Kafa Tabanı Anotomisi:

 

Kafa tabanı 5 kemikten oluşur.

 

  1. occipital
  2. sphenoid
  3. temporal
  4. ethmoid
  5. frontal

 

“Bu yazıda Latince okunan bu yapılar artık Türkçe’de okundukları gibi ifade edilecektir.”

 

Santral  kafa tabanı ise oksipital, sfenoid ve temporal kemikten oluşur.

 

Oksipital kemik:

 

Posterior fossanın tabanını oluşturur. 3 ossifiye bölümü vardır. Basiocciput (anterior), exocciput (lateral) ve supraoksiput (posterior).  Basioksiput inferior klivus ve juguler tüberkülleri içerir. Exoksiput foramen magnumun her iki yanını oluşturur. Oksipital kondiller olarak ifade de edilir. Supraoksiput veya squamöz parça posterior nfossanın tabanını oluşturur. Basioksiput lateralden 2 sütür ile exoksiputde  posteriordan (supraoksiputden) 2 sütür ile ayrılırlar. (Fig 1)Bunlar doğumda açık olup posterior süturlar  7 yaşına kadar açık

 


 

 

 

 

Fig1: Yenidoğanda normal oksipital sütürler.


 

kalabilirler. Bu bilgi yanlış konacak fraktür tanıları için değerlidir. Oksipital kemiğin ana açıklığı foramen magnum, hipoglossal kanal ve posterior kondiler kanaldır. Foramen magnum anteriorda basioksiput, lateralde exoksiput, posteriorda supraoksiput’ dan oluşur. FM içinden medulla oblangata, meninksler, vertebral arterler, anterior ve posterior spinal arterler, spinal aksesuar sinirler, internal vertebral venöz pleksus ile ilişkili venler geçer.


 

Yenidoğanda 20 mm (A-P çapı), ve 15 mm (koronal çap) olup erişkinde 34 ve 29 mm’ ye ulaşır. FM u çevreleyen kemikler kranioservikal bileşkenin stabilizasyonundan sorumlu birçok ligamanın yapıştığı yerleri oluştururlar.  Örneğin anterior dudak ve oksipital kondillere; apikal, dental, krusioform ligamanın üst bandı ve alar ligamanlar yapışır. Posterior longitüdinal ligaman FM’u çaprazlar superiorda tektorial membranı oluşturup klivusun dorsumuna yapışır.

 

Her oksipital kondil içinden hipoglossal kanal geçer Bu kanaldan da CN XII, asendan faringeal arterin meningeal dalı ve bir emisser ven geçer. (Fig 2)

 


 

 

 

Fig 2: 1=karotid arter 2=Karotikojuguler spine 3=Hipoglossal kanal 4= Juguler foramen 5= Ptergoid plates


 

Bu kanal JF (juguler foramnenin) medialindedir. (Fig 3)

 


 

 

 

 

Fig 3 : 1=Hipoglossal kanal 2=Juguler foramen 3= Occipital kondil


 

Kafa tabanının exokranial yüzeyindeki fossaya kondiloid fossa denilir ve buradan sigmoid sinüsten suboksipital venöz pleksusa anostomotik venöz kanallar geçer.

 

Sfenoid Kemik:

 

Kafa tabanının çekirdeğidir ve önemli nöral ve vasküler yapıların geçtiği bir çok faramina içerir. Beyin, orbit, yüz ve boynun yumuşak dokuları ile ilişkiyi sağlar. Dikdörtgen biçiminde olup klivusun üst parçası, büyük ve küçük sfenoid kanat, ptirgoid proçes denen iki inferior projeksiyon’ dan oluşur. Anteriorda frontal ve etmoidal kemiklerle, anterolateralde parietal kemiklerle, posterolateralde temporal kemiklerle, posteroinferiorda oksipital kemikle sınırlanır. Sfenoid kemiğin üst yüzeyi ince ve kare bir kemik platosu biçimindedir. Planum sfenoidale denen bu yapı önde sfenoid sinüsün çatısı ve anterior kranial fossanın tabanını oluşturan kribriform plate ile eklem yapar. Kemiğin bu platosunun posterolateral yayılımı küçük sfenoid kanat ve anterior klinoid proces ile birleşir. Kiazmatik sulkus planum sfenoidale ve tüberkulum sella arasında bir çöküklük olup üzerinden optik kiazm geçer.Sella ve kiazm arasındaki ilişki subfrontal yaklaşılan hipofiz cerrahisinde önem kazanır. Normalde optik kiazma diafragma sella üzerinde santralden ve tüberkülumdan 4-6 mm posteriordadır. Ancak % 10 prefixed konfigürasyon denilen formda tüberkülumun tam santralindedir. % 14’ de kiazma tüberkulumun 2 mm içindedir. Prefixe ve anterior yerleşimli kiazma frontal cerrahi yaklaşımı kısıtlar. 

