GÜNÜMÜZDEKİ İNCİL
TANRININ KELAMI MIDIR?
'İncil' terimi, 'Müjde' anlamına gelen Yunanca 'Euaggelion' kelimesinden türemiştir.
Hellenistik dönemde, özellikle M.Ö. III. yüzyıldan itibaren, dini bir renge bürünmüş; imparatorun tahta çıkış haberi ve bunu izleyen kutlama ve şenlikler 'Müjde'leri oluşturmuştur. Burada önemli bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. O devirde krallar ve imparatorlar, pagan inanışına göre, dünyaya refah, barış ve bereketi getirmek üzere gelen, tanrısal bir öze sahip varlıklar olarak görülürdü. Kimi inanışlarda ise bunlar Tanrı'nın ta kendisiydi.Yeni Ahit'te her zaman tekil olarak kullanılan Müjde, gerek İsa'nın bizzat kendisinin açıkladığı, gerekse onun Mesih kimliğiyle ilgili Müjde'yi ifade eder. Bütün boyutlarıyla ve bütün insanlar için, İsa'da cisimleşen kurtuluşla ilgili olduğu kadar, bunun tanığı olan Hıristiyan topluluğuyla da ilgilidir. Yeni hükümdarların taht'a çıkışları birbiri
ni izleyen incillere yol açarken, Yeni Ahit, Roma imparatorlarının hırslarının önünde bir çok bakımdan bir karşı model oluşturan tek bir İncil tanır. Başlangıçta İncil, Hıristiyan toplulukları arasında ağızdan ağıza bir vaaz biçiminde yayılan İsa'nın kelamını ve onunla ilgili meselleri koruyup aktaran bir edebi eser biçimindeydi. Hz. İsa'ya Aramice inen İncil, daha sonra Yunanca yazılmıştır. Sözlü ve yazılı söylenceler bir metin haline getirilmiş, İsa'nın yaşamı ve onu ölüme götüren olaylar bir dram biçiminde yazıya geçirilmiştir. Sonuç bölümünde de İsa'nın dirildiği doğrulanmaktadır. Bu metinlere ancak M.S. II. yüzyılda İncil adı verilmiştir. M.S. 65 yılında Markos, Roma'da İsa'nın yaşamını kağıtlara aktarmış, bu tarihten 15 yıl sonra Matta ve Matta ile aynı yıllarda Luka, Yunanca olarak İsa'nın hayatını yazmışlardır. M.S. 90 yılında ise Yuhanna diğerlerine nazaran daha derin bir kelama sahip İncil'ini kaleme almıştır.Hıristiyan inancı ve bu inancı taşıyan toplulukların hassasiyeti göz önüne alınarak yazılmış olan incillerde, İsa'nın yaşamı bir vakayiname biçiminde anlatılır. İnciller insanları imana getirmeyi amaçladıklarından, bakış açıları nesnel tarihten çok uzaktır. Yine de ortaya çıktıkları tarihi koşulların damgasını taşırlar. Her İncil, içinden çıktığı topluluğun gereksinimleri ve sorunları hesaba katılarak yazılmıştır. Bu yüzden de İsa'nın yaşamı ve kişiliği, yazıldığı zamanın ve mekanın ışığı altında yorumlanmıştır.
İNCİLLERİN KAYNAĞI VE KALEME ALINIŞLARI
Matta, Markos ve Luka'nın İncilleri, bir bütün oluşturacak kadar benzerlikler gösterdiklerinden 'Sinoptik (benzerlerden oluşan bir bütün) İnciller' olarak adlandırılır. Her üçünde de aynı tarih sırası izlenir ve olaylar aynı coğrafi sınırlar içinde geçer. İsa'nın, Tanrı'nın elçiliğine seçilmesinin hazırlıklarından sonra, Celile'de (Galile) yaşadıkları, Kudüs'e yolculuğu, daha sonra çektiği çile ve çarmıha gerilip öldürüldükten sonra dirilişi anlatılır. Bu genel çerçeve içinde bir takım özel öykülerin sıralanışı da çoğu zaman birbiriyle benzerlikler gösterir. Bir araya getirildikleri kimi derlemelerde (sinopsis), kıyaslama yapılabilmesi için yan yana üç sütun halinde dizilmişlerdir.
