çalın, kapı gönül gözüyle bakmakla açılacaktır.”3

 

Kilise litürjisi

 

2655 Kilise’nin kutsallaştırıcı litürjisinde esenlik gizini bildiren, güncelleştiren ve ileten Mesih’in ve Kutsal Ruh’un misyonu, dua eden kişinin yüreğinde devam eder. Tinsel Babalar insan yüreğini kimi zaman bir altara benzetirler. Dua Litürjinin kutlanması sırasında ve sonrasında, litürjinin içselleştirilmesini ve sindirilmesini sağlar. “Gizlide yapılmış” (Mt 6, 6) olsa da, dua daima Kilise’nin duasıdır ve Kutsal Üçlü-Birlik ile birlik içindedir.4

 

Tanrısal erdemler

 

2656 Litürjiye girildiği gibi duaya girilir: İmanın dar kapısından. Rab’bin ekmek ve şaraptaki varlığı arasından Rab’bin yüzünü arar ve arzularız, Sözünü dinlemek ve içimizde saklamak isteriz.

 

2657 Kutsal Ruh bize Mesih’in dönüşünün bekleyişi içinde litürjiyi kutlamayı öğretirken aynı zamanda bizi umut içinde dua etme konusunda eğitir. Kilise duası ve kişisel duamız içimizdeki umudu güçlendirir. Özellikle mezmurlar değişik somut anlatım yoluyla umudumuzu Tanrı’ya bağlamamızı sağlar: “Rab’bi büyük bir umutla bekledim, bana doğru eğildi, feryadımı duydu” (Mzm 40, 2). “Umut kaynağı olan Tanrı, Kutsal Ruh’un gücüyle umutla dolup taşmanız için iman yaşamınızda sizi tam bir sevinç ve esenlikle doldursun” (Rom 15, 13).

 

2658 “Umut utandırmaz, çünkü bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür” (Rom 5, 5). Litürjik yaşam tarafından biçimlendirilen dua her şeyi Mesih’te sevildiğimiz Sevgiden alır. Ve bizi sevdiği gibi severek cevap vermemizi sağlar. Sevgi duanın kaynağıdır; o kaynağa başvuran duanın doruğuna çıkar:

 

Ey Tanrım, Seni seviyorum, son nefesime kadar Seni sevmek istiyorum. Sevilmeye sonsuz derecede lâyık ey Tanrım, Seni seviyorum, Seni sevmeden yaşamaktansa Seni severek ölmeyi yeğ tutarım. Seni seviyorum, ey Rab, Senden tek isteğim, Seni ebediyen sevmektir. (…) Tanrım, eğer dilim her an seni seviyorum diyemiyorsa da, yüreğimin, her soluk alışımda bunu yinelemesini istiyorum.1

 

“Bugün”

 

2659 Rab’bin Sözünü dinleyerek ve onun paskalya gizine katılarak belirli zamanlarda dua etmesini öğreniriz. Oysa her zaman, her günkü olaylarda onun Ruhu bize dua kaynağı olarak sunulmuştur. Babamıza yaptığımız dua üzerindeki İsa’nın öğretisi İlahi Takdir’e2 yaptığımızla aynı çizgidedir: Zaman Baba’nın ellerindedir; onunla dün değil, yarın değil ama bugün karşılaşırız: “Keşke bugün onun sesini işitseydiniz! Katılaştırmayın yüreklerinizi” (Mzm 95, 7-8).

 

2660 Her günkü ve her anki olaylar arasında dua etmek “küçüklere”, Mesih’in hizmetlilerine, gerçek mutluluklar bölümünde söz edilen yoksullara açınlanmış Egemenliğin sırlarından biridir. Tarihin gidişatını etkilemesi amacıyla barış ve adalet Egemenliğinin gelmesi için dua etmek iyi ve doğrudur, ancak karşılaştığımız günlük basit durumların hamurunu duayla yoğurmak da önemlidir. Duanın her biçimi Rab’ bin Egemenliğe benzettiği bu maya olabilir.1

 

ÖZET

 

2661 Kutsal Ruh diri bir iletilmeyle, yani Gelenekle Kilise’de Tanrı’nın çocuklarına dua etmesini öğretir.

 

2662 Tanrı’nın Sözü, Kilise litürjisi, iman erdemleri, umut ve sevgi; bütün bunlar dua kaynaklarıdır.

 

2. KONU

 

Dua yolu

 

2663 Duanın canlı geleneğinde, her Kilise inanlılarına, sosyal, kültürel ve tarihsel koşullara göre dua dilini sunar: Sözler, melodiler, el kol hareketleri, ikonografi. Bu dua yollarının havarisel iman geleneğine uyup uymadığına karar vermek Kilise Yetkili Kurulu’nun2 işidir. Bunların daima Mesih İsa’ya göre anlamını açıklamak da din hocalarına ve dini liderlere düşer.

 

Baba’ya dua

 

2664 Hıristiyan duasının Mesih’ten başka yolu yoktur. Duamız ister cemaat içinde ister kişisel, ister sesli ya da içten olarak yapılmış olsun, ancak İsa’nın “adına” dua edersek Baba’ya kadar ulaşır. Öyleyse İsa’nın kutsal İnsanlığı, Kutsal Ruh’un bize onun aracılığıyla Tanrı Babamıza dua etmemizi öğrettiği yoldur.

İsa’ya dua

 

2665 Tanrı’nın Sözü ve litürji kutlaması ile beslenen Kilise duası Rab İsa’ya nasıl dua etmemiz gerektiğini bize öğretir. Özellikle Baba’ya hitap ediyorsa da, tüm litürjik geleneklerde, Mesih’e hitap eden dua biçimlerini içerir. Kilise Duasında güncelleştirilmiş haliyle kimi mezmurlar ve Yeni Ahit Mesih’e hitap eden şu dua yakarışlarını dudaklarımıza koyar ve yüreklerimize kazır: Tanrı’nın Oğlu, Tanrı’nın Kelâmı, Rab, Kurtarıcı, Tanrı’nın Kuzusu, Kral, sevgili Oğul, Bakirenin Oğlu, İyi Çoban, Yaşamımız, Işığımız, Umudumuz, Dirilişimiz, insanların dostu…

 

2666 Bütün adları içeren tek ad, Tanrı’nın Oğlunun insan olurken aldığı addır: İSA. İnsan dudakları Tanrı adını telaffuz edemez,1 ancak Tanrı’nın Kelâmı insanlığımızı üstüne alarak onu bize sunmaktadır, biz de adını söyleyerek yakarabiliriz: “İsa”, “YHWH kurtar”.2 İsa adı her şeyi içerir: Tanrı ve insan ve esenlik ve yaratılış ekonomisinin tümü. İsa’ya dua etmek, Ona yakarmak, Onu içimize çağırmak demektir. Onun adı, Tanrı Mevcudiyeti demek olan ve bu Mevcudiyeti içeren tek addır.3

 

2667 Bu basit iman yakarışı Doğu’da ve Batı’da dua geleneğinde birçok biçim altında geliştirildi. En genel formülü, Sina, Suriye ve Athos’taki [Aynaroz] ruhani kişilerce aktarılan yakarıştır: “Rab Mesih İsa, Tanrı’nın Oğlu, günahkâr olan bizlere acı!” Bu ezgi Filippililere Mektup’la (Fil 2, 6-11) vergi memuru ile kör dilencilerin çağrılarıyla bağıntılıdır.4 Bu yakarış sayesinde yürek insanın zavallılığı ile Kurtarıcının merhametine katılır.