Sella tursika Türk eyerinden esinlenerek adlandırılmıştır. Hipofiz glandının oturduğu sfenoid üst yüzeyin belirgin depresyonudur. Komşuları olan sfenoid sinüs aerasyonu ve  lateralde kavernöz sinüs ilişkisi önemlidir. (Fig 4)

 


 

 

 

Fig 4: T1 sag 1=Pitiüter anterior lob 2=Posterior lob 3= pitiüter infindibulum 4= optik kiazm


 

 

Sella tursika ve dorsum sella basisfenoid kıkırdak içinde gelişir. Sella tuberkulumun posteriorunda postsfenoid enkondral ossifikasyon merkezinden köken alır. Sella anteriorda tüberkulum sella denilen ince bir kemik plaka ile sınırdır. Sellanın üst-ön kenarının üzerinde yayılan anterior klinoidler, sfenoidin küçük kanatları devam eder. Ön yan kenarları iki küçük orta klinoidler diye adlandırılan kemik protrüzyonlar ile sınırlanır.

 

Pitüiter glandın her iki tarafında kavernöz sinüs vardır. (Fig 5)

 


 

 

 

Fig 5: T1 Cor. 1=Pitiüter gland 2=Pitüiter infindiulum 3=Kavernöz sinüs çifti 4= optik kiazm


 

Çiftleşmiş endotelle çevrili kavernöz sinüs sfenoid sinüs üzerinde inferiora doğru uzanır. Anteriorda optik kanala posteriorda  petröz apexe doğru uzanır. Her kavernöz sinüs içinde venöz sinüzoidler, İCA’ nın kavernöz segmenti, eşlik eden sempatik pleksus, CN III, IV, V1,V2,VI bulunur. 6. kranial sinir karotid arterin inferolateralinde bulunur. 3,4, 5’ in birinci ve ikinci dalı kavernöz sinüsün lateral duvarındadır. Kavernöz sinüsler orta hatta interkavernöz sinüsler tarafından birleşirler. En önemlisi klivusun dorsalinde uzanan basilar sinüstür. Hipofizin ventralinde anterior interkavernöz iletişim vardır. Posterior interkavernöz  birleşi glandın posterorundadır. Kavernöz sinüsün posteroinferiorunda her iki tarafta trigeminal sinir ganglionunu içeren  Meckel’s cave bulunur.  (Fig 6)

 


 

 

 

 

Fig 6: Sellanın posterioru T1 cor Okbaşı=foramen ovale Ok= Meckel’s cave


 

Pitüiter fossanın posterioru inferiorda klivusla devam eden dorsum sella ile sınırlanır. (Fig 7)

 


 

 

 

 

Fig 7: 1=sella tursika 2=sup orbital fissür 3=dorsum sella 4=etmoid sinüs


 