Bununla birlikte üç sinoptik incilin içeriği, noktası noktasına aynı değildir. Bazı pasajlar, sadece Matta ve Markos incillerinde yer alırken, Luka'da bunlara rastlanmaz. Her metin kendine özgü öğelere sahiptir. Benzerlik, ilk yazılan Markos İncili'nin Matta ve Luka tarafından da kabul edilmesinden ve bu iki azizin kendi incillerini yazarken, bu ilk İncil'den yararlanmasından ileri gelir. Matta ve Luka ayrıca 'Q' kaynağı (Almanca kaynak anlamıma gelen 'Quelle'nin ilk harfi) olarak bilinen bir kaynaktan da yararlanmışlardı. İsa'nın kendisine ait sözlerinin bulunduğu böyle bir kaynağın varlığı bilinmesine karşın, şimdiye kadar ulaşılamamıştır. Filistin'de oluşturulan 'Q' da İsa'nın, yaşamına ve mesellere yer verilmez. Ayrıntılı olarak kıyametten bahsedilir. 'Q'daki İsa'nın sözlerini derleyen kişi, onun ölümü ve yeniden dirilişiyle ilgilenmemiş, daha çok halka verdiği nasihatler ve vaazlara yer vermiştir. Markos, bu Mesih portresini beğenmemiş olacak ki değiştirme ihtiyacı duymuştur. Zira insanları yalnızca nasihatlerle etkilemek mümkün değildir. Bazı olağan dışı olaylara yer vermek, inanmayanları etkilemek açısından daha faydalı olacaktır.
Yuh
anna'nın İncil'inde ise, farklı bir coğrafya ve tarih sıralaması görülür. İsa kah Celile'de, kah Yahudiye'de yaşamakta ve verdiği vaazlarla öğretisini yaymaktadır. Tanrı'nın elçiliği ise, diğer İncillerden farklı olarak bir değil üç yıl sürmüştür. Ayrıca bu İncil'de özgün temalar geliştirilmiş, İsa figürü inceden inceye işlenmiştir. Yuhanna İncili, diğer üç İncil'den bağımsız bir çevre içinden çıkmıştır.Matta, Markos, Luka ve Yuhanna, Hıristiyan geleneğinin İncil yazarlarına, daha doğrusu' İncilciler'e verdiği isimlerdir. 'Resullerin İşleri' kitabında adları geçen Markos ve Luka, ilk Hıristiyan Kilisesi'nin kişilikleri olarak kabul edilir. Matta ve Yuhanna ise, İsa'nın havarileridir ve incillerde de aynı adı taşırlar. Aslında inciller, çok çeşitli oluşum
ve gelişim evrelerinden geçmiş ortak eserlerdir. Günümüzdeki araştırmacılar, incillerin yazarlarından çok, son redaksiyonu gerçekleştiren kişilerle ilgilenmektedirler.MASALLAR VE MESELLER
Her biri kendine özgü edebi bir eser olan inciller, bir anlamda İsa'nın tutku ve çilesinin öyküsüdür. Ayrıca, İsa'dan önceki olayların etrafında örülen ortak bir anlatım dokusuna da sahiptir. Bu dokuda birbirinden farklı pek çok edebi tür iç içe geçmiştir.
Mucize öyküleri, çağın Yahudi ve pagan dünyasındaki kutsal inanışlardan ve halk öykülerinden etkilenmiştir. Nitekim bu etki her İncil'in İsa'nın kötülüklerle savaşını kendi tarzında sunmasına olanak verir.
Tartışma öyküleri, İsa'yı muhalifleriyle tartışırken gösterir. Yahudilerin dini tören ve ibadet usullerine, İsa'nın esas misyonuna ilişkin soruları ortaya atar. Yuhanna bunlara, içinde alay ve yanlış anlamalara da yer verilen karşılıklı konuşmalardan ibaret 'rastlantı öyküleri' de eklemiştir.