 

2668 İsa’nın kutsal adının yakarılması sürekli dua etmenin en basit yoludur. Çoğu zaman alçakgönüllü bir yürekle dikkatle tekrar edilen bu yakarış “söz kalabalığı” (Mt 6, 7) ile kendini dağıtmaz, ancak “Tanrı Sözünü saklayarak, sabırla dayanarak ürün verir”5. Bu duayı “her zaman” söylemek mümkündür, zira bu duayı söylemek başka uğraşların yanında yapılan bir uğraş değildir, ama tek uğraşı Mesih İsa’da her eylemi canlandıran ve değiştiren Tanrı’yı sevmedir.

 

2669 Kilise duası İsa’nın yüreğine kutsal adının çağrıştığı gibi büyük saygı gösterir ve onurlandırır. Kilise duası insanlara olan sevgisi nedeniyle günahlarımızdan dolayı deşilen insan olmuş Kelâm’a ve Yüreğine tapar. Hıristiyan duası Kurtarıcısının ardından Haç yolunu izlemeyi sever. Muhafız alayından Golgota ve Mezara kadar olan duraklar kutsal Haçıyla dünyayı kurtarmış olan İsa’nın yürüdüğü yolu belirtir.

 

“Gel, Ey Kutsal Ruh”

 

2670 “Kutsal Ruh’un etkisi altında olmayan hiç kimse ‘İsa Rab’dir’ diyemez” (1 Kor 12, 3). İsa’ya her dua etmeye başladığımızda, gönül okşayıcı lütfuyla bizi dua yoluna çeken Kutsal Ruh’tur. Bize Mesih’i anımsatarak dua etmeyi öğretir; ona dua etmemiz de gerekmez mi? Bunun için Kilise bizi her gün, özellikle de her önemli eylemin başında ve sonunda Kutsal Ruh’a yakarmaya davet eder.

 

Kutsal Ruh’a tapılmayacaksa, o zaman beni Vaftizle nasıl tanrılaştıracaktır? Eğer Ona tapılması gerekiyorsa, o zaman Onun için özel bir kült gerekmiyor mu?1

 

2671 Kutsal Ruh’u dilemenin geleneksel biçimi bize Tesellici Ruhu vermesi için Baba’ya Rabbimiz Mesih İsa adına yakarmaktır.2 İsa Gerçek Ruhu lütfunu vermeye söz verdiği sırada bu dileği kendi adına istemelerinde ısrar ediyor.3 Ancak en basit ve en doğru dua da geleneksel “Gel Ey Kutsal Ruh”tur. Her litürjik gelenek bunu ilahilerinde [antienne] ve ezgilerinde geliştirdi:

 

Gel ey Kutsal Ruh, sana inananların yüreklerini doldur ve onlarda senin sevginin ateşini yak.4

 

Her yerde hazır ve nazır, her iyiliğin serveti ve Yaşam kaynağı olan Göksel Kral, Tesellici Ruh, Gerçek Ruhu, gel, bizde otur, bizi arındır ve bizi kurtar, Ey İyi olan Sen!5

 

2672 Meshetmesi tüm varlığımıza giren Kutsal Ruh, Hıristiyan duasının içsel Efendisidir. Duanın canlı geleneğinin zanaatçısıdır. Kuşkusuz ne kadar dua eden insan varsa o kadar da dua çeşidi vardır, ama hepsinde ve herkeste etki eden aynı Ruhtur. Hıristiyan duası Kutsal Ruh’un birliğinde Kilise’ nin duası olur.

 

Tanrı’nın kutsal Annesi’nin birliğinde

 

2673 Duada, Kutsal Ruh bizleri biricik Oğul’un yüceltilmiş İnsanlığında Kişiliğiyle birleştirir. Kilise’de onun aracılığıyla ve onda Tanrı’nın çocukları olarak yaptığımız duamız sayesinde İsa’nın Annesi ile düşünce ve duygu birliği içinde oluruz.6

 

2674 Meleğin Müjdesine gösterdiği inanç dolu rızasından ve bunu Haçın dibine dek tereddüt etmeden korumasından beri, Meryem’in analığı bundan böyle “hâlâ gurbette olan ve tehlikelere ve sefalete maruz kalan”1 Oğlunun erkek ve kız kardeşlerine dek yayılmaktadır. Biricik Arabulucu olan İsa duamızın yoludur. Onun Annesi ve bizim Annemiz olan Meryem, Onun için tümüyle açıktır. Doğuda ve Batıdaki geleneksel ikonografiye göre Meryem “yol gösteren” (Hodegetria) ve Mesih’in “Yol İşareti” olarak gösterilir.

 

2675 Kiliseler Meryem’in Kutsal Ruh’un eylemine olan bu özel iştirakinden yola çıkarak Tanrı’nın kutsal Annesi duasını geliştirdiler. Bu dua, gizlerinde ortaya çıkmış olan Mesih’in Kişiliğinde yoğunlaşmaktadır. Bu duayı ifade eden sayısız dinsel ezgi ve ilahide genelde birbirleriyle yer değiştiren iki hareket göze çarpmaktadır: Biri Rab’bin alçakgönüllü kulu için ve onun aracılığıyla bütün insanlar için yapmış olduğu “büyük işler” için Rab’bi “yüceltiyor”2; diğeri ise Tanrı’nın çocuklarının övgü ve yakarışlarını İsa’nın Annesine emanet ediyor, çünkü o şimdi Tanrı’nın Oğlu tarafından onda eş olarak alınmış olan insanlığı tanımaktadır.

 

2676 Meryem’e yapılan bu iki devinimli dua Ave Maria duasında şahane ifadesini buldu:

 

Selam sana, Kelimesi kelimesine: “Sevin.” Melek Cebrail’in selamı Ave duasını başlatır. Meryem’i selamlayan meleği aracılığıyla Tanrı’nın kendisidir. Bizim duamız da Meryem’e yapılan bu selamlamayı Tanrı’nın alçakgönüllü kuluna3 attığı bakışı ile yeniden ele almaya cesaret ediyor ve Tanrı’nın onda bulduğu sevinçle seviniyoruz.4

 

“Nurla dolu Meryem, Rab seninledir”: Meleğin selamındaki iki sözcük karşılıklı olarak birbirlerini açıklar. Meryem nurla doludur, çünkü Rab onunla birliktedir. Nurla dolu olması her türlü nurun kaynağı olan Kişi’nin varlığını gösterir. “Ey Kudüslü kız, sevin (…) Rab senin içindedir” (Tse 3, 14. 17a). Rab’bin kendisinin gelip oturduğu Meryem, Sionlu kızın şahsında Rab’bin yüceliğinin ikamet ettiği antlaşma sandukası, yerdir: O, “insanlar arasındaki Tanrı’nın evidir” (Ap 21, 3). “Nurla dolu”, Meryem’in kendisinde oturmaya gelen Kişi’ye kendisini tamamen vermesi ve onu dünyaya verecek olması demektir.