Dorsum sella lateralde tentoriumun tutunduğu posterior klinoid çifti ile birleşir. Sellanın superior sınırını pitüiter infundubulumun geçtiği sentral defekt içeren sirküler veya dikdörtgensi dural refleksiyon içeren diafragma sella oluşturur. Defektin boyutu otopsi serilerinde % 56 hastada 5 mm’ den büyük bulunmuştur. Diafragma selladaki yetmezlik empty veya parsial empty sella gelişimi için predispozan bir faktördür.  Alttaki ince kemik duvar fossayı sfenoid sinüs ile ayırır. Kalınlığı 1 mm veya daha azdır. Klivus  dorsum sella ve FM (superiorda basisfenoid inferiorda basioksiput’dan oluşur.) arasındaki kemik birleşimdir. Bu iki segment yaklaşık 16 yaşında sfeno-oksipital sinkondrozda  birleşir. Klivus lateral kenarı petrooksipital fissür,  ve inferior petrozal sinüslerden oluşur. İnferior petrozal sinüsler klival venöz pleksus vasıtasıyla juguler bulbla birleşir.Klivusun dorsal yüzeyince uzanan klival venöz pleksus IV kontrast sonrası kontrast fixe eder. Bu patolojik olarak algılanmamalıdır. Lateral inferior kenar boyunca anteromedialinde juguler foramina ve  hipoglossal kanalın hemen superiorunda görünen juguler tüberkül mevcuttur. Klivusun hemen dorsalinde pons ve medulla vardır. 1 yaşın altındaki çocuklarda klivus içindeki MR sinyali kan üreten fonksiyonel  kemik iliği nedeniyle T1’ de üniform olarak azalmıştır. Çocuk büyüdükçe yağ replasmanı nedeniyle T1’de daha hiperintens hal alır. 7 yaş civarı yağlı ilik nedeniyle heterojen olabilir. 19 yaşta T1 de homojen yüksek sinyal % 92 saptanır. Kontrast verilen serilerde immatür klivus kemik iliği erişkinleregöre çocuklarda daha fazla kontrast fiske eder. Ayrıca sentral kafa tabanında irregüler kontrast fiksasyonu çocuklarda normaldir. Erişkinlerde de bu böyle olabilir ancak T2’de yüksek sinyal pozitifse fiksasyon infiltrasyon lehinede olabilir.

Sfenoid sinüs klivusun hemen önündedir. Doğumda sfenoid kemik kırmızı kemik iliği içerir ve aere değildir. (Fig 8)

 


 

 

 

Fig 8: Sag T1 Normal YD Sfenoid sinüs pnömotize değildir. Klivus intermediet sinyal gösterir (ok) Sfeno-occipital sinkondroz kolaylıkla görünür (açık ok)


 

 

 

 

2 yaşından sonra sfenoid sinüsün ilerleyici pnömatizasyon nedeniyle MR’da sinyal kaybı başlar. (Fig 9)

 


 

 

 

Fig 9: Erişkinde Sag T1  Klivustaki yağlı kemik iliğine bağlı yüksek intensite


 

Arada sırada pnömatizasyon anterior klinoidlere, dorsum sellaya, posterior klinoidlere, ve ptirgoid plate’lere uzanabilir. (Fig 10)

 


 

 

 

Fig 10: Dorsum sella pnömotizasyonu


 

Sfenoid sinüs kemik septumla sağ ve sola ayrılır. Her sinüs nazal fossa ile sfenoetmoidal reses ile ilişki kurmaktadır.

 

Sfenoid kemik içinde rutinde gözlenen tek foramen pterygoid veya vidian kanaldır. Kanal sfenoid sinüs altında foramen rotundumun inferomedialinde yerleşir. Foramen laserumla birleşerek ptirgopalatin fossaya anteromedial olarak uzanır. İçinden vidian arter ve vidian sinir geçer. (Fig 11)

 


 

 

 

Fig 11: Sellanın anteriorunda sfenoid sinüs cor BT 1= foramen rotundum 2= Vidian kanal 3= Optik strut 4= anterior klinoid


 

Ptirgoid kanalın veya vidian arter distal maksillar arterden doğar ve üst farinks ile östaki tüpünü besler. Bu dal ara sıra ICA’ nın petröz segmentinin küçük  dalları ile anastomoz yapar. (ECA ve ICA arasında ısrar eden – devamlı- kollateral akım). Vidian sinir ise otik gangliondan dallanan büyük süperfisial ve derin petrozal siniri içeren otonomik bir sinirdir.