Meseller, çoğunlukla dini ve ahlaki öğretisini daha canlı tutmak için sözde bizzat İsa'nın anlattığı hayali öykülerdir. Bunların amacı; insanların, günlük yaşamda olup bitenler ve gündelik yaşam sahneleri içinden, gerçeğe yepyeni bir gözle bakmalarını sağlamak ve insanlar arasında Tanrı'nın saltanatındaki esrarın kavranmasına yardı
mcı olmaktır. Matta ve Luka incilleri mesel açısından çok zengindir. Bu mesellerin sayısı yaklaşık olarak kırk tanedir.Araştırmacılar, özellikle Luka İncil'ini ve onun yazdığı 'Resullerin İşleri' bölümünü bir roman olarak değerlendirirler. Zira içlerinde Yunan ve Roma Edebiyatı'nın tüm unsurları bulunmaktadır.
Şimdi, İncilcilerin eserlerine İncil'deki sıraya göre bir göz atalım:
MATTA'YA GÖRE İNCİL:
Bu İncil'de, İsa'nın yaşamı ve Tanrı'nın elçisi olduğu farklı temalar taşıyan altı uzun söylevle anlatılır. 'Dağda vaaz' (Bap 5-7), 'Havarilerin gönderilişi üzerine söylev' (Bap 10), 'Meselli söylev' (Bap 13), 'Toplum yaşamı üstüne söylev', 'Ferisilerle ilgili söylev' (Bap 23) , 'Son zamanlar üstüne söylev' (Bap 24-25).Giriş bölümünde, İsa'nın doğumundan haberdar olan Kral Herodes'in korku ve tedirginliği, İsa'yı öldürmeye çalışması ve meleklerin uyarısıyla İsa'nın ölümden kurtulması anlatılır (Bap 1-2). Çile öyküsü, İsa'nın çektiği acıları ve ölümünü dile getirir (Bap 26-27). Diriliş ise on iki havarinin misyonunun çıkış noktasıdır (Bap 28).
Ellerinde sadece Eski Ahit'in metinleri bulunan Hıristiyanlar, bu anlatılanları İsa'nın ortaya çıkışının ışığı altında yeniden değerlendirmiş ve olan biteni yorumlamak için bu eski metinlerden yararlanmışlardır. Matta İncili bu konuda hepsini geride bırakır. Bu İncil'de İsa, Yahudi toplumunun beklediği ve yaşamıyla Kitab-ı Mukaddes'i tamamlayan Mesih olarak gösterilir. Yan
i İsa, "yasayı ve peygamberleri" yorumlayan, sevgiye dayanan ve Tanrı'nın yargısı önünde yeni bir itaat biçimi öneren bir 'Rab' olarak temsil edilir. Matta'nın, İncilini Suriye'de M.S. 80-85 yıllarında yazmış olduğu tahmin edilmektedir. Ve bu eserini kendisi gibi Yahudi kökenli Hıristiyan topluluğuna adamıştır.MARKOS'A GÖRE İNCİL:
İncillerin en eskisi ve kısası olan bu eser, özellikle sade yapısıyla diğerlerinden ayrılır. Markos, olayların gelişmesinde bir çok dramatik ögeden yararlanmıştır. İsa'nın başlangıçta gizli kalması gereken 'Mesihlik sırrı' daha ilk baplarda belirtilir. Buradan da İsa'nın mucizeleri ve bunu çekemeyen Ferisi ve Saddukilerin komplosuna geçilir. Daha sonra ise şakirtlerinin İsa'nın misyonunu ve kaderini anlayamamaları anlatılır.İncil'in hemen başında, birdenbire Vaftizci Yahya ortaya çıkar ve İsa'yı Şeria nehrinde vaftiz eder. Kitabın girişinde de (Bap 1/1) belirtildiği gibi, onun Tanrı'nın oğlu olduğunu bilen Yahya, insanları Mesih İsa'nın gelişine hazırlamaktadır. Yahya'nın tutuklan
ması üzerine İsa, 'Tanrı'nın Müjdesi'ni duyurmaya başlar (Bap 1/14).İncil bir edebi tür olarak Markos'un eseridir. Markos bu eserini o dönemde yaygın bir dil olan Aramice değil de Yunanca bilen paganlara yazdığı için çeşitli tercüme ve açıklamalara yer vermiş büyük ölçüde sözlü geleneklerden yararlanmıştır. Markos, İsa'nın hayatını yazarak İncil geleneğini başlatmış, arkasından gelenler ise Markos'un anlattıklarının üzerinde oynayarak bu geleneği devam ettirmişlerdir. Bu İncil, M.S. 65-70'li yıllarda yazı