 

“Bütün kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü İsa da kutsanmıştır.” Meleğin selamından sonra Elizabet’in selamını da kendimizin yapıyoruz. “Kutsal Ruh’la dolan” (Lk 1, 41) Elizabet kuşaklar boyunca Meryem’in kutlu kişi olduğunu ilan edenlerin ilkidir:1 “İman eden kadına ne mutlu” (Lk 1, 45); Meryem bütün kadınlar arasından kutsanmıştır, çünkü o Rab’bin sözünün gerçekleşeceğine inandı. İbrahim’in imanı sayesinde “yeryüzündeki halkların hepsi” (Yar 12, 3) kutsanacaktır. Meryem de imanı sayesinde inanlıların annesi oldu, yeryüzündeki halkların hepsi Tanrı’ nın kutsalı olan Kişi’yi almış oluyorlar: “Rahminin ürünü İsa da kutsanmıştır.”

 

2677 “Kutsal Meryem, Tanrı’nın Annesi, bizim için dua et.” Elizabet ile birlikte bizler de hayretler içindeyiz: “Nasıl oldu da Rabbimin Annesi yanıma geldi?” (Lk 1, 43). Bize oğlu İsa’yı verdiği için Meryem Tanrı’nın Annesi olduğu gibi bizim de annemizdir; ona tüm dert ve dileklerimizi sunabiliriz: Meryem kendisi için nasıl dua ettiyse bizim için de aynı şekilde dua ediyor: “Baba dediğin gibi olsun” (Lk 1, 38). Onun duasına güvenmekle kendimizi onunla birlikte Tanrı’nın isteğine bırakmış oluruz: “Senin isteğin olsun.”

 

“Biz zavallı günahkârlar için şimdi ve ölüm saatimizde dua et.” Meryem’den bizler için dua etmesini isteyerek, zavallı günahkârlar olduğumuzu kabul etmiş ve Tam Kutsal “merhamet Annesine” hitap etmiş oluruz. Kendimizi ona “şimdi”, kısacası yaşamlarımızın bugününde teslim etmiş oluruz. Ona olan güvenimiz şimdiden “ölüm saatimizde” ona güvenecek kadar büyür. Ölümümüz anında Oğlunun Haç üzerindeki ölümünde hazır olduğu gibi hazır olsun, ve öbür dünyaya geçişimizde2 bizi annemiz gibi karşılayarak Cennete Oğlu İsa’nın yanına götürsün.

 

2678 Batıda Ortaçağ dindarlığı halkın Dua Saatlerine ek olarak Tespih duasını geliştirdi. Doğuda ise, Akathistos ve Paraklisis litani biçimleri Bizans Kiliselerinde korolu ayinlere daha çok benzerlik gösterir, oysa Ermeni, Kıpti ve Süryani geleneklerinde Tanrı’nın Annesi için halk ezgi ve şarkıları tercih edilmiştir. Ave Maria’da, theotokia’daki dua geleneği A. Efraim ya da A. Narekli Gregorius’un ilahilerinde aynı kalmıştır.

 

2679 Meryem Kilise’nin mükemmel [dua eden] Simgesidir. Ona dua ettiğimizde, onunla birlikte bütün insanları kurtarmak için Oğlunu gönderen Baba’nın tasarısına katılmış oluruz. Sevgili havari gibi tüm canlıların annesi olan İsa’nın Annesini evimize kabul ediyoruz.3 Onunla birlikte ve ona dua edebiliriz. Kilise’nin duası Meryem’in duası ile taşınmış olur sanki. Meryem ile birlikte umutta birleşmiş olur. 4

 

ÖZET

 

2680 Dua özellikle Baba’ya hitap eder; aynı şekilde İsa’ya da yönelir, özellikle de onun adıyla yakarıldığı zaman: “Rab Mesih İsa, Tanrı’nın Oğlu, günahkâr olan bizlere acı!”

 

2681 “Kutsal Ruh’un aracılığı olmadan hiç kimse ‘İsa Rab’dir’ diyemez” (1 Kor 12, 3). Kilise bizleri Kutsal Ruh’a Hıristiyan duasının içsel Efendisi olarak yakarmaya çağırır.

 

2682 Kilise Bakire Meryem’in Kutsal Ruh’un eylemine özel iştiraki nedeniyle, Tanrı’nın onda gerçekleştirmiş olduğu büyük işler nedeniyle onunla birlikte yüceltmek için ve ona yakarış ve övgülerini sunmak için onunla birlikte dua etmesini sever.

 

 

 

3. KONU

 

Dua için kılavuzlar

 

Bir sürü tanık

 

2683 Tanrı’nın Egemenliğine bizim önümüzden giden, özellikle de Kilise’nin “aziz” olarak tanıdığı tanıklar,1 örnek yaşamlarıyla, yazdıklarının aktarılmasıyla ve bugünkü dualarıyla duanın diri geleneğine katılır. Tanrı’yı gönül gözüyle seyrederler, Onu yüceltirler ve yeryüzünde bıraktıklarına özen göstermeye devam ederler. Efendilerinin “sevincine” girerek “büyük işlerin başına getirildiler”2. Onların şefaati Tanrı tasarısında en büyük hizmetleridir. Onları bizim için ve dünya için şefaatte bulunmaya davet etmeliyiz ve bunu yapabiliriz.

 

2684 Azizler birliğinde Kiliselerin tarihi boyunca çeşitli tinsellikler gelişti. İnsanlara olan Tanrı sevgisinin bir tanığının kişisel karizması, İlya’nın “ruhu”nun Elişa’ya3 ve Vaftizci Yahya’ya4 aktarıldığı gibi müritler bu ruhta payları olabilsin diye aktarılabilmiştir.5 Bir tinsellik akımı değişik litürjik ve teolojik yönlerde gelişir. İmanın belirli bir insan çevresinde ve tarihinde kök salmasını gösterir. Hıristiyan tinsellikleri duanın diri geleneğine katılırlar ve inanlılar için vazgeçilmez kılavuzlardır. Çeşitli zenginliklerinde Kutsal Ruh’un tek ve arı ışığını yansıtırlar.

 

“Ruh gerçekten azizlerin yeridir, aziz de Ruh için özel bir yerdir, çünkü aziz Tanrı’nın kendisiyle oturmasına izin verendir ve ona Tanrı’nın Tapınağı denmektedir.”6

 

Duanın hizmetlileri

 

2685 Hıristiyan ailesi duanın öğretildiği ilk yerdir. Evlilik sırrı üzerine kurulan Hıristiyan ailesine “Ev Kilisesi” denir. Orada Tanrı’nın çocukları “Kilise’de” dua etmesini öğrenirler ve bundan şaşmazlar. Özellikle küçük çocuklar için aile içinde yapılan günlük dua Kutsal Ruh tarafından sabırla uyandırılan Kilise’nin canlı belleğinin ilk tanığıdır.

 

2686 Papazlık aşaması almış din adamları erkek ve kız kardeşlerin Mesih’te dua eğitiminden sorumludur. İyi Çoban’ın hizmetlileri olarak görevleri Tanrı’nın Halkını duanın diri kaynaklarına götürmektir: Tanrı Sözü’ne, litürjiye, Tanrısal yaşama, yaşamın somut durumlarında Tanrı’nın varlığını tanımaya.1

 

2687 Birçok din adamı tüm yaşamını duaya adamıştır. Mısır çöllerinden beri, keşişler, rahipler ve rahibeler zamanlarını Tanrı’yı yüceltmeye ve onun halkının şefaatine ayırırlar. Adanmış yaşam duasız ayakta kalamaz ve sürdürülemez. Adanmış yaşam Kilise’deki tinsel yaşamın ve gönül gözüyle seyredişin diri kaynaklarından biridir.