Sfenoid kemiğin büyük kanadı gövdeden doğan iki osseöz projeksiyondur. Önemi içerdiği foraminalar ve yumuşak doku ile kemik ilşkilerindendir.Büyük kanatların 3 önemli yüzeyi vardır. Üst, alt,  ön. Üst yüzey üzerindeki serebral dokuya destek vererek orta kranial fossa tabanını oluşturur. Alt veya external (dış) yüzey ptirgopalatin fossanın arka kenarı ve mastikatör space çatısını oluşturur. Alt yüzey infratemporal krest kemiğinin kenarı ile çaprazlanır. Ön yüzey ise orbit duvarının posterolateral duvarını oluşturur.

Büyük kanatın mediali sfenoid gövde ile birleşir ve foramen laserumun anterior sınırını yapar. Lateralde temporal ve parietal kemiklerle eklem yapar. Yukarıda superior orbital fissür ile (SOFT) küçük sfenoid kanattan ayrılır. Önde büyük kanat frontal ve zigomatik kemiklerle eklem yapar. Büyük kanatta foramen rotundum, ovale, ve spinozum bulunur. (SOR). Sabit olmayan açıklıklar ise Vesalius forameni ve Arnold kanalıdır.

 

Foramen rotundum posteriorda Meckel ile anteriorda ptirgopalatin fossa (ptirgopalatin fossada anteriorda inferior orbital fissür ile birleşir!) ile birleşir.  Sfenoidin büyük kandının medial kenarında gözlenir. Sfenoid sinüsün lateralinde olup SOFT’ un inferolateralindedir.  Trigeminalin maksillar dalı geçer. Yüzün orta bölümünün, üst dudağın, alt göz kapaklarının , diş etleri dişler, nazofarinks, ve maksillar sinüslerin duysal siniridir. Ayrıca foramen rotundum arteri ve emisser venlerde kanaldan  geçer. Foramen rotundum arteri İCA’ nın kavernöz segmentinin lateral ana dalı veya inferolateral trunk ile anastomoz yapan distal internal maksiler arterin küçük bir dalıdır. Bu yollada ICA ve ECA arasında anostomoz (kollateral) mevcuttur. Emisser venler ise kavernöz sinüsü ptirgoid pleksusa bağlar.  Boyutunun 2 mm’den büyük olması ve asimetrisi patolojik tutulum şüphesi yaratmalıdır. (Fig 12)


 

 

Fig 12a: Axial BT, Sol V2 schwannoma 1=sol foramen rotundum geniş 2= ptergopalatin fossa geniş 3= inferior orbital fissür

 

 

 

 

 

 

Fig12b: Cor BT, sol ptergopalatin fossa sağa göre geniş


 

Foramen ovale sfenoid büyük kanat içinde  ismi gibi oval olup Meckel kave’ inden mastikatör alana doğru anterolateral bir gidiş gösterir. Endokranial olarak foramen spinozumun anteromedialinde, foramen rotundumun posterolateralindedir. Exokranial olarak lateral ptergoid plate’ in tabanında lokalizedir.

 

Foramen ovale içinde trigeminalin mandibüler dalı vardır. Bu yüzün alt bölümü, dudaklar, dişetleri, temporamandibuler eklem ve dişlerin duysal sinirini taşımaktadır. Ek olarak meningeal dallar duranın duysal sinirini oluşturur. Bu dal ayrıca mastikatör (çiğneme) kasların, tensör veli palatininin, tensör timpaninin, mylohyoid kasların, digastrik kas anterior belly’ lerinin motor liflerinide taşır. Damarlar ise yukarda kavernöz sinüs, altta ptergoid pleksusu birleştiren emisser venler ve internal maksillar arterin aksesuar meningeal dallarını içerir. Boyutu değişkendir. Daha çok içerdiği emisser ven sayı ve boyutu ile ilişkilidir. Asimetri, 4 mm veya daha büyük boyut patolojik tutulum şüphesi yaratmalıdır. Foramen ovalenin görüntülenmesi özellikle perinöral yayılım için yararlıdır. Yağ supresyon teknikleri, IV kontrast rutin MR sekanslarına yardımcıdır. Perinöral yayılım göstergeleri; foramen ovalenin genişlemesi, trigeminalin mandibuler dalının smooth isointens kalınlaşması, kavernöz sinüs lateral membranlarının laterale bulgingi, isointens kitle ile trigeminal sisternin normal hipointensinin replasmanıdır. Çiğneme (mastikatör) kaslarının atrofik değişiklikleri trigeminal sinir tutulumunun indirekt bulgusudur.