lmıştır.LUKA'YA GÖRE İNCİL:
Bu İncil, ikinci bölümü 'Resullerin İşleri'ni içine alan bir kitaptır. Luka'nın izlediği yöntemi açıkladığı bir bölümle başlamaktadır (Luka: 1/1-4). Luka, mümkün olduğunca belgelere dayanan ve Hıristiyan inancını derinleştirmeye yönelik bir öykü anlatır. Anlatılan olaylar zamana ve mekana dayandırılmıştır. Luka İncil'ine, Yahya'nın doğumuyla başlar, İsa'nın dünyaya gelişiyle devam eder. Hem Yahya'nın hem de İsa'nın dünyaya gelmesi, normal yollardan olmamıştır. Yahya'nın babası Zekeriya yaşı hayli ilerlemiş bir kişidir. Üstelik karısı da kısırdır. Fakat melekler Zekeriya'ya görünerek bir çocuğu olacağını müjdelerler. İsa'nın doğumu ise bilindiği gibi, bakire Meryem'in hamile kalması sonucu gelişir (Bap 1-2). Luka İncil'inde ayrıca İsa'nın yaşadığı dönemde merkezi Kudüs olan çok sınırlı bir bölgeden bahseder. 'Resullerin İşleri' bölümünde ise, Yakındoğu'dan, o dönemde dünyanın son sınırı olarak bilinen Roma'ya kadar uzanan bir coğrafyadan söz etmektedir.Luka İncil'inde, Markos'un anlattığı genel çerçeve, İsa'nın Kudüs'e gelişini öne çıkartacak biçimde değişikliğe uğramıştır. Bu motif, İncil yazarının tüm özgünlüğünü ortaya koyduğu ve en sevdiği temaları geliştirdiği bir bölüm içinde yer alır (Bap 9/51-19/27). Maddi zenginlikler karşısında alınacak tavır, yoksullara ve kimsesizlere kucak açan Tanrı'nın merhameti ve esirgeyiciliği, imana çağrı ve Tanrı Egemenliği'nin evrensel karakteri, Luka'nın en çok üzerinde durduğu temalardır. İncil'in sonunda İsa'nın çilesinin ve çarmıha gerilmes
inin ardından dirilişi ve göğe yükselişi anlatılır (Bap 24/50-52).Bu İncil, Matta'nın İnciliyle hemen hemen aynı yıllarda M.S. 90 yılı civarında Paganlara yönelik olarak yazılmıştır.
YUHANNA'YA GÖRE İNCİL:
Yuhanna'nın İncili; düzenlemesi, içeriği, kelime seçimi ve üslubuyla daha önceki üç İncil'e kıyasla daha derin bir anlam ve özgünlük içermektedir.İlk bölüm, 'alamet' olarak geçen yedi mucizenin ve İsa'nın kıssadan hisseye dayanan uzun söylevlerinin etrafında gelişir. İkinci bölüm (Bap 13-21), İsa'nın çilesi ve dirilişiyle ivme kazanırken, İsa'nın şakirtlerine veda söylevi de uzunca bir yer tutar (Bap 13-17). İsa'nın tutuklanması, yargılanması ve ölümüyle ilgili olaylar Sinoptik incillerdekine bir bakıma yakınlık gösterir.
Bu İncil, belli bir bütünlük içinde İsa'nın önce dünyanın sonra da kardeşlerinin önünde kim olduğunu açıklar. İsa, kendisini gönderen Baba'yla çok yakın ilişkileri olan Oğul'dur. Giriş bölümünde İsa, başlangıçtan beri var olan Kelam'ın cisimleşmiş bir biçimi olarak sunulur (Bap 1/1-17)
. Yuhanna'ya göre haç, İsa'nın göğe yükselişi ve zaferi olarak tasvir edilmiştir. Bu da onun gerçek kimliğinin ortaya çıkmasıdır.Dördüncü İncil uzun bir olgunlaşma döneminin ürünüdür. Suriye ve Anadolu'da yaşayan topluluklar için yazılmıştır. Kesin biçimini M.S. I. yüzyılda aldığı sanılmaktadır.