 

2688 Çocukların, gençlerin ve erişkinlerin din eğitiminin amacı Tanrı’nın Sözünün kişisel olarak duada medite edilmesi, litürjik duada güncelleştirilmesi ve yeni bir yaşamda ürün vermesi için her zaman için içselleştirilmesidir. Din eğitimi aynı zamanda halkın dindarlığının farkına varılması ve eğitilmesidir.2 Temel duaların ezbere öğrenilmesinin dua yaşamına gerekli bir destek sunmasına rağmen duanın anlamının öğrenilmesi daha önemlidir.3

 

2689 Grup halinde yapılan dua, hatta “dua okulları” Kilise içinde duanın yenilenmesinin itici güçlerinden ve işaretlerinden biridir, yeter ki Hıristiyan duasının gerçek kaynaklarından yararlanılsın. Birleşme yönünde çaba gösterme Kilise içindeki gerçek dua işaretidir.

 

2690 Kutsal Ruh kimi inanlılara kişileri ruhsal yönden yönetmeleri amacıyla bilgelik, iman ve iyiyle kötüyü ayırt etme yetisini verir, kısacası duanın kamu yararı göz önüne alınarak yapılan faaliyet için. Böylesi bir yetiyle donatılmış kadın ve erkekler duanın diri Geleneğinin gerçek hizmetlileridir:

 

İşte bunun içindir ki, mükemmellikte ilerlemek isteyen kişiye A. Juan de la Cruz şöyle öğüt veriyor: “Hangi ellere kendinizi bıraktığınıza dikkat edin, çünkü öğrenci öğretmenine, oğul da babasına benzer.” Şunu da ekliyor: “Yönetici bilgili ve ihtiyatlı üstelik tecrübeli olmalıdır (…). Ruhsal rehberin ruhsal yaşam konusunda tecrübesi yoksa Tanrı’nın çağırdığı ruhları Tanrı’ya götüremez, hatta bunu anlayamaz bile.”1

 

Dua etmeye uygun yerler

 

2691 Tanrı’nın evi olan kilise, kilise cemaati için litürjik dua etmesine uygun bir yerdir. Kilise ayrıca, kilisede efkaristiyada ekmek ve şarap biçiminde hazır bulunan İsa’ya tapınma yeridir. Gerçekten dua etmek için uygun bir yerin seçimi önemlidir:

 

- Kişisel dua için, Kutsal Kitabın ve ikonaların bulunduğu bir “dua köşesi” Babamızın huzurunda “gizlide olabilmek için”2 yeterlidir. Hıristiyan ailesi için bu türden küçük bir dua yeri birlikte dua etmeyi teşvik eder.

- Manastırların bulunduğu bölgelerde, bu manastırlar Dua Saatlerinde inanlılara daha yoğun biçimde kişisel dua yapma olanağını sağlayacak yalnızlık imkânını vererek yardımcı olurlar.3

- Haclar yeryüzünde Cennete doğru yol aldığımızı anımsatırlar. Geleneksel olarak duanın yenilenmesi için çok uygundurlar. Kutsal yerler diri kaynakların arayışı içinde bulunan hacılar için Hıristiyan duasının biçimlerini “Kilise’de” yaşamak için istisnai yerlerdir.

 

ÖZET

 

2692 Gurbetteki Kilise, duasında şefaatini dilediği azizlerin duası ile birliktedir.

 

2693 Değişik Hıristiyan tinsellikleri duanın geleneğine katılırlar ve tinsel yaşam için değerli kılavuzlardır.

 

2694 Hıristiyan ailesi dua eğitiminin yapıldığı ilk yerdir.

 

2695 Papazlık aşaması almış olan din adamları, yaşamı duaya adama, din eğitimi, grup halinde dua, “ruhsal yönetim” Kilise içerisinde dua edenlere yardım sağlar.

 

2696 Dua için en uygun yerler kişisel ya da aile dua köşeleri, manastırlar, hacca gidilen kutsal yerler, özellikle de cemaatin toplandığı, litürjik duanın yapıldığı, efkaristiyaya tapınıldığı özel bir yer olan kilisedir.

 

 

 

 

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Dua yaşamı

 

2697 Dua yeni yüreğin yaşamıdır. Bizi her an yüreklendirmelidir. Oysa bizim Yaşamımız ve her şeyimiz olan Kişiyi unutuyoruz. Bunun içindir ki, Ruhani Babalar Tesniye kitabının ve peygamberlerin geleneğinde “Tanrı’yı anımsamak”, “yüreğin belleğinin” sürekli olarak uyanık tutulması konusunda olduğu gibi dua konusunda da ısrar ediyorlar. “İnsan Tanrı’yı soluk aldığı kadar sık anımsamalıdır.”1 İnsan belirli zamanlarda isteyerek dua etmiyorsa, “her zaman” dua edemez. Bu dua anları yoğunluk ve süre olarak Hıristiyan duasının en özel anlarıdır.

 

2698 Kilise Geleneği inanlılara sürekli dua alışkanlığını vermek amacıyla düzenli olarak duaları tekrar etmeyi önermektedir. Bunların bazıları günlüktür: Sabah ve akşam duası, yemek öncesi ve sonrası duaları, Dua Saatleri Litürjisi. Efkaristiya üzerine yoğunlaşmış pazar günü, özellikle duayla kutlu kılınmıştır. Büyük bayramlarıyla litürjik yıl dönemi Hıristiyan dua yaşamının düzenli olarak tekrar edilen temel dualarıdır.

 

2699 Rab her insanı, kendisinin hoşuna gittiği biçimde ve yolda götürür. Her inanlı da Ona yüreğinin kararına ve duasının kişisel ifade biçimlerine göre yanıt verir. Bununla birlikte Hıristiyan geleneği dua yaşamının üç temel ifade biçimini gerçekleştirme alışkanlığını korumuştur: Sesli dua, meditasyon, içsel dua. Yüreğe dönüklük hepsinin ortak noktasıdır. Tanrı Sözünü içinde tutmaya ve Tanrı’nın huzurunda kalmaya özen göstermek bu üç ifade biçimini dua yaşamının doruk noktası yapar.

 

1. KONU

 

Dua ifadeleri

 

I. Sesli dua

 

2700 Tanrı, Sözü aracılığıyla insanla konuşur. Duamız zihinsel ya da sesli sözlerle oluşur. Ama en önemlisi yüreğimizin duada konuştuğumuz Kişinin huzurunda olmasıdır. “Duamızın işitilmesi sarf ettiğimiz sözlerin miktarına değil, ruhlarımızın aşk ve şevkine bağlıdır.”1

 

2701 Sesli dua Hıristiyan yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. Efendilerinin yaptığı sessiz duanın etkisi altında kalan havarilerine, İsa sesli bir dua öğretiyor: Göklerdeki Babamız. İsa yalnız havrada litürjik duaları söylemekle kalmayıp, İncil’in belirttiği gibi kişisel duasını ifade etmek için sesini yükseltti. Bu duasıyla Baba’ya2 şükrettiği gibi Getsemani’deki üzüntüsünü de ifade ediyor.3

 

2702 İçsel duaya anlam katma ihtiyacı insan doğamızın bir gereğine cevap verir. Bizler bir beden ve ruhtan oluşmuşuz, duygularımızı dışa vurma ihtiyacı duyuyoruz. Yakarışımıza mümkün olan en fazla gücü verebilmek için tüm varlığımızla dua etmemiz gerekir.