 

Foramen spinozum küçüktür. Endokranial olarak foramen ovalenin lateral ve posteriorundadır. Exokranial olarak östakinin hemen lateralindedir. İçinden orta meningeal arter, ven, mandibuler sinirin rekürrent (meningeal) dalı (sfenoid sinüs mukozasının bir bölümü ve durayı besler)  geçer.  Middle meningeal arter proksimal internal maksiler arterin bir dalıdır. Duraya ek olarak trigeminal ganglionu sular. Orta meningeal ven ise duradan ptirgoid pleksusa venöz drenajı sağlar. Arada distal orta meningeal arter oftalmik arterden doğar. Bu durumda foramen spinozum  yoktur veya küçülmüştür. CT axial kesitlerde iyi gösterilir ancak küçük boyutu MR için zordur.

 

Vesalius forameni sabit olmayan sfenoid emisser foramen olarakta adlandırılır. Kavernöz sinüs ve ptirgoid venöz pleksus birleştiren küçük venler geçer. Ortalama çapı BT’de 1 mm’ dir. Eğer mevcutsa sfenoid büyük kanadının medialinde, foramen rotundumun posteriorunda, foramen ovalenin anteromadialinde bulunur. En iyi aksial BT’de görülür.

 

Arnold kanalı veya innaminat kanalikulus foramen ovalenin posteriorunda, foramen sğinozumun medialinde gözlenir. Eğer mevcutsa parotise ve glossofaringeal sinirin küçük bir dalı olan küçük süperfisiel petrozal sinire preganglionik parasempatik lifler taşır. Kanal yoksa küçük petrozal sinir foramen ovaleden çıkar.

 

Sfenoid kemiğin üst ön tarafında küçük kanat çifti bulunur.Bunlar kısa bir tabanla sfenoide tutunur ve laterale keskin bir nokta olarak incelerek seyreder. Medial ve arkada, tentoriumun önde tutunduğu anterior klinoidlerle devam ederler. Üst yüzeyi anterior kranial fossa tabanının bir bölümünü oluşturur. Alt yüzeyi orbital çatının arka bölümünü ve SOF’ ün üst sınırını oluşturur. Sfenoid gövde ile birleşim yerinde optik kanal vardır.

 

SOF üst içte küçük kanat ve alt dışta büyük kanat arasında silit (yarık) biçimdedir. (Fig 13)

 


 

 

Fig 13: Anterior klinoid axial kesit 1=SOF 2=Optik kanal 3= Anterior klinoid


 

SOF arkada kavernöz sinüs ve orta kranial fossa, önde orbital yapılar arasında bir link oluşturur. 3,4,6, V1 fissürden geçer. Ayrıca rekürrent lakrimal arter dalları, middle meningeal arterin orbital dalları ve üst oftalmik vende buradan geçer. Optik foramen ve fissürün orta bölümünün üzerinde ekstraoküler kasların yaygın başlangıcı olan Zinn annulusu yayılır.