Şimdi gelelim bu konunun başında sorduğumuz soruya... 'İncil Tanrı kelamımıdır?' Kuran-ı Kerim'de de açıkça belirtildiği gibi İsa, Tanrı tarafından kendisine vahy edilen kitabıyla birlikte görevlendirilmiştir.
"O
(İsa) : 'Haberiniz olsun ben Allah'ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı. Beni her nerede olursam mübarek kıldı ve hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekatı tavsiye buyurdu... Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım gün!'. İşte hakkında tartışıp durdukları Meryem oğlu İsa, Hak sözü olarak budur!" (Meryem: 19/30-31-33-34)"Sonra onların
(Nuh ve İbrahim) izleri üzerinde artarda peygamberlerimizle izledik; arkasından Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet yarattık. Bir de rahipliği ki, onu onlar uydurdular. Biz onu üzerlerine yazmamıştık; ancak Allah'ın rızasını aramak için yaptılar, sonra da ona hakkıyla riayet etmediler..." (Hadid: 27)Fakat ne yazık ki bu ilk incil ortalıkta yoktur. Yukarıda da sözünü ettiğimiz ve İsa'nın gerçek sözlerinin yer aldığı 'Quelle' isimli eser de günümüze kadar gelememiştir. Şimdi ortalıkta gezinen bu dört kitap ise, İsa'nın ölümünden çok sonra kaleme alınmıştır. Bunu yazanların adları ve sanları açıkça bellidir. Tüm bunlara rağmen, bu edebi eserleri İsa'nın yazdığına inanılmıştır. Hıristiyanlara göre bu kitaplarda anlatılanlar, Tanrı'nın İsa'ya vahyettikleriydi. İncil'in bu dört kitabına başka y
azarların yazıları da eklenmiştir. Bunlardan 'Resullerin İşleri' bölümünün Luka'ya ait olduğundan yukarıda söz etmiştik. 'Vahiy' adlı bölümü Yuhanna kaleme almıştır. İncil'de ayrıca 21 tane mektup da yer alır. Kim tarafından gönderildikleri zaten İncil'de bellidir. 14'ü Paulus tarafından M.S. 10-67 yılları arasında Romalılara, Galatyalılara, Efesoslulara, Filipililere, Koloselilere, İbranilere, Titus'a ve Filimon'a gönderilmiştir. Paulus ayrıca Selaniklilere, Korintoslulara ve Timeteos'a ikişer mektup göndermiştir. Mektuplardan üçünü Yuhanna, ikisini Petrus (M.S. II. yüzyıl başları), geri kalan birer mektubu da Yakub ve İsa'nın akrabası Yahuda yazmıştır. İncil'in sayfalarında yazanlar ve yazılanlar açıkça belli olmasına rağmen, Hıristiyanlara göre bu mektupları da Tanrı göndermiştir.Bütün bu edebi eserler dışında başka inciller de yazılmış fakat M.S. 325 yılında yapılan İznik Konsili'nde, Yeni Ahit içine yalnızca yukarıda sözü edilen inciller girebilmiştir. Bunların dışında kalanlara 'Apocrypha' adı verilmiş ve hepsi imha edilmiştir. Uygunsuz görülen bu incillerin en önemlileri, M.S. 90 yılına doğru Aramice yazılmış olan 'İbrani İncili', M.S. 150 yıllarında oluşturulan
Gnostik eğilimli 'Mısır İncili' ve M.S. II. yüzyıl ortalarında Yunanca olarak yazılan 'Yakub İncili'dir. Bunların dışında, gizli kalmayı becerebilmiş bazı incil nüshaları, son zamanlarda ortaya çıkarılmıştır. 'Peter'in İncili' 1886 yılında Nil Vadisi'nde bulunmuş, 'Thomas İncili' ise, 1945 yılında Mısır'da Nag Hamadi yakınlarında ortaya çıkmıştır. Tüm bu inciller, Yeni Ahit'ten farklı unsurları içine almaktadır.
HIRİSTİYANLIK
İSA VE İNANCI
PAULUS'UN DİNİ