 

 

2703 Bu ihtiyaç da Tanrısal bir gereği yerine getirir. Tanrı Ruh’ta ve Gerçek’te tapınacak insanlar arıyor, kısacası duanın ruhun derinliklerinden canlı bir şekilde yükselmesini. Tanrı aynı zamanda bedeni içsel duayla birleştiren duanın dışsal ifadesini de istiyor. Bu dua Tanrı’ya hakkı olan her şey için gereken saygıyı verir.

 

2704 Sesli dua dışa yönelik ve tamamen insani olduğundan her şeyden önce halkın duasıdır. En içsel dua bile sesli duayı ihmal etmemelidir. Dua ancak “konuştuğumuz”4 Kişi’nin kim olduğunun bilincine vardığımız ölçüde içsel olmaya başlar. Bu bağlamda sesli dua içsel duanın ilk biçimlerinden biri oluyor.

 

II. Meditasyon

 

2705 Meditasyon her şeyden önce bir arayıştır. Ruh Rab’bin isteğine cevap vermek ve isteğini benimsemek için Hıristiyan yaşamının nasılını ve nedenini anlamaya çalışır. İstenildiği gibi özen göstermenin ağırlığına katlanmak zordur. Genelde bunun için bir kitaba başvurulur, Hıristiyanların bu konuda başvuracakları yeterince malzeme vardır: Kutsal Kitap, özellikle İncil, kutsal ikonalar, günlük litürjik metinler, Kilise Babalarının yazıları, tinsel eserler, yaratılış ve tarihin büyük kitabı, Tanrı’nın “Bugün” sayfası.

 

2706 İnsanın okuduğunu derinlemesine düşünmesi demek, kendisiyle yüzleştirip kendine mal etmesi demektir. Burada açılan yaşam kitabıdır. Düşüncelerden gerçek yaşama geçilir. Alçakgönüllülük ve iman ile orantılı olarak yüreği kıpırdatan devinimler keşfedilir ve değerlendirilir. Işığa ulaşmak için Gerçeği uygulamak gerekir: “Rab benden ne yapmamı istiyorsun?”

 

2707 Ne kadar ruhani rehber varsa o kadar da meditasyon yöntemi vardır. Bir Hıristiyan düzenli olarak meditasyon yapmalıdır. Tersi durumda tohum benzetmesinde olduğu gibi yol kenarına, kayalık yere ve dikenlerin arasına düşen tohumlara benzer.1 Ne var ki, bir yöntem sadece bir kılavuzdur; önemli olan Kutsal Ruh’la birlikte dua yolunda yol almaktır: Mesih İsa.

 

2708 Meditasyon düşünceyi, hayal gücünü, duyguyu ve arzuyu seferber eder. Bu seferberlik inanç gerçeklerini derinleştirmek, yüreğin değişimini sağlamak ve Mesih’i izleme isteğini güçlendirmek açısından gereklidir. Hıristiyan duası daha çok lectio divina ya da Tespih Duası’nda olduğu gibi “Mesih’in gizleri” üzerine meditasyon yapmayı yeğlemektedir. Dua ederken bu biçimde derinlemesine düşünme çok değerlidir, ancak Hıristiyan duası daha da ileriye gitmelidir: Rab İsa’nın sevgisini tanımaya ve Onunla birleşmeye.

 

III. İçsel dua

 

2709 İçsel dua ne demektir? Azize Teresa bu soruya şöyle cevap veriyor: “Zihinsel dua, benim görüşüme göre, Tanrı tarafından sevildiğini bilerek Onunla sık sık baş başa yapılan samimi bir dostluk görüşmesidir.”2

 

İçsel dua “yüreğimin sevdiği Kişi’yi”3 (Ezg 1, 7) arar. Bu kişi İsa’dır, onda da Baba’dır. Onu arıyoruz, çünkü Onu arzu etmek Ona olan sevginin doğması demektir. Onu saf bir imanla arıyoruz, bu iman bizi Onda doğurur ve Onda yaşamamızı sağlar. Bakışlarımız Rab’be kenetlenmişken de içsel duada meditasyon yapabiliriz.

 

2710 İçsel dua zamanının seçimi ve duanın süresi yüreğin sırlarını ortaya çıkarıcı kararlı bir iradeye bağlıdır. İnsan boş zamanı olunca içsel dua yapmaz. Rab için belirli bir süre ayrılır, görüşme ne kadar kuru ve sıkıntılı olsa da bu süre kısa kesilmemeye çalışılır. Her zaman meditasyon yapılamaz ama sağlık, iş ve duygusal olaylardan bağımsız olarak her zaman içsel dua yapılabilir. Yürek yoksulluk ve iman içinde arayış ve görüşme yeridir.

 

2711 İçsel duaya giriş efkaristiya litürjisinin girişi ile benzeşim gösterir: Kutsal Ruh’un dürtüsü altında yüreğimizi ve tüm varlığımızı toparlamaya çalışmak, Rab’bin evi olduğumuzun bilincinde olmak, bizi bekleyen Kişinin Huzuruna çıkmak için imanı uyandırmak. Kendimizi arındırılacak ve dönüştürülecek bir sungu gibi sunmak için maskelerimizi düşürüp yüreklerimizi ve tüm varlığımızı bizi seven Rab’be doğru çevirmek.

 

2712 İçsel dua sevildiği tarafından gösterilen sevgiyi kabul etmeye rıza gösteren ve buna daha çok severek karşılık vermek isteyen Tanrı çocuğunun, bağışlanmış günahkârın içsel duasıdır.1 Ama karşılık olarak verdiği sevgisinin Kutsal Ruh’ tan geldiğini ve yüreğine Onun tarafından döküldüğünü bilir. Çünkü Tanrı’dan gelen her şey lütuftur. İçsel dua Baba’ nın sevgili Oğluyla git gide daha derin bir birlik içinde olduğu sevgi dolu isteğine alçakgönüllü ve zavallı bir karşılıktır.

 

2713 İçsel dua, dua gizinin en basit ifadesidir. İçsel dua bir armağan, bir lütuftur, ancak alçakgönüllülük ve yoksulluk içinde kabul edilebilir. İçsel dua varlığımızın derinliğinde Tanrı tarafından kurulmuş bir antlaşma ilişkisidir.2 İçsel dua birliktir: Kutsal Üçlü-Birlik Tanrı’nın suretindeki insanı “Onun benzeyişine” uygun kılar.

 

2714 İçsel dua genelde duanın doruk noktasıdır. İçsel duada, Baba bizi “iç varlığımız güçlensin, iman yoluyla Mesih yüreklerimizde yaşasın, sevgide köklenmiş ve temellenmiş olalım diye Ruhunun kudretiyle silâhlandırır” (Ef 3, 16-17).

 

2715 Gönül gözüyle seyrediş İsa’ya imanla bakmak demektir. Kutsal Dolabın önünde dua eden Arslı bir köylü, köyün aziz papazına “Ben Ona bakıyorum, O da bana bakıyor” diyordu. İsa’ya dikkatle bakmak “ben”in reddedilişidir. İsa’ya bakmak yüreği temizler. Onun yüzünün ışığı yüreğimizin gözlerini aydınlatır; ve Onun gerçeğinin ışığı altında her şeyi ve tüm insanlara olan merhametini görmemizi sağlar. Gönül gözüyle Mesih’in yaşamındaki gizlere de bakılabilir. Bu şekilde Rab daha çok sevilmek ve daha çok ardından gidilmek için “daha içten tanınmış olur”.1

 

2716 İçsel dua Tanrı Sözünü dinler. Edilgen olmak bir yana, bu dinleme iman itaatidir, kulun koşulsuz kabulü ve çocuğun sevgi dolu rızasıdır. Kul olan Oğul’un “Evet”ine ve alçakgönüllü kulunun [Meryem Ana] Fiat’ına katılır.