 

Optik kanal küçük sfenoid kanat içinde yuvarlak bir açıklıktır. Optik sinir kılıf kompleksi, oftalmik arter geçer. Kanal medialde sfenoid gövde, üst ve lateralde küçük kanatla sınırlanır.   Alt dışta optik strut (üstte anterior klinoidle devam eder.) tarafından SOF’ tan ayrılır. Optik payandanın (strut) görüntülenmesi optik sinire bası ve körlük oluşma nedeniyle orbital travmada esastır. Coronal BT burada önemli yer tutar. Ancak kanal çevresindeki kortikal kemiğin ürettiği beam hardening artefaktı tetkiki limite edebilir. Bu yüzden MR optik sinir kılıof kompleks segmentinin intrakanaliküler detayını mükemmel görüntüler. Postkontrast görüntülere yağ baskılama eklenmelidir. Sfenoid gövdeden aşağı doğru ptergoid kemik çifti uzanır. Her procesin önünde ptergoid ganglionun ve distal internal maksiler arterin lokalize olduğu ptirgoid fossa vardır. Lateralde ptirgopalatin fossa ptirgomaksiller fissür ile mastikatör spase ve medialde sfenopalatin foramen içinden nazal kavite ile birleşir. Önde bu space orbit ile inferior orbital fissür vasıtasıyla birleşir. Aşağıda ptirgopalatin kanal vasıtasıyla oral kavite ile birleşir. Arkada vidian kanal ve foramen rotundum ile birleşir. Medial ve lateral ptirgoid plateler arasında arkada ptirgoid space bulunur. Medial plate nazofarinksin anterolateral duvarının faringobasiler fasiasının tutunduğu yerdir. Lateral plate ise medial ve lateral ptirgoid kaslar tutunur.

 

Temporal Kemikler:

 

Üçüncü majör kompanenttir.  Petröz, mastoid, squamöz, timpanik ve stiloid bölümlerden oluşur.

 

Petröz parça piramidal şekillidir. Tepesi sfenoid gövdeye anteromedial ve tabanı timpanik segmente posterolateral olarak uzanır.Petröz piramitin ön ve iç kenarı foramen leserumdur. Petröz kemik ve oksipital kemik arasında arkada juguler foramen bulunur. Anterior yüzeyinde orta kranial fossa işlemlerinde cerrahi landmark olarak kullanılan üst semisirküler kanalın yayıldığı kemik çıkıntı olan arkuat eminensia görülür. Posterior yüzeyi porus akustikus, vestibüler aquaduktus, kohlear aquaduktus’ ları içerir. Petröz cisim içinde karotid kanal, kohlea ve semisirküler kanallar, İAC vardır.  (Fig 14-16)

 


Fig 14: Dış kulak yolu düzeyi axial BT 1=Karotid kanal 2= Foramen ovale 3=Foramen spinozum 4= Mandibuler kondil 5= dış kulak yolu 6= klivus 7=vidian kanal 8= ptergopalatin fossa 9=kohlear aquadukt 10=fasial sinirin mastoid segmenti 11= stapes kasını içeren piramidal eminenes

 


 

 


 

 

 

 

Fig 15: Fig 14’ün hemen üzerinden axial BT 1= Karotid kanal 2= İAC 3=Kohlea 4=Lateral semisirküler kanal 5=fasial sinirin timpanik segmenti 6=malleus başı 7=inkus gövdesi 8=mastoid hava hücreleri 9=sfenoid sinüs 10=foramen rotundum 11=Köhner septumu


 


 

 

 

Fig 16: Dış kulak yolu düzeyinden cor BT 1= Epitimpanium 2= mesotimpanium 3= Hipotimpanium 4= kohlear promontorium 5= scutum 6= Prussak mesafesi


 

Foramen laserum (FL) genişçe bir fibrokartilaj ile dolu olan gerçek bir foramen değildir. Bu kanaldan asendan faringeal arterin meningeal dalı ve kavernöz sinüsten pterygoid sinüse uzanan emisser venler geçer. FL anteriorda vidian kanalla birleşir. FL’ un üzerinde İCA karotid kanaldan çıkıp yukarıya prekavernöz segment içine yönelir.