 

2717 İçsel dua sessizliktir. “Gelecek dünyanın simgesidir”2 ve “sessiz sevgi”dir.3 İçsel duada dile getirilen sözler söylev değil ama sevgi ateşini besleyen çalı çırpıdır. “Dışa yönelik” insan için dayanılmaz olan bu sessizlik içinde Baba cisimlenmiş, acı çekmiş, ölmüş ve dirilmiş Kelâm’ını söyler ve Oğul’un Ruhu da bizim İsa’nın duasına katılmamızı sağlar.

 

2718 İçsel dua Mesih’in gizine katıldığı oranda İsa’nın duasıyla birleşir. Mesih’in gizi Kilise tarafından Efkaristiya’da kutlanır, Kutsal Ruh da onu sevgiyle eylemde ortaya çıksın diye içsel duada yaşatır.

 

2719 İçsel dua sevgiyle bir birlik oluşturur. İçsel dua imanın gecesinde kalmaya rıza gösterdiği oranda birçok kimse için Yaşam demektir. Dirilişin Paskalya Gecesi can çekişme ve mezardan geçer. İsa’nın Saatine damgasını vuran bu üç gecedir. Bu zorlu Saati içsel dua içinde geçirmesini sağlayan İsa’ nın “güçsüz bedeni” değil, Ruhudur. Onunla “bir saat uyanık kalmaya”4 değer.

 

ÖZET

 

2720 Kilise inanlıları düzenli dua etmeye çağırır: Günlük dualar, Litürji Dua Saatleri, Pazar Efkaristiyası, litürjik yıldaki bayramlar.

 

2721 Hıristiyan geleneği dua yaşamında üç önemli dua ifadesini içeriyor: Sesli dua, meditasyon ve içsel dua. Her üçü de içe dönüklüğü sağlar.

 

2722 İnsan doğasındaki ruhla bedenin birleşmesine dayanan sesli dua, Babasına dua eden ve havarilerine “Göklerdeki Babamız” duasını öğreten İsa’nın örneğinde olduğu gibi bedeni içsel yürek duasına birleştirir.

 

2723 Meditasyon düşünceyi, hayal gücünü, duyguyu, arzuyu harekete geçiren dualı bir arayıştır. Meditasyonun amacı yaşam gerçeğiyle incelenen konuyu bağdaştırmaktır.

 

2724 Zihinsel dua, dua gizinin basit ifadesidir. İsa’ya yöneltilen bir iman bakışı, Tanrı Sözünü dinleyiş, sessiz bir sevgidir. İçsel dua Mesih’in gizine katıldığı oranda İsa’nın duasıyla birleşir.

 

2. KONU

 

Dua mücadelesi

 

2725 Dua nurun bir armağanı ve bizim kuşku götürmez cevabımızdır. Dua daima bir çaba gerektirir. Mesih’ten önceki Eski Antlaşma’nın büyük dua adamları, Mesih’le birlikte Tanrı’nın Annesi ve azizler duanın bir mücadele olduğunu öğretirler. Kime karşı? Kendimize karşı ve insanı duadan vazgeçirmek için, Tanrısı ile birleşmesine engel olmak için elinden gelen her şeyi yapan Ayartıcının hilelerine karşı. Dua ettiğimiz gibi yaşadığımız için yaşadığımız gibi dua ederiz. Mesih’in Ruhuna göre davranmak istemeyen kimse, onun adına dua etmeye de alışamaz. Hıristiyanın yeni yaşamındaki “tinsel mücadelesi” dua mücadelesinden ayrılmaz.

 

I. Duaya karşı koymalar

 

2726 Dua mücadelesinde kendimizde ve çevremizde karşılaştığımız dua konusundaki yanlış kavramlara karşı koymak zorunda kalırız. Kimileri duada basit bir psikolojik çıkış, kimileri de zihni boşaltmak için gösterilen yoğunlaşma çabası görür. Başkaları da duayı davranışlarda ve ritüel sözcüklerde kodlayarak düzenler. Birçok Hıristiyanın bilinçaltında duanın yapmaları gereken işle bağdaşmayan bir uğraş olduğu vardır: Zamanları yoktur. Dua aracılığıyla Tanrı’yı arayanlar kısa sürede cesaretsizliğe kapılırlar, çünkü duanın yalnız kendilerinden değil, Kutsal Ruh’tan da geldiğini bilmezler.

 

2727 “Bu dünyanın” zihniyetlerine de karşı koymak zorundayız; uyanık olmazsak içimize girerler. Örneğin, yalnız akıl ve bilim tarafından incelenip gerçekliği saptanmış şey gerçektir (oysa dua etmek bilincimizi de bilinçaltımızı da aşan bir gizdir). Bir başka görüşe göre üretim ve kazanç değerlidir (dua verimsiz olduğu için yararsızdır). Bir başka görüşe göre de gerçeğin, güzelliğin, iyiliğin kriterleri konfor ve şehvettir. Oysa dua, “Güzellik sevgisi” [Philokalia] gerçek ve diri Tanrı’ nın Yüceliğini her şeyin üstünde sevmek ister. Son olarak da dua aktivizme bir tepki olarak dünyadan kaçış olarak gösterilir. Oysa Hıristiyan duası ne tarihten çekilme, ne yaşamla bozuşma demektir.

 

2728 Sonuçta, mücadelemiz duada başarısızlık olarak kabul ettiğimiz şeylere karşı olmalıdır: Kuraklıklar karşısında cesaretsizliğe kapılma, “büyük servete” sahip olduğumuz için her şeyi Rab’be verememenin üzüntüsü,1 isteğimizin gerçekleşmemesinin yarattığı hayal kırıklığı, utanç verici günahkârlığımızın katılaştırdığı gururumuzun yaralanması, karşılıksız duaya antipati duyma, vb. Sonuç hep aynıdır: Dua etmek neye yarar? Bu engelleri ortadan kaldırmak için alçakgönüllülükle, güvenle ve sebatla mücadele etmemiz gerekir.

 

II. Yüreğin alçakgönüllü uyanıklığı

 

Duadaki zorluklara karşı

 

2729 Duada karşılaştığımız en genel zorluk duaya dikkatimizi verememektir. Sesli duada dikkatimizi sözcüklere ve anlamlarına veremeyiz; daha derincesi ise sesli duada, meditasyonda ve içsel duada dua ettiğimiz Kişi’ye dikkatimizi veremememizdir. Dikkatsizliklerimizden kurtulmaya çalışmak onların tuzağına düşmek anlamına gelir, oysa yüreğimize geri dönmek yeterlidir. Bir dikkatsizlik bize neye bağlı olduğumuzu gösterir. Bunun farkında olarak Tanrı’nın huzurunda bulunma, arındırsın diye Ona yüreğimizi sunmaya kararlıysak özellikle Ona olan sevgimizi uyandırır. Burası hangi Efendiye kulluk etmek istediğimizin mücadelesinin ve kararının verildiği alandır.2

 

2730 Egemen ve sahiplenici ben’imize karşı mücadele yüreğin uyanıklığı ve yalınlığı ile yapılır. İsa uyanık kalma konusunda ısrar ettiğinde, uyanıklık daima Kendisine, kendi Gelişine, son güne ve her güne görelidir: “Bugün.” Güvey gece yarısı geliyor; sönmemesi gereken ışık iman ışığıdır: “Yüreğim Sana diyor ki, ‘Onun Yüzünü ara’ ” (Mzm 27, 8).