 

Juguler fossa endokranial olarak posteromedialde oksipital kemik ve anteromedialde petröz kemik arasında uzanır. Juguler spine kemiğin trianguler piesi tarafından karotid kanalın vertikal petröz segmentinden ayrılır. Juguler foramenin hemen üzerinde serebellum, üst-dış tarafında da IAC vardır. Juguler foramen temporal kemik içinde inferolateral ilerler ve karotid kanalın posteriorundan, hipoglossal kanal ve oksipital kondilin lateralinden temporali terk eder. Juguler foramen sıklıkla fibröz veya kemik septum olarak iki kompartmana (pars nervosa ve pars vaskülarise) ayrılır. Pars nervosa (PN); jugular foramende medialde ve anteriorda yerleşmiştir. Yaklaşık 5 mm çapında ve pars vaskülaristen daha küçüktür. PN’ da (9) glossofaringeal sinir ve 9’ un bir dalı olan Jacobson’s siniri (parotid glandın parasempatik lifleri ile östaki ve orta kulak duysal siniri) ve inferior petrosal sinüs geçer. Daha büyük kompartman olan pars vaskülarisden IJV, 10, 11, asendan faringeal arterin küçük meningeal dalları, 10’ un bir dalı olan Arnold’s siniri geçer.

 

Jugular foramen % 70-90 asimetrik olup tipik olarak sağda daha geniştir. (fig 17)

 


 

 

Fig 17: Sağ juguler foramen sola göre geniş


 

2 cm ve daha fazla fark patolojiktir ve farklı ileri tetkik gerektirir.  JF’ nin MR incelemede hata kaynaklarından birini gadoliniumla yapılan sekanslarda JV’ nin bariz kontraslanması oluşturur.  Prekontrast kesitlerin incelenmesi genellikle glomus tm. Gibi patolojilerin aydınlatılmasını sağlar. Ancak bazı durumlarda şüphe hala sürüyorsa intravasküler fixasyonmu yoksa tm kontrastlanmasımı kolaylıkla konfirme edilebilir.

 

Karotid kanal petröz piramidin anterior parçasına lokalizedir. Kanal her iki vertikal ve horizontal segmentlerde ICA ve komşu sempatik lifleri içerir. Kafa tabanından girdikten sonra vertikal olarak yaklaşık 1 cm yükselir ve foramen laserum üzerinde sonlanmadan önce anteromedial direksiyonda horizontal olarak ilerler.

 

Petröz piramidin lateral bölümü üzerinde iç kulak yapıları bulunur. Anteriorda kohlea yerleşmiştir. Apeksi rotral ve laterale 2.5 dönüş yaparak uzanır. Kohlea stapesle eklem yapan yuvarlak pencereye açılır. 3 semisirküler kanal (sup, lat, posterior) MR’da içerdikleri sıvı nedeniyle  görüntülenebilirler. Bunlar oval pencere ile orta kulak kavitesinden ayrılan vestibül ile devam ederler.

 

Medialde iç kulak yapılarına horizontal olarak uzanan IAC bulunur. İçinde 7. ve 8. kranial sinir geçer. Kemik kanal içinde 4 kadrana ayrılır.

1. Anterior - superior kadran: 7.kranial sinir.

2. Posterior – superior kadran: 8’ in vestibüler superior dalı

3. Anterior – inferior kadran: 8’in kohlear dalı

4. Posterior – inferior kadrtan: 8’ in vestibüler inferior dalı

 

İCA’ nın üst ve alt yarısı lateralde krista falsiformis denilen kemik bir septum ile ayrılır. Lateral uçtan vestibüler dallar ve kohlear sinir kohlea ile vestibüle girer. 7 kohlea üzerinde anteriorda  genikulat gangliona girer. Sonra da keskin olarak posteriora bir dönüş yapar ve lateral semisirküler kanal hemen inferiorunda orta kulak kavitesinin hemen medial duvarı boyunca uzanır. Orta kulak kavitesinin posterior kenarında fasial sinir temporal kemiğim mastoid bölümü içinden aşağı dönüp stilomastoid foramenden kafa tabanını terk eder.

 

Kohlear aquadukt  serebellopontin açı sisterninden iç kulağın perilenfatik kanalıyla ilişkiyi sağlayan küçük bir kemik kanaldır. Bu kanal temporal kemik içinde İAC’ ın inferiorunda yayılır. Endolenfatik kanalda petröz kemik içinde IAC’ın inferolateralindeki vestibüler aquadukt vasıtasıyla vestibülden çıkar.