 

2731 Özellikle gerçekten dua etmek isteyenlerin karşılaştığı bir başka zorluk, duygusuzluktur. Dua sırasında hiçbir düşünceden, anıdan ve duygudan, hatta tinsel olanlarından bile Tat almamaktır. Bu, can çekişirken ve mezarında İsa’yla birlikte saf imanla durma anıdır. “Buğday tanesi ölürse çok ürün verir” (Yu 12, 24). Çoraklık Tanrı’nın Sözü kayalık üzerine düştüğü için kök salamadığından ileri geliyorsa imana dönmek için mücadele etmek gerekir.1

 

Duada ayartmalara karşı

 

2732 En yaygın, en gizli ayartma iman eksikliğidir. Bu, inançsızlığı açıkça belirtmekten çok, başka şeyleri gerçekten tercih etmekle kendisini gösterir. Dua etmeye başladığımızda öncelikli gibi görülen, ivedi sanılan bin bir iş ya da tasa kafamıza takılır. Bu, yüreğin kimi tercih ettiğinin açığa çıkmasıdır. Kimi zaman son çare olarak Rab’be başvururuz, ama Onun yardım edeceğine gerçekten inanmayız. Kimi zaman da Rab’bi müttefikimiz olarak görürüz, ama yüreğimiz hâlâ kurumludur. Bütün bu durumlardaki iman eksikliğimiz hâlâ alçakgönüllü yüreğe sahip olmadığımızı gösterir: “Bensiz, hiçbir şey yapamazsınız” (Yu 15, 5).

 

2733 Bir başka ayartma da kurumlu olmaya yol açan akediya’dır (bıkkınlık). Ruhani Babalar bunun yüreği ihmal etmeye, uyanıklığın azalmasına, çile çekmenin gevşetilmesine yol açan bir tür depresyon olduğu düşüncesindedirler. “Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür” (Mt 26, 41). İnsan ne kadar yüksekten düşerse o kadar ağır yaralanır. Acılı umutsuzluk kurumun ters yüzüdür. Alçakgönüllü olan kendi zavallılığına şaşırmaz, bunu daha çok güven duymaya, daha çok sebat göstermeye kullanır.

 

III. Evlât güveni

 

2734 Evladın güveni sıkıntılarda denenir, kanıtlanır.2 En önemli zorluk gerek kendimiz gerek başkaları için şefaat dilediğimiz dilek duasındadır. Hatta bazıları dileklerinin kabul edilmeyeceğini düşünerek dua etmekten vazgeçer. Burada iki soru gündeme geliyor: Neden dileğimizin kabul edilmeyeceğini düşünüyoruz? Dileğimiz nasıl, hem de “etkili biçimde” kabul edilecek?

 

Dileğimizin kabul edilmediğinden neden şikayet ediyoruz?

 

2735 Önce yapacağımız bir tespit bizi şaşırtacaktır. Tanrı’ya şükrettiğimizde ya da Onu yaptığı iyiliklerden dolayı yücelttiğimizde duamızın Onun hoşuna gidip gitmediğini kendimize pek dert etmeyiz. Bunun aksine dileğimizin gerçekleşmesini görmek isteriz. Tanrı’nın hangi şekli bizi dua etmeye motive etmektedir: Tanrı bizim için kullandığımız bir araç mıdır, yoksa Rabbimiz Mesih İsa’nın Babası mı?

 

2736 “Nasıl dua etmemiz gerektiğini” (Rom 8, 26) bilmediğimize inanıyor muyuz? Tanrı’dan “elverişli iyilikleri” isteyelim,1 O bizden dilememizi bekliyor, çünkü Onun çocuklarının onuru özgür olmalarında yatıyor. Gerçekte ne istediğini bilmek için Onun özgürlük Ruhuyla dua etmek gerekir.2

 

2737 “Tanrı’dan dilemediğiniz için elde edemiyorsunuz. Kötü amaçla, tutkularınız uğruna kullanmak için dilediğiniz için dileğinize kavuşamıyorsunuz”3 (Yk 4, 2-3). Bölünmüş bir yürekle dilekte bulunulduğunda Tanrı dileğimizi kabul etmez, çünkü O iyiliğimizi, yaşamamızı ister. “Kutsal Yazı’nın boş yere mi şöyle yazdığını düşünüyorsunuz: ‘Tanrı içimize koyduğu Ruhu kıskançlık derecesinde arzu eder’? (Yk 4, 5).” Tanrımız bizi kıskanır, bu da onun sevgisinin gerçek olduğunun kanıtıdır. Ruhunun arzusuna uyalım, o zaman dileğimiz kabul edilecektir:

 

Tanrı’dan dilediğin şeyi hemen almadığında üzülme; çünkü O kendisine duada daha çok sebat etmekle daha çok iyilik kazanmanı ister.4

 

O arzumuzun duada denenmesini ister. Böylece bize vermeye hazır olduğu şey için bizi hazırlamış olur.5

 

Duamız nasıl etkili olur?

 

2738 Esenlik ekonomisinde duanın açınlanması bize tarihteki Tanrı’nın eyleminin imana dayalı olduğunu öğretir. Evlada yaraşır güvenimiz Onun en üstün eylemi olan Oğlunun çektikleri ve Dirilişi ile uyandırılır. Hıristiyan duası Onun insanlar üzerindeki sevgi tasarısına ve İlahi Takdir’ine uymaktır.

 

2739 A. Paulus için içimizdeki Ruh’un duasına ve bize biricik Oğlunu6 vermiş olan Baba’nın sadık sevgisine dayanan bu güven gözüpek7 bir güvendir. Dua eden kişinin yüreğinin dönüşüme uğraması dileğimize karşı verilmiş ilk yanıttır.

 

2740 İsa’nın duası Hıristiyan duasını etkili bir dilek haline sokar. Bir örnek teşkil eder; O bizde ve bizimle birlikte dua eder. Madem ki Oğul’un yüreği Baba’yı hoşnut eden şeyden başka şeyi aramıyor, öyleyse manevi evlatların yürekleri nasıl Armağanları Verene değil de armağanlara bağlanacaktır?

 

2741 İsa bizim için, bizim yerimize ve bizim lehimize de dua eder. Bütün dileklerimiz ilk ve son kez olmak üzere Haç üzerinde attığı Çığlığında toplanmış ve Dirilişinde Baba tarafından yerine getirilmiştir, işte bu nedenledir ki Baba’nın yanında, durmadan bizim için arabuluculuk yapmaktadır.1 Duamız kararlı biçimde İsa’nınkiyle evlada yaraşır güvenle ve yüreklilikle birleşmişse, onun adına dilediğimiz her şeyi elde ederiz, hatta şu ya da bu şeyden daha fazlasını: Bütün armağanları içinde bulunduran Kutsal Ruh’un kendisini.