 

Temporal kemiğin timpanik bölümü orta kulak kavitesidir. İrregüler şekilli olan bu bölüm çatı, taban, medial, lateral, anterior ve posterior duvara sahiptir.

  1. Çatı’ yı tegmen timpani yapar orta kranial fossa ile orta kulağı ayıran ince bir  kemik piestir.
  2. Tabanı ise alttaki yuguler bulb’ı kaviteden ayıran kemik plate yapar. Medial veya labirintin duvar oval pencere, yuvarlak pencere, kohlear promontorium (oval ve yuvarlak pencere arasındaki kemik çıkıntı), lateral semisirküler kanalın çıkıntısı, fasial sinir kanalını içerir.
  3. Lateral veya membranöz duvar timpanik membran ve anulusunu içerir.
  4. Anterior duvar orta kulağı karotid arterden ayırır. İCA’ nın timpanik dalı ve östaki tüpü için açılma yerleri içerir.
  5. Posterior duvar inkus fossası ve stapes kasını örten piramidal eminensi içerir.

 

Kavitede orta kulağın 3 kemiği bulunur. Malleuus, inkus, stapes. Timpanik membranın üstü epitimpanium, membran seviyesi mesotimpanium, membranın altı hipotimpanium.

 

Epitimpaniumda inkusun kısa gövdesi ve malleus başı bulunur. Epitimpaniumun inferolateral kenarı boyunca en belirgin anatomik özellik timpanik membran anulusunun parçası olan kemik yapı ; Skutum’dur. Skutum ve malleus arasında koleasteatomların en sık geliştiği bölge olan Prussak’s mesafesi vardır.

 

Mesotimpanium malleusun manibriumu inkusun uzun processi vardır. Ayrıca stapedius ve tensör timpani kası da mesotimpanium içindedir. Bu kaslar seslerin iç kulağa söndürülerek geçişini sağlar.

 

Stapedius kası 7. sinir ile innerve olur. Orta kulak kavitesinin posterolateral duvarında kemik prominens olan piramidal eminensia içinde bulunur. Kas stapes başına yapışır. Piramidal eminens posteromedialde sinüs timpaniyi anterolateraldeki fasial sinir resesinden ayırır.

 

Tensör timpani kası 5. sinirin 3. dalınca innerve edilir ve östaki tüpünün kıkırdak bölümü ve büyük sfenoid kanattan meydana gelir.Kas posteriora doğru seyrederek malleus manibriumuna yapışır.

 

Hipotimpanium normalde hiçbir önemli yapıyı içermez. Bazen juguler balbı hipotimpaniumdan ayıran kemik septum dehisan ( gelişmemiştir) kalır. Juguler bulb bu durumda orta kulak kavitesine bulge yapar (taşar) ve retrotimpanik kitle olarak algılanabilir.

 

Temporal kemiğin mastoid segmenti additus ad antrum, mastoid  antrum, fasial sinirin mastoid parçası ve Körner’s septumunu  içerir. Additus ad antrum mastoid kemik içinde en büyük havalanan alan olan  mastoid antrum ile devam eden epitimpaniumun lateral parçasına açılır. Petrosquamöz sütürün kalıntısı olan Körner’in septumu mastoid hava hücrelerini medial ve lateral gruplara ayıran bir kemik platedir.

 

Temporal kemiğin timpanik segmenti dış kulak yolu ve medialde timpanik membranla sınırlanır. Timpanik membran inferiorda timpanik anulusa, superiorda skutuma tutunur. Petröz kemiğin timpanik bölümü temporomandibuler eklemin glenoid fossasının posterior parçasını oluşturur.

 

Temporal kemiğin squamöz segmenti zigomatik arkın zigomatik processinin anterolateral devamlılığı olarak kısa yassı bir parçadır. Squamozal segment glenoid fossasının anterior parçasını oluşturur.

 

Temporal kemiğin stiloid prosesi stilomastoid foramenin posterolateralinde uzun ince bir processtir. Stiloid process hyoid arkın dorsal sonunu oluşturur.