 

IV. Sevgide sebat etmek

 

2742 “Durmadan dua edin” (1 Sel 5, 17), “durmadan, her şey için Rabbimiz Mesih İsa’nın adıyla Baba Tanrı’ya şükredin” (Ef 5, 20), “dua ederek ve yakararak yaşayın; her zaman Ruh’ta dua edin, bu amaçla tüm azizlere şefaatte bulunun ve tam bir adanmışlıkla uyanık durun” (Ef 6, 18). “Bize durmadan çalışmak, uyanık kalmak ve oruç tutmak buyurulmamıştır, ama sürekli dua etmek bizim için bir buyruktur.”2 Bu bıkmak nedir bilmez istek sevgiden gelir. Ağırlığımıza ve tembelliğimize karşı dua mücadelesi alçakgönüllü, güvenli ve sebatkâr bir sevgi mücadelesidir. Bu sevgi yüreklerimizi imanın üç aydınlatıcı ve canlandırıcı gerçekliğine açar:

 

2743 Dua etmek her zaman mümkündür: Hıristiyanın zamanı, fırtınalar3 kopsa da, bize “Her gün sizinle birlikteyim” (Mt 28, 20) diyen dirilmiş İsa’nın Zamanıdır. Zamanımız Tanrı’ nın elindedir:

 

Pazar içinde ya da yalnız dolaşırken sürekli ve hararetli dua yapmak mümkündür. Mağazanızda otururken satarken ya da alış veriş yaparken, hatta yemek yaparken bile dua etmek mümkündür.4

 

2744 Dua etmek yaşamsal bir gerekliliktir. Tersinin kanıtlanması pek ikna edici değildir: Ruh’la yönetilmeye izin vermezsek günahın köleliğine düşeriz.5 Yüreğimiz Kutsal Ruh’tan uzaksa nasıl O bizim “yaşamımız” olacaktır?

 

Hiçbir şey dua kadar değerli olamaz; dua olanaksız olanı olanaklı kılar, zor olanı da kolay kılar. Dua eden insanın günah işlemesi imkânsızdır.1

 

Dua eden kesin kendisini kurtarır; dua etmeyen de kendisini kesin mahkûm ettirir.2

 

2745 Dua ve Hıristiyan yaşamı birbirinden ayrılmazdır, çünkü sevgiden gelen aynı feragat ve aynı sevgi söz konusudur. Evladın Baba’nın sevgi tasarısına aynı sevgi uyumu göstermesi. Bizi Mesih İsa’ya hep daha layık kılan Kutsal Ruh’taki aynı dönüştürücü birleşme. Bütün insanları İsa’nın bizi sevdiği gibi aynı sevgiyle sevme. “Benim adımla Baba’dan ne dilerseniz size verecektir. Size şu buyruğu veriyorum: Birbirinizi sevin” (Yu 15, 16-17).

 

Duasını işleriyle, işlerini duayla bağdaştıran kişi sürekli dua eder. Sürekli dua etme ilkesi olaya ancak bu şekilde bakarsak gerçekleşebilir.3

 

3. KONU

 

İsa’nın Başrahiplik duası

 

2746 İsa, Saati yaklaştığında Babasına dua eder.4 İsa’nın duası, İncil’de en uzun şekilde aktarılan tüm yaratılış ve esenlik ekonomisini olduğu gibi İsa’nın ölümünü ve dirilişini de kucaklayan duadır. İsa’nın Saati geldiğinde yaptığı dua, aynı şekilde “ilk ve son kez” gerçekleşmiş Paskalyası Kilisesinin litürjisinde var olmaya devam etmektedir.

 

2747 Hıristiyan geleneği haklı olarak buna İsa’nın başrahiplik duası diyor. Baş Rahibimiz İsa’nın duasıdır; Baba’ya bütünüyle “adandığı” Baba’ya “geçiş”inden (Paskalya), Kurbanından ayrılmaz.5

 

2748 Bu kurbanlı, Paskalya duasında her şey Onda “toplanmış” oldu:6 Tanrı ve dünya, Kelâm ve beden, ebedi yaşam ve zaman, kendini veren sevgi ile ihanet eden günah, hazır bulunan havariler ile Onun sözüne inananlar, alçalma ve yücelik. Paskalya duası Birlik duasıdır.

 

2749 İsa Baba’nın işini bütünüyle gerçekleştirdi, duası gibi Kurbanı da Zamanın sonuna kadar uzanır. Saati geldiğinde yaptığı dua son zamanları doldurur ve onları bitimlerine doğru götürür. Baba’nın her şeyi vermiş olduğu Oğul olan İsa her şeyi Baba’ya teslim etmiş, aynı zamanda da Baba’nın kendisine vermiş olduğu her beden üzerindeki yetki ile yüce bir serbestlikle1 Kendisini ifade etmiştir. Kendisini Kul yapan Oğul Rab’dir, Pantocratôr’dur. Bizim için dua eden Baş Rahibimiz aynı zamanda içimizde dua eden Kişidir ve dileğimizi yerine getiren Tanrı’dır.

 

2750 Bize öğrettiği Göklerdeki Babamız duasının içerisine ancak Rab İsa’nın adına girerek benimseyebiliriz. Onun Rahiplik duası Göklerdeki Babamız duasının büyük dileklerini Ruh’ la birlikte içeriden esinler: Baba’nın adının kaygısı2 Krallığının ve Yüceliğinin3 tutkusu, Baba’nın esenlik tasarısı4 ve kötüden kurtulma5 konusundaki isteğinin yerine getirilmesi.

 

2751 Son olarak, İsa bize dua yaşamının gizi olan Baba’nın ve Oğul’un6 birbirinden ayrılmaz olduğu “anlayışını” verir ve açınlar.

 

ÖZET

 

2752 Dua kendimize ve Ayartıcının hilelerine karşı bir mücadele ve bir çaba gerektirir. Dua mücadelesi genelde Mesih’in Ruhuna göre davranmak için gerekli “ruhsal mücadeleden” ayrılmaz: İnsan nasıl yaşıyorsa öyle dua eder, nasıl dua ederse öyle yaşar.

 

2753 Dua mücadelesinde yanlış kavramlara, değişik zihinsel akımlara, başarısızlıklarımızın tecrübesine karşı gelmeliyiz. Duanın yararlılığından ya da olanaklılığından kuşku duyulmasını getiren bu ayartmalara karşı alçakgönüllülükle, güvenle ve sebatla karşılık vermek gerekir.

 

2754 Dua uygulamasında karşılaşılan başlıca zorluklar dikkatsizlik ve duygusuzluktur. Bunun çaresi iman, yürek tövbesi ve uyanıklığıdır.

 

2755 Duayı tehdit eden sık rastlanan iki ayartma vardır: İman eksikliği ve çilenin gevşetilmesi ile ortaya çıkan ve cesaretsizliğe götüren bir çeşit depresyon türü olan “akedya”.

 

2756 Duamızın kabul edilmediği gibi bir duyguya kapıldığımızda evlatlık güvenimiz denemeye tabi tutulmuş olur. İncil duamızın Ruh’un isteğine uyup uymadığı konusunda kendimizi sorgulamamızı istiyor.

 

2757 “Durmadan dua edin” (1 Sel 5, 17). Dua etme her zaman mümkündür. Hatta yaşamsal bir gerekliliktir. Dua ve Hıristiyan yaşamı birbirinden ayrılmazdır.

 

2758 İsa’nın Saati geldiğinde yaptığı duaya haklı olarak tüm esenlik ve yaratılış ekonomisini toparlayan “başrahiplik duası”1 denir. “Göklerdeki Babamız” duasındaki büyük dilekleri esinler.